Yalnız Mesajı Göster

Tefsir Dersleri...

Eski 08-04-2012   #34
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tefsir Dersleri...




Onuncu Hüküm: Ramazan Ayı Hilalinin, Ülkelere Göre Doğuş Yerlerinin Farklı Oluşuna İtibar Edilir Mi?



Hanefi, Maliki ve Hanbeli'lere göre, ülkelerin doğuş yerlerinin farklı oluşuna itibar edilmez Bir ülke halkından bir veya daha çok insan Ro mazan ayı hilalini görür ve haber bütün ülkelere ulaşırsa, hepsinin oruç tutması farzdır Çünkü Resulullah (sav)'ın, «Ramazan hilalini gördüfllı nüz zaman oruç tutunuz Şevval ayı hilalini gördüğünüz zaman do bayram ediniz» buyruğu, ümmetine umumi bir hitaptır Bir müslümanın —dünyanın neresinde olursa olsun— Ramazan ayı hilalini görmesi, tüm ümmetin gör*mesi gibidir


İmam Şafii (ra)'ye göre ise, Ramazan ayı hilalini her şehir halkının ayrı ayrı görmesi lazımdır Bir şehir halkının Ramazan hilalini görmesi, di ger şehir halklarına teşmil edilemez Bu husustaki geniş bilgi fıkıh kitap larında mevcuttur [258]




Onbirlnci Hüküm: Hata İle Ramazan Orucunu Bozan Bir Kimsenin Hük*mü Nedir?



Fakihler, Ramazan ayında oruç tutan bir kimsenin, «güneş battı» ian nıyla orucunu açması veya «şafak atmıştır» zannıyla sahur yemofll yt' meşinden sonra yanıldığı ortaya çıkarsa, onun oruou kaza edip etmey«0*fl! hususunda ihtilaf etmişlerdir


Cumhur (Honefi Maliki Şafii ve Hanbeli imamlarıfa göre «güneş bat*tı» zannıyla orucunu açan kimse ile «şafak atmamıştır» zannıyla sahur yemeği yiyen kimsenin orucu sahih değildir Çünkü oruç tutan kimseden İstenen, fecr-i sadık ile güneşin batışını tesbit etmesidir Allah (cc)'ın; «(Bütün gece) Fecr(i sadık) olan ak İplik, kara iplikten size seçilinceye ye-yln, için, sonra da geceye kadar orucu tamamlayın» buyruğunda, «güneş batıncaya kadar, orucunuzu tamamlayın» beyanı vardır Bu emre aykırı hareket, orucun kaza edilmesini icabettirir


Zahirî'ler ve Hasan-ı Basrî (ra)'ye göre ise, «güneş battı» zannıyla orucunu açan kimse ile «şafak atmamıştır» zannıyla sahur yemeği yiyen kimsenin orucunu kaza etmesi gerekmez Çünkü, «Hata ettikleriniz de İse üstünüze bir vebal yoktur» (Ahzâb: 5) âyeti ve «Ümmetimin hata, unutma ve zorla yaptıkları şeylerin sorumluluğu yoktur» hadisi, buna de*lâlet eder Hata yaparak orucunu bozan kimse, unutarak orucunu bozan kimse gibidir Her ikisine de oruçlarını kaza etmeleri gerekmez


Sahih olan, Cumhur'un görüşüdür Zira kasdedllen; hükmün değil, gü*nahın kalkmasıdır Hata İle orucunu bozan kimsenin, onu kaza etmesi gerekir Kefaret lazım değildir Hata ile adam öldüren kimsenin diyet vermesi gibi, onun da orucunu kaza etmesi lazımdır Hata ile oruç yiyen kimseyi, unutarak yiyen kimse ile kıyaslamak yanlıştır Çünkü unutarak orucunu yiyen kimse hususunda acık nass varit olmuştur Allah (cc), en İyi bilendir [259]




Onlklnci Hüküm: Cünüblük, Oruç Tutmaya Engel Midir?



