08-04-2012
|
#2
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Türk Bayrağı Ve Bediüzzaman
Barla'da sürgündeydi Her hali izleniyor ve Ankara'ya rapor ediliyordu
Ziyaretine gitmek, ona bir selam vermek bile yasaktı
Buna rağmen bir dost çevresi olmuştu
Bir talebesi gizliden gizliye onun derslerine katılıyor ve aldığı dersi hanımına anlatıyordu Hanımı, "Ondan bizzat bende ders almak istiyorum"
diyordu
Bu istek ısrarla birkaç defa tekrarlanınca, Bediüzzaman razı oldu ve ona:
- "Tamam, tesettürlü olarak seninle beraber gelsin Hatırın için bir ders vereyim " dedi
Geldiler Kapıyı çaldılar Bediüzzaman kapıyı açtı, içeriye buyur etti ve ders esnasında kimse rahatsız etmesin diye kapıyı kapattı
Bir müddet sonra bir talebesi Bediüzzaman'ın yanına gelmek istedi Kapı birkaç defa çaldı, fakat içeriden cevap gelmeyince daha sonra gelmek üzere geri döndü
Bu arada Bediüzaman'ın gözü ayakkabılara takılmıştı Beyin ayakkabısı içerde olduğu halde, hanımı ayakkabısı dışarda kalmıştı
Dersten sonra daha önce kapıyı vuran talebesi tekrar geldi Bediüzzaman kapıyı açtı ve ona sordu:
- "Dışarda kadın ayakkabılarını gördüğün zaman kalbine birşey geldimi?"
- "Kesinlikle Üstadım, böyle birşeyi nasıl düşünebilrim?"
Bediüzzaman durumu açıkladıktan sonra, talebesine şöyle bir ders verdi:
- "Bir çatı altında yabancı bir kadınla, sakın yanlız olarak bulunma İster ders, ister başka bir vesileyle olsun Bunu sakın yapma Çocuk dahi olsa, yanında muhakkak bir kimse bulunsun "
|
|
|