[KAPLAN]
|
Kadının Hafifçe Dövülmesinin Îzâhı:
İslâm Dîni’nde, gerektiğinde kadını hafifçe dövme izni, erkeğin kafasının kızdığı her konuda değil; ancak kadının, kocasına haksız yere isyân etmesi, evlilik birliğini doğrudan doğruya veya dolayısıyla yıkmaya kalkışması durumuna mahsûsdur Bunun dışında erkeğin, kadını dövmeye hakkı yoktur Üstelik bu konularda da erkek, hafif bir biçimde dövmenin fayda vermeyeceğini tahmin etmesi durumunda, yine kadını dövemez Çünkü amaç kadını dövmek değil, ısrâr ettiği çirkin davranıştan onu döndürmek ve boşanmakla meydana gelecek âile fâciâlarının kötü sonuçlarından onu korumaktır (204)
Hakîkatte kadının hafifçe dövülmesi, aşırı fıtrattakilere, hırçınlık ve taşkınlık göstermeleri durumunda uygulanabilecek bir metoddur Yoksa kadın, Allâh’ın kocaya bir emânetidir Nitekim hadîs-i şerîfde:
"Kadınların haklarını yerine getirme husûsunda Allâh’dan korkunuz! Zîrâ siz onları, Allâh’ın bir emâneti olarak aldınız  " buyurulur (205)
Bir başka hadîs-i şerîflerinde Hz Peygamber (s a v ) Efendimiz:
"Kadınları dövenler, hayırlı adamlar değildir " (206) buyurmuşlardır
Hz Âişe (r anha) da, Rasûlullâh (s a v )’in, ne hanımlarından ne de hizmetçilerinden kimseyi dövmediğini, eliyle hiç bir kimseye vurmadığını haber verir (207)
Hz Enes (r a ) der ki:
"Hz Peygamber’in elinden daha yumşak ne atlas ve ne de ipek tutmadım Onun kokusundan daha hoş bir koku koklamadım On sene Hz Peygamber’e hizmet ettim de bana bir defa olsun demedi Yaptığım bir iş hakkında demedi " (208)
Yine Hz Peygamber (s a v ) Efendimiz, kadınları işâret ederek:
"Allâh’ın kullarını dövmeyin! " buyurmuşlardır
Bir müddet sonra Hz Ömer (r a ) gelerek:
"Kadınlar, kocalarına büsbütün kafa tutmaya başladılar " diye şikâyette bulundu Bunun üzerine Rasûlullâh (s a v ) erkeklere, hanımlarını dövmeye izin verdi Bu sefer de Rasûlullâh (s a v ) Efendimiz’e gelip kocalarından şikâyet eden kadınların sayısı çoğaldı Nihâyet Hz Peygamber (s a v ) Efendimiz:
"Muhammed âilesine birçok kadın gelip gitmektedir Kocalarından şikâyet ediyorlar 
Hanımlarını dövenler, şüphe yok ki sizin hayırlınız değildir " (209) buyurdular
Psikologlar, bazı kadınlarda "masochisme" (=mazohizm) denilen bir rûhî özelliğin hâkim olduğunu ortaya koymuşlardır Bu tipteki kadınlar, kendilerine baş eğen zayıf kimseleri sevmezler Yerine göre sert ve haşin olmasını bilen, otoritesini gösteren erkeklerden hoşlanırlar Kadının, kocası ile sebepsiz yere kavga etmesinin nedeni budur Bağırılmak, azarlanmak, hattâ hafifçe dövülmek, sonra da erkeğin şefkatini celbederek sevilmek isterler (210)
Bu dövme izninde mazohist (dövme ve eziyet edilmekten hoşlanan) kadınların bu psikolojik hastalıkları için hafifçe dövmenin son bir çâre olması da söz konusudur Dövmeye en son çâre olarak ve ancak fayda vereceğinin umulduğu durumlarda izin verilmesi, bu görüşü doğrulamaktadır
Aslında İslâm Dîni, cihân-şümûl bir dîn olup başlıbaşına bir hayat nizâmıdır Bu sebeple, en nâdir ve en istisnâî meselelere de çözüm getirmektedir İnsanlık târihinde korkutmak maksadıyla hafifçe dövülmeyi hak eden tek bir kadın da olsa, bu konuyu da elbette bir esasa bağlamak durumundadır Yoksa her kadın, itâatsizlik ettiğinde mutlakâ dövülecek şeklinde anlaşılmamalıdır Ayrıca bu usûl; âsî, hırçın ve geçimsiz kadınlar için caydırıcı bir özellik de taşımaktadır
Bütün bu metodların tatbik edilmesi neticesinde kadın kocasına itâat ederse, koca, artık bu tür uygulamalardan hemen vaz geçer Eğer vazgeçmez de kadına eziyet etmeye devam ederse, veya onu boşamak niyeti ile bu metodları tatbik ederse, hâkim tarafından cezâlandırılır Allâh nezdinde de mes’ûl olur