«Artık onlara yaklaşın ve Allah'ın hakkınızda yazdığını isteyin»


âyeti, cünüblüğün orucun sıhhatine zarar vermediğine delâlet eder Çünkü Ramazan ayında, gecenin sonuna kadar yemek, içmek ve cinsî münase*bette bulunmak mubahtır Bir kimse sabaha doğru cinsî münasebette bu*lunursa ve cünüb olarak sabaha çıkarsa orucu sahihtir Cünüb olarak sa*baha çıkan adamın orucu sahih olmasaydı Allah (cc), «Orucunuzu ta*mamlayınız» diye emretmezdi [260]


Buharı ve Müslim, Hz Aişe (r anha)'den: «Resulullah (sav), oruçlu olduğu halde cünüb olarak yatar, daha sonra guslünü yaparak sabah na*mazına giderdi,» diye rivayet etmişlerdir Yeme, içme ve cinsi münasebet*te bulunmanın yasak olduğu bir vakitte Resulullah (sav)'ın cünüb olduğu görülmektedir Eğer cünüblük orucu bozsoydı, Resulullah (sav)'ın mutla-1 ka şafaktan önce yıkanması gerekirdi Bu da göstermektedir ki, cünüblük hiçbir zaman orucun sıhatine zarar vermez Kişinin yalnız namaz kılmak için gusletmesi farzdır [261]




Onüçüncü Hüküm: Nafile Oruç Tutan Kimse, Orucunu Bozarsa Kaza Et*mesi Farz Mıdır?



Fakihler, nafile oruç tutan kimsenin, orucunu bozması halinde bilaha*re kaza etmesinin farz olup olmadığı hususunda ihtilaf etmişlerdir


Hanefi mezhebine göre nafile oruç tutan kimse, orucunu bozarsa da*na sonra kaza etmesi farzdır Çünkü nafile oruç tutmaya niyet etmekle, tutacağı günü kendisine borç edinmiştir Orucunu bozmakla, daha önce yaptığı niyete muhalefet ettiğinden, o günü kaza etmesi lazımdır


Şafiî ve Hanbeli mezheblerine göre ise, nafile oruç tutan kimse, oru*cunu bozduğu takdirde, kaza etmesi farz değildir Çünkü nafile oruç tu*tan kimse, orucunu bozup bozmamakta serbesttir


Maliki mezhebine göre de, nafile oruç tutan kimse, orucunu bizzat kendi isteğiyle bozarsa, kaza etmesi farzdır Eğer kendi rızasının dışında*ki sebeplerden orucunu bozarsa, kaza etmesi farz değildir


Hanefi mezhebinin delilleri:


A «Sonra geceye kadar orucu tamamlayın» âyeti, bütün oruçlar için umumi bir emirdir Farz veya nafile oruçlardan birini tutmaya baş*layan insan İçin onu tamamlamak farzdır Buna göre Ramazan haricinde tutulan nafile oruçlar bozulduğu takdirde, kaza edilmesi farzdır Rama zan ayı orucundan özürsüz olarak bir gün bozan kimsenin, hem bozduğu gün için daha sonra oruç tutması, hem de İki ay kefaret orucu tutması farzdır


B «Ey iman edenler, Allah'a İtaat edin, Peygamber'e İtaat edin, a-mellerlnlzl boşa çıkarmayın» (Muhammed: 33) âyeti, ikinci delilleridir Na*file oruç, insanın amellerinden biridir Bir kimse nafile oruç tutarken onu bozarsa, niyetinden ötürü bir farzı da terketmlş olur Bu borcu da ancak kaza etmekle ödemiş olur


C Hz Alşe (r anha)'dan rivayet edilen, «Hz Hafsa ile beraber na*file oruç tutmuştuk Bize beğendiğimiz bazı yiyecekler hediye edildi Onlorla orucumuzu hemen bozduk Resulullah (sav) eve gelince, Hz Hafsa (r onha) benden önce bozduğumuz orucun hükmünü sordu Resulullah (sav), «öyleyse ona karşılık olarak bir gün kazaen oruç tutunuz» buyur*du» [262] hadisinden anlaşılıyor ki, nafile oruç tutan kimse orucunu boz*duğu takdirde, kaza etmesi lazımdır


Şafii ve Hanbelî mezheblerinin delilleri:


A «İyilik edenlere karşı (da muahezeye) bir yol yoktur» âyeti, nafile oruç tutan bir kimsenin, orucunu bozduğu takdirde onu kaza etme*sinin farz olmadığına delildir Çünkü kaza etmek farz olsaydı, onun için bir zorluk olurdu Halbuki Allah (cc) dinde zorluk ve çetinlik olmadığını buyurmaktadır


