Prof. Dr. Sinsi
|
Tefsir Dersleri...
9 DERS ORUCUN MÜSLÜMANLARA FARZ OLUŞU
183 — Ey tanan edenler, sizden evvelki (ümmet) lere yazıldığı gibi tizin üzerinize de oruç yazıldı (farzedlldl) Tâ ki korunağınız
184 — (O) sayılı günler(dlr) Artık sizden kim (o günlerde) hasta ya*hut sefer ürerinde oiur (ve orucunu yemiş bulunursa) tutamadığı günler sayısınca başka günlerde (tutar, ihtiyarlığından yahut şifa bulması ümit edilmeyen bir hastalıktan dolayı oruç tutmaya) gücü yetmeyenler üzerine de bir yoksul doyumu fidye (lazımdır) Bununla beraber kim gönül isteğiy*le bir hayır yaparsa, işte bu, onun için daha hayırlıdır Oruç tutmanız sizin hakkınızda (yemenizden ve fidye vermenizden) hayırlıdır, bilirseniz
185 — (O sayılı günler) Ramazan ayıdır ki Kur'an onda (Kadir gece*sinde levh-l mahfuzdan semâ-l dünyaya) indirilmiştir (O Kur'an ki) İnsan*lara (mchz-ı) hidayettir Doğru yolun ve Hak ite batılı ayırt eden hüküm*lerin nice acık delilleridir Öyleyse içinizden kim o aya erişir (hazır olur, mlscfh- olmazsa) onu (orucunu) tutsun Kim
ler üzerinde bulunursa o halde başka günlerde, oruç tutmadığı günler sayısınca (orucunu kaza etsin) Allah (cc) size kolaylık diler, size güç*lük İstemez (Bu kolaylığı istemezse), o sayıyı (kaza borcunuzu) İkmal •tmenlz Allah'ı -sizi muvaffak buyurduğu şeyden dolayı- da büyük tanıma*nız İçindir Olur ki şükr «dersiniz
186 — Kullarım (Habibim), sana beni sorunca (haber ver ki) işte ben muhakkak yakınımdır Bana dua edince ben o dua edenin davetine ioabet ederim O halele onlarda benim davetime (itaatle) icabet ve bana İman (da devam) etsinler Tâ ki (o sayede) yola ulaşmış olalar
187 — Oruç (günlerinizin) gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helal edildi Onlar sizin için, sizde onlar için birer libassınız Allah (cc), hallilerinize karşı zaaf göstermekte olduğunuzu bildi ve tevbenlzi kabul et*ti, 8lz| bağışladı Artık (bundan sonra geceleri) onlara yaklaşın ve Allah'ın Ih kkınızda yazdığını isteyin (Bütün gece) fecr-i (sadık) olan ak İplik kara İplikten size seçilinceye kadar yeyin, için, sonra geceye kadar orucu ta marnlayın Mescidlerde i'tikafta bulunduğunuz zaman kadınlarınıza (geoe-lerl de) yaklaşmayın Bu (hükümler) Allah'ın sınırlarıdır Sakın onlara (a sınırlara) yaklaşmayın, işte Allah, âyetlerini böylece insanlara açıklar, TA ki korunsunlar
Ayetlerin Lafzi Tahlili
(Essiyâmü): Lügatta savm kelimesi, herhangi bir şeyden çekinmek, onu yapmamak ve terketmek anlamındadır Râgıb'a göre savm, yemek, konuşmak ve yürümekten uzak durmak manasına dır
Şeriatta savm fecr-i sadıktan güneş batıncaya kadar niyet edersk yeme içme ve cinsî münasebet yapmayı terketmektir Orucun kemâli İse şarlatın mahzurlu gördüğünden kaçınmak, haram kıldığı şeylerden de u-lak durmaktır
(Feıddetün): Râgıb; «iddet kelimesi, sayılacak herhangi bir şey demektir Müdessir suresinin 31 âyetinde de sayılacak şey manasında kullanılmıştır Bu kelimenin bulunduğu cümlenin icmali anla*mı şudur: «Bir kimse için Ramazan ayında özür-hastalık ve seferilik hali gibi- ünden dolayı oruç tutamadığı günler sayısınca, diğer günlerde tut*ması farzdır» [204] der
Kurtubi ise, «Fa'let vezninde «add» kökünden türeyen iddet kelimesi, sayılacak şey anlamındadır» [205] demektedir
(Uhare): Uhrâ'nın çoğulu olan ühare kelimesi, diğeri manasındadır
(Yutîgûnehu): «Oruç tutmakta meşakkat ve zorluk çekenler » «Lisanü'l Aıap» kitabı yazarı «İtakat kelimesi, bir şeye güç yetir*menin en son sınırı anlamındadır» [206] der
(Fidyetün): Fidye kelimesi, bir kimsenin şahsı için feda ettiği şey manasınadır Şeı kıtta ise gücünün yetmediği bir ibâdeti terk eden kimsenin, onun karşılığı olarak verdiği mala denir Fidye, bazı yön*leriyle de kefaretlere benzer
(Şehrü): Ay demektir
(Ramazâne): Râgıb bu kelimeyle ilgili olarak şöyle der: «Ramazan kelimesi, «remd» kökünden türemiştir Güneşin yakıcı sı*caklığı anlamındadır Oruç ayına bu ismin verilmesi, ateşin herhangi bir şeyi yakıp bitirmesi gibi, orucun da insanların günahını yok ettiği için*dir » [207]
Zemahşerî ise; «Araplar, ayların isimlerini yenj adlarla değiştirdikleri zaman, her ayın ismini o ayın bulunduğu mevsime uygun olarak koyar*lardı 6u değişikliği yaptıkları sırada oruç sıcağın en şiddetli mevsimi*ne rastgeldiğinden ona Ramazan adını vermişlerdir» [208] demektedir
(Errefesü): Cima ve öncesi münasebetler manasına-im Gerçekte fahiş söz anlamında olan refes kelimesi, sonradan cima lıjıuk anılmıştır İbn-i Abbas, «Refes, cimadır» [209] der
(Tahtânûne): İhtiyan kelimesi, hiyanet kökünden
türemiş olup hiyaneti düşünmek anlamındadır
Mâgıb; «Hiyanet, emanetin zıttıdır ihtiyan kelimesi ise, hiyaneti dıı •Uhlnek manasınadır» demektedir
(Akifüne): İ'tikâf kelimesi, bir yerde durup ayrılma
mıık manasınadır «Onlar ise: Biz demişlerdi Musa bize dönüp gelinceye kınlar o (buzağı) ya (tapmakta) kaim ve daim olmaktan katiyyen ayrılma yHiiiığız» (Tâ, hâ: 91) âyetinde de ou anlamda gelmiştir Şeriatta İtikat |«n Allah (cc) için ibâdet maksadıyla bir camide durmaya denir
(Hudûdullâhi): Had kelimesinin çoğulu olan hudud Nillınesi, menetmek anlamındadır Zeccâc; «Allah (cc), tayin ettiği sınır |mı 11 tecavüz etmeyi menetmiştir » [210] der [211]
Ayetlerin İcmali Manaları
Allah (cc), geçmiş ümmetlere orucu farz kıldığı gibi müminlere de İni t kıldığını haber vermiş, onun büyük hikmet ve faydalarını beyan «I nılşllr Oruç tutan kimse, büyük sevaba nail olmak arzusuyla Allah (cc) İtin •ııkındığı için nefsinin arzu ettiği bir çok mubah şeyleri terkeder ve O'min ıııllllukl kullarından olur
Allah (cc)'ın farz kıldığı oruç, yalnız sayılı Ramazan ayı günleridir O, imür boyu oruç tutmayı farz kılmamakla, kullarını ne kadar çok sevdlflinl VI merhamet ettiğini gösterir Allah (cc), orucun zarar verdiği hastalar ile Oruçta zorluk çeken misafirlere, oruçlarını yeme müsadesi vermiş ve oruü yedikleri günler sayısınca diğer günlerde oruç tutmalarını da emretmiştir İU İse müminlere bir kolaylık ve şefkattir
Allah (cc)'ın, oruç tutulmasını emrettiği Ramazan ayı Büyük Kur-an'ın nazil olmaya başladığı aydır Bir düstur, bir nizam olan büyük Kur'an, kendisine uyanları dünyada selâmete, ahirette saadete kavuşturur
Allah (cc) bu ayda oruç tutulmasını te'kiden söylemiştir Çünkü O ay Allah (cc)'ın rahmetini kulları üzerine yağmur gibi indirdiği aydır O kulları için yalnız kolaylık ister Bundan dolayı da hasta ve misafir için Ramazan günlerinde oruç yeme müsadesi vermiştir
Allah (cc) kullara yakınlığını, dilekte bulunanların dileklerine icabet edeciğini ihtiyaç sahiplerinin ihtiyacını karşılayacağını ve kendisi ile kullarının herhangi birisi arasında perde olmadığını bildirmiştir Kullara düşen vazife, ellerini göğe doğru kaldırıp dua ettikleri zaman, ihlasla ona yönelmek ve ibadet etmektir
Allah (cc), bütün buyruklarında kulların kolaylıkla yapabilecekleri şeyleri beyan etmiştir Ramazan ayı gecelerinde ise yemek, içmek ve karı*larından faydalanmak mubah kılınmıştır Halbuki daha önceki ümmetlere Ramazan ayı gecelerinde ailelerinden faydalanma haramdı Muhammed (sav) ümmetine ailelerinden faydalanmanın mubah kılınması, Allah (cc)'ın fazi ve rahmetinin bir izharıdır Cenab-ı Hak âyette kadını vücudu örten elbiseye benzetmiştir Çünkü elbise, insan vücudunu dış etkilerden nasıl korursa, kadın, kocasının koca da kadının, beşeri istek ve arzularını kar*şılayarak, elbise örneği birbirlerini haramlardan muhafaza ederler İbn-i Abbas (ra) «Onlar sizin için siz de onlar için birer libassınız  » âyetini tef*sir ederken «Onlar sizin için, siz de onlar için birer meskensiniz Mesken nasıl insanın barınağı ise kadın erkek için erkek de kadın için karşılıklı bir barınak gibidir Birbirlerini korurlar» der
Allah (cc), Ramazan ayı gecelerinde, fecr-i sadıka kadar eşlerin bir*birleriyle münasebetlerini umumi olarak mubah kılmıştır Yalnız i'tikâfa gi*ren kimseler için cinsi münasebeti yasaklamıştır Çünkü i'tikâf inziva ve ibâdete ayrılma vaktidir Elbette ibâdet ve inziva zamanında, bütün dün*ya münasebetlerinden uzak durmak gerekir
Allah (cc), oruçla ilgili âyetlerini, buyruklarına muhalefet etmek ve ha*ramlardan kaçınmayı emrederek sona erdirir O'nun emir ve yasakları sı*nırlarıdır [212]
Âyetlerin Nüzul Sebebleri
A İbn-i Cerir et-Taberî'nin Muaz bin Oebel (ra)'den; «Resulullah (sav) Medine'ye teşrif ettikleri zaman Aşure günü ile her aydan üc gün Srııo tüterlerdi Sonra Allah (cc): «Ey İman edenler, sizden evvelki (ümmet) Isı a yazıldığı gibi sizin üzerinize de oruç yazıldı (farz edildi) Tâ ki koru niMinıi », «(O) sayılı günler (dir) Artık sizden kim (o günlerde) hasta, ya*hut Mtor üzerinde olur (ve orucunu yemiş bulunur) sa tutamadığı günler Hymınca başka günlerde tutar Gücü yetmeyenler üzerine de bir yoksul • toyumu fidye (lazımdır) Bununla beraber kim gönül isteğiyle bir hayır yııparta İşte bu, onun için daha hayırlıdır Oruç tutmanız sizin hakkımı Mu hayırlıdır, bilirseniz » âyetleriyle oruç tutmayı farz kıldı Bu âyetlnrln nü «illimden sonra isteyen oruç tuttu İsteyen oruç tutmayarak bir miskini fld yr vruorok doyurdu Daha sonra Allah (cc): «(O sayılı günler) Ramaian •lyKİıı ki Kur'an onda indirilmiştir (O Kur'an ki) insanlara (mah-ı) hidayet-Ilı Dofiıu yolun ve îlek ile betili ayırt ed&n hükümlerin nice acık d«llll«rl •Ur Öylayse içinizden kim o aya erişirse onu (orucunu) tutsun  » âyetlyli >ln mukim ve sağlıklı kişilerin kesinlikle oruç tutmalarını farz kıldı Orucu illimi yetmeyen için, fidye hükmü baki kaldı » [213] rivayetidir
B Selmete bin el-Ekvâ (ra)'nın rivayetidir: «  Gücü yetmeyenler 0i« ılna d* bir yoksul doyumu fidye (lazımdır)  » âyetj nazil olunca dllnynn o ma tuttu, dileyen karşılığında fidye verdi Daha sonra, «  içinizden kim o t yıı «rltirse onu (orucu) tutsun  » âyeti nazil olunca, bir önceki âyette olan unuhcyyerllk» hükmünü neshetti Bundan sonra sağlıklı ve mukim hir şa*lın Knnlnlikle oruç tuttu » [214]
C «Bir Arap topluluğu Resulullah (sav)'a gelerek, «Ya Renulullah (ıııv), Allah (cc)'ımızın yakınlığından mı münacatımızı sessizce yapıyorııi, yıtk«o uzaklığından mı yüksek sesle yapıyoruz?» diye sorunca: «Kullarım ıınn beni sorunca (haber ver ki) işte ben muhakkak yakınımdır Bana dua »Hince ben o dua edenin davetine icabet ederim  » âyeti nazil oldu » [215] ı v/oyotldlr
D Buhari Berrâ bin Azlb (ra)'den: «Sahabilerden bazısı oruç tuttuk Idiı /aman iftar yemeği hazır olsa dahi çoğu kez iftar etmez, yatarlardı ttftylellkle gece ve gündüz hiçbir şey yememiş olurlardı Ramazan ayındı» lltldrdon Kays bin Sermet (ra) hem oruç tutuyor, hem de hurma bahon
çalışıyordu, iftar zamanı evine gelerek hanımına «Yenecek bir ş«y var mı?» diye sordu Hanımı, «Yok, hemen hazırlamaya çalışayım» di*yerek hazırlığa başladı O sırada yorgunluktan ve isteğinin yerine gel*memesinden dolayı hanımı gelinceye kadar uyudu Hanımı onu uyur gö*rünce «Sana yazıklar olsun» dedi Ertesi günü öğle vaktine doğru Kays bin Sermet (ra) halsiz kalınca, bir önceki gece hanımıyla kendisi arasın*da geçenleri Resulullah (sav)'a gelerek anlattı Bunun üzerine, «Oruç (günlerinizin) gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helal edildi  » âyeti nazil oldu Müslümanlar buna cok sevindiler Daha sonra «(Bütün gece) fecr(i sadık) olan ak iplik kara iplikten size seçilinceye kadar yeyin, İçin, sonra geceye kadar orucu tamamlayın» âyeti nazil oldu» [216] rivayet etmiştir [217]
Âyetlerin Tefsirindeki İncelikler
Birinci incelik: «Ey iman edenler, sizden evvelki (ümmet)lere yazıldığı gibi sizin'üzerinize de oruç yazıldı (farz edildi)  » âyeti, orucun daha ön*ceki ümmetlere de farz olan cok eski bir ibadet olduğuna işaret ediyor Kitap ehli (hristiyan ve yahudiler), oruç farzında değişiklikler yapmışlar*dır Oruç ayı cok sıcak veya cok soğuk bir mevsime rastgeldiğinde on*ların bilginleri toplanarak orucun baharda bir ay tutulmasına karar ve*rerek, gün sayısını artırmışlardır Böylelikle Ramazan ayı orucunu artıra artıra 50 güne çıkarmışlardır Bir aylık Ramazan orucuna karşılık 20 gün*lük artış, onların oruç vaktinin tayininde yapmış oldukları hatanın kefa*retidir
Taberî, bu hususta Ed-Düyyi'den senetle: «Hristiyanlara Ramazan orucunu tutmak farzdır Onlara uyuduktan sonra sahurda kalkıp yemek, içmek, oruç ayında evlenmek ve ailesiyle cinsi münasebette bulunmak yasaktır Ramazan ayı cok sıcak ve soğuk aylara tesadüf ettiği zaman bu durum onlara zor geliyordu HriBtlyanlar, bu zorluğu ortadan kaldır*mak için ilkbahar mevsimini oruca tahsis [218] ederek 20 günlük bir ilave yaptılar Bu ilaveyi de oruca tayin ettikleri zaman için kefaret kabul ettiler Böylece onların orucu 50 gün oldu » [219] diye rivayet yapmıştır
ikinci incelik: Arap dili ve edebiyatıyla ilgili olduğundan yazılmamıştır
Üçüncü incelik: Allah (cc) orucu insanların takva olmasına vesile olan bir yol olarak beyan etmiştir Mubah olan tabii istek ve arzularını yalnıi Allah (cc)'ın emrine uyarak terkeden ve sevab kazanacağına inanmak ti*me tutan kimse, kendisini takva olmaya hazırlamış olur Böylollklo olu*şan takva melekesi, yasak arzu ve istekleri terk ettirdiği gibi, şüpholl soylar-den de insanı uzaklaştırır
Oruç, insanın yemek, içmek ve cinsi münasebette bulunmak gibi İm şerl arzularını kırar Herhangi bir şeye karşı, insanın arzusu çok oldu mu ondan kaçınmak ta o kadar zordur Yeme içme ve kadın ar/usu lea yaradılış itibariyle diğer arzulardan daha çoktur Bunları tork İta, oncak oruçla mümkündür İnsan kendisini felakete sürükleyen bu iki unu yu oruç tutarak terk etmeyi adet edinirse, diğer istek ve arzularını kolay, lıkla terkeder Ne yazık ki insanlar darb-ı meselde olduğu gibi, bu İki af /unun tahakkuku için çalışır [220]
Dördüncü incelik: Alim Gaffâr'a göre Allah (cc) orucu tarz kılmak*la İnsanlara hayret verecek aşağıdaki uyarıları yapmıştır
1 Orucun farz oluşuyla, geçmiş ümmetlere uyma zorunluluğu kulktı,
2 Oruç, insanlarda takvanın vücud bulmasına vesile olur Oruç farı olmasaydı, takva gibi şerefli bir sıfata ulaşmak kolay olmazdı
3 Allah (cc) orucu tayin edilen zamanda tutulmak için farz kıldı Egw bütün sene oruç tutmayı emretseydi, insanlar için çok büyük ıc-rluk ve meşakkat olurdu
4 Allah (cc), oruca Kur'an'ın inzal olduğu Ramazan ayını tahtlı »ı mistir Çünkü Ramazan, ayların en şereflisidir
5 Orucun tutulmasında misafir ve hastalara güçlük ve çetinliği Allcıh (cc) izale etmiş ve onlafın yemelerini mubah kılmıştır
Beşinci incelik: «  Gücü yetmeyenler üzerine de bir yoksul doyumu fidye (lazımdır)» âyeti, yaşlı kadın ye erkeklerin orucu yemelerine karşılık,
fidye vermeleri lazım geldiğini beyan ediyor Çünkü Arap diline göre âyet*te gecen «yutîkûne» fiilinin kökü «itâkat» kelimesi, çok kişinin zor yapabi*lecekleri bir iş için kullandıkları güç anlamındadır Oruç tutmak ta rahmete vesile olduğu için yaşlı kadın ve erkekler oruç tutamadıkları gün sayısınca fidye verirler «  Ey Rcbbimiz, tekat getiremeyeciğimizi bize taşıtma  » (Bakara: 286) âyeti de buna delâlet eder
Altıncı incelik: «  İçinizden kim o aya erişirse (hazır olur, misafir ol-maısa) onu (orucunu) tutsun  » âyetinden maksat, ayı görmek değil, Ra*mazan ayı vaktine erişmektir Çünkü çok az insanın ayı görmesiyle oruç bütün müslümanlara farz olur [221] Ayı araştırıp görmek, farz-ı kifayedir Bu görevi, en az bir müslümanın yapmasıyla farz toplum üzerinden kal*kar Âyetten murat, herkes için ayı görmek olsaydı, ayı görmeyen oruç mükellefleri çoğunlukta durdu Mesela: Gözü hastalıklı, çok yaşlı, ayın batış ufkunun kapalı olduğu bölge insanlarının oruç tutmaları, mükel*lef olmalarına rağmen mümkün olmazdı Bundan dolayı âyetten maksat ayı görmek değil, vakte hazır olmaktır Geniş bilgi fıkıh kitaplarında gö*rülebilir
Yedinci incelik: «  Allah, size kolaylık diler, size güçlük istemez  » âyetinde Arap dili ve edebiyatındaki bedi' ilmine göre «Tıbâgus seib» adı verilen güzei bir ifade tarzı vardır Fakihler usul kurallarından «me*şakkat, kolaylığı celbeder» genel kaidesini bu âyetten almışlardır Allah (cc), emir ve yasaklarında kulları için zahmet ve ağırlığı değil, kolaylık ve hayrı ister
Sekizinci incelik: Allâme Zemahşeri; «  (Bu kolaylığı istemesi), o sayı*yı (kaza borcunuzu) ikmal etmeniz, Allah'ı -sizi muvaffak buyurduğu o şeyden dolayı da- büyük tanımanız içindir Olur ki şükredersiniz» âyetinde Allah (cc) daha önce oruç ayına ulaşan hasta, misafir ve özürlü kişilerin yedikleri günleri saymaları gibi hükümlerden sonra, «Sayıyı ikmal edin» cümlesiyle sayılara dikkat edilmesini «Allah'ı büyük tanımanız içindir» cümlesiyle de yenilen oruçların kaza edilmesi gibi bir kolaylık tanındığının bilinmesini «Olur ki şükredersiniz» cümlesi ile verilen kolaylık ve ruhsata şükredilmesi gerektiğini gösteriyor» [222] der
Dokuzuncu İncelik: Allah (cc) kadın konusundaki terbiye ve edebi ' î "iırnşmlz İçin karı-koca arasındaki cinsi münasebeti, yüksek ve latif ıilııtıln ifade etmiştir Çünkü Allah (cc), «  Onlar sizin İçin, >lz d*t kjln birer Nbassımz  » buyurmuştur Onun bu güzel ve latif buyruğu, muin vücudu örttüğü gibi, kadın erkeğin, erkek de kadının noksan ta< iHllıiıım örterek birbirlerine yardımcı olacaklarını gösterir
Hu ayetin tefsiriyle ilgili olarak Fahreddln Er-Râzî; «Kadın, kocasını Itfıiiin haramlardan koruduğu gibi, erkek de karısını haramlardan elbls* vücudu muhafaza ettiği gibi korur Çünkü bir hadis-j şerifte Resulullııh I, «Evlenen bir kimse, dininin üçte ikisini korumuş olur» buyurur*[223]
Onuncu İncelik: Şerif er-Radî; «(Bütün gece) fecr(l sadık) olan ak İp*lik, kora İplikten size seçilinceye kadar, yeyin, için sonra aecey» kadar oru-•ıı Inmamlayın  » âyetinde hayret verici bir istiare [224] vardır Istloro'dnn muini, sabah beyazlığının gecenin karanlığından seçilmesine kadarkl in-Miunılıt Ak ve kara iplik tabirleri mecazi anlamdadır Gece karanlığının kum İpliğe, sabah beyazlığının ak ipliğe benzetilmeslndeki sır, sabah b«-yıiflıQı İlk doğuşunda İplik gibi ince görünür Gece karanlığı İse dnvamll lifti ı çekilerek zayıfladığından İpe benzer Bu sırada sabah beyazlığı git-Utun yayılırken gece karanlığı da gittikçe azalır» [225] demektedir
Adly bin Hâtem (ra)'den: «Bu âyet nazil olunca İki tane urgana b«n mı siyah ve beyaz iplik alarak yastığımın altına koydum Gece kalkarnk yamak yedikten sonra İplikleri alarak dışarı çıktım Onları yanyana uialn iıik bakmama rağmen birbirinden seçemedim Sabah olunca gldsrsk »İti Minin Resulullah (sav)'a anlattım O'da gülerek, «Gerçekten akılsızmıttın, Ayattft gecen ak ve kara iplikten murat, sabah beyazlığı İle gecenin ka> fonlıflıdır» buyurdu» [226] diye rivayet edilmiştir [227]
Ayetlerdeki Şer’i Hükümler
Birinci Hüküm: Ramazan Ayı Orucundan Önce, Müslümanlara Oruç Farz Mıydı?
