Yalnız Mesajı Göster

Kur'an'ın Hayatımızdaki Yeri...

Eski 08-04-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kur'an'ın Hayatımızdaki Yeri...



Mücadele Kavramı Işığında; Vahyin Yaşamsallaştırılması Sorumluluğu:

İslamilik iddiasına rağmen literatürlerinde ve yüreklerinde mücadele kavramına yer vermeyen ya da bu kavrama sığ, silik ve müphem bir tarzda yaklaşan insanların çokluğu bir vakıadır Vakıanın temelinde ise hiç şüphesiz Kur'an'dan kopuk bir din anlayışı ve pratiği vardır Bu durum kökleri uzun asırlara dayanan geleneksel kalıplar ve mevcut siyasi sistemin baskı ve yönlendirmeleri ile şekillenmiştir


Doğrular ancak pratik içinde, irade ve kararlılıkla savunulduğunda hayat bulurlar Mücadele de güçlü bir irade ve kararlılık temelinde yükselir Bireylere özgü alanlardan toplumsal alanların tümüne kadar hayatın her zerresinde hâkimiyet kurmaya çalışan şirk ve ifsat güçlerine karşı tavır almak ve bu tavrı sistemli bir mücadeleye dönüştürmek mutlaka, ama mutlaka zorluklarla, baskı ve zulümlerle karşılaşmayı getirecektir


İlke-İrade-Tutarlılık-Kararlılık-Biz olma çabası

Kur'an En Güzel Biçimde Mücadeleyi Emreder!

Vahyin bütünü, insanlar üzerinde sahte ilahların, zorba güçlerin yığdığı zincirleri kırmaya ve Allah'ın kullarını gerçek özgürlüğe kavuşturmaya yönelik bir mücadele çağrısıdır Kur'an'ın pek çok ayetinde zulüm ve ifsada karşı tavır almak ve bu uğurda gereken bedelleri ödemekten kaçınmamak hususunda açık uyarı ve teşvikler vardır


"Bir zulüm ve saldırıya uğradıkları zaman (topluca) kendilerini savunurlar"(42/39)

Laiklik adına Allah'ın dinini toplumsal hayatın her zerresinden kazımaya ve sadece bireylerin vicdanlarına hapsetmeye çalışan; irtica yaftasıyla Müslümanlarla sistemli bir mücadele yürüten; emperyalist güçlerin işbirlikçiliğini üstlenen mevcut sistemin kendisi bizatihi bir zulüm ve en büyük saldırıdır


Uyguladığı baskı ve şiddet politikaları ile insanları çaresizliğe, pasifizme ve yılgınlığa sevk etmeye çalışan azgın diktatörlüğün(post kolonyal, küresel emperyalizmin ve onun yerli işbirlikçilerinin) yaygınlaştırdığı korkunun egemenliğini yıkmak ve kitlelere umut olabilmek, Vahiy merkezli bir İslami kimliğe sahip Müslümanların öncülük sorumluluğunu hakkıyla üstlenmeleri ile mümkündür (Nahl,16/125)


Ne Yapmalı, Nereden Başlamalı?:

"Öncelikle sahip olduğumuz İslami anlayışımızı ve kavramlarımızı tarih içinde üretilmiş bulanık, kirli anlayış ve disiplinlerin gölgesinden kurtarmalı ve Kur'an'ın belirleyiciliğinde yeniden sahih temellere oturtmalıyız" (Al-i İmran, 3/173)


Çevremizde gördüğümüz çözülme ve savrulma vakıaları bizleri ümitsizliğe sevk etmemeli ve Kur'an'da Bakara suresinde anlatılan Talut kıssası bizim için örnek olmalıdır


