Yalnız Mesajı Göster

İnandığımızı Yaşıyor Muyuz?

Eski 08-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İnandığımızı Yaşıyor Muyuz?




Ameli olmadığı halde müslümanlığı kimse elden bırakmıyor



İman, Dil Bilimcilerine göre (Kesb/çalışma ve ihtiyar/özgür iradeyle seçim ile kalpte hasıl olan tasdik)demektir


Yani iman, kelime anlamı olarak (verilen haberi kabul ve itiraf ederek, haber sahibini yalanlamamak) tır


Dini terim olarak ise iman, sadece tasdik olmayıp, (Hz Peygamberin Allah tarafından getirdiği ve dinden olduğu zaruri ve kesin olarak bilinen haber ve hükümleri kendi irade ve ihtiyariyle tasdik ederek bunları kabul ve itiraf etmektir)


Bizim üzerinde duracağımız nokta, bu tasdik, kabul ve itirafın nasıl olacağıdır


Kalben kabul ve itiraf yeter mi ?


Sadece dil ile kabul ve itiraf yeter mi ?


Yoksa hem kalben hem de dil ile kabul ve itiraf mı gerekir ?


Ya da bu ikisiyle birlikte pratikte de uygulamaları olması mı lazım ?


Bu noktalarda geçmişte İslâm bilginleri arasında bir çok tartışmalar olmuş ve bu husus ile ilgili, bir çoğu ifrat ve tefrit ölçülerinde Kerrâmiye, Havâriç, Mu’tezile, Selef/Muhaddisün gibi mezhepler/ekoller ortaya çıkmıştır


Bunlardan kimisi ameli olmayan bir müslümana çekinmeden KAFİR demiş, (Halbuki amelinin olmamasının imansızlıktan başka bir sebebi olabilir)


Kimisi de ameli olmayan bütün müslümanları cennetle müjdelemiştir

Böylece günahkarlığı cesaretlendirmiştir (!)


Bu geniş mevzu İlm-i Kelam kitaplarında duradursun Biz iman-amel ilişkisini zoraki yorumlara tevessül etmeden, temel kaynağımız KUR'AN’dan görelim



KONUYLA İLGİLİ YÜCE RABBİMİZİN AÇIK BEYANLARINA DİKKAT EDELİM


MÜ'MİNÜN SÜRESİ 1-2-3-4-5-6-7-8-9-10-11 AYETLER

Kesinlikle, inananlar kurtulmuşlardır

Onlar ki, namazlarında huşuludurlar

Ve boş şeylerden yüz çevirirler

Ve iffetlerini korurlar

Eşleri veya ellerinin sahip olduğu kölelere karşı ayrı, çünkü bundan dolayı kınanamazlar

Oysa, bunun ötesine gitmek isteyenler, işte onlar, sınırları aşanlardır

Ve onlar, emanetlerine ve sözleşmelerine bağlılık gösterirler, ve namazlarını korurlar

İşte onlar varislerdir

Temelli kalacakları Firdevs cennetine varis olurlar




Allahü Teâla elli civarında âyette İMAN EDENLER VE SALİH AMEL İŞLEYENLER şeklinde bir ifadeyle iman ile sâlih ameli yani iman ile davranışı birbirine yapıştırmış, bir daha tefrik edilmeyecek bir şekilde birbirine bağlamıştır


Bahsedilen iman ve sâlih amel aynı şey gibidir

Hatta o kadar ki mesela Mâide suresinin 44, 45, ve 47 âyetlerinde;

Allah’ın indirdiğiyle hükmetmeyenler KAFİRLER, ZALİMLER ve FASIKLAR olarak değerlendirilmiştir



ENFAL SURESİ 2-3-4 AYETLER

Gerçekte inananlar, o kimselerdir ki, ALLAH anıldığında, kalpleri ürperir

Ve âyetleri onlara okunduğunda, bu, onların inançlarını artırır

Ve Rab’lerine güvenirler

Onlar, namazı kılarlar ve kendilerine verdiklerimizden bağışlarlar

İşte gerçek inananlar onlardır

Onlara Rab’leri katında mertebeler, bağışlama ve güzel bir pay vardır





TEVBE SURESİ 111 AYET

Evet, ALLAH, İnananların canlarını ve mallarını Cennet karşılığında satın almıştır

Onlar, ALLAH yolunda savaşırlar

onra öldürürler ve öldürülürler

Bu, ALLAH’ın Tevrat, İncil ve KUR'AN’daki gerçek bir sözüdür

Ve sözünü, ALLAH’tan daha çok tutan kim vardır?

Öyleyse, yaptığınız alışverişle sevinin

Büyük başarı, işte budur



SAFF SURESİ 10-11 AYET

Ey inananlar Sizi, can yakıcı bir cezadan kurtaracak, kazançlı bir alış-verişi göstereyim mi size?