B Resulullah (sav)'ın: «Nafile oruç tutan kimse serbesttir Dilerse orucunu tutmaya devam eder Dilerse acar (bozar)» [263] hadisidir


İmam-ı Azam'ın görüşü, diğerlerine tercih edilir Çünkü Resulullah (sav), Hz Aişe (ra) ile, Hz Hafsa (ra)'ya, bozdukları nafile oruç yerine bilahare birgün oruç tutmalarını emretmiştir O'nun emri, nafile oruç bo*zulduğu takdirde kaza edilmesinin farz olduğuna dair bir nass'dır Allah (cc) en iyi bilendir [264]



Ondördüncü Hüküm: L'tikâf Nedir Ve Hangi Camilerde Yapılır?



İmam Şafii'ye göre lügatta i'tikâf, bir kimsenin günah veya sevab ni*yetiyle üzerinde durarak bir şey yapması anlamındadır, «şimdi putları*nın önünde topogelen bir kavme rast geldiler» âyeti, bu anlamı te'yid eder


Şeriatta i'tikâf; ibâdet niyetiyle Beytullah'ta durmaktır İ'tikâf eski üm*metlerin şeriatlarında da mevcuttur Çünkü: «İbrahim İle ismail'e de, «evi*mi —tavaf edenler, (İbâdet kasdıyla orada) kalanlar, rüku ve sücud eyle*yenler (namaz kılanlar) İçin— titizlikle temizleyin» diye kuvvetli emir ver*miştir» (Bakara: 125), «Mescidlerde l'tlkâfta (ibâdet niyetiyle) bulun*duğunuz zaman kadınlarınıza (geceleri de) yaklaşmayın» (Bakara: 18) âyetlerinden anlaşılan, i'tikâf, ibadet niyetiyle camilerde bir müddet durul*masıdır Allah (cc), i'tikâfın mescidlerde yapılmasını beyan etmektedir


Alimler hongl cami ve mescidlerde i'tikâf yapılabileceği hususunda İhtilaf etmişlerdir


1 Bazı alimlere göre l'tikâf, yalnız hadiste zikredilen «Mescid-i Ha*ram, Mescid-i Nebevi, Mescid-I Aksa» da yapılabilir Bunların dışında her*hangi bir mescid veya camide yapılamaz Çünkü Resulullah (sav), «Ziyaret ve İbadet maksadıyla ancak MesckJ-i Haram, benim bu mescidim (Mea-ekJ-l Nebevi) ve Mescld-I Aksa'ya gidilir» buyurmuştur Bu görüş, Saki bin Müseyyeb (ra)'in görüşüdür


2 Diğer bir kısım alime göre İse i'tikâf, ancak cemaatları çok olan camilerde yapılır Bu da Ibn-I Mesud (ra)'un görüşüdür İmam Malik (ra) de bu görüşü kabul etmiştir


3 Cumhur'a göre de İ'tikâfın hangi mescldde olursa olsun yapııması caizdir Çünkü Allah (cc)'ın; «Mescidlerde l'tlkâfta (İbâdet niyetiyle) bu*lunduğunuz zaman» buyruğu, umumidir Sahih olan da Cumhur'un görü şüdür Çünkü âyet, hiç bir cami ve mescidi hususi olarak belirtmemiş*tir [265]


Ebu Bekir el-Çessâs, bu hususla ilgili olarak şöyle der: «İ'tikâfın an cnk mescidlerde yapılması hususunda bütün selef ittifak etmiştir İhtilaf konusu olan Itikâfın hususi veya umumi, mescidlerde mi yapılacağıdır « Mescidlerde l'tlkâfta bulunduğunuz zaman» âyetinin zahiri, bütün ınescidlerde i'tikâfın yapılabileceğini gösteriyor Çünkü âyette çoğul ola-ınk «mescldler» tabiri kullanılmıştır, «i'tikâf, yalnız belli mescidlerde ya*pılır» diyenlerin âyet veya hadisten kesin delil getirmeleri lazımdır, «l'tikâf, yalnız Peygamber mesçldlerinde-Mescld-l Nebevi, Mescid-I Haram Met çld-l Aksa- yapılır ve onlara hastır» İddiasında olanların İse sözlerine İtibar edilmez Çünkü delilleri yoktur» [266]


Kadınlar ise i'tikâfı kendi evlerinde yaparlar Çünkü onlar, âyetin hük mi) dıştndadırlar


Onbeslncl hüküm: i'tikâf müddeti ne kadardır? i'tikâf suretine» o ruo tutmak, o'nun şartlarından mıdır?


