Prof. Dr. Sinsi
|
Tefsir Dersleri...
8- DERS KISASIN İNSANLARA HAYAT VERİŞİ
178 — Ey iman edenler, maktuller hakkında size kısas (misilleme) y» zildi (farz edildi) Hür hür ile köle köle ile, dişi dişi İle (kısas olunur) fa kat kimin (hangi katilin) lehinde maktulün kardeşi (velisi) tarafından eüil bir şey afvohinursa (hemen kısas düşer) Artık örfe uymak (şer'ln ve aklın İyi gördüğünü yapmak, borcu) ona (maktulün velisine) güzellikle ödemek (lazımdır) Bu, Rabblnizden bir hafifletme ve esirgemedir O halde kim bu (afhrden ve edadan) sonra (katile veya taraftarlarına muhaseme ve) teca*vüzde bulunursa onun için pek acıklı bir azab vardır
179 — Ey salim akıl sahipleri, kısasta sizin için (umumi) bir hayat vardır Tâ ki (katilden) sokmasınız)
Ayetlerin Lafzı Tahlili
(Kutlbe): Müfessir Ferrâ: «Kur'anın neresinde «kütibe aleyküm» İfadesi bulunursa o, «furiza aleyküm» yani «farz kılındı» anla-mındadır» [173] der «Kütibe» kelimesi Arap dili ve edebiyatında da «farz kı*lındı» manasınadır Şair Ömer bin Rebia «Bize savaş farz kılındı» [174] mis-rain da «Kutibe» kelimesini «furize» anlamında kullanmıştır
Taberî'ye göre âyetteki «  size kısas yazıldı» cümlesi, «  size kısas farz kılındı» onlamındadır Arap dili ve edebiyatında «yazıldı» anlamındaki «kutibe» kelimesinin, «farz kılındı» anlamındaki «furize» kelimesi yerine ; kullanıldığı çokça görülmektedir [175] '
(El-kısâsü): Kısas kelimesi, herhangi bir şahsın yaptığına aynıyla karşılık verme anlamındadır *
(El-Katlâ): El-Katlâ kelimesi, katlin çoğuludur Ve öldürülenler anlamındadır Taberî'ye göre insanlar tarafından öldürülene katil veya maktul denir Kendi eceliyle ölene de mevt (ölüm) adı verilir [176]
(Uflye): Lügatta ufiye kelimesi, yüz çevirme ve günah-ton döndürmek anlamındadır Ayetteki anlamı şudur: öldürülen kişinin kar*deşi veya diğer bir yakını tarafından, öldüren şahsın katlini terkedip on*dan diyet almaktır
(Feittlbâün bllmağrûfl): örf ve adet ile diyet istemek anlamındadır Yani ölen adamın velisi (kardeşi, babası veya oğlu) öldürenden Şeriatın tayin ettiği kan bedelini alırken güzel bjr şekilde İsteyip almasıdır, öldürenin de ödeyeceği diyeti (kan bedelini) geciktir*meden tayin edilen zaman da münakaşasız ödemesidir
(Femen Iğtedâ): Ayetteki bu cümlenin anlamı şudur: Bir kimse, öldürülenin diyetini aldıktan sonra katili veya bir yakınını öldürürse, haddi tecavüz etmiş olur ve Allah (cc) İndinde ona azab vardır
(El-elbâbi): Salim akıl sahipleri anlamındadır «Lüb» kelimesinin çoğuludur [177]
Ayetlerin İcmali Manaları
Allah (cc) icmâlen şöyle buyurur: «Ey iman edenler size bir kişiyi öl*dürene kısas yapmak farz kılınmıştır Bir kısmınız, diğer bir kısmınım zulmetmeyiniz Hür hürü, köle köleyi, kadın kadını öldürürse, siz de onu Ol*durunuz Adalet ve eşitlikten ayrılmayınız Aranızda olan zulmü terkodlnlı İlli hür karşılığında birkaç hürü bir köle karşılığında bir hürü, bir kadın karşılığında bir erkeği öldürmeyiniz Ki bu zulüm ve düşmanlık olur Kim, kınası terkederek diyet almaya razı olursa, kan dökmeden, dostluk ve mert nuniyet dahilinde, maruf bir şekilde diyet istesin ve alsın Katil veya vt-Hol de anlaşılan diyet miktarını tam olarak, zamanında ve güzellikle öd», rnelidir