ALLAH’a ve Elçi’sine inanacaksınız

ALLAH yolunda canlarınızla, mallarınızla savaşacaksınız

bilseniz, bu, sizin için daha iyidir





İBRAHİM SURESİ 24-25 AYET

ALLAH’ın Güzel Söz’e (imana) nasıl örnek verdiğini görmedin mi?

O, kökü sağlam, dalları gökte, güzel bir ağaca benzer

o, Rabb’inin izniyle, her an ürün verir

ALLAH, insanlar için örnekler vurur/verir Belki ders alırlar




Ve Fürkan suresi âyet 63-77 âyetlerde nitelenen (Yeryüzünde kibirlenmeden yürümeyi, geceleri secde ve kıyam etmeyi; duada bulunmayı, malı harcarken savurgan ve cimri olmayıp orta bir yol tutmayı, haksız yere adam öldürmemeyi, zina etmemeyi, yalana tanıklık etmemeyi, boş lakırdıya kulak asmamayı, okunan âyetlere duyarlı olmayı ) özellikleri de göz önüne alınız



Bütün bu âyetler imanın amelden bağımsız, soyut bir şey olmadığının altını çizmektedir


ALLAH yolunda mücadele, iyiliği emir, kötülükten nehy, salat, oruç, infak, tevbe, vb


kulluk görevleri iman ile aynı kefede tartılmaktadır



ALLAH insan için iki yol bulunduğunu bildirir


İman edenlerin ALLAH yolunda, etmeyenlerin ise Tağut yolunda mücadele vereceklerini açıklar


Müminlerle fâsıkları bir tutmayacağını bildiren Rabbimiz, imanı yüceltmiş ve kalplerimize hoş göstermiş küfür, fısk ve isyandan nefret ettirmiştir




BAKARA SURESİ 214 AYET

Yoksa, sizden önce gelip geçenlerin başına gelenin benzeri, sizin de başınıza gelmeden, Cennet’e gireceğinizi mi sandınız? Yoksulluk ve sıkıntı, onlara öylesine dokunmuş ve öylesine sarsılmışlardı ki, Rasül ve onunla birlikte inananlar, ALLAH’ın yardımı ne zaman? demişlerdi

Gözünüzü açın şüphesiz ki ALLAH’ın yardımı çok yakındır






AL-İ İMRAN SURESİ 142 AYET

Yoksa ALLAH, içinizden savaşanları ayırt etmeden ve sabredenleri ortaya çıkarmadan Cennet’e gireceğinizi mi sandınız






TEVBE SURESİ 16 AYET

ALLAH, içinizden savaşanları, ALLAH’tan, Elçi’sinden ve inananlardan başka dost/yardımcı edinmeyenleri ortaya çıkarmadan bırakılacağınızı mı sandınız? Ve ALLAH, yaptıklarınızdan haberdardır







YUNUS SURESİ 62-63 AYETLER

Uyanın (!) ALLAH’ın Yakınlarına kesinlikle kaygı yok onlar üzülmeyecekler de Onlar, inanan ve takvâlı davranan kimselerdir






A'RAF SURESİ 156 AYET

Ve bu dünyada da, öteki dünyada da bizim için bir iyilik yaz Kuşkusuz biz sana tevbe etmiş olarak geldik Ve ALLAH buyurdu: Cezama dilediğim kimseyi çarpıtırım, rahmetim ise her şeyi kuşatmıştır Onu takvâlı olanlara, zekat verenlere, âyetlerimize inananlara yazacağım







BAKARA SURESİ 103 AYET

Evet, ve eğer inansalardı ve takvâlı olsalardı, ALLAH’tan bir ödül daha iyi olacaktı Keşke bilselerdi





MAİDE SURESİ 93 AYET

İnanan ve iyi işler yapanlara, tatmış olduklarından dolayı bir sorumluluk yoktur Yeter ki takvâlı davransın, inansın, iyi işler yapsın, sonra takvâlı davranıp inansın ve sonra takvâlı davranıp iyilik yapsınlar Ve ALLAH iyilik yapanları sever






ANKEBUT SURESİ 1-2-3-4-5-6-7 AYETLER

Elif, Lâm, Mim

İnsanlar, sınanmadan, yalnızca İNANIYORUZ demeleriyle bırakılacaklarını mı sanıyorlar?

