Konu
:
Zira Âşık, Mâşukunun Yolunda Olur Ve O Yolda Ölür...
Yalnız Mesajı Göster
Zira Âşık, Mâşukunun Yolunda Olur Ve O Yolda Ölür...
08-04-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Zira Âşık, Mâşukunun Yolunda Olur Ve O Yolda Ölür...
Yavuz Sultan Selim Han Mısır’ı fethettiğinde bir süre orada kalır
İdareyi eline alıp kendi hâkimiyetini yerleştirmek için bu elzemdir
Bu sırada bir çadırda kalıyor
Çadırı süpürüp temizleyen yemeği yapan Mısırlı bir cariye vardır ki Yavuz Selim Han sabah çıkınca cariye geliyor akşama kadar çadırı temizleyip yemekleri hazırlayıp gidiyor akşam olunca da Yavuz Selim Han çadırına dönüyor
Cariye nasıl olduysa bir kaç defa Yavuz Sultan Selim Hanı görür ve Ona âşık olur
Lâkin umutsuz bir aşk
Zira bir tarafta koskoca Cihan Padişahı Halife-i Rûy-i Zemin diğer tarafta basit bir cariye…
Fakat cariyenin aşkı dayanılmaz boyutlara ulaşıp da kalbine sığmaz hale gelince ne yapacağını bilemez halde Halifeye açılmaya karar verir
Lâkin aradaki uçurum cariyeyi iyice çıkmaza sokar ve kararsız hale getirir
Bir yandan aşkının dayanılmaz baskısı diğer yandan aradaki devâsâ farkın kendini engellemesi arasında bocalayan cariye Halifenin karşısına çıkma cesaretini kendinde bulamadığından yazıyla ilân-ı aşk etmeye karar verir
Ve üç kelimelik bir not yazarak Halife hazretlerinin yatağına bırakır
Notta sadece üç kelime yazılıdır:
”Derdi olan neylesin?”
Akşam çadırına gelip de yatağının üzerinde küçük bir kağıt parçası bulan Yavuz Sultan Selim Han kağıdı okuyunca bu notu yazanın çadırını süpüren cariye olduğunu anlar
Ve kâğıdın arkasına cevabını yazar:
”Derdi neyse söylesin
”
Kâğıdı aynı yere bırakır
Sabah olunca da çıkıp gider
Bir müddet sonra Cariye temizlik için çadıra geldiğinde ilk iş olarak kâğıdı arar
Kâğıdı bıraktığı yerde duruyor bulur
Kaparcasına kâğıdı alıp okuduğunda heyecanı bir kat daha artar
Halifenin cevabından cesaretlenen cariye kâğıdı çevirip dünkü notunun altına şu cümleyi ekler:
”Korkuyorsa neylesin?”
Akşam olur
Halife çadıra döner
Kâğıdı okur ve cevabı yazar:
”Hiç korkmasın söylesin
”
Sabah bu cevabı okuyan cariye artık kararını vermiştir: Aşkını bu akşam halifeye söyleyecek
Ne olacaksa olsun artık
Ve o gün temizliği bitirdiği halde gitmeyip Halifeyi beklemeye başlar
Yavuz Sultan Selim Han akşam çadıra dönünce cariyeyi kendisini bekler bulur
Cariye Halifeyi görünce hemen ayağa kalkıp temenna durur
Yavuz Selim Han “Buyurunuz sizi dinliyorum” deyince cariye tüm cesaretini toplamaya çalışırken titreyen ellerini gizlemek için elleriyle dirseklerini tutarak kollarını kavuşturur
Heyecandan yüzü kıpkırmızı olmuştur
Kalbi yerinden fırlarcasına atarken titrek ve mahcup bir sesle: “Efendim…” der
“Cariyeniz… Size…” ve cümlesini tamamlayamadan yığılıp kalır
Kalbine sığmayan aşkını söyleyemeden ruhunu teslim eden cariyenin bu tertemiz aşkı karşısında Koca Halife gözyaşlarını silerek etrafındakilere şöyle der:
”Gerçek aşkı şu cariyeden öğrenin
Zira âşık mâşukunun yolunda olur ve o yolda ölür
”
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul