Yalnız Mesajı Göster

Tefsir Dersleri...

Eski 08-04-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tefsir Dersleri...



IDERS FATİHA SURESİ

Bismillâhirrcmmanirrâhim 1-3-Hamd olsun -Alemlerin Rabbi, Rahman, Rahim, Din Gününün (tek) sabibi ve mutasarrıfı- Allah'a 4-Yalnız sana ibadet (kulluk) eder, yalnız senden yardım isteriz 5-7-Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet gaza*ba uğrayanlarmkine, sapıklannkine değil Fatiha Suresinin Lafzi Tahlili

(Elhamdülillah): Hamd tazim yönüyle güzel bir şekil*de Allah (cc)ı methetmektir Kurtubi, «Arap dilinde hamdin anlamı, mükemmel bir surette methet*mektir Hamd kelimesinin başına «el» eki takılması hamd çeşitlerinin hep*sini ihtiva etmesi İçindir Bütün çeşitleri ile mutlak methin tümüne layık olan yalnız Cenabı Hakk'ttr Yermenin aksi olan hamd, şükür kelimesinden daha şümullüdür Şükür, bir nimet karşılığında yapıldığı halde Hamd, ister nimet olsun ister olmasın yapılır Mesela, yiğitliğini ve ilmini methettim denilir Şükür ise ancak bir ihsanın (iyiliklerin) karşılığında yapılır Hamd, dille yapılır Şükür ise kalb dil ve azalarla yapılır Şairin dedi*ği gibi, «Tarafınızdan bana verilen nimetlerin karşılığını üç şeyle ifade ederim, elim, dilim ve perde arkasındaki kalbimle» Taberî, hamd ile şükrün aynı anlamı İfade ettiklerini söyler Zira hamd, bir kimseden bir iyilik görülmeden de, onun vasıfları sebebiyle yapı*lır Şükürde iyilik yapan, yaptığı iyilikten dolayı sena edilir» [size="4"] der Kur-tubi'nin bu sözleri de hamd'in şükür'den daha kapsamlı olduğunu göster*mektedir (Rabbi'l-alemîn): Rab, lügatta terbiye manasında dır Terbiye ise herhangi birşeyi eğitmedir Herevî'ye göre birşeyi ıslah (düzeltme) edene veya tamamlayana onu terbiye etmiş derler Bunun için devamlı kitaplarla uğraşanlara «Rabbâniyyun» denir [size="4"] Rab kelimesi, terbiye kökünden türetilmiştir Allah (cc) İnsanları eğitir ve yönetir Rab malik, muslih (düzeltici), efendi ve itaat olunan gibi bir*çok manalara gelir Mesela, «şu develerin rabbi» denildiğinde «develerin sahibi» anlaşılır Rab kelimesi Allah (cc)ın dışında izafesiz kullanılmaz Bir hadis-i şe*rifte kölelere hitaben Resulallah (sav), «Sizden biriniz bir diğerine «Rab-blne sofra hazırla, abdest aldır» veya biriniz efendisine «Benim rabblm» demeyip, «efendim» desin» [size="4"] buyurmuştur Rab, mabud (tapılan) manasına da kullanılmaktadır Şair şöyle der: «Tilkilerin üstüne pislediği rab mıdır? Andolsun tilkilerin üstüne pislediği zelil olmuştur» [size="4"] Rab aynı zamanda efendi, itaat olunan manalarına da kullanılır Ni*tekim Allah (cc), «Ey zindan arkadaşlarım (rüyalarınıza gelince Birini» efendisine (rabblne) şarap içlrecek» (Yusuf: 41) buyurmaktadır Rab yine düzeltici ıslah edici mandarına da gelir Şair şöyle der: «Terbiye eden (muslih) o kişi ki, hayırlı iş öğretir Ona bilinen ve İste*nilen birşey sorulduğunda cevap verir ve