«(O) sayılı günler(dlr)  * âyetinin zahirine göre müslümanlara farz olan oruç Ramazan ayı günleridir Çoğu müfessir, bu görüştedir İbn-i Abbas (ra) ve Hasan (ra)'dan rivayet edilen bu görüşü, İbn-i Cerir et-Taberi de tercih etmiştir
Katâde ve Atâ'dan: «Müslümanlara daha önce her aydan üç gün oruç tutmak farz kılınmıştı Sonra ise Ramazan ayı orucu farz kılındı Buna «  Gücü yetmeyenler üzerine de bir yoksul doyumu fidye (lazımdır)  » âye*ti delildir Çünkü sayılı günlerde oruç tutup tutmamakta bir serbestlik yok*tur Ramazan ayı orucu için ise âyette zaman ve sayı tayini yapılmıştır Bu izahtan anlaşılan şudur- Âyette geçen «belli günlerde» oruç tutmak Ramazan ayı orucunun dışında bir oruçtur» diye rivayet edilmiştir
Cumhura göre «  Sizden evvelki (ümmetlere) yazıldığı gibi sizin üze*rinize de oruç yazıldı (farz edildi)  » âyetinin ifadesi, kapalıdır Buna göre farz olan oruç bir gün, iki gün veya daha fazla olabilir Âyetteki kapalılık, «sayılı günler» ifadesiyle açıklanırsa da yine mücmeldir Çünkü «sayılı günler» ifadesinden bir hafta, veya bir ay da anlaşılabilir Allah (cc), «Ramazan ayı» tabiri ile daha önceki mücmel ifadelere tam bir açıklık ge*tirmiş ve müslümanlar için farz olan orucun Ramazan ayı orucu olduğu*nu beyan etmiştir
İbn-i Cerir et-Taberi bu hususta şöyle der: «Bana göre oruçla ilgili görüşlerin en doğrusu, «Sayılı günlerden maksat, Ramazan ayı günleri*dir» diyen görüştür Çünkü hiçbir âyet ve hadis Ramazan ayı dışında müs*lümanlara diğer bir orucun farz olduğunu beyan etmemiştir Allah (cc), âyetin akışında farz orucun, Ramazan orucu olduğunu, «(O sayılı günler) Ramazan ayıdır ki Kur'an onda indirilmiştir» âyetiyle beyan etmiştir Bu âyetin te'vili şöyledir: «Ey mü'minler, sizden önceki ümmetlere oruç farz kılındığı gibi size de farz kılındı Tâ ki korunasınız işte o belirli günler, Ramazan ayı günleridir » [228]
İkinci Hüküm: Hangi Hastalık Ve Yolculuk, Oruç Yemeyi Mubah Kılar?
