08-05-2012
|
#6
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Bursa Ulucaminin Hikayesi
Ulu Cami… Bursa’nın simgesi…
İslam dininin en yüksek mertebeli ibadethaneleri sıralamasında; Mekke’deki Mescid-i Haram, Medine’deki Mescid-i Nebevi, Kudüs’teki Mescid-i Aksa, Şam’daki Emeviye Camii’nden sonra beşinci…
Evliya Çelebi’nin deyimiyle Bursa’nın Ayasofya’sı…
Osmanlı’ya uzun yıllar başkentlik yapmış Bursa’ya Yıldırım Beyazıt’ın en güzel armağanı…
Anadolu Türk mimarlığının en büyük ilk camisi…
Erken dönem Osmanlı sanatının en önemli örneği…
Ulu cami modelinin en gelişmiş şekli…
Her köşesi eşit detaylandırılarak Osmanlı mimarisinin kullandığı genel etkiyi en iyi yansıtan abidevi eser…
Osmanlı Devleti’nin dördüncü hükümdarı Yıldırım Beyazıt tarafından 1396- 1399 yılları arasında mimar Ali Neccar’a yaptırılan Bursa Ulu Cami, Osmanlı’nın çok sahnlı cami örneklerinden en mükemmeli
Yirmi kubbeli camide, on iki sütunlu yirmi bölüm var
3180 metre karelik iç alanıyla oldukça büyük bir cami fakat bölümler ve sütunlardan dolayı azameti pek fark edilmiyor
Ortadaki camlı kubbe (aydınlık feneri), bir taraftan cami içinde bulunan şadırvanı örterken diğer taraftan da caminin aydınlanmasını sağlıyor
Restorasyon kapsamında onarımdan geçirilen şadırvanın farklı şekillerde anlatılan bir hikayesi var
Rivayete göre, caminin inşa edileceği yerdeki yapıların istimlâkı sırasında bir Yahudi kadın evini satmak istemeyince zorla alınmış
Gönül rızası olmadan alınan yerde namaz kılınmaz gerekçesiyle de evin yerine gelen kısımda şadırvan yaptırılmış…
Bursa Ulu Cami, Türkiye’de bulunan 80 ulu camiden en bilinenidir ve ortasındaki şadırvanıyla da ünlüdür
Bir çok kişi sadece bu camide şadırvan olduğunu zanneder
Halbuki ulu camilerin ayırıcı özelliklerinden biri de içinde şadırvan bulunmasıdır
Yani şadırvan Bursa Ulu Cami’ne mahsus değil, diğerlerinde de var
Caminin mermer kaide üzerinde yükselen minarelerinde tuğla kullanılmış
Taş külâhlar ise 1889 yılına kadar ahşap üstüne kurşun kaplıymış
Bir yangında tahrip olunca bu tarihten sonra taş olarak yenilenmiş, üslûbunda da Barok kullanılmış…
Hiç de iyi edilmemiş…
Bursa Ulu Cami’nin içi bir hüsn-i hat sergisi gibi
Duvarlar ve kalın ayaklar hatlarla bezenmiş
Camiye girişte ilk dikkat çeken unsur olan bu yazı ve levhalar, zamanın ünlü hattatları olan Yesari Mehmet Efendi, Mehmet Aziz Efendi, Mehmet Şefik Bey ve Kazasker Mustafa İzzet Efendi’nin de aralarında bulunduğu 21 hattatın kaleminden çıkmış
Duvar ve sütunlarda 45’i levha, 87’si duvar yazısı olmak üzere 132 hat var
Bu hatlarda 3 adet sûre, 47 âyet, 3 ayrı tarzda Ayet’el- Kürsi, 14 hadis, 25’in üzerinde tesbihat ve Esma’ül- Hüsna yazıları, (cc), Muhammed (sav) ve İslâm büyüklerinin isimleri, 2 adet şiir, 3 tane de beyit bulunuyor
Bursa Ulu Cami minberinin dünyada bir benzeri yok
Kündekâri tekniğiyle çivi kullanılmadan 6666 parçadan yapılan bu eser, ahşap sanatının güzel örneklerinden olup Selçuklu’dan Osmanlı’ya geçişi simgeliyor…
Caminin yirmi kubbeli oluşunun bir hikâyesi var
Rivayete göre Yıldırım Beyazıt, Niğbolu Zaferi öncesinde savaşı kazanmak için dua etmiş ve yirmi cami yaptırmayı adamış Zaferden sonra damadı Emir Sultan Hazretleri’nin tavsiyesiyle yirmi cami yerine yirmi kubbeli tek bir cami yaptırmış
1402’deki Ankara Savaşı’nda Beyazıt’ın esir düşmesinden sonra Timur camiyi ahır olarak kullanmış, 1403 yılında Moğol Şeyhi Emir Bedrüddin yaktırmış, 1413’te Karamanoğlu Mehmet Bey’in kuşatması sırasında cami tekrar yanmış
Onarımınıysa, Beyazıt’ın oğlu Çelebi Mehmet gerçekleştirmiş ve cami 1421 yılında ibadete açılmış
1855’teki büyük depremde 17 kubbesi çöken cami, onarılarak 1862 yılında tekrar ibadete açılmış
1889 yangınında da hasar görmüş
Bütün bunlara rağmen günümüze kadar ilk dönemki ihtişam ve dokusunu koruyarak gelebilmiş
Bugünlerde de kapsamlı bir onarımdan geçirilen cami için Mehmed Muhyiddin Üftade Hazretleri bir beytinde;
“Ey büyük cami veya ey büyüklerin toplandığı yer
Seni gece ve gündüz ziyaret edenlere müjdeler olsun ”
Diyor…
|
|
|