Prof. Dr. Sinsi
|
Anne Duası Mutlaka Okuyun Kardeşlerim
ANNE HAKKI
Çok mühim olan uzun bir hadîs-i şerifin meâli şu şekilde:
Abdullah bin Ebî Evfâ (r a ) anlatıyor:
Resul-i Ekremin (a s m ) huzurunda bulunduğumuz bir sırada ona birisi gelerek:
"Yâ Resûlâllah, ölüm döşeğinde yatan bir genç var Kendisine, 'Lâ ilâhe illâllah, de' dendiği halde (bir türlü) bunu söyleyemiyor" dedi
Resul-i Ekrem (a s m ):
"Namaz kılar mıydı?" diye sordu
Adam:
"Evet, (kılardı)" dedi
Bunun üzerine Resul-i Ekrem (a s m ) kalktı Biz de onunla kalktık Resul-i Ekrem gencin yanına girdi ve ona:
"Lâ ilâhe illâllah' de" buyurdu
"Söyleyemiyorum "
Resul-i Ekrem (a s m ), "Niçin?" diye sorunca, gelen adam:
"Annesine âsi idi" dedi
Resul-i Ekrem:
"Annesi sağ mı?" diye sordu Oradakiler:
"Evet sağdır" dediler Resul-i Ekrem:
"Çağırın gelsin" buyurdu Onlar da kadını çağırdılar, kadın da geldi Resul-i Ekrem kadına:
"Bu senin oğlun mudur?" diye sordu
Kadın:
"Evet" dedi
Resul-i Ekrem kadına:
"Bak şurada büyük bir ateş (olsa) ve 'Oğluna şefaat edersen onu bu ateşte yakmayız; fakat şefaat etmezsen bu ateşte yakarız' deseler ne yapardın? Şefaat eder miydin?" diye sordu
Kadın:
"Onun şefaatçisi ben olurdum" dedi Resul-i Ekrem:
"O halde ondan râzı olduğuna, Allah-u Teâlâyı ve beni şâhit göster" buyurdu Kadın:
"Allah'ım! Seni ve Resul-i Ekremi şâhit tutuyorum Oğlumdan râzı oldum (hakkımı ona helâl ettim)" dedi
Bunun üzerine Resul-i Ekrem (a s m ) hasta gence:
"'Lâ ilâhe illâllahu vahdehû lâ şerikeleh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve Resulüh' de" diye buyurdu Hasta hemen şehâdet getirdi Bunun üzerine Resul-i Ekrem (a s m ):
"Allah'a hamdolsun ki, benim vasıtam ile bu (genci) Cehennem ateşinden kurtardı" dedi (Hadisi Taberânî ve özet olarak Ahmed bin Hanbel rivâyet etmiştir )
İşte bu müthiş hadîs, insanın en büyük dâvâsı olan "îmanla kabre girmek" hususunda çok mühim bir ikaz niteliğinde
Birincisi, namaz kılmamak îmansız kabre girmeye sebep olabilir
İkincisi, anne-babanın rızâsını almamak, büyük dâvâyı kaybettirebilir
Bu gerçeğin bizleri tir tir titretmesi lâzım Elbette her namaz kılmayan ve ebeveynine isyan eden kişinin mutlaka îmansız gideceğini söyleyemeyiz Ama burası korkunç bir risk sınırıdır Tıpkı bu hadiste olduğu gibi, Allah bir vesile yaratıp, bizi kurtarırsa o başka  
Demek, bir ömür boyu mü'min olsanız, belki İslâm için çırpınıyor görünseniz, bu iki konuda hassasiyet olmazsa vay hâlimize  
Bu konunun önemine binâen önce namaz üzerinde duralım
Beş vakit namazını eksiksiz kılan genç kardeşlerimizi tebrik eder, ibâdette dâim olmalarını temenni ederiz
Biz namazını kılamayan genç kardeşlerimizi muhatap alarak, namazın ehemmiyetini anlatan birkaç noktaya temas etmek istiyoruz
