08-04-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Resûlullahı Seviyordu...
Dıhye-i Kelbî radıyallahü anh,
ticaret için uzak seferlere gider,
dönüşte,
Resulullah Efendimize
sallallahü aleyhi ve sellem
ve torunları
Hasan ile Hüseyin’e
radıyallahü anhüma
hediyeler getiriyordu
Çok “Güzel” ve “Yakışıklı”ydı
Hattâ,
Cebrâil aleyhisselâm
Onun sûretinde gelirdi Resûlullaha
çoğu zaman
Bir gün, yine
Dıhye’nin sûretinde
Mescid-i şerîfe gelmişti
Hasan ve Hüseyin,
Onu, Resûlullah’ın yanında görünce,
Dıhye gelmiş zannettiler
“Acabâ ne hediye getirdi?” diye
minik ellerini Cibrâil aleyhisselamın
ceplerine uzattılar
Çünkü Dıhye,
cebinden çıkarıp da verirdi
hediyelerini
Lâkin elleri boş çıkınca,
Resûlullaha karşı “mahcup oldu”
büyük melek
Oracıktan uzandı Cennete
Bir salkım “Üzüm” koparıp,
verdi birine
Sonra bir “Nar” koparıp,
uzattı diğerine
Çocuklar, tam yemeğe başlayacaklardı ki,
mescidin kapısında, fakir bir ihtiyar;
Ne olur, o meyvelerden bana da verin!
diye, seslendi çocuklara
Çocuklar, ok gibi fırlayıp, bir anda
o ihtiyarın yanına koştular
Biri, elindeki “Üzüm”ü uzattı,
diğeri ise “Nar”ı
Fakir, tam meyveleri alıyordu ki,
Cebrail aleyhisselâm;
Durun, vermeyin sakın! O fakir zannettiğiniz kişi,
Şeytan’dır Cennet meyvası ona haramdır!
diye seslendi çocuklara
Bu îkazla geri döndü çocuklar
Şeytan ise, rezil olarak
terketti o yeri
|
|
|