Prof. Dr. Sinsi
|
Kuran-İ Kerim Lütfen Okuyunuz
7 / A'RAF - 16
Kâle fe bimâ agveytenî le ak'udenne lehum sırâtekel mustekîm(mustekîme)
(İblis): “Bundan sonra, beni azdırman sebebiyle, mutlaka Senin Sıratı Mustakîm in'e onlara karşı (mani olmak için) oturacağım ” dedi
6 / EN'AM - 121
Ve lâ te’kulû mimmâ lem yuzkerismullâhî aleyhi ve innehu le fısk ( fısk un), ve inneş şeyâtîne le yûhûne ilâ evliyâihim li yucâdilûkum ve in eta’tumûhum innekum le muşrikûn(muşrikûne)
Ve üzerine Allah'ın ismi anılmayan şeylerden yemeyin Ve muhakkak ki; o fısk tır Ve şeytanlar, mutlaka sizinle mücâdele etmeleri için dostlarına vahyederler Ve şâyet onlara itaat ederseniz (uyarsanız), mutlaka siz müşrikler olursunuz
Nefsiniz veEtrafınızdakiler; arkadaşlarınız,eşleriniz, çocuklarınız , güvendiğiniz Hocalarınız sizi dileyinceye kadar alıkoymaya çalışacaklardır
Ama diledikten sonra dilekçeniz işleme girdiği andan itibaren Kainat
Bir araya gelse O’nun yolundan alıkoyamaz
Onun için Allah(c c) buyuruyorki
50 / KAF - 16
Ve lekad halaknel insâne ve na’lemu mâ tuvesvisu bihî nefsuh(nefsuhu), ve nahnu akrebu ileyhi min hablil verîdi
Ve andolsun ki insanı Biz yarattık Ve nefsinin ona ne vesveseler vereceğini biliriz Ve Biz, ona şah damarından daha yakınız
O zaman her vesvese geldiğinde Allah’a(c c) tevekkül ederseniz O sizi
Vesveselerden uzaklaştıracak ve Allah’a(c c) ulaşma dileğinizi gerçekleştirecektir
Bugün <<ALLAH’A ULAŞMAYI DİLEMEK>> İnsanlara yabancı,sonradan çıkarılmış Dine katılmaya çalışılan bir HURAFE, geliyorsa bunun sebebi
KUR’AN dan uzuklaşmamız ve EMANİYYE’yi(Kuran dışındaki el yazması kitapları) DİNİN TEMELİ olarak kabul etmemizden kaynaklanıyor
ALLAH’A ULAŞMAYI DİLEMENİN DİĞER BİR AÇIKLAMASI HİDAYET AÇISINDANDIR
Bütün insanlar başlangıçta dalalettedir Peygamberlerde buna dahildir
Taki Hidayete adım atıncaya kadar
Hz İbrahim
6 / EN'AM - 77 : Ay'ı doğarken görünce: “Benim Rabbim bu ” dedi Fakat kaybolunca: “Eğer Rabbim beni hidayete erdirmezse, mutlaka dalâletteki kavimden olurum ” dedi
Peygamber (s a v )efendimiz
93 / DUHA – 7
Ve seni dalâlet te buldu sonra hidayet e erdirdi
Hz Musa
26 / ŞUARA - 20 : Musa (A S): “Onu yaptığım zaman ben, dalâlette olanlardandım ” dedi
Dalalette kalınırsa ne olur ?
1-Kesin cehennemliktir
17 / İSRA - 97
Ve men yehdillâhu fe huvel muhted(muhtedi), ve men yudlil fe len tecide lehum evliyâe min dûnih(dûnihî), ve nahşuruhum yevmel kıyâmeti alâ vucûhihim umyen ve bukmen ve summâ(summen), me’vâhum cehennem(cehennemu), kullemâ habet zidnâhum saîrâ(saîren)
Ve Allah, kimi (Kendisine) ulaştırırsa, artık o hidayet e ermiştir Ve kimi dalâlet te bırakırsa (kim Allah'a ulaşmayı dilemezse), o taktirde onlar için O'ndan (Allah'tan) başka dostlar bulamazsın Ve kıyâmet günü onları kör, dilsiz ve sağır olarak yüzüstü (sürünerek) haşrederiz (edeceğiz, toplayacağız) Onların me'vası (kalacakları yer) cehennemdir Ve Biz, onlara (ateşin) her sönmeye yüz tutuşunda (alevli ateşi) arttırdık (arttıracağız)
19 / MERYEM - 75 : De ki: “Kim dalâlette ise o zaman onlar ya vaadolundukları azabı veya o saati (kıyâmeti) görene kadar Rahmân, ona zamanı uzatarak mühlet verir ” Böylece kimin mekân bakımından daha şerrli ve yardım bakımından daha zayıf olduğunu yakında bilecekler
22 / HAC - 4
Kutibe aleyhi ennehu men tevellâhu fe ennehu yudılluhu ve yehdîhi ilâ azâbis saîr(saîri)
Onun (şeytanın) üzerine yazıldı ki; kim, ona (şeytana) dönerse, o taktirde onu mutlaka dalâlet e düşürür ve onu cehennem azabına götürür
