Konu
:
Gecenin Karanlığında Uyandı..!
Yalnız Mesajı Göster
Gecenin Karanlığında Uyandı..!
08-05-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Gecenin Karanlığında Uyandı..!
Gecenin karanlığında uyandı
Kalktı hemen pencereyi açtı
Sübhanellezi yuhyil mevta ve hüve ala külli şey’in kadir
”(Ölüleri dirilten ve her şeye gücü yeten
’ı her türlü eksik ve noksan vasıftan tenzih ederim
) dedi
Abdest aldı biraz öyle kaldı
Seccadeye yöneldi serdi oturdu
Salavat getirdi ellerini kaldırdı boyun büktü yalvardı
Birkaç damla gözyaşı döktü
İçini tesbihine döktü
Tesbih tanelerini gönlüne doldurdu gönlü tesbih oldu
Elini semanın uçsuz bucaksız derinliklerine kaldırdı heybesini doldurdu
Tevbe ve istiğfarda bulundu
Bütün zerreleri buna dahil oldu
“Estağfirullah el-azim”
(Sen ne kadar yüceler yücesisin Sen’in mağfiretini dilerim
) derken kendisi küçüldü küçüldü eridi kayboldu
Sonra huzura alındı
Sanki cennet bahçelerinde salındı
Yüreği yandı Rabbini hemencecik yanında sandı
Şimdi ne müthiş bir andı
“-
’ım özledim!
” derken gözünden yaşlar boşandı
“La ilahe illallahu’l meliku’l hakku’l mübin”
(Hiçbir ilah yoktur sadece apaçık bir hak ve her şeyin sahibi olan
vardır
) cümlesini tamamlayamadı
Ağladı ağladı…
“Muhammedü’r-Rasülullah es-Sadık’ul va’di’l emin”
(Va’dine sadık güvenilir ve
’ın Rasülü olan Muhammed!
) dedi ferahladı
Sanki Rasülullah yanındaydı demin
Salavata başladı dili tatlandı salavat katlandı o kanatlandı
“
ümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim
”
(Ey Yüce
’ım!
Efendimiz Muhammed’e O’nun ailesine ashabına salat ü selam olsun!
)
Rasülullah’ı görüyormuş gibi gözünde canlandırdı
Ayakları yerden kesildi sanki Rasülullâh’ın kalbine girdi
Orada kendini gördü
Sureler okuyup
’ın Habibi’ne hediye etti
Sonra gecenin derinliğinde ölümün soğukluğunu düşündü
“Tefekkür-i mevt
” dedi
İçi titredi
Sanki sur üzerine üflendi
Öldü dirildi telkin verildi
Kefen biçildi salâ söylendi
Azrail’i gördü sanki yakın tanıdığıymış gibi bir sıcaklık hissetti
Mezara girdi
Hiç kimsenin olmadığı yalnızlar ve garipler mekânı burası
Elhamdülillah imanı vardı
Bunun en büyük kar olduğunu bilse de onu bir korku sardı
Sarardı…
’ın izniyle amelleri ona arkadaş olacaktı
Mahşere çıktı mizana baktı dizleri titredi cehennem kükredi
Rabbinin huzurunda durdu
Ve suâl olundu:
“-Ne getirdin?”
Yutkundu yutkundu…
“Gariplik
” diyebildi
O gün orada
mü’minleri rahmetinin içine alacak elbet… Ama rahmeti gibi gazabı da şiddetli olacak!
Mücrimler kaçacak yer arayacak her yer daralacak
O da endişe içinde Rasül’ünü aradı
Mahşer meydanında koşuştururken nurdan bir topluluğa rastladı
Hepsinin önünde Alemlerin Efendisi’ni gördü
Kalbini O’nun kalbine rabtetti
Öylece kala kaldı
Nebevi feyz bütün ruhunu sardı
Rabbi’ne yakınlaştı huzur deryasına daldı
Bu tefekkürden ayrılıp biraz önce tattığı beraberliği namazla taçlandırmak istedi
Tam seher vaktiydi
Üç kalbi birleştirdi
İnsanın kalbi gecenin kalbi Kur’an’ın kalbi… Üç gül derdi
Birini Rabbi’ne birini Rasül’üne birini üstadına verdi
İkisi goncabirisi tam yedi verendi
Yeniden tesbihini eline aldı
Dili hep damağında kaldı
“
,
,” nağmeleri inci taneleri gibi kalbinden döküldü
Zikrin tadını buldu
Kalbinde ayrı bir sıcaklık duydu
Zikirle mutmain olmak bu muydu? Manevî tahsil yapıyordu
Her sınıfta farklı dersler görüyordu
Kağıt kalem ve satırlar kullanılmıyordu bu tahsilde
Derslerin mahalli kalpler ve sadırlar idi
Diplomasını en büyük muallim olan Rasülullah sallallahu aleyhi ve sellem verecekti
Heyecanı kat be kat arttı
Ruhunun yelkenleri dalgalandı
Yolun sonu yok manevi ufuklar engin… Bu yolculuk sonsuzluğa bu yolculuk sonsuz huzura…
Ne mutlu yüz akı ile ahirete göç edebilenlere!
Ne mutlu sıratı geçebilenlere ab-ı Kevser’den doyasıya içebilenlere!
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul