Yalnız Mesajı Göster

Tefsir Dersleri...

Eski 08-04-2012   #68
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tefsir Dersleri...




28 DERS CÜNÜP VE SARHOŞLARA NAMAZ KILMANIN HARAM OLUŞU



43- Ey iman edenler, siz sarhoşken, ne söyleyeceğinizi billnceye ve cünüp İken d© —yolcu olmanız müstesna— gusül edinceye kadar na*maza yaklaşmayın Eğer hoşta olur, ya bir sefer üzerinde bulunursanız, yahut sizden biriniz ayak yolundan gelirse, yahut da kadınlara dokunup do bir su bulamazsanız o vakit temiz bir toprağa teyemmüm edîn, yüzleri*nize ve ellerinize sürün Şüphesiz Allah, çok affedici, çok varlığayıcıAr




Âyetin Lafzı Tahlili



(Sükörâ): Sarhoşluk demektir Ragıpel-İsfahani,


«Sarhoşluk, genellikle içkiden olur, fakat aşktan ve kızgınlıktan da olabi*lir» der


(Cünuben): Cünüplük demektir


(Abiri sebilin): Âbiri geçmek, sebil ise yo) demektir


(El Kâttı): Kâid, rahat oturulan yer demektir Bu*radaki anlamı ise dışkı'dır


(Lâmestümünnfsâe): Lems kelimesi el ile mesh etmek demektir Kadına izafe edildiği zaman cinsj münasebet anla*mına gelir


(Feteyemmemû): Teyemmüm, lügatta kasdetme demektir


(Saiden tayyiben): Zeccac: «Said, toprak ve cinsinden olan herşey, tayyib, temiz demektir Yani temiz toprak» der


(Femsehû): Mesh, birşeye elini sürmek demektir


(Afüvven ğafuren): Kutlarına müsamahakar, ha*talarından vazgeçen demektir [86]




Ayetin İcmali Manası



Allah (cc), kullarına sarhoş İken namaza yaklaşmayı yasaklamıştır Zira sarhoşluk, namazdaki huşuu, Allah (ccj'a yapılan münacatt, zikir ve duayı engeller Bu hüküm, içkinin haram kılınmasındcn önce gelmiştir İçkinin gelecekte kesin olarak haram kılınacağına da işaret etmektedir Çünkü namaz kılan kimse, sarhoş iken kıldığı namazın kabul edilmeyece*ğini bildiği zaman namazlarını geçirmemek için gündüzleri içkj kullana*maz


Bilindiği gibi bu âyetin nüzulünden sonra içki içenler, yatsı namazını kıldıktan sonra içiyorlardı Sabah namazına kalktıkları zaman ise sarhoş*luktan tam kurtulmamış oluyorlardı' Buna göre âyetin icmali manası şudur: Ey müminler, siz sarhoşken ne söyleyeceğinizi ve namazda ne okuyaca*ğınızı bilinceye kadar namaz kılmayınız Cünüp olduğunuzda da gusül edinceye kadar namaza yaklaşmayınız Eğer hastaysanız, su kullanmanız hastalığınızı ağırlaştırır, uzatırsa veya yotcu iseniz ve su bulamıyorsanız, obdestiniz bozulmuş veya karınızla cinsi münasebette bulunmuş da su bulamıyorsanız yerden temiz bir toprak alarak yüzünüzü ve ellerinizi dir*seklerinize kadar meshederek namazınızı kılınız Bu sizin İçin bîr kolaylık ve Allah (cc)'ın rahmetidir Zira Allah (cc) size zorluğu değil1 kolaylığı ira*de eder Şüphesiz Allah {cc) cok affedici, çok yarlığayıcıdır [87]




Ayetin nüzul sebebi




Tlrmizî, Ali bin Ebu Talip (ra)'ten rivayet etmiştir: «Abdurrahman bin Avf (ra) bizi bir yemeğe davet etti Yemekle beraber şarap da içtik Şarap beni sarhoş etti Namaz vakti gelince beni İmam yaptılar Fatiha'dan son*ra zammı sure olarak Kafirûn suresini okurken sureyi, «Sen de ki ey ka*firler, ben sizin ibadet ettiğinize ibadet edeceğim,» şeklinde yanlış oku*dum Bunun üzerine «Ey İman edenler sfz sarhoşken» âyeti nazil oldu» Tirmizi, rivayetinden sonra, «Bu hadis hasen ve sahihtir» kaydını ekler


Fahreddin Razi, âyetin tefsirinde şöyle der: «Âyetin nüzulünden son*ra sahabiler gündüzleri içki içmezlerdi Yatsı namazını kıldıktan sonra İçerlerdi Sabah namazına uyandıkları zaman sarhoşluk hali tamamen gitmemiş olurdu Daha sonra Maide suresinin 90 âyetiyle içki kesin ola*rak haram kılındı» [88]




Ayetin Tefsirindeki İncelikler



Birinci İncelik: Sarhoşluk halinde namaz kılmayı yasaklama hususun*da âyetteki, «Sarhoşken, namaza yaklaşmayın» ifadesi, «Sarhoşken na*maz kılmayın» ifadesinden daha uygun ve şümullüdür Çünkü sarhoş bir kimsenin ne okuduğunu bilmediği için namaz kılması caiz olmadığı gibi abdest alması üa caiz değildir Sarhoş, nasıl abdest alacağını da bilemez çünkü Bu yüzden sarhoşken namaza yaklaşmak haram olduğundan el*bette sarhoş halde namaz kılmamak daha uygundur Allahu taala zina bahsinde de «Zinaya yaklaşmayın» (İsra: 32) buyurmuştur Bu emir, yal*nız zinayı yasaklamakla kalmıyor, zinaya yaklaştıracak şeyleri de haram kılıyor İşte bunun gibi, «Sarhoşken namaza yaklaşmayın» emri de yal*nızca sarhoşken namaz kılmayı haram kılmıyor, bu duruma vesile olan içkiyi de namaz vakitleri İçin haram kılıyordun


