Yalnız Mesajı Göster

Peygamber Efendimiz (S.A.V) İle Şeytan'ın Konuşması (Kesinlikle Okuyun.)

Eski 08-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Peygamber Efendimiz (S.A.V) İle Şeytan'ın Konuşması (Kesinlikle Okuyun.)



Muhyiddin-i Arabi Hazretlerinin SECERET' ÜL KEVN eserinden özetlenerek alınmıştır



Muaz b, Cebel rivayet ediyor :

- Bir gün Resullullah (sa) ile beraberdik Ansardan birinin evinde toplanmıştık Tam bir cemaat olmuştuk Sohbete dalmıştık

Bu arada, dışarıdan bir ses geldi :

- Ev sahibi içerdekiler Eve girmem için bana izin verir misiniz? Benim sizden bir dileğim var

Resullullah (sa) Efendimiz,

-Bu seslenen kimdir bilir misiniz?

-En iyi bilen ALLAH ve Resuludur

- O, lain iblistir 'Şeytandır' Allah'ın laneti onun üzerine olsun

Hz Ömer :

-Ya Resullullah, bana izin veriniz onu öldüreyim

- Dur ya Ömer, biliyomusun ki; ona belli bir vakte kadar mühlet verilmiştir Öldürmeyi bırak Kapıyı ona açın gelsin O buraya gelmek için emir almıştır Diyeceklerini anlamaya çalışınız Size anlatacaklarını iyi dinleyiniz

Kapı açıldı

Bir ihtiyar Şaşı Aynı zamanda köse Çenesinde altı veya yedi kadar kıl sallanıyor At kılı gibi Gözleri yukarı doğru açılmış Kafası, büyük bir fil kafası gibi Dudakları da, bir manda dudağına benziyordu

Sonra, şöyle bir selam verdi ;

-Selam ya Muhammed; selam size ey cemaat-i müslimin

-Selam Allah'ındır ya lain Bir iş için geldiğini duydum; nedir o iş?

-Benim buraya gelişim kendi arzumla olmadı Mecburen geldim

-Nedir o mecburiyetin ?

-İzzet sahibi Rabbın katından bana bir melek geldi Ve dedi ki;

"Allah-ü Taâlâ sana emir veriyor: Muhammed'e gideceksin Ama düşük ve zelil bir halde Tevazu ile Ona gideceksin ve ademoğullarını nasıl kandırdığını anlatacaksın Onları nasıl aldattığını söyleyeceksin bir bir ona Sonra o sana ne sorarsa doğrusunu diyeceksin"

Sonra Allah-ü Taâlâ buyurdu ki :

"Söylediklerine bir yalan katarsan, doğruyu sölemezsen seni kül ederim; rüzgara savurur Düşmanlarının önünde, seni rüsvay ederim"



İşte böyle; ya Muhammed, o emir üzerine sana geldim Arzu ettiğini bana sor Şayet bana sorduklarına doğru cevap vermezsem;düşmanlarım benimle eğlenecek Şu muhakkak ki , düşmanlarımın eğlencesi olmaktan daha zor bir şey yoktur


Halk Arasında En Çok Sevmedikleri




Bundan sona Resullullah (sa) Efendimiz şöyle sordu :

-Madem ki, sözlerinde doğru olacaksın O halde bana anlat: Halk arasında en çok sevmediğin kimdir ?

Şeytan şu cevabı verdi :

-Sensin ya Muhammed Allah' ın yarattıkları arasında senden daha çok sevmediğim kimse yoktur Sonra senin gibi kim olabilirki?

-Benden sonra, en çok kimlere buğuzlusun ve sevmezsin?

-Müttaki bir gence ki varlığını Allah yoluna vermiştir


-Sonra kimi sevmezsin?

-Kendisini sabırlı bildiğim şüpheli işlerden sakınan alimi

-Sonra ?

-Temizlik işinde yıkadığı yerleri üç defa yıkamayı adet eden kimseyi

-Sonra ?

-Sabırlı olan bir fakiri ki ; ihtiyacını kimseye anlatmaz Halinden şikayet etmez

-Peki, bu fakirin sabırlı olduğunu nerden bilirsin ?

-Ya Muhammed, ihtiyacını kendi gibi birine açmaz Her kim ihtiyacını kendi gibi birine üç gün üst üste anlatırsa, Allah onu sabredenlerden yazmaz Sabırlı kimselerin işi buna benzemez Hasılı , onun sabrını; halinden, tavrından ve şikayet etmeyişinden anlarım

-Sonra kim ?

-Şükreden zengin

-Peki, ama zenginin şükreden olduğunu nasıl anlarsın ?

-Onu görürsem ki , aldığını helal yoldan alıyor ve mahalline harcıyor Bilirim ki: şükreden bir zengindir

İbadet Esnasında Şeytanın Hali


Resullullah (sa) Efendimiz bu defa mevzuu değiştirdi ve ona başka bir sual sordu :

-Peki, ümmetim namaza kalkınca, senin halin nice olur?

-Ya Muhammed, beni bir sıtma tutar Titrerim

-Neden böyle olursun; ya lain ?

-Çünkü bir kul, Allah için secde edince bir derece yükselir

- Peki ya oruç tuttukları zaman nasıl olursun ?

-O zaman da bağlanırım Taa, onlar iftar edinceye kadar

-Peki ya hac yaptıkları zaman nasıl olursun ?

-O zaman da çıldırırım

-Peki, ya Kur'an okudukları zaman nasıl olursun ?

-O zaman da, eririm Tıpkı ateşte eriyen bir kurşun gibi eririm

-Peki ya sadaka verdikleri zaman halin nasıldır ?


-Ha, işte o zaman halim pek yaman olur Sanki sadaka veren, bir testere alır eline, ve beni ikiye böler

-Neden öyle testere ile ikiye biçilirsin, ya Ebamürre ?

- Çünkü sadakada dört güzellik vardır Şöyle ki ;

1-Allah-ü Teala, sadaka verenin malına bereket ihsan eyler

2-O, sadaka veren kimseyi halkına sevdirir

3-Allah-ü Teala, onun verdiği sadakayı , cehennemle arasında bir perde yapar

4-Allah-ü Teala, belayı sıkıntıyı ve ahları ondan defeder

Şeytan Kimi Azdıramıyor?


Resullullah (sa) Efendimiz, yukarıdaki soruları sorduktan ve şeytanın verdiği cevaplar kısmen bittikten sonra, şöyle buyurdu:

- Ümmetime saadet ihsan eden; seni taa, belli bir vakte kadar şeki kılan Allah'a hamd olsun

Resullullah (sa) Efendimiz' in o cümlesini duyan lain iblis şöyle dedi :

- Heyhat, heyhat Ümmetin saadeti nerede? Ben, o belli vakte kadar diri kaldıkça, sen ümmetin için nasıl ferah duyarsın? Ben, onların kan mecralarına girerim Etlerine karışırım Ama onlar, benim bu halimi göremez ve bilemezler Beni yaradan ve baas gününe kadar bana mühlet veren Allah'a yemin ederim ki: Onların tümünü azdırırım Cahillerini ve alimlerini Ümmilerini ve okumuşlarını Facirlerini ve abidlerini Hasılı, bunların hiçbiri elimden kurtulamaz Fakat, Allah'ın halis kullarını Evet, bunları azdıramam



Bunun üzerine Resullullah (sa) Efendimiz sordu :
-Sana göre ihlas sahibi olan muhlis kullar kimlerdir ?

-Bilmez misin? ya Muhammed, bir kimse ki, dirhemini ve dinarını sever O Allah için bir ihlasa sahip değildir Bir kimseyi görürsem ki; dirhemini dinarını sevmez; övülmekten, medhedilmekten hoşlanmaz bilirim ki o : ihlâs sahibidir Hemen onu bırakır kaçarım


Ya Muhammed, bilmez misin? Benim yetmiş bin tane çocuğum var Bunların her birini bir başka yere tayin etmişimdir Sonra o her çocuğumla birlikte yine yetmiş bin tane şeytan vardır Onların bir kısmını ulemaya gönderdim Bir kısmını gençlere yolladım Bir kısmını da, meşayihe saldım Bir kısmını da ihtiyar kadınlara musallat ettim Gençlere gelince, aramızda hiçbir anlaşmazlık yoktur Onlarla gayet iyi geçiniriz Çocuklara gelince onlarla da, bizimkiler istedikleri gibi birlikte oynarlar Bizimkilerin bir kısmını da abidlerin başına dert ettim Bir kısmını da zahidlerin Onlar bunların yanına girer; halden hale sokarlar Bir tepeden öbürüne hep dolaştırıp dururlar Öyle bir hal alırlar ki; başlarlar, sebeplerden herhangi birine sövmeye İşte böylece, onlardan ihlası alırım Onlar bu halleri ile yaptıkları ibadeti, ihlassız yaparlar gayrı Ama , bu hallerin farkında olmazlar Bilmez misin; ya Muhammed, Rahip Borsisa: tam yetmiş yıl ihlas ile Allah' a ibadet etti Bu ibadetleri sonucunda ona öyle bir hal ihsan edilmişti ki ; Her dua ettiği hasta, duası ve bereketi ile şifa oluyordu Onun peşine takıldım Zina etti Katil oldu Sonunda da küfre girdi Bu o kimsedir ki ; Allah-ü Teala aziz kitabında , ona şöyle anlatır :

"Şeytan hali gibidir ki; o insana: 'Kafir ol Dedi Vaktaki o kafir oldu: bu defa ona şöyle dedi: Ben senden uzağım Ben alemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım " (59/16)


Kötü Huylardan İstifade Edişi

YALAN




- Bilmez misin ya Muhammed, yalan bendendir ve ilk yalan söyleyen de benim Her kim yalan söylerse o benim dostumdur Her kim yalan yere yemin ederse o da benim sevgilimdir Bilmez misin ya Muhammed , ben Adem'e ve Havva'ya yalan yere Allah adına and içtim "Muhakkak ben size nasihat ediyorum" (7/16) Dedim Bunu yaparım : çünkü yalan yere yemin gönlümün eğlencesidir

GIYBET - KOĞUCULUK


-Gıybet ve koğuculuğa gelince Onlarda benim meyvelerimdir ve şenliğimdir

NİKAH ÜZERİNE YEMİN ETMEK


-Her kim talk üzerine yemin ederse günahkar olacağından endişe edilir İsterse bir defa olsun İsterse doğru şey üzerine olsun Her kim talakı ağzına alırsa taaa hakikati belli oluncaya kadar karısı ona haram olur Onlar bu halleri ile kıyamete kadar meydana getirecekleri çocuklar hep zina çocuğu olur Ağza alınan o talak kelimesi yüzünden hepsi cehenneme girer

Alıntı Yaparak Cevapla