[KAPLAN]
|
İslâm’da Boşanma:
İslâm hukûkunda boşanma, evlilik hayâtının devamına imkân kalmadığı zaman başvurulacak son çâredir Karı-kocanın, içine düştükleri sıkıntılardan kurtulmaları için bir çıkış yolu olarak meşrû kılınmıştır Yoksa, sebepsiz yere boşanmak haramdır Nitekim Kur’ân-ı Kerîm’de:
"Kadınlar size itâat ederlerse, aleyhlerinde bir yol aramayın!" (188) buyurulur
Hz Peygamber (s a v ) Efendimiz de:
"Evleniniz, fakat boşanmayınız! Zîrâ Allâh, zevkine düşkün erkek ve kadınları sevmez  " (189) buyururlar
Diğer bir hadîs-i şerîfde:
"Sırf zevk için sık sık kadın değiştiren erkeklerle, sık sık koca değiştiren kadınlara Allâh lânet etsin! " (190) buyrularak, boşanmayı âdet hâline getiren eşler, şiddetle îkâz olunmaktadır
İslâm Dîni, boşanmayı, yapılması istenmeyen bir helâl olarak görmektedir Peygamber (s a v ) Efendimiz:
"Boşanmak, Allâh katında mübah olan şeylerin en sevimsizidir " (191) buyurur
Yine bir hadîs-i şerîfde:
"Evleniniz, fakat kurduğunuz bu âile yuvasını talâkla (boşanmakla) yıkmayınız! Talâk var ya, onun fenâlığından arş-ı ilâhî titrer " (192) buyurulur
Basit sebeplerden boşanmayı isteyen kadınlar hakkında da hadîs-i şerîfde şöyle buyurulur:
"Herhangi bir kadın, mühim bir geçimsizlik olmadan kocasından kendisini boşamasını isterse, ona cennetin kokusu dahi haramdır " (193)
Âile reisinin dikkat edeceği önemli bir husus da, başkalarının, kendi hanımı hakkında söylediklerine hemen inanıp hüküm vermemesidir Zîrâ bu gibi sözler, arayı açmak için yapılmış bir iftirâ da olabilir Nitekim Hz Âişe (r anha) vâlidemiz hakkında da böyle bir iftirâ (ifk hâdisesi) tahakkuk etmişti Bunun üzerine Cenâb-ı Hakk en-Nûr Sûresi’nin 12 ve 15 âyet-i kerîmelerinde şöyle buyurmuştur:
"Bu iftirâyı işittiğinizde kadın ve erkek mü’minlerin, kendi vicdanları ile hüsn-i zanda bulunup da: demeleri gerekmez miydi?"
"Siz bu iftirâyı dilden dile birbirinize aktarıyor, hakkında bilgi sâhibi olmadığınız şeyi ağızlarınızda geveleyip duruyorsunuz Bunun önemsiz olduğunu sanıyorsunuz Halbuki bu, Allâh katında çok büyük (bir suç) tur "
Âyet-i kerîmelerden açıkça anlaşıldığı gibi, bir kimse hakkında kesinlik kazanmadan söylenen dedikodularla hüküm vermemek ve meselenin tahkîkâtını iyi yapmak ve meseleye hüsn-i zanla bakmak gerekmektedir Aksi takdirde Allâh Teâlâ katında büyük bir suç işlenmiş olur
Görülüyor ki, İslâm Dîni’nde iki eşin arasını bozmaya çalışmak, en büyük günâhlardandır
Eşlerin arasını bozmanın ve karı ile kocanın arasına girip bozgunluk çıkarmanın çok kötü bir fiil olduğu hadîs-i şerîfde şöyle açıklanıyor:
"Kim bir kadını kocasının aleyhine kışkırtırsa, bizden değildir " (194)
Boşanmanın Safhaları:
İslâm Dîni, karı-koca arasında baş gösteren anlaşmazlıkları halletmek için sevgiye dayanan bir takım usûller koymuştur Bu usûller; iyi muâmelede bulunup hanımdan gelen üzücü hareketlere sabır ve tehammül göstermek, nasîhat etmek, yatağını ayırıp dargın gibi durmak, te’dib hakkını kullanmak ve en sonra da hakem göndermek gibi yollardır
Erkeğin, hayırlı bir işte hanımının kendisine isyan etmesi durumunda onu terbiye etme hakkı vardır Eğer itâat ederse, terbiye etme yolu bırakılmalıdır Nitekim Kur’ân-ı Kerîm’de buyurulur:
