08-04-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Sûfînin Gönlü....
Mevlânâ -kuddise sirruh-, ruhların, nefslerin ve istîdadların
insandan insana farklı olduğunu, herkesin kendi aynasında
kâinât nakışlarını, değişik açılardan ayrı ayrı gördüklerini
ve kalabalıklar içinde dahî Allâh ile berâber olma hâllerini
şu kıssa ile ne güzel ifâde eder:
"Bir sûfî, neş'elenip tefekküre dalmak için müzeyyen bir
bahçeye gider Bahçenin rengârenk tezyînâtı karşısında
mest olur Gözlerini kapayarak murâkabe ve tefekküre
dalar
Orada bulunan gâfil bir kişi, sûfîyi uyur zanneder
Onun bu hâline hayret eder, canı sıkılır Sûfîye:
"-Ne uyuyorsun? Gözünü aç da üzüm çubuklarını, çiçek açmış
ağaçları, yeşermiş çimenleri seyret! Allâh'ın rahmet eserlerine
nazar et!" der
Sûfî de ona şöyle cevap verir:
"-Ey gâfil! Şunu iyi bil ki, rahmet-i ilâhiyyenin en büyük eseri
gönüldür Onun dışındakiler bu büyük eserin gölgesi mesâbesindedir Ağaçlar arasında bir dere akıp gider Onun berrak suyunda iki tarafın ağaçlarının akislerini görürsün  
-alintidir-
|
|
|