Maksadımız genç kardeşlerimizi suçlamak değil Çünkü Allah'a giden yolda ne amansız düşmanların, ne aşılması zor engellerin ve engebelerin, ne yırtıcı çakılların ve dikenlerin olduğunu biliyorum
Ezân-ı Muhammedî (a s m ) okunurken kalbinizin derinliklerinden gelen bir sesin, "Haydi abdestini al ve câmiye koş" dediğini, buna karşılık nefis ve şeytanın, kötü arkadaş ve çevrenin, bir kısım zararlı medya araçlarının, "Amaan, boş ver Daha gençsin, yaşlanınca kılarsın" dediğine inanıyorum Nefis ve hevânın en olmaz işleri ezan okunurken önünüze yığdığını, en akla gelmez düşünceleri namaz vaktinde üflediğini çok iyi biliyorum
Bu yüzden namaz kılmayan genç kardeşlerimize anlayışla yaklaşıyorum Ancak namazdan uzak olmayı, hoşgörüyle karşılayamıyor, uyarmadan edemiyorum
Beş vakit namazını kılamayan kardeşlerimiz, hiç değilse Cuma veya Bayram namazlarını kılıyorlardır
O halde öncelikle bizi namazdan alıkoyan nefsimize şunu sormalıyız:
"Biz niçin diğer namazlarımızı kılıyoruz?"
Yüce Rabbimiz emrettiği için değil mi?
Kur'an'da buyurduğu için değil mi?
Resûlüllah (a s m ) ümmetini Cuma'ya teşvik ettiği için değil mi?
Başka hangi gayeyle bu ibâdeti yapabiliriz?
Allah sevgisi ve korkusu, Peygamberimizin uyarıları ve şefaati, bizi Cuma namazına sevk etmiyor mu?
Cennet arzusu ve Cehennem korkusu bizi hiç değilse Cuma namazını kılmaya teşvik etmiyor mu?
İşte bizi diğer namazlara sevk eden hangi sebepler ise, aynı sebepler beş vakit namaz kılmaya da teşvik etmelidir Çünkü, aynı gerekçeler beş vakit namazda da mevcuttur
Sözgelişi sormalıyız kendimize:
"Biz niçin namaz kılmalıyız?"
Yüce Rabbimiz emrettiği için
Kur'an'da buyurduğu için
Resûlüllah (a s m ) ümmetine namaz kılmayı emir ve teşvik ettiği için
Allah sevgisi ve korkusu, Peygamberimizin uyarıları ve şefaati, bizi namaza sevk etmeli değil mi?
Çünkü, namaz kılmayınca da mânevî bir elem ve azap, kılınca sonsuz bir saâdet ve sevinç hissediyoruz
Cennet arzusu ve Cehennem korkusu bizi Cuma ve bayram namazlarına teşvik ettiği gibi, beş vakit namaza da teşvik etmeli
Şunu kesinlikle söyleyebiliriz ki, Rabbimizin namaz kadar ehemmiyet verdiği, ısrarla üzerinde durduğu, şiddetle emrettiği başka bir ibâdet yoktur
O kadar ki, Yüce kitabımız Kur'an-ı Kerimin tam 70 yerinde namaz kılmamız emredilmektedir Kur'an'ın bu kadar çok emrettiği ikinci bir ibâdet yoktur
Meselâ, Bakara Sûresinin 3 âyetinde, "namazı dosdoğru kılmak", takvâ sahibi mü'minlerin özellikleri arasında sayılmış, yine bu sûrenin 43 âyetinde "Namazı dosdoğru kılın", 45 ve 153 âyetlerinde "Sabır ve namazla Allah'tan yardım isteyin" buyrulmuştur
Kimdir bu emirleri veren?
Her şeyi yaratan, her şeyin varlığını kudret elinde tutan, her şeyi idâre eden Allah'tır
En basit bir âmirin emri karşısında hemen boyun eğen biz insanlar, Kâinâtın Yaratıcısının bunca emir ve ısrarı karşısında tir tir titrememiz gerekmez mi?
|