"Size itâat ettikleri takdirde kendilerini incitmeye bir bahâne aramayın! " (195)
Sâliha olan kadınların te’dîbe ihtiyaçları yoktur:
"İyi kadınlar, Allâh’a itâatkârdırlar Ve Allâh kendilerini koruduğu cihetle kocalarının gıyâbında (ırz ve mallarını) muhâfaza ederler " (196)
Zevcelik haklarını ihlâl eden, kocasına âsî olan kadın, terbiye ile yola getirilir Önce yumuşak bir dille nasîhat edilir Âyet-i kerîmede:
1) "Fenâlık ve geçimsizliklerinden korktuğunuz kadınlara gelince, önce kendilerine öğüt verin!" (197) buyurulur
Eğer öğütten müsbet bir netice alınmazsa, kadın âsî olur ve itâatten kaçınırsa, veya kocasının izni olmadan evinden dışarı çıkarsa, erkek istediği süreye kadar kadının yatağını ayırır, onu yatağında yalnız bırakır Zîrâ kocanın, yanına yatmamak sûretiyle kadını yatağında terketmesi, kuvvetli bir disiplin cezâsıdır Âyet-i kerîmede:
2) "Sonra uslanmazlarsa, kendilerini yataklarında yalnız bırakın! " (198) buyurulur
Eğer kadın, isyân ve geçimsizlikte ısrâr ederse, şiddetli olmamak şartıyla te’dîb edilebilir Yalnız bunun, vücûdu sakatlayıcı ve fazla can acıtıcı olmaması şarttır Âyet-i kerîmenin devâmında:
3) "Yine dinlemezlerse, (hafifçe) dövün! " (199) buyurulur
Bütün bu gayretlerin de bir sonuç vermemesi durumunda İslâm Dîni, her iki tarafın âilesinden birer hakem şeçilerek aralarının düzeltilmesine çalışılmasının uygun olacağını belirtir Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurulur:
4) "Eğer karı-kocanın arasının açılmasından endîşeye düşerseniz, bir hakem erkeğin âilesinden ve bir hakem de kadının âilesinden kendilerine gönderin Bu ara bulucu hakemler, gerçekten barıştırmak isterlerse, Allâh karı-koca arasındaki dargınlık yerine geçim verir  " (200)
Bu iki hakem; müslüman, hür, erkek, âdil, mükellef, âlim, birleştirme ve ayırma mes’elelerini iyi bilen kimseler olmalıdır Çünkü hakemlik etmek, fikir ve görüş sâhibi olmayı gerektirir (201)
Hakemler, her iki tarafı da özel olarak dinleyerek aralarını bulmaya çalışırlar Hakemlerin iki tarafın âilelerinden seçilmesi ise, âile sırlarının dışarıya çıkmaması ve eşlerin durumlarını açık yüreklilikle ortaya koyabilmeleri açısından en uygun olanıdır Hakemler, söze kibarca ve yumuşaklıkla başlamalı, gerektiğinde korkutmalı, barışmayı arzu etmelerine teşvik etmeli, birini tutup diğerini ihmâl etmemelidir
Hanefîlere göre hakemler, tarafların istedikleri şeyi hâkime götürürler Boşanmayı gerçekleştiren kişi kâdı olur Ve bu baîn (açık) bir talâkdır Çünkü onların kararıyla gerçekleşmektedir Hakemler, ayırmaya ancak bununla yetkili kılınırlarsa, karar verebilirler (202)
Bütün yollar denendikten sonra boşanma hakkında Kur’ân-ı Kerîm şöyle buyurur:
5) "Eğer karı-koca birbirlerinden boşanıp ayrılacak olurlarsa, Allâh her birini fazl ve keremi ile ihtiyaçdan müstağnî kılar Allâh’ın lutfu geniş, hikmeti büyüktür " (203)
Evlilik hayâtı, bütün tedbirlere rağmen yürümüyorsa ve âile ocağı, cehennem ocağına dönüşmüşse, yoksulluk ve çâresizliğe düşme korkusu ile bu cehennemî hayata katlanmak yersizdir Lutfu ve keremi bol olan Allâh (c c ), her iki tarafa nice kapılar açar
|