Allah (cc), hasta ve misafire rahmeti gereği, kolaylık olmak üzere Ra*mazan ayı orucunu yemeyi mubah kılmıştır Fakihier, hangj hastalığın oruç yaınvyl mubah kılacağı hususunda İhtilaf ederek birkaç görüşe ayrılmıs-luıdır,
1 Zahirilere göre hastalık ve yolculuk, insanlara oruç yemeyi mubah Kılrır Hatta kısa bir yolculuk veya parmak ve diş ağrısı gibi hastalık ıluhl olsa, orucu yemek mubahtır Bu görüş, Atâ ve ibn-i Sirîn'den rlva^ ynt ndllmlştir
2 Bazı alimlere göre «oruç yeme ruhsatı», oruç tuttuğu takdirde çok unluk çekecek hasta ve yolcuya mahsustur Bu görüş, El-Esem'lndlr
3 Çoğu fakihlere göre ise oruç yemeyi mubah kılan; hastayı yoran, lyiİMşmesinl geciktiren ve hastalığı artıran oruçtur Zahmete ve yorgun*luğu uovkeden uzun yolculuk da oruç yemeyi mubah kılar Ehl-I sünnetin 4 mezhebi de bu görüştedir
Zahirilerin delilleri: Zahirilere göre: «  Sizden kim (o günlerde) hat*ta yahut sefer üzerinde olur (ve orucunu yemiş bulunur)sa, tutamadığı yünler sayısınca başka günlerde (tutar)  » âyeti, «ağır veya hafif» hntta-lık lln «uzun veya kısa» yolculuktan hangisi olursa olsun Ramazan ayı orununu yemeyi mubah kılar Çünkü âyette hastalık «ağır oluşla», yolcu*luk «uzaklıkla» kayıt ve vasıflanmamıştır ibn-i Sirln'in yanına giden Ta-hirllor onun parmak ağrısından ötürü oruç yediğini görürler
Davud-u Zahirî; «Kısa veya uzun tüm yolculuklar İçin oruç yeme ruh-İnli vardır Yolculuk takriben 8 km de olsa kişi seferidir Kısa yolculuk ya-ponn da misafir denir Kur'an'ın zahiri anlamı da budur» der
Cumhur'un delilleri: Çoğu fakihlere göre, insana zorluk vermeyon at ^ir hastalık, Ramazan ayı orucu yenilmesini mubah kılmaz Çünkü Cenabı Hnk, «Allah, size kolaylık diler, size güçlük istemez» buyurmuştur Ayetle ot uç yeme ruhsatı, meşakkat ve zorluğun giderilmesi için verilmiştir Ha-ılf hastalık ve yakın yolculukta zorluk yoktur Parmağı ve dişi ağrıyan kim-B* Icln, oruç yeme ruhsatı olabilir mi?
Salim aklında kabul edeceği gibi sahih olan, Cumhur'un görüşüdür, f (inkü oruç yeme ruhsatı, kolaylık sağlamak ve zorluğu gidermek içindir Kolnylığın sağlanması, zorluğun bulunduğu yerde mümkündür Hafif par-rflıık ve baş ağrıları ile grip gibi hastalıklarda oruçlu kişi İçin zorluk dü-Şilıımek mümkün değildir Bu hastalıkların tedavisi, ancak oruçla olur, Efler hımtalık bu türden ise, oruç yemek mubah olur mu? Allah, (cc), ancak yıinıımüzün yeteceği ve kolaylıkla yapabileceğimizi emretmiştir Oruç, haı Ifllıga veya onun ağırlaşmasına vesile olursa yenebilir
Kurtubİ, bununla ilgili olarak şöyle der: «Hastalığın iki çeşidi vardır Oruç tutamayacak güçte olan hastanın oruç yemesi mubah değil, farz*dır Diğeri ise orucu güçlükle tutabilen hastalar için Ramazanda oruç yemek müstehaptır Çoğu alimlere göre hastalık, şiddetli ağrı veriyor veya oruçlu olursa hastalığının artacağı ve uzayacağını biliyorsa, kişinin oruç yemesi sahih olur imam Malik (ra)'den oruç yemeyi mubah kılma hu*susunda muhtelif rivdyetler vardır Bir rivayete göre oruç tutmak ölüme se*bep olursa, kişi orucunu yer Diğer bir rivayete göre ise oruç, hastalığın ağırlaşma ve uzamasına vasıta olursa, kişinin orucu yemesi mubah olur Bu ikinci rivayet Maliki mezhebindeki sahih görüştür » [229]
|