08-04-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Dünyanın En Zengini

Öğretmen sınıfı topluca geziye götürmüştü
Emirgan'a gitmişler, rengârenk çiçekleri, yemyeşil ağaçları büyük bir zevkle izlemişler, kuş cıvıltıları içinde piknik yapmışlardı
İstanbul için dünya cenneti diye boşuna söylememişlerdi Boğazın iki yanını kaplayan nadide yalılar, köşkler sanki gelinlik giymiş gibi duruyorlardı
Vakit hayli ilerlemiş, artık bu güzelliklere veda ediyorlardı Topluca aşağıya doğru inerken, güzelliğiyle hepsini büyüleyen bir köşk gördüler
Etrafında geniş bir bahçe vardı ve çeşit çeşit çiçeklerle süslüydü
Herkes bu tabloyu hayranlıkla izlerken, sınıfın en şakacı öğrencisi sessizliği bozdu:
? Harika bir köşk! Kimin acaba? Keşke bu köşkün sahibinin oğlu olsaydım, dedi
Arkadaşları şaka yapmanın tam sırası diye düşünmüşlerdi:
? Bizi de davet eder miydin?
? Hem de nasıl?
Günlerce misafir ederdim sizi
Köşke biraz daha yaklaştılar ve giriş kapısının önünde durdular
Yakından daha bir güzel ve hoş görünüyordu
Bu arada bir hemşire görmüşlerdi
Önünde bir tekerlekli sandalye vardı
Sandalyede sessiz bir genç oturuyordu Hasta olmalıydı
Yoksa burası özel bir hastane miydi?
Oysa herhangi bir işaret yoktu
Öğretmen kapıya yaklaşarak, hemşireye sordu:
? Merhaba, öğrencilerimle geziyorduk
Geçerken bu köşk dikkatimizi çekti
Sakıncası yoksa söyler misiniz, burası kimin ve siz ne yapıyorsunuz?
Hemşire gülümseyerek cevap verdi:
? Bu köşk, ülkenin en zengin insanının
Bu delikanlı da onun oğlu
Spastik özürlü olduğu için ona ben bakıyorum
Gezdirmek için bahçeye çıkarmıştım
Bütün öğrenciler şaşırmış, az önceki hayranlığın yerini derin bir düşünce almıştı
Sessizliği öğretmenin şu sorusu bozmuştu:
? Nerede bu köşkün sahibinin oğlu olmak isteyen öğrencim?
Gerçek zenginliğin farkında olmayan öğrenci, kendisini gizlemek istese de herkes onu görüyordu
Sağlıklı olan herkes aslında "dünyanın en zengin insanıydı, ama çoğu kez unutuluyordu bu gerçek
Alıntı
|
|
|