Yalnız Mesajı Göster

Eski 03-11-2007   #37
[KAPLAN]
Varsayılan


AT HIRSIZI

Abdullah-ı İlâhî'nin sohbetleri çok tesirli ve faydalı olurdu Sohbetlerinde ve diğer zamanlarda herkesin gönlünü almaya çok dikkat gösterirdi Sohbette bulunanlardan birinin bir sıkıntısı, bir müşkülü olsa onun hâlini keşfeder sıkıntısını giderirdi Sohbetiyle, tereddütleri ortadan kaldırırdı

Yine bir gün sohbette, söz çalışmak ve gayretten açılmıştı ve; "İnsan çalışıp, gayret göstermedikçe olgunlaşamaz ve bir mertebeye ulaşamaz" buyurmuştu Bu sırada sohbetinde bulunan bir âlim, bu sözleri işitince, "at hırsızı kıssası" diye bilinen bir hâdiseyi hatırladı "Peki onun hâli nasıl oldu?" diye düşündü Abdullah-ı İlâhî, o âlimin kalbinden geçen düşünceleri kerâmetiyle anlayıp, ona doğru dönerek; "Söylediğim söze, at hırsızlığı yapan kimsenin hâli ile karşı çıkmak hâtıra geldi değil mi? Fakat ona da cevap vardır" dedi Sonra sohbetinde bulunanlara dönüp; "Hiç o hâdiseyi işiteniniz var mıdır?" diye sordu Ve hâdiseyi şöyle anlattı:

"Bir hırsız geceleri at çalıp satardı Ömrünü böyle hebâ ederdi Bir defâsında da, bulunduğu şehrin en büyük âlimi ve evliyâsının atını çalmak için ahırına girmişti Tam atı çözüp götüreceği sırada, ahırın duvarı yarılıp, içeriye bir nûr yayıldı Bu nûr içinde, iki nûr yüzlü zât gözüktü Hırsız bu hali görünce, kendini hemen at gübrelerinin arasına atıp gizlendi Korku ve telaş içinde boğazına kadar gübre içine gömüldü Bu sırada yarılan ahırın diğer duvarından daha parlak bir nûr gözüktü Bu nûr arasında da, o zamânın kutbu, en büyük velîsi olan ev sâhibi çıktı Öncekiler onu görünce hürmet göstererek selâm verdiler Ev sâhibi diğerlerine niçin geldiklerini sorunca; "Falan evliyâ arkadaşımız vefât etti Onun yerine kimi tâyin edeceğiz? Size arzetmek istedik" dediler Atların sâhibi olan zât; "Onun yerine, at hırsızını tayin ettik" dedi Soran iki zât da evliyâ olup ricâl-ül-gayb denilen velîlerden idiler At hırsızlığı yapmaya gelen kimsenin, gübreler arasına gömülüp saklandığını biliyorlardı Hemen yanına varıp, onu gübreler arasından çıkardılar, gönlünü alıp, tebrik ederek kucakladılar Atların sâhibi ve zamânın kutbu evliyâ zâtın da yanına gelip, elini öptüler Sonra hep birlikte vefât eden arkadaşlarının cenâzesini kaldırmaya gittiler"

Abdullah-ı İlâhî, sohbetinde bulunanlara bunu anlattıktan sonra şöyle dedi:

"Şimdi at hırsızlığı yapmaya giden kimse, nasıl bir çalışma yaptı da ricâl-ül-gayb denilen evliya arasına girdi? diye bir sûal hâtıra gelmesin Çünkü o zavallının gübreler arasında mahcûbiyetinden ne kadar zorluk ve ne kadar pişmanlık çektiği bellidir Kurtuluş yolu kalmadığını kesinlikle anlayınca, at çalmak üzere harama yönelişinden dolayı bütün kalbiyle pişmân olup, o zamana kadar yaptığı işlere öyle bir tövbe etti ki, işlediği kötü işlerden gönlü temizleniverdi Allahü teâlâya yönelip riyâzet çeken kimseler, onun o anda yaptığı tövbeyi nice seneler yapamaz"

Sohbetin başında kalbinde itirazlar bulunan o âlim, Abdullah-ı İlâhî hazretlerinin bu güzel îzâhını ve tatlı sözlerini dinleyince, içindeki şüphe ve yanlış düşünceler temizlendi Abdullah-ı İlâhî hazretlerinin elini öpüp, özür diledi ve hâlis talebelerinden oldu

1) Nefehât-ül-Üns; s460
2) Şakâyık-ı Nu'mâniyye Zeyli (Mecdî Efendi); s262
3) Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye; s1079
4) Osmanlı Müellifleri; c1, s91
5) Menâkıb-i Molla İlâhî; varak 218 b-220a
6) Fevâid-ül-Behiyye; s 145
7) Şezerât-üz-Zeheb; c7, s358
8) Esmâ-ül-Müellifîn; c1, s470
9) Mu'cem-ül-Müellifîn; c6, s36
10) Bedâyi-ül-Vekâyi; s410
11) AHistory of Ottoman Poetry; c2, s373
12) Güldeste-i Riyâzı-ı İrfân; s143
13) Keşf-üz-Zünûn; s379,947,1928,1995
14) Evliyâ Çelebi Seyâhatnâmesi; c8, s175
15) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c11, s214

Alıntı Yaparak Cevapla