Prof. Dr. Sinsi
|
Yükselmek İsitiyordu
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
Yükselmek istiyordu 
Zamanının büyüğü “Aziz Mahmud Hüdâyi”,
Keramet ehli olup, büyük evliya idi
O, binbeşyüz kırkbirde “Şereflikoçhisar”da,
Tevellüd ettiyse de, ömrü sürdü “Bursa”da
“MUHAMMED Üftâde”den feyiz alıp bir hayli,
Tasavvufta yetişip, oldu büyük bir velî
Sonradan Üsküdar’a yerleşen bu büyük zât,
İstanbul’un halkını, yıllarca etti irşat
Çok zekî olduğundan, okusaydı bir şeyi,
Anlayıp ezberlerdi hemen o mes’eleye
Tefsir ve hadis gibi, ilmin her branşında,
Büyük bir âlim oldu, O henüz genç yaşında
Hocası “Nâzırzâde” yetişmiş olduğunu,
Görüp, yardımcılığa, yanına aldı onu
Zâhirî ilimlerde, âlim oldu o fakat,
Tasavvuf ilmine de, ederdi çok iltifat
Muslihiddin Efendi” nâmında bir velînin,
Sohbetine giderek, feyizyâb oldu ilkin
Hocası Nâzırzâde gidince Edirne’ye,
Yirmisekiz yaşında, O da gitti o yere
Nâzırzâde, o yere vâsıl olduğunda ilk,
Kısa bir süre ile, yapmıştı müderrislik
Sonra, Kadı olarak gitti Şam ve Mısır’a,
“Aziz Mahmûd”u dahî, götürdü yanı sıra
Orada halvetiye büyüklerinden olan,
“Kerîmeddin” adında, ders aldı bir hocadan
Ve lâkin o bunlardan, tatmin olmuyordu pek,
O, bu yolda daha çok istiyordu yükselmek
Bir büyük arardı ki, “Kâmil” olsun o kişi,
Onun himmetleriyle, tamam olsun bu işi
Otuzüç yaşındayken, Aziz Mahmud nihayet,
Hocası Nâzirzâde, Bursa’ya etti avdet
Ferhadiye adında, bir ilim merkezine,
Gelerek, müderrislik yapıverdi üç sene
Lâkin bir müddet sonra, ölünce bu üstadı,
“Aziz Mahmud”, ta’yinen Bursa’ya oldu kadı
Bursa’da, senelerce kadılık yaptı, fakat,
O yine arıyordu, tasavvufta bir üstad
Bu kadılık işini, yaparken o böylece,
Okuyup yattığında, rüya gördü bir gece
“Cehennem”i gördü ki; şiddetle yanıyordu,
Ve azab görenlerden, birini tanıyordu
Korku ile uyanıp, sabah gitti işine,
O gün, “Garip bir dâvâ” ulaştı kendisine
Bu dâvânın sonunda, yapmadı hiç kadılık,
Zîra aradığını bulmuş idi O artık
“Hazreti Üftâde”yi bulmuştu bu sayede,
O büyük evliyadan, etti çok istifade
|