|
Prof. Dr. Sinsi
|
Taş Olan Ekmek
Zengin kadının biri,
Yaşar krallar gibi
Uşaklar, hizmetçiler,
Erzakla dolu kiler
Fakat kadın çok cimri,
Gelse fakirin biri,
Konuşturmadan kovar,
Başından hemen savar
Yandaki viranede,
Yıkık dökük hanede,
Yaşar başka aile,
Başlarında gaile
Dururlar hasta ve aç,
Yavan ekmeğe muhtaç
Dul anne ve üç çocuk,
Mevsim kış, hava soğuk,
Fakir, zengine varır,
Ağlayarak yalvarır:
“İstemeye utandım
Affınıza sığındım,
Bir parça ekmek verin!
Rıza-i Hakka erin!
Aç ve hasta küçükler,
Sizlerden medet bekler ”
Cimri dönüp giderken,
Der, aldırış etmeden:
“Hiç ekmeğim yok inan,
Olsa vermez mi insan?
Ekmek varsa taş olsun!
Kuru gözüm yaş olsun!”
Fakir kadın üzülür,
Gözünden yaş süzülür
Boynu büküktür yine,
Naçar döner evine
Zengin kadın neşeli,
Sağı solu döşeli
Hazırlar sucukları,
Çağırır çocukları
“Bulunamaz bahane,
Sofra yine şahane…
Kızarmış yağlı ekmek,
Ne hoştur bunu yemek
Çağırın hizmetçiyi,
Alıp gelsin tepsiyi!”
Hizmetçi kızın biri,
Şaşkınlıkla içeri,
Dalıp yıldırım gibi,
Der ki, “Aman yâ Rabbi!
Gördüm ki ekmekleri,
Taşa dönmüş her biri ”
“Aptal, bunda ne varmış,
Demek ekmek bayatmış
Haydi, fırına hemen,
Üç ekmek al yeniden!”
Hizmetçi koşar gider,
Görevi ifa eder
Ekmeği eve taşır,
Sepet de ağırlaşır
“Ne ağır ekmekmiş bu,
Canım çıktı doğrusu
Merakıma gitmişti pek,
Niye ağır bu ekmek?”
Yavaş yavaş açıyor,
Üç tane taş çıkıyor,
Şaşırdı cimri ana,
Çığlık atıp divana,
Boydan boya yayılır,
Ses kesilip, bayılır
Zaman geçer ayılır,
Olay hemen yayılır
Alır onu endişe,
Pişman yaptığı işe
“Affet ’ım beni!
Gerçeği gördüm yeni
Ben doğru yoldan saptım,
Dünya malına taptım
Cimriye çıktı adım,
Belli oldu maksadım
Kimseye acımadım,
Ekmeğe kıyamadım
Sabah gelen fakire,
Yok dedim yalan yere
Gözlerime yaş doldu,
Taze ekmek taş oldu
Tevbe ettim bin kere,
İşte kapanıp yere
Neyim varsa mal, para,
Alsın, fakir fukara ”
Duası kabul olur,
Kadın cömert kul olur
Gönlü hep nur içinde,
Yaşar huzur içinde
|