08-05-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Nefsim Hâlâ Ölmemişti
Nefsim hâlâ ölmemişti
Bayezid-i Bistami hazretleri “kuddise sirruh” bazı sevdiklerine;
- Kardeşlerim, nefsimi ıslah için, çok çalıştım Uzun seneler riyazet çektim Neticede baktım ki, nefsim hâlâ ölmemiş
- Ölmemiş mi efendim? dediler
- Evet Belimde, gurur, riya, amelini beğenmek gibi hastalıklardan oluşan bir zünnar görüp çok ağladım
Beş sene daha riyazet çektim
O zünnarı, belimden kesip attım
Şöyle devam etti:
- Bir ömür, Rabbime kulluk ettim Ona lâyık ibadet yapmayı çok istedim
Buna kavuşmak için sabahlara kadar namaz kıldım Yine de namazlarım Ona lâyık olmadı
Daha ne yapmam lazım?
Ve ilave etti:
- Gözyaşları dökerek; Yâ ilahi! Rızana kavuşabilmek için, daha neler yapmam lazım? diye arzettim
O anda kalbime;
- Şu testinle şu aban yanında oldukça, rızama kavuşamazsın! diye ilham olundu
Onları da attım
Rıza-i ilahiyi kazandım
Sonra ilham olundu ki:
- Bana kavuşmak isteyenlere; Bayezid, kırk senedir nefsi ile uğraştı
Bir ömür çile çekti Yine de bir kırık testisiyle, bir de eski abası yanında bulundukça, Ona kavuşamadı Siz, bu halinizle nasıl kavuşursunuz? diye söyle
Hangisi daha sevap?
Bir gün de;
- İnsanlara yardım etmek mi daha sevaptır, nafile ibadet mı efendim? diye sordular
Cevabında;
- Din kardeşini bir sıkıntıdan kurtarmak, bir sene nafile ibadet yapmaktan daha sevaptır, buyurdu
Sordular:
- Din kisvesi altında dünya menfaati sağlayan kimse için ne dersiniz efendim?
- O, insanların en alçağıdır, buyurdu
Menkıbeler
Abdullatif Uyan
|
|
|