Yalnız Mesajı Göster

&Quot;Küçük Hafız Kız&Quot;

Eski 08-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

&Quot;Küçük Hafız Kız&Quot;



İlkokulu bitirip kursa gelmiştiAilesi kendi isteğiyle geldiğini söylemişti Kayıt için adını sorduğumda,hiç de çekinmeyen bir tavırla:"Fatma"dedi ve ekledi:"Eğer hafızlık yaptırmazsanız kaydolmak istemiyorum" Böyle tehdit edercesine konuşması onu yaşından daha olgun gösteriyorduTebessümle:"Korkmayın küçük hanım,siz isteyin hafız da yaparız,hoca da"


O küçük gözlerinin içi parıldadı birden Annesi:"Hoca hanım kusuruna bakma hele sen,ille de hafız olacağım der de, başka bir şey demez Bizim köyün hocasından duymuş;Peygamberimiz (sav), hafız olanlara Cennette taç giydirilecekmiş demiş herhaldeSiz daha iyi bilirsiniz ya, köylü kafası biz de bu kadar duyduk anladık da,çocuk işte"


"Tabi teyze ne demek,keşke herkes sizin gibi duyduklarından etkilense de teslim olsaSiz hiç merak etmeyin kızınız önce Allah’a,sonra bize emanet" Kadıncağız elime yapıştı öpecekken geri çektim,utandım Tuttum,ben onun elini öptümGözleri yaşardı"Hoca hanım bu eller, gözler hep günahlı,asıl sizinkiler öpülmeye layık","Estağfirullah teyze" dedim,"O ahrette belli olur" Bu konuşmadan sonra kaydını yaptığımda Fatma’nın Erzurumlu olduğunu öğrendimBir an düşündüm "Küçük, nasıl kalacak bu kadar buralarda?"


Zaman ilerledikçe Fatma’nın edepli tavırları daha da çok etkiledi beni Azimliydi,geceleri uykusunun arasında ayetleri sayıkladığınıı görüyordum çoğu kezBöyle devam ederken,arada bir bana gelip soru soruyorduBir gün:"Hocam,hafız olmak için Kur’an-ı bitirmek mi lazım?" diye sorduBen de:"Tabii ki, hepsini ezberleyeceksin ki hafız adını alacaksın" dedimBu cevabıma çok üzülmüş gibiydiBir şey demek istiyordu sankiTeşekkür etti ve döndü arkasına gittiDerslerim arasında onlara sürekli Kur’an ezberlemekle işin bitmeyeceğini, mutlaka içindekiler uygulamak gerektiğini hatırlatıyordumTalebelerden biri:"Hocam!" dedi,"Fatma’nın annesi ona abdestli olmayanın hafızlara dokunamayacağını söylemiş,doğru mu?"diye sorduÇok ilginç doğrusu"Maşaallah" dedim,"Osmanlı zamanında atalarımız Kur’an-a ve Hafız’a kıymet verdiklerinden öyle yaparmış"dedimÇok hoşlarına gitmişti bu iş Hepsi adeta kendilerini ulaşılması zor,kasa içindeki altın gibi görüyorlardı"Görsünler"dedim içimden,bu yaşta buralara gelmişler Allah’ ın kelamını ezberliyorlar,onlara fazla görmem bunu…


Bu arada Fatma ara sıra rahatsızlanıyor ve revirde yatıyorduZaman geçtikçe Fatma’nın morali ve sağlığı daha da çok bozuluyorduBir gün dersini iki kez aksatınca sordum:"Ne oldu yoksa,anneni mi özledin?" "Hayır" dedi"Neden moralin bozuk?Çok fazlada hasta oluyorsun" dedim"Yanlış anlamayın,inanın ki annemi özleyip de gitmek istediğim yokBurayı çok seviyorum Allah’ımdan çok korkuyorum Buraları terk edersem bana ahrette hesabını sormaz mı?" Bir şey diyemedim Suçlu gibi hissettim kendimi


O küçük kalpte bu ne imandı Ya Rabbi!


Onu hayranlıkla izliyordumBir gün çok rahatsızlandı,doktora götürmek zorunda kaldıkBir çok tahlillerden sonra arkadaşım olan doktor hanım,"Hoca hanım derhal bu talebeyi ailesinin yanına gönder"dedi Şaşkınlıkla:"Neden?" diye sordumBana:"Belki üzülecek,hatta inanmayacaksın, fakat bu talebe kanser” dedi


"Adeta başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştüSanki her tarafımı şefkat sarmıştıHastaneden ayrılırken Fatma’ya hiç bir şey diyemedim Oysa anlamış gibi bana sorular sorup dikkatimi dağıtmaya çalışıyordu Kulağıma eğilerek:"Hocam" dedi,"Azrail insanların canını alırken nasıldır?" Ağlamamak için kendimi zor tuttum,"Güzel bir surettedir mü’min kullara" dedimSevindi,sanki mırıldandı:"Belki hafız olamam, ama Elhamdulillah mü’minim" dedi


Simdi anlamıştım,bana önceden sormuş olduğu soruyuDemek ki hastalığını biliyorduHafız olmak için Kur’an-ı bitirmesi gerektiğini söylediğimde,neden üzüldüğünü simdi anlamıştımBirkaç gün sonra eşyalarını hazırlamaya başladıkÇünkü dayanılmaz acılar içinde olduğunu görüyordukEvine gitmesi gerekiyordu,ailesi geldi Fatma yanıma gelerek:"Bana kızmadınız değil mi?Eğer söyleseydim belki kursa almazdınız" dedi,"Ne demek?Nasıl kızarım sana?" dedim"Hem sonra sakin üzülme hafızlığımı bitiremedim diyeBu yola girdin ya, Rabbim seni hafızlar zümresinden yazmıştır inşallah" dedimÖyle sevindi ki,sarıldı boynuma:"Gerçekten ben şimdi hafız sayılırmıyım? Anne bak,duydun değil mi?"


Ya Rabbi bu ne aşktı!


Rabbimin hikmeti tecelli etse de iyi olsaydı şu Fatma,ne güzel bir kul olurduBöylece Fatma’yı gözyaşları ile Erzurum’a uğurladıkÇok geçmedi,bir iki hafta sonra ailesi ağırlaştı haberini verdiBu bir iki hafta içinde ondan iki mektup almıştım Bana hep hafızlık tacını merak ettiğini,rüyalarına bile girdiğini yazıyordu


Bir gün sabah namazından sonra telefon çaldıFatma’nın annesiydi karşımdaki ses,ağlamaklı bir sesle:"Hoca hanım Fatma’yı uğurladık Rica etsem bir hatim okurmusunuz?" deyince ben de dayanamadım ağlamaya başladımAnnesi beni teselli edercesine telefonu kapatmadan:"Size ölmeden önce şunu söylememi istedi" dedi hıçkırarak:"Anneciğim hocama söyle,Azrail söylediğinden de güzelmiş"

"-Ey Rabbim;senin kelamın için yanıp tutuşan, yoluna yapışıp kelamına sımsıkı sarılan kulunu,sen son nefesinde yalnız bırakır mısın hiç?"


(Alıntıdır)

Alıntı Yaparak Cevapla