Prof. Dr. Sinsi
|
Tefsir Dersleri...
Kurtubî ise, «Arap diline göre önemli olan önce söylendiği için ehem*miyetine binaen önce «iyyâke» zikredilmiştir Araplardan biri diğerine ha*karet edince hakarete uğrayan yüzünü başka tarafa çevirirdi Hakaret eden, «Sana hakaret ettiğim halde neden yüzünü başka tarafa çevirdin?» deyince «Senden zaten yüzçevirdim» der Dikkat edilirse, her iki şahıs da önemli olan «sen» kelimesini daha önce kullanmışlardır Nitekim kul ve kulluğu ifade eden «nağbüdü» kelimesinin, mabud olan Allah'a yönelik bir zamir olan «iyyake»deki «kef» harfinden önce gelmemesi için önce «lyyake» zikredilmiştir «Sana İbadet eder ve senden yardım beklerim» cümleleri doğru değildir Kur'andakl ifadeye uymak lazımdır» diyor İbadet yalnız Allah (cc)'a yapılır Yardım da ancak O'ndan istenir, «lyyake» tabiri ayette ikinci defa tekrarlanmasaydı ayetin anlamı «ibadet yalnız Allah'a yapılır, fakat yardım O'ndan başkasından da istenebilir» gi*bi anlaşılabilirdi Böyle bir imajın doğmaması için «iyyake» tabiri ayette iki kere tekrar edilmiştir Onuncu İncelik: Fatiha suresinin «Bizi doğru yolo, kendilerine ni*met verdiklerinin yoluna ilet, gazaba uğrayanlannkine, sopıklannkine de-ğH» ayetlerindeki «nimet* Allah (cc)'a izafe edilirken, «gazab» ve «sapık*lık» O'na isnad edilmemektedir Kur'an-ı kerimdeki bu ifade şekliyle de Allah (cc) kullarına terbiye öğretmektedir Buna göre kötülük takdir yo*luyla Allah (cc)'tan ise de, O'na isnad edilemez Cenabı Hakk'ın İbrahim (sav)'in diliyle, «(O Rafa) M beni yaratan ve bana doğru yolu gösterendir Bana yediren, bana İçiren O'dur Hastalan*dığım zaman bana şifa veren O'dur» (Şuam: 78-80) bize öğrettiğine gö*re, hastalık aslen Onun tarafından yaratıldığı halde, «Beni hastalandıran O'dur» yerine, «Hastalandığım zaman bana şifa veren O'dur» denilmesi, insanların Allah (cc)'a karşı nasıl bir edep ve terbiye içinde olmaları ge*rektiğini gösterir Yine Cenabı Hakk'ın, mümin cinlerin diliyle «Doğrusu biz yerdeki ki*şilere şer mi murad ediliyor, yoksa Rablerl için bir hayır mı İrade ♦diliyor bilmiyormuşuz » (Cin: 10) buyruğunda, şerrin yapıcısı olarak gösterilmez*ken, hayrın O'nun tarafından irade edildiği açjk bir şekilde ifade ediliyor Bu da göstermektedir ki, edeb ve terbiye bakımından kötülükler Allah (cc)'a atfedilemez Müminlerin Allah (cc)'a karşı kulluk vazifelerini yapa*bilmeleri, iyilik ve güzelliklerin her zaman ve her yerde Allah (cc)'tqn ol*duğunu bilmelerine bağlıdır [size="4"] Fatiha’daki Şer'ı Hükümler
Birinci Hüküm: Besmele, Kur'an'dan Bir Âyet Midir?