Boşanmanın Erkeğin Elinde Olmasının Hikmeti:
Boşanma hakkının erkeğin elinde olmasının sebebi, evlilik hayatını muhâfaza etmek, iyi düşünülmeden, alelacele bu hayata son verilmesinin vahim neticelerini önlemektir Çünkü mehri veren, evin ve hanımının nafakasını temin eden erkek olduğu için genellikle neticeyi, o daha iyi takdir eder Büyük zararlara yol açacak keyfî tasarruflardan daha uzak bulunur Ayrıca boşanmanın ardından mehri müecceli ödemek, iddet içinde nafaka, giyim ve diğer ihtiyaçları temin etmek gibi bir takım mâlî yükümlülükler gelmektedir İşte bu mâlî sorumluluklar, erkeği, boşanma hakkını kullanmakta daha dikkatli ve tedbirli haraket etmeye zorlar
O halde boşanma hakkının, evlilik hayatının devamında sorumluluğu ve külfeti daha fazla olan tarafın elinde bulunmasında zarûret ve fayda vardır
Kadın ise, boşanmada mâlî bakımdan hiçbir zarar görmez Ayrıca kadın, erkekten daha duygulu olması, çabuk etkilenmesi ve sinirlenivermesi sebebiyle boşanma hakkını kullanma noktasında temkinli hareket edemez Sonra kadın, boşanma hakkının erkeğin elinde olduğunu bildiği halde, evliliği kabul etmektedir Erkek râzı olursa, nikâh akdi esnâsında kadın, bu hakkın kendisine âid olmasını şart koşabilir Ve yine erkek tarafından kendine bir zarar gelirse, karşılıklı anlaşma yoluyla veya malının bir kısmını kocasına vermek sûretiyle evliliğe son verme hakkını kullanabilir (211)
Kadının Boşanma Hakkı:
İslâm hukûkunda evlenme, sürekli olmak üzere yapılan bir akiddir Bu yüzden geçici evlilik, geçerli değildir Fakat evliliğin devamı için eşler arasında sevgi, şefkat ve anlayışın bulunması gerekir Evlilik hayatının temeli budur
Eşler arasındaki sevgi ve şefkat ortadan kalkınca ve bütün gayretlere rağmen durum düzeltilemeyince, boşanmaktan başka çare kalmamaktadır Bu konuda tasarruf sadece erkeğin elinde bulunmamakta, kadına da bazı haklar tanınmaktadır
İslâm hukûkuna göre kadın veya erkek, evlenirken bazı şeyleri şart koşabilir Kadının şart koşma hakkına sahip olduğu hususlardan birisi de "boşanma hakkı"nın kendi elinde olmasıdır Bu şart da geçerli olup uyulması gereklidir Buna tefvîz-i talâk denir
Boşanma yetkisine sahip olan erkek, nikâh akdinde hanımına istediği zaman boşayabilme hakkını verebilir Koca, bu hakkı nikah akdi sırasında verebileceği gibi, nikahdan sonra da verebilir Kadına verilen boşama yetkisi, kocanın yetkisinde azalma meydana getirmez Ancak koca, verdiği yetkiyi artık geri alamaz (212) Buna rağmen kadın da, erkeğin rızâsıyla sahip olduğu bu boşanma hakkını kötüye kullanmamalı ve basit sebeplerden dolayı boşanmaya kalkışmamalıdır Zîrâ Peygamber (s a v ) Efendimiz bir hadîs-i şerîflerinde: "Hangi kadın kesin zorunluluk olmaksızın boşanmak isterse, Cennet kokusu ona haram olur " (213) buyurmaktadır
Ayrıca kadın, anlaşamadığı, fakat kendisini boşamak da istemeyen kocasından, kendine âid olan malı karşılığında boşanmak (muhâlea) yoluyla da ayrılabilir Erkek de hanımından alacağı meblağ ile maddî zararını karşılayacak ve tekrar evlenebilmek imkânını elde etmiş olacaktır (214)
Ashâb-ı kirâmdan Sâbit b Kays’ın hanımı, Peygamber (s a v ) Efendimiz’e gelerek:
"Yâ Rasûlallâh!
Kocamın huyu ve dindarlığı hakkında bir şikâyetim yoktur Fakat onu sevemedim Bir müslüman olarak nankörlük etmek de istemiyorum " dedi
Peygamber (s a v ) Efendimiz ona:
"Sana mehir olarak verdiği bahçesini geri vermek ister misin?" buyurdu
O da:
"Evet " deyince Peygamber (s a v ) Efendimiz, onun kocasına:
"Bahçeyi kabul et ve onu boşa!" (215) buyurdular
|