Prof. Dr. Sinsi
|
Tefsir Dersleri...
Ayetlerin Nüzul Sebebleri
A Buhari ve Müslim El-Berrâ bin Âzib (ra)'dan rivayet edilen bir hadis-i şerifi şöyle naklediyorlar: «Resulullah (sav) Medine'ye İlk geliş*lerinde ensarilerden dayısı oğullarının yanına vararak 6 ay kadar namazını Mescid-i Aksa'ya yönelerek kıldı Fakat O kıblenin Ka'beye yönelik olma*sını istiyordu Resulullah (sav)'in Ka'beye yönelmesi ilk defa ikindi nama*zında vaki olmuş, cemaati de onunla aynı yöne dönmek suretiyle namaza devam etmiştir Peygamber (sav) efendimizin ashabıyla beraber İlk defa Ka'beye yönelerek kıldığı (Medine'de Kıbleteyn mescidinin bulunduğu şim*diki yerde) namazdan sonra sahabelerden biri cemaatten ayrılarak Mes*cid-i Saadet'e gitti Oradaki cemaatin yine Mescid-I Aksa'ya yönelik na*maz kıldıklarını, hem de rükûya gitmiş bir halde iken görünce onlara: «And olsun, ben Resulullah (sav)'ın Ka'beye yönelerek namaz kıldığına, Allah (cc) için şahitlik ederim» dedi Bunu duyanlar namazda iken hemen Ka'beye yönelerek namazlarına devam ettiler Kıblenin Ka'beye dönmesin*den önce Mescid-i Aksa'ya yönelik namaz kılanlardan ölen veya şehit olan*lar hakkında da: «Allah, imanınızı zayi edecek değildir» âyeti nazil oldu Bu âyet kıbleninKa'beye dönmesinden önce Mescid-i Ak'sa'ya müteveccih namaz kılanların, namazlarının kabul edildiğine delâlet eder [79]
B El-Berrâ (ra) da: «Resulullah (sav), Mescid-i Aksa'ya yönelerek na*maz kılardı Fakat daima kıblenin Ka'beye dönmesi için semaya yüzünü çevirerek bakardı Bunun üzerine Allah (cc): «Biz, yüzünü çok kere göğe evirip çevirdiğini görüyoruz Şimdi seni herhalde hoşnut olacağın bir kıble*ye döndürüyoruz» âyetini inzal buyurdular O zaman müslümanlardan bir gurubun «Kıblenin Mescid-i Haram'a dönmesinden önce bizim ve kardeş*lerimizin Mescidi Aksa'ya yönelerek kıldığımız namazlarımızın kabul edilip edilmeyeceğini bilmek istiyoruz» demeleri üzerine «  Allah, imanınızı zayi edecek değildir» âyeti nazil oldu » [80] demektedir
Bu iki Hadisi Şerif, kıble âyetinin gelişindeki hikmeti göstermeye ka*fidir [81]
Ayetlerin Tefsirindeki İncelikler
Birinci incelik: Alloh (cc), kıblenin çevrilmesi emrinden önce, Yahu*dilerden sefihlerin (beyinsizlerin), kıblenin Ka'beye çevrilmesinden sonra ne söyleyeceklerini Resulullah (sav)'a mucize olmak üzere bildirmiştir Bu haber veriş, Resulullah (sav)'ın peygamber olarak gelişini tasdik ve n'nun düşmanlarına kesin bir cevap veriştir
Zemahşerî «Keşşaf» isimli tefsirinde özetle: «Kıblenin dönüşünden önce, beyinsizlerin kıblenin Ka'beye çevrilmesinden sonra ne söyleyecek-İminin Resulullah (sav)'a haber verilmesinin faydası nedir? Bu soruya ce*vap olarak şöyle denebilir: «Düşmanların (Yahudilerin) gelecekte ne söyle*yeceklerinden önce onlara cevap vermek, aradaki fikrî çatışmayı ketin bir şekilde reddeder» [82] demektedir
İkinci incelik: Allah (cc) «De ki: (Habibim) «Doğu da Allah'ın, batı da O, kimi dilerse onu doğru yola iletir » âyetiyle insanlardan beyinsizlere Yahudiler, müşrikler ve münafıklar- dimağlarını çatlatırcasına bir red ce*vabı vermektedir Gerçekten bütün yönler O'nundur Hiç bir yön diğerlerin don daha kıymetli değildir Hiçbir yerin, kendi başına kıble olması mümkün değildir Cenâb-ı Allah (cc), hangi yönü dilerse, onu kullarına kıble olarak tahsis eder Kıbleyi çevirme konusunda Allah (cc)'ın dışında hiç kimsenin hir şey konuşma hakkı yoktur, insan için lazım olan, Allah (cc)'a hulus u kalp İle yönelmek ve emirlerine uymaktır Kıblenin dönüşüyle llgll| şüph« sahipleri, en geri zekalı ve en düşüncesiz kimselerdir