Alimler, «O, gerçek Süleymandır ve O, hakikaten Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla» (Nemi: 30) ayetindeki besmelenin ayetin bir parçası olduğunda ittifak etmişlerdir Yalnız, besmelenin Fatiha'dan mı, yoksa her surenin başından bir ayet mi olduğu konusunda ihtilaf etmişlerdir Bunları şöylece sıralayabiliriz: Birincisi: İmam Şafii (ra)'nin görüşüne göre besmele, hem Fatiha'*dan, hem de diğer surelerin başından bir ayettir İkincisi: İmam Malik (ra)'in görüşüne göreyse ne Fatiha'dan bu ayet*tir,, ne de herhangi bir surenin başından bir ayettir Üçüncüsü: İmamı azam Ebu Hanife (ra)'nln görüşüne göre de Kur'-an-ı kerimden tam bir ayettir Sureleri birbirinden ayırmak İçin gönderilmiştir Fatiha suresinden bir ayet değildir Şafiilerln delilleri: imam Şafii (ra)'nin kendi mezhep görüşünü isbatlamak İçin birçok - delilleri vardır Biz, bu delillerden birkaç tanesini özetle aşağıya aktarıyoruz : Birinci delil: Ebu Hüreyre (ra)'nin Resulullah (sav)'tan naklettiği şu hadis-i şerife dayanır: «Siz 'ElhamdülHlahi Rabb’l alemin'i besmele İle okuyun Zira Fatiha suresi, Kur'anın ve kitabın anası olup yedi defa tekrâr-c lanandır Besmefe, Fatiha suresinin ayetlerinden biridir » [size="4"] İkinci delil: ibnl Abbas (ra)'ın nakline göre Resulullah (sav), namaza ' besmele ile başlardı [size="4"] Üçüncü delil: Enes (ra)'den, Resulullah (sav)'ın namazda nasıl oku*duğu soruldu O da, Resullah (sav), namazda çok uzun okurdu, diyerek besmele ile başladı ve: «Hamd olsun, alemlerin Rabbi, Rahman, Rahim, din gününün sahibi ve mutasarrıfı Allah'a Yolnız sana ibadet (kulluk) ederiz, yalnft senden yardım İsteriz Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna İlet, gazaba uğrayanlarınkine, sapıklarınklne değil » suresini okuduktan sonra da «Resulullah (sav)'ın okuduğunu ben de si-ı ze aynen okudum» dedi [size="4"] Dördüncü delil: Enes (ra)'den nakledilen şu hadis-! şeriftir: Enes (ra): «Birgün Resulullah (sav)'ın huzurundaydık Resulullah bir ara hafifce uyudu Uyanınca tebessüm etti Biz, seni tebessüm ettiren nedir diye sorunca Resullah (sav): «Şu anda bana bir sure nazil oldu» diyerek, «Esirgeyen ve bağışjayan Allah'ın adıyla (Habiblm) hakikat, biz sana kevseri verdik O halde Rabbin İçin namaz kil, kurban kes Sana buğzeden (yok mu, işte asıl) zürriyetsiz olan şüphesiz odur » (Kevser) suresini okudu » der [size="4"] Şafiilere göre bu hadis, besmelenin bütün surelerden bir ayet oldu*ğuna işaret eder Çünkü Resullah (sav), onu Kevser suresi ile beraber okumuştur Beşinci delil: Şafillerin nakli delilleri kadar aklî delilleri de vardır, imam Şafii'nin yazmış olduğu Kur'an-ı kerimde besmele, Fatiha'nın ba*şında yazıldığı gibi, Berat suresinin dışında bütün surelerin başında da yazılmıştır Bu nüshanın çoğaltılarak diğer şehirlere gönderilen suretle*rinin hepsinde de surelerin başında besmele yazılıdır imam Şafii (ra) ve benzeri büyüklerin Kur'an-ı kerimden olmayan şeyleri sure aralarına yazmayacakları ilmî tevatürle bilinmektedir Hatta onlar, ftesulullah (sov)'ın zamanında olmayan bir şeyin Kur'anda bulun*masını istemedikleri için Kur'anı aşir halinde, sureleri ve isimlerini ha*rekeli otarak yazmazlardı Böyle bir