noksanları tamamlar» [size="4"] (El-Alemîn): Alemin, bir cins isim olan alem kelime*sinin çoğuludur Aslında alem kelimesi de çokluk ifade eder ve aynı kök*ten gelme bir tekil biçimi yoktur Rehd ve enam kelimeleri gibi Ebussuud Efendi bu kelimeyle ilgili olarak «Âlem, hatem ve galip keli*meleri gibi, onunla bilinen şeyin ismidir Yüce Yaratıcımızı tanıtan, gös*teren varlıklardan her birisine alem denir» der İbni Cevzi ise «Alem kelimesi, Arap diline vakıf olanlara göre Allah (cc)ın yarattığı ilk varlıktan son varlığa kadar bütün mevcudata verilen İsimdir Mütefekkirlere göre yerde, gökte ve kainatta bulunan varlıkların hepsine alem denir Alem kelimesinin kökü hakkında iki görüş vardır Birincisi lügatcıların (dil bilginlerinin) görüşüdür Buna göre alem kelimesi «ilim» kelimesin*den türemiştir, ikincisi de mütefekkirlerin görüşüdür Bu görüşe göre 'K alem kelimesinin kökü, «alamet» kelimesidir» diyor [size="4"] Kainattaki her varlık ayrı ayrı yönetici, yaratıcı ve Hakim olan Allah (cc)'ı gösterir Ona işaret eder Bu hakikati şair şöyle dile getirir: «Ben! hayrete düşüren şudur, günahkar kişi Allah'a nasıl isyan eder?/lnkareı, Allah'ın varlığını nasıl inkar eder?/Çünkü her hareket, her duruş ebedly-yen O'nun varlığına şahidlik eder/Herşeyde Allah'ın birliğine işaret eden bir ayet vardır» ibni Abbas'a göre «alemîn»den kasıt insanlar, cinler ve meleklerdir [size="4"] Ferra ve Ebu Ubeyde'ye göre ise insanlar, cinler, melekler ve şeytan*lardan meydana gelen akıl sahibi dört sınıfa «alem» denir Zira bu ke*limenin «alemin» biçimindeki çoğul şekli Arap dilinde özellikle akıl sahip*leri İçin kullanılır Nitekim şair A'şa'mn «Ben onların benzerini aleminde duymadım» [size="4"] mısrası da bunu gösterir Alimlerin bir kısmı ise insanlar, cinler, melekler, hayvanlar, bitkiler ve cansız varlıklar gibi mahlukatın her sınıfının birer alem olduğu görüşün*dedir Fatiha suresinde «Rabbi'l-alemîn» ifadesinin kullanılması bütün bu sınıfları ihtiva ettiği içindir (Er-Rahman er-Rahim): Rahmet kökünden türeyen Rah*man ve Rahim kelimeleri Allah (cc)ın isimlerindendir Rahman, nimetlerin en büyüğünü Rahim ise en dakik (ince, hassas) olanını veren demektir [size="4"] Mübalağa ifade eden «Fa'lan» kalıbından olan Rahman ismi rahmet*te eşi benzeri olmayan manasındadır El-Hitabî'ye göre Rahman, tüm mümin ve kafirleri İhata eden, onlara hayat ve rızık veren Zat'a, Allah'a denir Rahim sıfatı İse yalnız müminlere hastır Nitekim bunu «O, müminleri çok esirgeyicidir (rahim)» ayetinden anlamak mümkündür Rahman ismi yalnız cenabı Hakk'a mahsustur ve O'ndan başkasına verilemez Rahim İsminin başka varlıklara da verilebileceğini Cenabı Hakk'ın Resulallah'ın vasıflarından bahseden «Müminleri cidden esirgeyicidir, bağışlayıcıdır o» (Tevbe: 128) emri göstermektedir Kurtubî, Rahman ismiyle alakalı olarak şöyle demektedir: «Alimlerin çoğuna göre Allah (cc)ın dışında herhangi