"Ve Talut, kuvvetleriyle yola koyulduğunda "Bakın," dedi, "Allah sizi şimdi bir nehirle imtihan edecek: ondan içen benden olmayacak, onu tatmaktan sakınan ise benden olacaktır; ondan sadece bir avuç dolusu içen ise affa mazhar olacaktır" Ancak, birkaçı dışında hepsi ondan (dolu dolu) içtiler O ve ona inananlar nehri geçer geçmez ötekiler: "Calut ve kuvvetlerine karşı (koymak için) bugün hiç gücümüz yok!" dediler(Ama) kesin olarak Allah'a kavuşacaklarını bilenler: "Nice küçük topluluklar, Allah'ın izniyle büyük kalabalıklara üstün gelmiştir! Zira Allah, güçlüklere karşı sabırlı olanlarla beraberdir" diye cevap verdiler" (Bakara, 2/249)


Kur'an'da değişimin öznesi olan öncüler bilmelidir ki, durağan ortamlarda ancak donukluk ve hastalık ürer, olumluluklar ise dinamik, canlı ortamlarda gelişir Bunun için atalet, nemelazımcılık ve kendiliğindenciliği terk etmekle işe başlamak zorundayız


Şahıs ve grup bazında karşılaşılan zaaflı tutumlar:


Şahıs bazında:

1-Düşünsel yetersizlik ve sığlık

2-Dava bilincindeki eksiklik ve tutarsızlık

3-Ahlaki zayıflık, olgunlaşmamışlık

4-Bireycilik, kendi kişiliğini aşırı önemseme

5-Dünyevileşmek, nefse ve hevaya tabi olmak

6-Karamsarlık, kötümserlik


Topluluk bazında:

1-Grup içinde fikri uyumsuzluk, fikri karmaşa ve tutarsızlık

2-İlkesizlik

3-Donukluk

4-Belirli bir hiyerarşinin(iş bölümünün) bulunmaması

5-İlişkilerde ölçüsüzlük


Bilinçli Tercih-Emek-Süreklilik ve Yaygınlaştırılması

İslami bir şahsiyetten söz edebilmek, birbiriyle sıkı sıkıya bağlı üç temel boyutun aynı anda tezahürünü gerektirir:

a)Akidevi netlik

b)Salih kişilik

c)Düşünce ve eylem planında siyasi tutarlılık


İslami şahsiyetin oluşturulması şu vasıfları kazandırma hedefi gözetmeleri gerekir:

1)Bilgilenme ve düşüncede yoğunluk ve derinlik

2)Ahlaki zaaflardan beri olmak

3)Mesajı süreklilik içinde aktarma gayreti (Nahl, 16/125)

4)Söylenen ve savunulan her şeyi pratiğe aktarma sorumluluğu(Ankebut,29/2 ; Saf,61/2)

5)Bütüncül bir perspektife sahip olmak(En'am, 6/162)

6)Kuşatıcılık

7)Siyasi tahlil ve takip yeteneği


Bu vasıflar, İslami mücadele en yalın anlamıyla vahyin şahitliğini yapmaktır

Son çözümlemede toplumsal dönüşümle ilgili öneri ve fikirler; hayatın içerisine girebildiği, insanların hayatıyla kuvvetli bir irtibat kurabildiği ve direniş ve kazanım süreci içerisinde hayata mal olabildiği nispette hayatilik ve süreklilik kazanabilirler Vahyin cihanşümul yaklaşımının aksine, modern hayat içerisinde sürekli dini "Allah ile kul arasında" bir olgu olarak tanımlayıp vicdanlara hapsetmeye çalışan anlayışın niyetini deşifre etmek öncü şahsiyetlerin en öncelikli sorumluluklarındandır (3/103 ; 3/110 ; 3/104 ; 7/181 ; 2/143 ; 2/257 ; Rad/11 ; 58/21)


SONUÇ: Her Şeyi Âlemlerin Rabbi Allah İçin Kılmak Temel Sorumluluğumuzdur

Kur'an-ı Kerim'de Müslüman'ın hayata, dünya ve içindekilere, ezelden ebede âleme bakışının ne olması gerektiği belirlenmiştir

"De ki: 'Benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi Allah içindir'" (67162)


Allah'a emanet olun

Alıntı Yaparak Cevapla