titizlikle yazılan Kur'an-ı kerimlerde besmelenin Fatiha'nın ve diğer surelerin boşlarında yazılması, onun her sureden bir ayet oldu*ğunu gösterir Mcritkilerfn deffflari: Malikiler besmelenin Fatiho'dan ve Kur'andan bir ayet olmadığı ko*nusunda birçok deil getirmektedirler Bunlardan birkaç tanesini nakledi*yoruz : Birinci delil: Hz Aişe (rah)'nin: ıResulullah (sav), namaza tekbirle, kıraata da «Elhamdülillah! Rabbil alemin» ile başlardı » [size="4"] sözleridir İkinci delil: Buharı ve Müslim'in Enes bin Malik (ra)'ten naklen ri*vayet ettikleri şu hadis-i şeriftir: «Ben, Resulullah (sav), Ebu Bekr (ra) Ömer (ra) ve Osman (ra)'ın arkalarında namaz kıldım Onlar kıraata yal*nız «Elhamdülillâhi Rabbil alemin» ile başlarlardı » Müslim'in diğer bir ri*vayetine göre: «Onlar, besmeleyi ne kıraatin başında, ne de sonunda okurlardı » [size="4"] Üçüncü delil: Ebu Hüreyre (ra)'nin Resulullah (sav) tan naklettiği şu hadls-i kudsidir: «Namazı benimle kulumun arasında ikiye ayırdım Kulum kendisi ile ilgili fcısmtndo dilediğini benden isteyebilir Namaz kılan kul: «Hamd olsun alemlerin Rabbı olan Allah'a » Allah (cc): «Kulum bana hamd etti » Kul: «Esirgeyen ve bağışlayan Allah'ın adıyla » Allah (cc): «Kulum beni methetti, övdü » Kul: «Din gününün sahibidir » Allah (cc): «Kulum benim ululuğumu kabul etti » Kul: «Yalnız sana ibadet ederiz Yalnız senden yardım isteriz » Allah (cc): «Bu dilek benimle kulum arasındadır Kulum benden di*lediğini isteyebilir » Kul: «Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet, ga-laba uğrayanlarınkine, sapıklarınkine değil » Allah (cc): «Bu istek de yalnız kulumundur Kulum benden dilediğini l»ter » [size="4"] Malîkilere göre hadisteki «Namazı ikiye ayırdım» cümlesinde geçen •namaz»dan maksat, Fatiha süresidir Fatiha suresi okunmadan kılınan namazın sahih olmaması sebebiyle hadiste ona namaz ismi verilmiştir Eğer besmele, Fatiha suresinden bir ayet olsaydı, hadis-i kudside zikre-dlllrdi Dördüncü delil: Besmele Fatiha suresinden bir ayet olsaydı Fatiha süresindeki «Rahman ve Rahîm» kelimelerinin tekrarlanmaması lazım ge*lirdi Bu surenin «Eirgeyen ve bağışlayan Allah'ın ismiyle Hamdolsun alemlerin Rabbı olan Allah'a Esirgeyen ve bağışlayan  » şeklinde dizili*şi demek olurdu ki, bu da Kur'anın edebî üslûbuna aykırı olurdu Beşinci delil: Besmelenin surelerin başında yazılması ve herhangi hlrşeyln başlangıcında okunması, Resulullah (sav)'ın sünnetine uymak ve bereket içindir Onun surelerin başında tevatürle yazılması Kur'andan ol*duğuna tevatüri bir delil sayılmaz Kurtubi, bununla ilgili olarak: «Şafiî ve Maliki'nin görüşlerinden en sahihi, İmam Malik (ra)'lndir Zira Kur'an ayetleri ahadî haberlerle tes-blt olunamaz Kur'an ayetlerinin tesbit yolu, ihtilaf kabul etmeyen kafi tevatürle olur » der Ibnu'l-Arobî ise: «Alimlerin besmelenin Kur'andan sayılıp sayılmaya*cağı hakkındaki münakaşaları, onun Kur'andan sayılmayacağına kafi bir delildir Zira Kur'an ayetleri münakaşa kabul etmez Nitekim sahih ha*berler besmelenin Nemi suresinin dışında ne Fatiha'dan, ne de herhangi bir sureden bir ayet olmadığına İşaret ederler Bizim mezhebimiz (Maliki) diğer mezheplere aklın kabul edeceği bir tarzda