Ey mü'minler, kısası affedip diyete dönmek, fazlını izhar için Allah tarafından size bir hafifletmedir Diyet hükmü, ancak mü'minlere emredil Hîlşdlr Halbuki yahudilerin şeriatında kısastan başka bir hüküm yoktur Artık bundan sonra kim haddi tecavüz ederse, onun için pek acıklı bir cı/ub vardır Yani bir kimse, diyet aldıktan sonra katili öldürürse Allah |co| itirafından pek elem verici bir azaba müstahak edilir Çünkü o, kııaı yerine aldığı diyet ile katile dokunmayacağına söz vermiştir
Ey salim akıl sahipleri, sizin için kısasta hayat vardır Kısastukl ha*yat, başlangıçta katilleri başkasına tecavüz etmekte alıkoymakla başlar, öldüreceği kimsenin hayat bedelini, kendi hayatıyla ödeyeceğine İnanan kimse, bu işi yapmaktan mutlaka vazgeçecektir Bu suretle kan dökül*mesinin önü alınmış ve herkes kendiliğinden korunmuş olur Halkın haya-tını teminat altına alan kısas -ki dünya ve ahiret saadeti ona bağlıdır Al*lah (cc)'ın bir kanunu ve dinin bir hükmüdür [178]
Ayetlerin Nüzul Sebebleri
A Bu âyetin nüzul sebebi, Katâde (ra)'nin şu rivayetidir: «CahiMyet devimde insanlar arasında zulüm ve düşmanlık Yoğundu Birbirine düşman İki kabile arasında savaş hazırlıkları yapıldığı bir sırada, kabilelerden öl-ıftlnln birKoiesi diğer kabilenin bir kölesi tarafından öldürüldüğün de kö-
lesi öldürülen kabile, diğerlerinden daha şerefli ve üstün olduğunu göster*mek için «öldürülen kölemizin karşılığın da onlardan bir hür kişi öldürürüz» veya bir kadın, diğer kabileden bir kadını öldürünce, katledilen kadının kabilesi, «öldürülen kadınımız karşılığın da ancak bir hür erkek öldürürüz» derlerdi, işte bu nedenle «  Hür hür ile köle köle İle, (fişi dişi He kw<» olunur» âyeti nazil oldu » [179]
B Said bin Cübeyr (ra)'in- «İslâm'ı kabul etmeden kısa bir süre önce iki Arap kabilesi arasında kadın ve kölelerin dahi öldürüldüğü büyük bir savaş yapılmıştı Aralarında öldürülen ve yaralananlar da vardı, islâm o-luncaya kadar da birbirlerinden kısas ve diyet namına hiçbir şey almamış*lardı Silah ve servet bakımından diğerine göre daha zengin olan kabile, «öldürülen bir köle veya kadınımızın yerine onlardan hür bir erkek öldü-rünceye kadar anlaşma yapmayacağız» diyerek yemin ederlerdi Bunun üzerine «Ey iman edenler, maktüHer hakkında »ize kıta» (mlsMeme) ya*zıldı (farz kılındı)  » âyeti nazil oldu» [180] rivayetidir [181]
Ayetlerin Tefsirindeki İncelikler
Birinci incelik: Allah (cc) kısas karşılığı diyeti meşru kutmakla mü*minlere İkramda bulunmuştur Halbuki diyet Tevrat'ta yoktu Buhari ibn-i Abbas (ra)dan: «israil oğullarına gönderilen şeriatta kısas vardı Fakat diyet yoktu Bu hüküm, yalnız müminlere emredilmiştir «Ey İman edenler, maktuller hakkında tize kısas (misilleme) yazıldı (farz edildi) Hür hürle, köle köleyle, drsi dişiyle, (kısas olunur) Fakat kimin (hangi katilin) lehin*de maktulün kardeşi (velisi) tarafından cüzi bir şey arvokınursa  » âye*tinde «afv» den maksat, kasten adam öldürmekte diyetin, Hz Muhammed (sav) ümmeti için kabul edildiğidir Ayetteki «Artık örfe uymak (serin ve aklın İyi gördüğünü yapmaK borcu) ona (maktulün velisine) güzellikle öde*mek lazımdır » cümlesinden murad da diyeti kabul eden kan sahibinin, örf ve adalete uyarak memnuniyet İçersinde, güzellikle onu almasıdır Kâ-' tll veya velisinin de anlaşılan diyet miktarını, tam olarak, güzellikle ve İhsanla ödemesidir
«Bu, Rabbinizden bir hafifletme ve esirgemedir» emrinden kasıt, daha önceki ümmetlerde diyet hükmünün olmadığıdır Kısas karşılığında diyet almayı kabul etmek, bir kişinin ölümünden çok hafif olduğu gibi katilin de hayatını bağışlayarak korumak demektir, islâm şeriatındaki bu hüküm-
lerln, daha önceki ümmetlerdekl şerl hükümlerden daha hafif olduğunu gösterir «O hakle kfcn bu (affeden ve edadan) sonra (katile veya tararlar nna muhaseme ve) tecavüzde bulunursa onun için pek acıklı bir azab vardır » [182] rivayetini yapmıştır
İkinci incelik: Kısasla alakalı olarak Zeccâc; «öldüreceği kimsenin hayat bedelini, kendi hayatıyla ödeyeceğini bilen kimse, adam öldürmek*ten vazgeçtiği gibi öldüreceği adamın ve kendisinin de hayatını kurtarır Bu kurtarışın nedeni ise «  Kısasta sizin için (umumi) bir hayat vardır Ta ki (katilden) sokmasınız» âyetlndeki kısas hükmüdür Bu âyetten İlham alan bir Arap şairi, kısası mısralarında şöyle dile getiriyor: «Ebu Mallk'e benden bir mektup ulaştırınız, itap (kısas)'ta kavimler için hayat vardır » Yani kısas yoluyla kavimler arasında barış olduğu gibi hayat da vardır » [183] der
Üçüncü incelik: Allah (cc) Kur'an'ın en belagattı ve en veciz ayetinin ki kısas âyetidir- hikmetini, belagatın en yüksek üslubuyla beyan etmiş tir Belagat latifelerinden olan bir zıt kelime, kendi zıddı olan diğer bir kelimenin yerine geçerek onun anlamını ifade eder Âyette, «hayat» keli*mesi, «imatet (öldürme)» kelimesi yerine kullanılmıştır «El-Kısas» kelime*sinin marife (bilinmiş), «hayat» kelimesinin nekire (bilinmeyen) tabiriyle İfade edilmeleri, kısasta büyük bir hayat olduğunu bildirir Kısastaki ha yat başlangıçta canileri başkalarına tecavüz etmekten alıkoymakla başlar, Bu beşeriyyete hayat kazandırır Bu âyetteki veciz oluşluk Kurandaki İcazın en yüksek mertebesldir Kısas âyetinin anlamını taşıyan keli mo ve cümleler söyleyen Arap beliğlerine göre ondan daha veciz bir sözün söylenmesi düşünülemez, işte Arap beliğlerinin sözlerinden birkaç İanesi: «Adam öldürmek, öldürülmeyi daha çok nefyeder» «Bir kısmını Öldürmek, topluma hayat vermektedir » «öldürme olayını çoğaltınız Kİ öldürme azatsın» Araplar bu vecizeler içersinde belagatın en yüksek mer*tebesinde «adam öldürmek, öldürmeyi daha çok nefyeder» vecizesini gö*rüyorlardı Ve onda ittifak etmişlerdi Arapların, «adam öldürmek, öldür*meyi daha çok nefyeder» vecizesi İle Allah (cc)'ın «  Sizin tçm kısasta (umumi) bir hayat vardır  » buyruğu mukayese edildiği zaman, onların en veciz ifadesi dahi ilahi kelamın karşısında yok olur 6u hususu İmam Fahreddin er-Râzî (ra)'nin ifadeleri ile izah etmek daha doğru olur: «Kısas âyetinin nazmı ile Arap vecizeleri arasında bir kaç açıdan fark vardır:
1 tKısasta, hayat vardır» nazmı celili, Arapların «öldürmek, öldürül*meyi daha çok nefyeder» vecizesinden daha kısa ve kapsam bakımından daha geniştir Zira nazmı cemllin harfleri daha azdır
2 Araplar, «öldürmek, öldürülmeyi daha çok nefyeder» vecizelerinin zahiri anlamı şudur: Gerçekten bir şeyin kendi yokluğuna sebep olması lazımdır Böyle bir şeyde görünüşte mümkün değildir
3 Arapların «öldürmek, öldürülmeyi daha çok nefyeder» vecizelerin*de «öldürmek» tekrar edilmektedir Halbuki nazmı celilde bu tekrar yoktur , Arap edebiyatında bir kelimenin aynı cümlede tekrar edilişi, onu beliğ ve veciz olmaktan çıkarır
4 Arapların, «öldürmek, öldürülmeyi nefyeder» beliğ sözleri, yalnız insanı adam öldürmekten alıkor Geniş muhtevası ile nazmı celil ise kişi*yi hem adam öldürmeden, hem de yaralamadan men eder Âyetin muhte*vasından, bir kimseyi yaralayan kişinin de yaralanması gerektiği anlaşılır
5 Zulüm yaparak öldürmek, hiç bir zaman öldürmeyi ortadan kaldır*madığı gibi bilakis çoğalmasına sebeb olur Arapların o veciz sözlerinin za*hiri, hiçbir şeyi ifade etmeyen batıl (boş) bir söz olur Yaptığımız tahlil*lerin ışığında meseleye baktığımız da nazmı celil ile Arapların o veciz sözleri arasındaki farkı açıkça görürüz » [184]
Âyetlerdeki Şer'i Hükümler
Birinci Hüküm: Hür, Köle İle Müslüman Zımmi [185] İle Kısas Yapılır İm?
Fakihler hür bir kimse, bir köleyi, müslüman bir kimse, bir zımmiyi öldürdüğü takdirde hür kimseyle, müslümanın kısas edilip edilmeyeceği hususunda ihtilaf etmişlerdir
Cumhura (Maliki, Şafiî Hanbeli) göre hür köleyi, müslüman zımmi*yi öldürürse, hür ve müslümana kısas yapılamaz
Hanefi'ye göre ise hür köleyi, müslüman zımmiyi öldürürse, hür ve müslümon kimselere kısas yapılır
Cumhurun delilleri:
Cumhur Kur'andan, hadisten ve akli yoldan delil getirerek, görüşünü isbatlamıştır
A Kur'andan delilleri: «Ey İman edenler, maktuller hakkında size kısas (misilleme) yazıldı (farz kılındı)  » âyetinde, kısasta eşitliği emreden Allah (cc) daha sonra «  Hür hür ile, köle köle ile, dişi dişi ile (kısas olu*nur)  » âyetiyle de kısasta eşitliğin nasıl olacağını beyan etmiştir Allah (cc) sanki âyette «öldüren, öldürülene eşit ise onu öldürünüz» der gibidir Hür ile köle müslüman ile zımmi arasında kısas bakımından bir eşitlik İre yoktur O halde hür köle ile, müslüman, zımmi İle kısas (misilleme) yapılarak öldürülemez
B Hadis'ten delilleri: Buharinin Hz Ali (ra)'dan rivayet ettiği şu ha*distir: «Müslüman, kafirle kısas yapılamaz»
C Aklî delilleri: Köle küfür eseri hürriyetsizliği nedeniyle bir (eşya) gibidir Kâfir ise, küfründen dolayı bir hayvan mesabesindedir Bu hususa Allah (cc): «Yeryüzünde yürüyen hayvanların Allah katında sn kö-tutu şüphesiz ki kafir olanlardır Artık onlar iman etmezler » (Enfal: 55) Âyetiyle işaret eder
Böyle (eşya) ve hayvan mesabesinde olan köle ile kâfir, hür vs müslümana nasıl eşit olabilir ve kısas yapılabilir? '
Hanefinin delilleri:
Hanefilerin getirdiği bir kaç delil, kısa ve öz olarak şöyledir:
1 Allah (cc), «Ey iman edenler, maktuller hakkında size kısas (mltll-"Ume) yazıldı (farz kılındı)  » âyetinde, katilin öldürülmesini farz kılmıştır,