Oysa biz, hiç kuşkusuz, bunlardan öncekileri de sınamıştık Öyleyse ALLAH, elbette gerçeği söyleyenleri bilir ve hiç kuşkusuz yalancıları da bilir Yoksa kötülük yapanlar, bizden kaçabileceklerini mi sanıyorlar? Karar verdikleri şey, ne kötüdür! Kim Allah’a kavuşmayı umuyorsa, evet, ALLAH’ın belirlediği zaman yoldadır O duyandır, bilendir Ve kim savaşırsa, ancak kendisi için savaşır Evet, ALLAH, gerçekten dünyalara karşı zengindir Ve inanan ve iyi işler yapanlara gelince, onların kötülüklerini, elbette sileceğiz ve onlara yaptıklarının daha güzeli ile karşılık vereceğiz







HUCURAT SURESİ 14-15-16 AYETLER

Bedeviler, İNANDIK dediler DEKİ: İnanmadınız, ama TESLİM OLDUK deyin; inanç henüz kalplerinize girmedi Eğer ALLAH’a ve Elçisi’ne boyun eğerseniz, O, yaptıklarınızdan hiçbir şeyi eksiltmez Gerçekten ALLAH, bağışlayıcıdır, merhametlidir! İnananlar, ancak, ALLAH’a ve Elçisi’ne inanırlar, sonra da kuşku duymazlar; bunlarla birlikte, ALLAH yolunda mallarıyla, canlarıyla savaşmış kimselerdir Doğru olanlar, işte bunlardır DEKİ: Siz dininizi mi Allah’a öğretiyorsunuz? Oysa ALLAH, göklerde olanları da, yerde olanları da bilir Ve ALLAH, her şeyi bilir


Ayetleri gördünüz İnsanlar, kesinlikle, İNANDIK demekle kurtulamayacaklardır


ÇÜNKÜ İMAN AYNI ZAMANDA YAŞAMAKTIR Yaşanmayacak bir kuru imanın bir anlamı ve önemi olmaz


İSLAM’dan başka bir din arayanların, buldukları dinlerinin kabul edilmeyeceğini hatırlatan Rabbimiz,

BİZ İMAN ETTİK diyen bedevilerin imanlarını yüzlerine çarpmaktadır


HAYIR SİZ HENÜZ İMAN ETMEDİNİZ İMAN HENÜZ KALPLARİNİZE YERLEŞMEDİ buyuruyor


Zira eğer ki siz gerçekte iman etmiş olsaydınız, ALLAH yolunda canınızla, malınızla mücadele edersiniz, ama siz (eslemna) diyebilirsiniz diyor


Yani tabiri caizse, KAFA KAĞIDINIZDA MÜSLÜMAN YAZDIRMANIZDA BİR SAKINCA YOK Kimliğinizi tespit etme babından, Mecusi, Hıristiyan, Yahudi, Zerdüşt vs


bir toplumdan olmayıp, Medine’deki Müslüman toplumdan olduğunuzu söylüyorsunuz ki bu doğrudur


AMA SİZE GERÇEK ANLAMDA MÜMİN DENEMEZ buyuruyor, Rabbimiz


Açıkça, bize, YA BU DEVEYİ GÜDERSİNİZ YA DA BU DİYARDAN GİDERSİNİZ deniliyor



AHZAB SURESİ 36 AYET

ALLAH ve Rasülü bir işte hüküm verdiklerinde, hiç bir mü’min erkeğe ve mümin kadına işlerine kendi isteklerine göre belirleme hakkı yoktur ALLAH’a ve rasülüne isyan eden, açık bir sapıklığa batıp gitmiş demektir



KUR'AN’ın üzerinde durduğu mesele, inandığımız doğruların hayatımızda uygulanmasıdır

İman ile ameli birbirinden ayırıp ayrı ayrı kategoride değerlendirmek KUR'AN’a göre uygun değildir


KUR'AN BİZDEN İŞ DAVRANIŞ İSTİYOR


İNANDIĞIMIZI YAŞAMAMIZI İSTİYOR


yani ben şunu şunu yapmıyorum amma benim kalbim temiz ifadeleri eyleme dökülmedikçe hiç bir anlam ifaade etmiyor sadece dil ile söylemler fiiliyata dökülmediğinde bu yetersiz kalıyor



Ayetlerde gördüğünüz gibi cennet salt inanmışlara değil, imanla birlikte salih amel işleyenlere; takvâ sahiplerine, sâlihlere, muhsinlere, ebrâra vadediliyor



İnandığı halde (mazeretsiz) amel işlemeyen insanlar kâfir mi, değil mi tartışması yerine onların mümin olup olmadıklarının cevabı araştırılmalıdır



Her ne kadar (amel imandan bir cüzdür) deyimi doğru değilse bile kesinlikle (amel imanın bir gereğidir, icabıdır, dışa vurumudur)



Kusursuzluk sadece ALLAH'a mahsusdur


Doğrusunu en iyi bilen ALLAH'tır

Alıntı Yaparak Cevapla