tercih edilir Medlne-i Münevvere'de, Resulullah (sav) zamanından imam Malik (ra) dönemine kadar besmeleyi Peygamber (sav) efendimizin sünnetine ittibûen hiçbir şahıs okumamıştır Bu da diğer mezheplerin görüşünü redde kâfidir Bizim mezhebin görüş sahipleri, besmelenin nafile namazlarda okunmasına müs-tehab demişlerdir Besmelenin okunması hakkında varit olan hâdls ve ri*vayetler, nafile namazlarda kıraatinin müstahab olduğuna işaret eder »[size="4"] demektedir Hanefilerin deJlHeri: Hanefilere göre besmelenin Kur'anda yazılışı ve ondan bir ayet Olu*şu, her sureden bir ayet oluşuna İşaret etmez Nitekim besmelenin gece namazlarında sesli okunmamasını emreden hadisler, onun Fatiha'dan ol*madığını gösterir Hanefiler, Nemi suresinin dışında Kur'an-ı kerimden tam bir ayet olduğuna ve sureleri birbirinden ayırmak için nazil olduğuna hükmetmişlerdir Hanefîlerin görüşünü teyid eden delillerden bir kısmı şunlardır: Ashab-ı kiramdan nakledilen: «Biz, besmele nazil olana kadar Su*relerin başlangıcını ve sonunu bilmiyorduk * [size="4"] sözleri ile Ibni Abbas (ra)'dan rivayet edilen: «Resulullah (sav), besmele nazil olana kadar su*relerin birbirinden ayırılmosınt bilmiyordu Ancak, besmele nazil olunca bildi » [size="4"] sözleri Hanefîlerin görüşünü takviye ediyor imam Ebu Bekr er-Razi [size="4"] ise bu konuda şöyle demektedir: «Alim*ler, besmelenin Fatiha'dan bir ayet olup olmadığı konusunda görüş ay*rılığına düşmüşlerdir Küfe kıraat alimleri onu Fatiha'dan bir ayet sayar*ken, Basra kıraat alimleri saymamışlardır, imam Şafii (ra), besmelenin Fatiha'dan bir ayet olduğuna, onu terkedenin namazını iade etmesi gerektiğine hükmetmiştir Şeyhimiz Ebu'l Hasan el-Kerhî ise, besmelenin namazlarda açıktan okunamayacağını söyler Şeyhin bu sözü, besmele*nin Fatiha'dan bir ayet olmadığına işaret eder Bizim mezhep alimlerinin görüşüne göre besmele, surelerin başında bir ayet değildir Çünkü onu namazlarda açıktan okumuyorlar Besmelenin Fatiha suresinden olma*ması, başka surelerden de olmadığına da işaret eder kanaatındadırlar «Yalnız İmam Şafii (ra), besmelenin her sureden bir ayet olduğunu söylemiştir Bu görüşü İmam Şafii (ra)'dan başka hiçbir alim söyleme*miştir Zira selef arasındaki görüş ayrılığı da besmelenin Fatiha süre*ninden bir ayet olup olmadığı şeklindedir Nitekim hiçbir alim, besmele*nin surelerin başından bir ayet olduğunu kabul etmemiştir » diyerek söz*lerine şöyle devam eder: «Resulullah (sav)'dan rivayet edilen «Kur'anda 30 ayetli bir sure var*dır ki, okuyucu affolununcaya kadar şefaat eder Bu sure Tebarekellezî bl yedihil mülk'tür» hadis-i şerifi, besmelenin surelerin başından bir ayet olmadığına işaret eder Kıraat alimleri ile diğer alimler Tebareke süre*ninin besmele dışında 30 ayet olduğu konusunda görüş birliği içindedir*ler Eğer besmele sureden bir ayet olsaydı, Tebareke'nin 31 ayet olması lazım gelirdi Bu da, Resulullah (sav)'tan rivayet edilen hadise aykırı dü*şerdi Yine bütün beldelerin kıraat ve Fıkıh alimleri Kevser suresinin 3, ihlas suresinin 4 ayet olduğunda ittifak etmişlerdir Eğer besmele bu su*relerden bir ayet olsaydı, Kevser suresinin 4, İhlas suresinin 5 ayet ol*ması lazım gelirdi » [size="4"]
|