Fakihler, i'tikâfın -süresi konusunda ihtilaf etmişlerdir


1 Hanefilere göre, i'tikâfın süresi, en az 1 gün, 1 gece olmalıdır


2 İmam Malik (ra)'den rivayet edilen bir görüşe göre ise, i'tlkâfın en az süresi 10 gündür


3 Şafii (ra)'ye göre de, i'tikâfta süre bir andır Süre hususunda sınır yoktur


İmam Şafii (ra) ile Ahmed bin Hanbel (ra)'in bir görüşüne göre i'tikâf, oruç tutmadan da yapılır


Cumhur (Ebu Hanife (ra), İmam Malik (ra), imam Ahmed bin Hanbel'in (ra) diğer bir görüşüne) göre ise; oruç tutmadan yapılan i'tikâf sahih de*ğildir Çünkü Hz Aişe (ra)'nin rivayet ettiği, Resululloh (sav)'ın; «Oruçsuz itikâf olmaz» [267] ve «i'tikâf yap ve oruç tut» [268] hadisleri buna delildir Allah (cc), i'tikâfı oruçla beraber anmıştır Onun bu zikri, i'tikâfın oruçla beraber yapılabileceğine en acık bir işarettir


İmam Fahreddin er-Râzi bu hususta şöyle der; «Oruç tutmadan i'tikâf yapmak caizdir Ancak faziletli olan, i'tlkâfto iken oruçlu olmaktır, imam Şafii (ra) de bu görüştedir İmam-ı Azam (ra)'a göre oruç tutmaksızın i'ti*kâf yapmak caiz değildir İmam Şafiî (ra)"nin delili; «Siz mescldlerd» İ'tikâfta olduğunuz zaman kadınlarınıza yaklaşmayın» âyetidir Çünkü âyette, i'tikâfın orucsuz olduğu görülür Allah (cc), i'tikâfa giren kimselere kadınlara yaklaşmayı yasaklamıştır» [269]


Hanefi fakihleri, i'tikâfı üc kısma ayırmışlardır


1 Mendup olan i'tikâftır Az bir zaman için dahi olsa, i'tikâf niyetiyle mescide girmektir


2 Sünnet olan i'tikâftır Ramazan ayının son on gününü mescidde i'tikâf niyetiyle geçirmektir


3 Vacib olan i'tikâftır Bu da nezir i'tikâfıdır Onda oruçlu olmak şart*tır Geniş İzahat fıkıh kitaplarında mevcuttur [270]




Ayetlerden Alınacak Dersler



1 Oruc bütün ümmetlere, Allah (cc)'ın farz kıldığı bir ibâdettir


2 Oruc ruhu terbiye eden bir medrese gibidir Nefsi tüm kötülükler*den temizler ve sabretmeye alıştırır


3 Allah (cc) Kuranı inzal ettiği Ramazan ayını, oruca tahsis etmiş*tir


4 Cenab-ı Hak, kullarına kolaylık olmak üzere, rahmetinden, özürlü kimselere oruçlarını bozma (yeme) ruhsatı vermiştir


5 Allah (cc) çizdiği sınırlara, emir ve yasaklarına uymayı ve haddi aşmamayı buyurmuştur Onlar insanların iyiliği içindir [271]




Âyetlerdekı Teşri! Hikmetler



1 Şüphesiz oruc tutmanın çok büyük faydaları vardır Gafil ve onhll kimseler, orucun insan hürriyetini kıstığı, vücudunu zayıf düşürdüğü vt» acıktırdığı iddiasındadırlar Halbuki oruçtaki büyük hikmet ve sinirimi, alimler ve salim akıl sahipleri bilir Doktorlar da bunu te'yld eder COnku bir cok hastalığın tedavisinde en iyi ilaç oruçtur Bir müddet yemek, lorrmk ve diğer beşeri arzulardan Allah (cc)'ın emrine uyarak uzaklaşan kul, vll cuduna istirahat vermiş olur Burada orucun vücud sağlığı üzerindeki «I kilerinden bahsetmeyeceğiz O, modern tıp uzmanlarına aittir