bir kimseye Rahman ismi ve*rilmesi doğru değildir Çünkü Rahman sıfatı yalnız O'na has bir İsimdir» «De ki: «Gerek Allah diye (ad verip) çağırın, gerek Rahman diye (ha-blblm) (ad verip) çağırın» (isra: 110) buyuran cenabı Hakk, kendine has olan ve hiçbir ortak kabul etmeyen Allah ismine eş olarak Rahman adıyla da çağrılmasını İsterken, «Senden evvel gönderdiğimiz peygamberlerimize sor: Biz Rahman'dan başka tapılacak tanrılar yapmış mıyız?» (isra: 110) emriyle de Rahman'ın ibadete layık olduğunu haber vermektedir Bu da göstermektedir ki Rahman adı yalnız Allah'a has bir isim olabilir insanlardan yalnız Müseylemetü'l-Kezzab (yalancı peygamber) -Allah'*ın laneti ona olsun- kendisine «Rahmanü'l-Yemame» (Yemame şehrinin Rahmanı) ismini vermiştir Bu zata Rahman adını kullanıncaya kadar Kezzab denilmiyordu «Rahmanü'l-Yemame» adını kullanmaya başladıktan sonra cenabı Hakk, Kezzab ismini öyle yaygınlaştırdı ki, bu isim Müseyll-me'yi tanıtan bir sembol oldu [size="4"] (Yevmi'd-Din): Yevmi'd-Din, din günü, ceza günü ve hesap günü anlamlarına gelir Cenabı Hakk, din gününde bir mülk sa*hibinin kendi malında yapmış olduğu tasarruf gibi tasarrufta bulunur Lügatta ceza manasında kullanılan din kelimesini Resulallah (sav) bir hadls-i,Şeriflerinde şöyle kullanmaktadır: «istediğini yap Yaptığın gibi cezalandırılırsın» Llsanü'l-Arap'ta, «Din, ceza ve mükafat manasınadır Din günü ceza günü demektir Nitekim Kur'anda, «Hakikaten biz mi cezalanmış ola ooğız?» (Saffet: 53) denilmektedirDeyyan kelimesi din kökünden gelir ve Allah (cc)ın bir sıfatıdır» [size="4"] denmektedir Şair Lebid de şöyle der: «Sen ektiğini birgün biçersin Elbette ki genç kişi ceza verdiği gibi birgün de cezalanacaktır» [size="4"] (iyyâke nağbüdü):Yalnız sana ibadet (kulluk) ederiz Kulluğun manası kişinin kendisini Allah (cc)ın huzurunda küçültmesi, al-çaltmasıdır Zemahşerî şöyle der: «ibadet, tevazu ve zilletin en sonudur Mesela Araplar, sağlam bir kumaşa «Sevbün zü abedetin» (Çok sağlam kumaş) derler Bundan dolayı Allah (cc) için yapılan tüm hareketlere iba*det denir» [size="4"] lyyake nağbüdü'nün manası özetle, «Ancak sana eğiliriz Zira sen her türlü tazime layıksın Senden başka hiçbir şeye ibadet etmeyiz» demek*tir (ve lyyâke nesteıyn): (Yalnız senden yardım iste*riz) istiâne, yardım istemek demektir İbni Abbas'tan (ra) rivayet edilen bir hadis-i şerifte Peygamber efendimiz (sav) şöyle buyurmaktadır: «Dile*diğin herşeyi Allah (cc)tan dile Eğer yardım istersen yine sadece Allah (cc) tan iste» Bu cümlenin toplu anlamı şudur Ya Rabbi, itaatta, kullukta ve bütün işlerimizde yalnız senden yardım isteriz Bize yardım etmeye senden gay*rı kimsenin gücü yetmez Kafirler senden başkasından yardım isterlerken biz yalnız senden yardım isteriz (İhdinâ): (Bizi ilet) İhdina bir dua fiilidir ve buradaki anldmı «Sana yaklaştıracak hidayet yolunu bize gösterndir Hidayet, lügatta delâlet (kılavuzluk) manasına gelir Nitekim Allah (cc): «Semud'a gelince: Biz onlara doğru yolu gösterdik Ama onlar körlüğü hidayete tercih etti*ler» (Fussllet: 17) buyurmaktadır Hidâyet, irşad ve imanın kalbte yerleşmesi anlamlarına da gelir Bu*nu «Hakikat sen (Hablblm, her) sevdiğin kişiyi hidayete erdiremezsin Fa*kat Allah'dır ki, kimt dilerse ona hidayet verir ve O, hidayete erecekleri daha iyi bilendim (Kasas- 56) ayetinde görmek mümkündür Resulullah (sav)ın «Hadi denildiği zaman Allah (cc) yoluna kılavuzluk yapan demektir» şe*refli sözünü Cenabı Hokk'ın «Şüphesiz ki sen herhalde doğru bir yolun rehberliğini yapıyorsun» (Şura: 52) buyruğu doğrulamaktadır Demek ki Resulullah (sav) imanı insan kalbine bizzat koymaz, sadece konmasına kılavuzluk eder (Sırat el-mustakîm): (Doğru yola) Sırat kelimesi, yol manasındadır Cevheri de bu görüştedir Şair de kelimeyi şöyle kullanmıştır: «Ben onları acık bir yola (sırat) şevkettim» Kurtubî'ye göre Arap dilinde sırat, yol manasındadır Tufeyl oğlu A-mir de şiirinde sıratı yol karşılığında kullanmıştır: «Biz onların toprakları*nı atlılarla doldurduk, öyle ki, topraklarını, yoldan (daha beter çiğneyip) zelil ederek terkettik» Araplar, sırat kelimesini doğrulukla vasıflanan her söz ve işte kul*lanmışlardır Kelime Fatiha suresinde ise «İslâm dini» karşılığında kul*lanılmıştır Müstakim, eğriliği büğrülüğü olmayan şeye denir Bu anlamı Cenabı Hak «Şüphesiz ki, (emrettiğim) bu (yol) benim dosdoğru yoiumdur O hcri-d* ona uyun» (En'am: *153) emri ile doğrulamaktadır Buna göre «Doğru yola» ifadesinin manası «Ya Rabbî bizi iman üzere sabit kıl güzel İşlere muvaffak eyle ve İslâm yoluna -cennete kavuşturan yola- gidenlerden kıl» demektir (Enamte aleyhim): (Kendilerine nimet verdikleri*nin) Nimet, geçimin iyi olması, yani insanın dilediğini istediği zaman ve yarde temin edebilmesi demektir Müfessirlerin çoğu, İbni Abbos (ra)ın «Nimet verilenler» ifadesinden anlaşılan peygamberler, sıddıklar, şehidler ve salih kişilerdir» görüşüne Allah (cc)ın, «Kim Allah (cc)a ve Peygambere itaat ederse işte onlar, Al*lah (cc)ın kendilerine nimetler verdiği peygamberlerle, sıddıklarla, sehld-torla, sallhlerle beraberdirler Onlar ne iyi arkadaştır» (Nisa: 69) emrine dayanarak uymuşlardır (El mağdûbl aleyhim): (Gazaba uğrayanlarınklne) Gazaba uğrayanlardan murod Yahudllerdir Cenabı Hak, bunu Kur'anda bize haber vermektedir: «Hani siz, «Ey Musa, bir çeşit yemeğe (kudret Imlvasıyla bıldırcın etine) mümkün değil dayanamayız O halde bizim İçin flabblne dua et de yerin bitirdiği şeylerden sebze, acur, sarımsak, merci m«k ve soğan çıkarsın» demiştiniz (Musa da) «O hayırlı olanı «u daha atağı olanla değiştirmek mi istiyorsunuz? (Öyle ise) bir şehre inin Çünkü (orada) size istediğiniz (sebzeler) var» demişti Onların üzerine horluk v« yoksulluk vuruldu Allah (cc)don bir gazaba da uğradılar» (Bakara 61)

Alıntı Yaparak Cevapla