Bu âyet umumu ifade ettiği için hür, köle, müslüman ve zımmî bütün ka*tilleri kapsar
«Hür hür ile, köle köle ile  » âyeti ise cahiliyet devrindeki zulmü orta dan kaldırmak için Allah (cc) tarafından ferman edilmiştir Zira Araplar, cahiliyet devrinde bir hür karşılığı, bir kaç hürü bir köle karşılığı, bir hürü, bir dişi karşılığında da bir hür erkeği haddi aşarak öldürürlerdi, işts on*ların bu zulümlerinin iptali için bu âyeti inzal buyuran Allah (cc), kısanın yalnız katile uygulanacağını te'kitle beyan etmiştir Bu durum, nüzul sebe*binden de anlaşılır
2 «Biz onda (Tevrat'ta) onların üzerine (şunu da) yazdık Cana can, göz» göz, buruna burun, kulağa kulok dişe dis (karşılıktır, hülasa bütün) yaralar birbirine kısastır  » (Mâide: 45) âyeti, öldürenlerin kısasını gerekil gördüğünden umumi bir ifadedir «Bu âyet islâm şeriatının hükümlerinden biri değildir Eski ümmetlerin şeriatlarında bildirilen kısas hakkındaki bir hükümdür Bizim için bir hüküm ifade etmez» diyecek olanlara şunu deriz: «Eski ümmetlerin şeriatlarını nesneden bir âyet veya mütevatir bir hadis bulunmadığı takdirde, bizim de şeriatımız sayılır Araştırmamızda bu âye*ti nesheden bir âyet veya mütevatir bir hadis bulamadık »
3 «Allah'ın haram kıldığı cana, haklı bir sebep olmadıkça, kıymayın Kim mazlum olarak öldürülürse biz onun velisine (mirasçısına maktulün hakkını talep hususunda) bir selahiyet vermişizdir  » (isrâ; 33) âyeti, zu*lüm yapılarak öldürülen köle, hür müslüman ve zımmilerin hepsini nazmı! ile kapsamına almış, velilerine «sultan» tabir ettiği velayet (kısas) hak-j kını tanımıştır
4 Resulüllah (sav)'ın, «Müslümanların kanları eşittir Onlar, gayri müslimlere karşı kuvvetli bir güçtürler» hadisine göre köle İle hür, bilhassa! kısas hükmünde eşittirler
5 Resulüllah (sav)'ın «Kim, kölesini öldürürse, onu öldürürüz Kim J kölesinin burnunu keserse, onun burnunu keseriz Kim, kölesini hadımlaş-* tırırsa onu hadımlaştırırız» hadisi, hür, köleyi öldürürse, onun da öldürü*leceğine delildir
6 Muhaddis imam Beyhâki'nin Abdurrahman el-Bılemâni'den rivayet ettiği, «Resulüllah (sav), bir zımmi öldüren bir müslumanın kısasını icra et*tikten sonra «Ahdine vefa gösterenlerin en kerimiyim» buyurdu » [186] hadi*si, hürün de köle karşısında kısas edileceğini gösterir
7 Bir müslumanın bir zımmî ile kısas edilmesinde tüm müslüman-lar ittifak etmişlerdir Zımmî malı çalan bir müslumanın, hırsızlığından dolayı kolu kesilir, öyleyse bir müsiüman, bir zımmiyi öldürürse, kısas ya*pılması farz olur Zira kana hürmet etmek, mala saygı göstermekten daha büyük ve önemlidir
Özetle delillerini aktardığımız her iki gurup arasındaki ihtilaf, kısas âyetlerinden ayrı ayrı anladıkları manalara dayanır
Hanefilere göre, âyetin başlangıç kısmı, başlı başına bir delildir Çün*kü âyet «Ey iman edenler, maktuller hakkında size kısas (misilleme) yazıldı (farz kılındı)», kelamıyla tamamlanıyor