Üçüncü incelik: Âyetteki «Sizi vasat bir ümmet yapmışızdır» cümlesin*de derin bir incelik vordır Herşeyin hayırlısı, vasat olanıdır, ifrat: bir şeyi fazlasıyla, tefrit; bir şeyi noksanıyla yapmadır Her ikisi de insan İçin be*ğenilmeyen ve sevilmeyen bir haldir Gerek Allah (cc), gerekse Resulul*lah (sav) tarafından sevilen ve tavsiye edilen, her ikisinin ortası yani va nnt olanıdır İbn-i Cerir et-Taberi: «Yahudiler, tefrite giderek kitaplarını değiştirmişler Peygamberlerini (Hz Zekeriyya ve Hz Yohya) öldürmüşler ve dinlerinin bir çok emirlerin! yapmamışlardır Hristiyanlar ise, ifrata gl dorek Hz İsa'ya Allah (co)'ın oğlu sıfatını vermişlerdir Müslümanlara gelince Allah (cc)'ın «Sizi vasat bir ümmet yapmışızdır» emrinden de an*laşılacağı üzere dinlerinde daima vasat yolu seçmişler, ne ifrata ve ne d* tefrite düşmemişler ve düşmeyeceklerdir, inşallah, bu hal kıyamete kadar devam edecektir» [83] der
Dördüncü incelik: «Bu ümmetin, inkarcı olan diğer ümmetlere karşı kıyamet günü hakikat şahitleri olmaları, onların en faziletli bir ümmet ol*duğuna en büyük delildir Çünkü diğer ümmetler, kendilerine gönderilen peygamberlerin dini tebligatlarını inkar edecekler Allah Teala (cc)'da her şeyi daha iyi bildiği halde peygamberleri sorguya çekerek: «Tebligat yap*tığınıza dair şahitleriniz var mı?» buyuracak Peygamberler de «Evet, Hz Muhammed (sav)'in ümmetidir» diyerek onlardan şahitlik isteğinde bulu*nacaklar Bu arzuya karşı Resulullah (sav)'ın ümmeti, peygamberlerin le*hinde şahitlik yaptıklarında geçmiş ümmetler: «Sizler bizlerden sonra gel*diğiniz halde nasıl bizim aleyhimizde şahitlik yaparsınız?» diyecekler On*larda (Muhammed ümmeti) kendileriyle ilgiyi bilgiyi doğru olan pergam-berlerinin diliyle «Allah'ın haber verdiğini» söylecekler O zaman Resulul*lah (sav) gelerek «Ümmetinin âdil olduğunu» söyleyerek tezkiyede bulu*nacak ve şahitlik yapacaktır » biçiminde rivayet olunmuştur
Buhari, sahihinde Ebu Said el-Hudri (ra)'dan şu hadis-i şerifi naklet*mektedir: «Kıyamet günü, Hz Nuh), Allah (cc)'ın «Sana verdiğim emirleri, ümmetine tebliğ ettin mi?» sorusuna «Evet, Ya Rabbi» diyerek cevap verecektir Cenab-ı Allah (cc), bu defa onun ümmetine: «Size gönderdiğim peygamber, emirlerimi size bildirdi mi?» diyecek, onlar da: «Bizi azaptan korkutacak ve ibadete davet edecek hiç kimse gelmedi» diyecekler Bu*nun üzerine Allah (cc), Hz Nuh (sav)'a: «Sana kim şahitlik yapacak?» diye soracak O da: «Muhammed ve ümmeti şahitlerimdlr» diyecek Re*sulullah (sav) ve ümmeti de hakikaten onun dini emirleri ümmetine aynen tebliğ ettiğine şahitlik edeceklerdir » Bu hadisi şerif «Böylece sizi, vasat bir ümmet yapmışızdır, insanlara karsı (hakikatin) şahitleri olasına Bu peygamber de sizin üzerinize tam bir şahit olsun diye  » âyetinin en doğru tefsiri olduğu gibi daha önce nakledilen rivayeti de en kuvvetli bir senetle te'yit etmektedir [84]
