08-04-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Münafıkın Gözü Olmasaydı
Bir gün öğle nemâzından sonra, Cebrâîl aleyhisselâm yetmişbin melek ile gelerek, En'âm sûresini getirdi Resûlullah hazretleri o gece bütün Eshâb-ı kirâmı Âişe r a hazretlerinin evinde topladı Kandil yakıp, Sûre-i En'âmı okudular Kandil ışıksız oldu
Resûlullah hazretleri Ebû Bekr hazretlerine buyurdular ki,
- Yâ Ebâ Bekr, kandili ışıklandır
Bir sâat sonra yine karardı
Hazret-i Resûl-i ekrem yine buyurdu
- Yâ Ebâ Bekr, kandilin ışığını çoğalt
Hazret-i Ebû Bekr, kandili ışığını çoğaltmak için kalkdı Bakdı ki kandilin yağı tükenmiş
Dedi ki,
- Yâ Resûlallah! Kandilde yağ kalmamış Bu gece yağ almak imkânımız da yokdur Kandil bize lâzımdır, kelâm-ı Rabbilâlemîni okuyalım
Hazret-i Resûlullah buyurdular ki,
- Bir mikdâr kendi ağzının tükrüğünden kandile damlat
Âişe-i Sıddika hazretleri buyurur ki,
- Babam bir mikdâr ağzının suyunu, Resûlullah hazretlerinin emr-i şerîfi ile kandile damlatdı Kandilin ışığı çoğaldı Allahü tebâreke ve teâlâ hazretlerinin emr ve fermânı ile şiddetli bir ışık oldu ki, Eshâb-ı kirâmın gözlerini kamaşdırdı
Server-i âlem 'sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem' hazretleri buyurdu ki:
- Bu kandili söndürmeyiniz!
Kırk gün kırk gece o kandil, Âişe-i Sıddîka hazretlerinin evinde yandı
Bir münâfık hazret-i Âişenin evine geldi O kandili gördü
- Ne acâib kandil, kırkgün kırk gecedir sönmez, dedi
O sâatde o kandil söndü Cebrâîl aleyhisselâm geldi ve dedi:
- Yâ Muhammed! Allahü tebâreke ve teâlâ hazretleri buyurur:
"Ben çeşm-i bed [fenâ bakışlı] kullar da yaratdım Eğer o münâfıkın gözü olmasaydı, kıyâmete kadar o kandil; Ebû Bekrin 'radıyallahü teâlâ anh' ağzının suyunun bereketi ile sönmez idi "
|
|
|