Cumhur'a (Maliki, Şafiî ve Hanbeli) göre ise «Ey iman edenler, mak*tuller hakkında size kısas (misilleme) yazıldı (farz kılındı)» âyetinde, kısas*la ilgili söz tamamlanmamaktadır Ancak söz, âyetin sonuna doğru «  dişi, dişiyi* (kısa* olunur)» cümlesiyle tamamlanmaktadır Zira âyeti tamam layıcı İfade, âyetin başındoki «size kısas farz kılındı» cümlesini tefsir eder v« manasını da tamamlar
Kısas âyeti, onun çeşitleri ve kısımlarını beyan etmek için varit ol*muştur Eğer böyle olmasaydı, âyetin başlangıç kısmını anlamak güç olur*du
Hanefiler cumhur'un görüşüne itiraz ederek şöyle derler: «Hür erkek, hür kadını veya bir köle bir hür kimseyi öldürürse uygun olan, hür erkek ve kölenin öldürülmemesldlr Halbuki cumhur, «köle, hür kimseyi veya hür erkek, bir hür kadını öldürürse, köle ve hür kimseye kısas yapılır* diyorlar»
Cumhur (Malikl-Şafli-Hanbelî) da Hanefilerin görüşüne itiraz ederak, •Kısas âyetinin zahiri, köle, hür adamı öldürürse Onun öldürülmemeslnl amirdir Ayetin manasına baktığımız zaman, kölenin köle İle kısaı yapıl*dığını görürüz, öyleyse köle, hürü öldürürse, kölenin kısas yapılmam duna uygun olur Hür kadın öldüren hür erkeğin öldürülmesi, icma İle ııubillir Eğer icma olmasaydı «hür erkek, dişi (hür kadın) ile öldürülemez» deullkı demektedirler
Faziletli Şeyh es-Sâyis «Ahkâm Ayetlerinin Tefsiri» isimli eserimi», •Akıl bu mesele de imam-ı Azam Ebu Hanife (ra)'nin görüşünün dııhd kuvvetli olduğuna temayül eder Zira cumhur'un «âyetin sonunda kınosla İlgili taksim ve nevilendirme de muteber olan eşitliğin beyanıdır» dama lor!, yanlış beyan ettiklerini gösterir Onlar, hür erkeğin, hür kadınla, hür kadının da hür bir erkekle kısas edilmesi görüşün de oldukları hakin, hdr bir kimsenin, köleyle kısas edilmesini uygun görmemişlerdir Fakat köle*nin, hür bir kimseyle kısas edilmesini de caiz bulmuşlardır Bu tutum, on*ların görüşünü zayıflatmaktadır İmam-ı Azam (ra)'ın görüşünde i»s, bu /oyıflık yoktur O zaman köle hüre, müslüman da zımmiye eşittir Bun ların hepsinin kanının dökülmesi - islâm şeriatının beyan ettiği şartlar vo ölçüler dışında - haramdır» [187] der
imam-ı Azam «Hürün köleyle öldürülmesi mana bakımından akla uygundur» görüşü, Resulüllah (sav)'ın «Kim kölesini öldürürse, onu öldürürüz» hadisi ile de te'yid edilir, islâm, hür ile kölenin kanlarını birbiri ne eşit görmüştür Kölenin nefis ve hakkının korunması, hürün nefl» v« hakkının 'korunması gibidir Bunun için hür köle ile kısas yapılır
Mü'mlnln kafirle kısas yapılması hususunda imam-ı Azam her ne ka*dar «Mü'min, kafirle kısas yapılır» derse de, tercih olunan cumhur'un görü*şüdür Zira onların görüşü, Buhari'nin «Müslüman, kafirle kısas yapıla*maz» rivayetine istinad eder
ibn-i Kesir de «Cumhur'un görüşüne karşı bir te'vil veya sahih bir hadis yoktur» [188] sözlerine devamla «Mümin, kafirle eşit olabilir mi? Ka*fir, Allah (cc) katında yerde yürüyen canlı varlıkların en şerefsizidir Mü*min ise temizdir Zira Allah (cc): «Müşrikler ancak bir neclstir» (Tevbe: 28), «De ki: Murdarla temiz-murdann çokluğu hoşunuza gitse de- (hiçbir zaman) bir olmaz» (Mâide: 100) buyuruyor Buna göre, temiz bir mü'minl, murdar bir müşrikle nasıl öldürebiliriz? inşallah bu hususta tercih edilecek olan, Cumhurun görüşüdür» [189] demektedir [190]
|