Beşinci incelik: «O peygambere (sana) uyanları (senin izince giden*leri) ayağının iki ökçesi üzerinde geri döneceklerden (irtidad edeceklerden ve münafıklardan) ayırt etmemiz içindir  » âyetinin tefsiri konusunda Ali bin Ebi Talip (ra): «Arap diline göre bilginin karşılığı olan ilim kelimesi ile göstermek manasına gelen ru'yet kelimesi birbirlerinin yerlerine kul tanıtabilir Mesela: Fil suresinin başında «Sen görmedin mi?» anlamına go len «Elemlere» cümlesi kullanılmıştır Halbuki Resulullah (sav), olayın meydana geldiği yıl doğmuş olduğundan fil vakasını görmemiştir Bu cüm lenin yerine «Sen bitmedin mi?» anlamına gelen «Elem tağJem» cümleni nin kullanılması lazım gelirdi » [85] der
Taberi ise: «Allah (cc) her şeyin mahiyetini daha yaratmadan önen bilir Ancak âyetteki- «ayırt etme»yi bilme Resul (sav)'ünün ve velilerinin bilgi edinmesi içindir Yani Resulullah (sav), kendisine gerçekten uyanlm İle uymayanları birbirinden ayırsın ve bilsin Yoksa Allah (cc)'ın biln» demek değildir Çünkü Araplar, herşeyi reislerine izafe ederler Mıü h Ömer (ra), Irak'ı fethetti ve haracını aldı Halbuki İrak'ı fetheden ve İmi cim alan Hz Ömer (ra) değil, ordusuydu » [86] demektedir
ibn-i Abbas (ra), bu âyetin tefsiriyle ilgili olarak şöyle der: «Guıc müslümanlar ile şüphe sahipleri ve münafıkları birbirinden ayırt utun > İçindir »
Zemahşerî, Keşşafında şöyle der: «İlim kelimesinden maksat, lııyln «tme bilgisidir Buna göre âyetin anlamı «Biz sevap vereceklerimi/ lln ateşle azab edeceklerimizi birbirinden ayırmak içindir » Nitekim; «Yoksa İz -Allah içinizden savaşanlar (la savaşmayanlarjı belli «tmeden- baldanler (le etmeyenler)! belli etmeden cennete girivereceğinizi mi sandınıi?ı (Al'i imrân: 142) âyetinde görüldüğü gibi ilim kelimesi, tayin etme unlunu taşıyan bilgi manasına kullanılmıştır»
Altıncı incelik: Allah (cc), «Ayağının iki ökçesi üzerinde geri dönmek*lerden  » âyetindeki bu cümle ile dinden dönüp irtidat edenleri, «İki Ok çesi üzerinde dönenler» olarak vasıflandırmaktadır Çünkü onlar, Imun vb (İdillerini terketmişlerdir Dolayısıyle Allah da, Kur'an'da bu İfadeyi kul lanmıştır
Mürtedler yine Kur'an'da şöyle tavsif edilmektedir: «En son arka çevir di ve büyüklük tasladı da» (Müdessir: 23)
Yedinci incelik: Cenab-ı Hakkın: «Allah, imanınızı asla zayi edecek değildir» âyetinde «iman»dan murat, namazdır, iman, ancak namazla tamarnlanır O; niyet, söz ve işi ihtiva eder Zaten iman da bunlardan ibaret*tir Bu âyetin nazil oluş nedeniyle ilgili olarak Kurtubî: «Alimler, bu âyetin Mescid-i Aksa'ya yönelik namaz kılan ve kıble âyeti nazil olmadan önce ölen veya şehit olanların namazlarının kabul edildiğini beyan etmek için nazil olduğunda ittifak etmişlerdir Zira Abdullah bin Abbas'tan rivayet edi*len şu hadis-i şerif buna işaret eder; «Besulullah (sav) Allah (cc)'ın em*riyle namazda Ka'beye yönelince sahabelerden bir gurubun, «Ya Resulul-lah (sav), daha önce Mescid-i Aksa'ya yönelik namaz kılan kardeşlerimiz*den ölen veya şehit olanların durumları ne olacak?» diye soru sormaları üzerine bu âyet nazil oldu» [87]
Sözlerine devamla: «İmam Malik (ra)'de «Bu âyette namaz, imandan değildir» diyenlerin iddialarının doğru olmadığını beyanla bu iddiaları red*deder» [88] der