2-Bu dünyada huzursuzdur ve başkalarınada huzursuzluk verir
5 / MAİDE - 105
Yâ eyyuhellezîne âmenû aleykum enfusekum, lâ yadurrukum men dalle izehtedeytum ilâllâhi merciukum cemîân fe yunebbiukum bimâ kuntum ta’melûn(ta’melûne)
Ey âmenû olanlar! Nefsleriniz, üzerinizedir (nefsinizin sorumluluğu üzerinize borçtur) Siz hidayet te iseniz, dalâlet teki bir kimse size bir zarar veremez Hepinizin dönüşü Allâh'adır O zaman yapmış olduğunuz şeyleri size haber verecek
3-Şaşkındırlar ,Azgındırlar
7 / A'RAF - 186
Men yudlilillâhu fe lâ hâdiye leh(lehu), ve yezeruhum fî tugyânihim ya’mehûn(ya’mehûne)
Allah kimi dalâlet te bırakırsa, artık onun için bir hidayet çi ( hidayet e erdiren) yoktur Ve onları azgınlıkları (isyanları) içinde şaşkın (bir halde) terkeder (bırakır)
4-Hüsrandadırlar
7 / A'RAF - 178
Men yehdillâhu fehuvel muhtedî ve men yudlil fe ulâike humul hâsirûn(hâsirûne)
Allah kimi hidayet e erdirirse (kendisine ulaştırırsa), artık o hidayet e ermiştir Ve kim dalâlet te bırakılırsa, işte onlar, onlar artık hüsrana uğrayanlardır (nefslerini hüsrana düşürenlerdir)
5-şeytanın dostudurlar
7 / A'RAF - 30
Ferîkan hadâ ve ferîkan hakka aleyhimud dalâlet u, innehumuttehazûş şeyâtîne evliyâe min dûnillâhi ve yahsebûne ennehum muhtedûn(muhtedûne)
Bir kısmı hidayet e erdi ve bir kısmının üzerine dalâlet hak oldu Muhakkak ki; onlar, Allah'tan başka şeytanları dostlar edindiler Ve onlar kendilerinin hidayet e erdiklerini zannediyorlar (hesap ediyorlar) Daha yedi kötü hal ondadır
O zaman dalaletten kurtulmamız gerekiyor ama nasıl?
Hidayete tabi olarak(Allah a ulaşmayı dileyerek ) Hidayete ererek
İnsan yaratılışında HİDAYET ve DALALET olmak üzere iki taraflıdır O’na HİDAYET(Üstünlük)tarafını tanıtabilmek için bunu kuvvetlendirmeye çalışmasını sağlamak için bir HOCA bir ÜSTAD lazımdır
MUHAMMED HADİMİ (İslami İlimler Ansiklopedisi Diyanet işleri Başkanlığı
İşte MUHAMMED HADİMİ HZ De buyurduğu gibi HİDAYETİ beyan eden
Her dönemde RESUL,MÜRŞİD,HİDAYETÇİ,NEZİR Adıyla Allah’ın yetkilileri
DAVETÇİLERİ mutlaka vardır
35 / FATIR - 23
İn ente illâ nezîr(nezîrun)
Sen sadece bir nezirsin (uyarıcısın)
35 / FATIR - 24
İnnâ erselnâke bil hakkı beşîren ve nezîrâ(nezîren), ve in min ummetin illâ halâ fîhâ nezîr(nezîrun)
Muhakkak ki Biz seni, hak ile müjdeleyici ve nezir (uyarıcı) olarak gönderdik İçinden bir nezir gelip geçmiş olmayan hiçbir ümmet yoktur
18 / KEHF - 57
Ve men azlemu mimmen zukkire bi âyâti rabbihî fe a’rada anhâ ve nesiye mâ kaddemet yedâh(yedâhu), innâ cealnâ alâ kulûbihim ekinneten en yefkahûhu ve fî âzânihim vakrâ(vakren) ve in ted’uhum ilel hudâ fe len yehtedû izen ebedâ(ebeden)
Rabbinin âyetleri zikredildiği (hatırlatıldığı) zaman ondan yüz çeviren ve elleriyle takdim ettiklerini (günahlarını) unutan kimseden daha zalim kim vardır? Muhakkak ki Biz, onların kalplerinin üzerine (fıkıh etmeyi engelleyen) ekinnet kıldık Ve onların kulaklarında (işitmeyi engelleyen) vakra vardır Sen, onları hidayet e davet etsen de bundan sonra onlar, ebediyyen asla hidayet e eremezler
2 / BAKARA - 38
Kulnâhbitû minhâ cemîa(cemîan), fe immâ ye’tiyennekum minnî hudenfe men tebia hudâye fe lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne)
Biz dedik ki: “Hepiniz oradan (aşağıya) inin Benden size mutlaka hidayet gelecektir O zaman kim hidayet ime tâbî olursa, artık onlara korku yoktur ve onlar mahzun da olmazlar ”
|