Büroda yapmak istediğimiz, orucun ruh üzerindeki etkileri ve »flrhly» ediciliğini bilmek ve bildirmektir Oruc emrindeki amaç budur Çünkü Al lah (cc) oruc ve diğer ibâdetleri İnsanlarda takvalık melekesinin yor loş mesi ve tabii bir hal alması Icin emretmiştir Oruç İnsanlarda Allah (no)'ıı kulluk yapmayı, ©mirlerine sımsıkı sarılmayı ve yasaklarından kaçınmayı adet haline getirir Allah (cc), bir hadis-i kutsi'de buna İşaret edtn «İn san oğlunun yaptoğı hor şey kendisi oruç tutması ise yalnız benim İçindir Mükafatın» da ancok ben veririm Çünkü oruç tutan kimse, yoma Içiım ve diğer bütün beşeri arzularını benim İçin terketmiştir» [272]


Allah (cc)'a kulluk yapma ve emirlerine teslim olma şuuru, Ibadnlln en yüksek hedefidir Belki insanların yaradılış hikmetinin temeli do budur Çünkü Allah (cc) şöyle buyurur: «Biz (kendimizi) kainatın Rabblnt tMlIm etmenizle emrolunmuşuzdur» (En'âm: 71)


2 Orucun emrediliş hikmeti, nefsi terbiye etmek, sabretmeye nlıştır mak ve Allah (cc) yolunda zorluklara tahammül ettirmektir Oruç, njlm ve iradeyi kuvvetlendirir İnsanı, arzu ve isteklerine hâkim yapar C«n»di ne kul ve şehvetine de esir etmez Yalnız insanlara basiret ve akıl nuru verir Elbette arzu ve İsteklerinin esiri olan midesi ve şehveti İçin yoşıyan insanlar ile nefsine galib gelen ve şehevi arzularına hakim olan in*sanlar bir olmaz Çünkü Allah (cc)'ın «Küfredenlerle gelince —ki) onlar (dünyada sadece) zevkü sefa ederler, hayvanların yediği gibi yerler— on*ların yeri de ateştir» (Muhammed: 12) buyruğu buna delildir


3 Oruç, insanlarda sevgi ve merhamet gibi duyguların doğmasına sebep olur Kalbleri yumuşatıp, imanın gereği İyi huyların canlanmasına vasıta olur Oruç yalnız insanları yemek, içmek ve diğer beşeri arzulardan alıkoymak için farz kılınmamıştır Belki ruhun güç kaynağı için emredil*miştir Bu güç kaynağını elde eden insan, müslüman kardeşinin duyduğu gibi duyar Yardım ederek gözyaşlarını eliyle siler Kederlerini ortadan kaldırmaya çalışır Çünkü orucun verdiği terbiye ile insan, açlığın, susuz*luğun ne kadar elem verici olduğunu daha iyi anlar Şu olay ne kadar ib*ret vericidir: «Hazinelere sahip olduğun halde niçin yemeyip aç duruyor*sun?» diyenlere Hz Yusuf (as) «Tok olduğum takdirde, açların halini unut*maktan korkuyorum», cevabını verir


4 Oruç insanların kalbine Allah (ca)'ın korku ve murakabesini yer*leştirerek, nefsi kötülüklerden temizler, insanı bütün kötülük ve haramlar*dan uzaklaştırır Oruç ibadetinin esas gayesi, özellikle insanı takvalık mer*tebesine ulaştırmaktır Çünkü Allah (cc), oruç farzının hikmetini anarken, elem duymak, acıkmak veya sıhhat bulmak için değil, «Ta ki konmasınız» diye buyurmuştur


Takva, ancak oruç gibi bir İbâdetin meyvesidir Çünkü oruç, nefsi Allah (ac)'ın hududlarında durmaya ve insan fıtratındaki mubah beşeri arzuları yalnız O'nun emrine uymak için, O'ndan mükafat beklemeye ha*zırlar


Bu yazdıklarımız oruç tutmanın büyük gayelerinin neler olduğunu gös*termektedir Allah (cc), her şeyi en iyi bilendir [273]

Alıntı Yaparak Cevapla