Sekizinci incelik: Zemohşeri: «Gadnera» cümlesindeki gad kelimesi, çoğul ifade eden «rübbemâ» anlamındadır «Gadnera» cümlesinin manası «senin yüzünü semaya çok kere evirip çevirdiğini görüyoruz» dur öyley*se «Gadnera» tabiri, âyette geniş kapsamlı müzari fiil-İse de, geçmiş za*man ifade eden mazi fiil şeklindedir Nahiv alimlerinin görüşleri de bu yol*dadır Bunun örnekleri: «Allah, içinizden (insanları Resululloh'tan) geri bı*rakanları  » (Ahzab: 18) «Andolsun, biliyoruz ki onların söyleyip durduk*la inden göğsün cidden daralıyor (Habibim)» (Hicr: 97) âyetlerinde de olduğu gibi geniş kapsamlı müzarillil geçmiş zaman ifade' eden mazi fiil anlamındadır» der
Dokuzuncu incelik: Bazı muhakkik müfessirlere göre «Biz yüzünü çok kere göğe evirip çevirdiğini görüyoruz Şimdi seni herhalde hoşnut ola*cağın bir kıbleye döndürüyoruz» âyetinde Resulullah' (sav)'ın Allah (cc)'a karşı ne kadar güzel bir edep takındığına dair, bizler için çok ince bir uyarı vardır Zira o kıblenin dönmesini arzu etmesine rağmen şifahen dua etmeyip, vahyin gelmesini beklemiştir Bu edeb numunesi tavra karşı, Allah Jcc) sevdiği ve arzu ettiği bir kıbleye yönelmesi emrini âyeti ile O'na ikram-etmiştir Resulullah (sov)'ın kıblenin Mescld-i Aksa'dan Mescid-i Haram'a dönmesini arzu etmesinin bir kaç sebebi vardır:
1- Yahudilerin Resulullah (sav) hakkında «Muhalif bir din getirdiğini iddia etmesine rağmen bilim kıblemize yöneliyor» demelerinden dolayı kıb*lenin dönmesini istiyordu
2- Mescid-i Haram, büyük babası Hz İbrahim (sav)'in kıblesiydi Onun ic-in büyük babasının kıblesine yönelmeyi arzu ediyordu
3- Resulullah (sav), Arapların gönüllerini hoşnut ederek İslama gir*melerini arzu ettiğinden, kıblenin dönmesini istiyordu Zira Araplar Mes-Old-I Haram ve Ka'benin, en mukaddes bir yer olduğu inanandaydılar
4- Peygamber (sav) efendimizin menşei, Mescid-i Haram'ın bulun*duğu emin belde Mekke-i Mükerreme'dir O, bu şerefin doğup büyüdüğü şehirde bulunan Mescid-i Haram'a verilmesini arzu ediyordu
Onuncu incelik: Âyette «Ka'be» kelimesi yerine Mescid-i Haranı tobl-rlnin kullanılmasında bizzat Ka'benin değil, cihetine yönelmenin farz ol*duğuna dair ince bir işaret vardır Eğer Ka'beye denilseydi müslüman-Itırın birçok zorluklarla karşılaşacakları aşikardı Geniş bilgi ileride veri*lecektir Âyette «Kıbleye yönelme» emrinin «(Namazda), yüzünü artık Mm-cld-l Horam tarafına çevir» cümlesiyle hususi olarak Resulullah (sav)'a, ııkabinde «(Ey müminler) sizde nerede bulunursanız (namazda) yüzlerini-il o yana döndürün» cümlesiyle de umumi olarak müslümanlara hitap şok-llnrio gelişi, kıblenin islam'daki öneminden dolayıdır Yalnız Resulullah (tıav)'a yapılan hitab, onun şahsında ümmetinedir Kıblenin değişmesi emri Modine'de geldiğinden, Ka'benin yalnız Medine ehlinin kıblesi olablltot-fli, hatta Mescid-i Aksa'nın da yine kıble olarak kalacağı zannedillrdl Tüm İm menfi düşünceleri bertaraf etmek için hem Resulullah (sav)'a hem dt ümmetine ayrı ayrı hitablar gelmiştir
Bununla ilgili olarak Er-Râgib: «Âyette, Resulullah (sav)'a hususi JS-Mide hitab edilmesi, onun şeref ve arzusuna uymak, daha sonra mü'mln-Inıo umumi hitab edilmesi de, kıblenin Resul-u Ekrem (sav)'in şahsına hn» olduğunun anlaşılmaması içindir «Gecenin birazından gayri (scatlerlndo) kalk» (Müzemmil: 2) âyetinde görüldüğü gibi hükmün yalnız Resulullnh (Rnv)'a has olması gibi Kıblenin dönüşünde büyük bir inkilâb olduğundan Allah (cc), O'nun ümmetine doğrudan hitabda bulunmuştur » [89] der [90]
|