Bazı alimlere göre «Sarhoşken namaza yaklaşmayın» ifadesinden maksat, camilere yaklaşmamaktır Fakat bu görüşü âyetin sonundaki «Ne söyleyeceğinizi bllfnceye kadar» İfadesi kesinlikle reddetmektedir


İkinci İncelik : Kur'onm içkinin haram kılınması hususunda merhaleli bir yo! takip etmesi, İslâm şeriatının büyüklüğüne delalet eden parlak bir delildir Zira Araplar su içercesine içki içerlerdi Eğer içki kademeli olarak yasak edilmeseydi de başlangıçta tek bir emirle yasaklansaydı içkiyi bı*rakmak onlara çok ağır gelir, içkiye karşı olan alışkanlıklarından kurtul*maları mümkün olmazdı


Nitekim Hz Ayşe «Haramların bildirilmesinden önce tevhid akidesi*ni, cennet ve cehennemi bildiren uzun ve geniş âyetler geldi İslâm nuru kalblere İyice yerleştikten sonra helâl ve haramları bildiren âyetler geldi, içkiyi haram kılan âyetler kademeli olarak değilde direkt olarak «içkj İç*meyin» şeklinde nazil olsaydı Araplar, «Biz katiyen içkiyi terketmeyeceğiz» diyeceklerdi» demiştir


Üçüncü İncelik: «Ey İman edenler, siz sarhoşken ne söyleyeceğinizi bitinceye kadar» âyeti, namazda ne ve nasıl okunacağının bilinmesinin, tesbihatın ve huşu ile kılmanın mutlaka şart olduğuna işaret eder Zira sarhoş kimse iyi ile kötüyü birbirinden ayıramadığı glbj namazda ne ve nasıl okuduğunu da bilemez


Bir bakıma dünya işlerine çok dalan kimseler de sarhoşlar gibi ne okuduklarını, ne kıldıklarını bilmezler Bunların dalgınlık halleri de tıpkı sarhoşluk haline benzer Bu sebeble bazı alimler âyetteki «sekr» halinin yalnız içkiden değil, uykusuzluk ve dünya işlerine fazla dalmaktan da ge*lebileceğini söylemişlerdir Bu görüş mana itibariyle herne kadar doğruy*sa da âyetin nüzul sebebi bunun doğru bir tefsir olmayacağını bildirmek*tedir


Dördüncü İncelik: Kur'anda birşeyin acık açık İfade edilmesi yerine kinayeli olarak anlatılması, onun adablarındpn biridir Bu, ümmetin de aralarındaki konuşmalarda birbirlerine karşı edebli olmaları lazım geldi*ğini göstermektedir Bu âyette de büyük abdest yerine açukur yer» an*lamına gelen «gaid» kelimesi bu yüzden kullanılmıştır Çünkü insanlar bü*yük abdest yapacakları zaman genellikle halkın gözünden gizlenmek için çukur bir yer ararlar İşte Kur'an, yapılacak işi İsmiyle —büyük abdest— değil, yapılacak yerin ismiyle ifade etmiştir Yine cinsi münasebet karşı*lığı olan «cima» kelimesi yerine, dokunmak anlamına gelen «lems» keli*mesi kullantlmtştır Zira cima kelimesini kullanmak hiçde güze! bir ifade ol-' mazdı Görüldüğü gibi âyette İki ayrı yerde kinaye yapılmıştır Bundan daha ince ve zarif bir ifade tarzı da düşünülemez


Besinci incelik: Sahabiler, Resulullah (sav) ile beraber bir yolculuk*ta idiler Bir ara Hz Ayşe'nin ziynetlerinin ipi koparak yola döküldüler Resululloh, Hz Ayşe ve sahabrler ziynetleri aramaya başladılar Hz Ebu-beklr kızına kızarak, «Sen ne yaptın, Resulullah (sav) ve ashabını susuz bir yerde durdurarak meşgul ettin» dedi Bunun üzerine teyemmümü em*reden (mevzumuz) âyet nazil oldu Resulullah (sav) hem âyeti, hem de hükmünü ilan ederek önce kendisi teyemmüm etti ve ashaba da tarif etti Herkes teyemmüm ettikten ve namazlarını kıldıktan sonra yola çıkmak is*tediler Hz Ayşe'nin yere çökmüş olan devesini kaldırınca ziynetler deve*nin altından çıktı Ashabtan Hüseyr oğlu Üseyd (ra), «Ey Ebubekir kızı, bu sizinle gelen ilk bereket (teyemmüm) değildir Allah (cc) sana çok rahmet etsin Ben Ailah (cc)'a yemin ederim kj senin sevmediğin bir iş başına gelirse Allah (cc) sana ve müslürnanlara çok hayır verir ve bir çıkış yolu gösterir» dedi [89]




Âyetteki Şer’î Hükümler


Birinci Hüküm: «Sorhoşken Namaza Yaklaşmayın» Âyetinden Maksat Nedfr?



Alimler âyetteki «salat» kelimesinden maksadın ne olduğu hususun*da İhtilaf etmişlerdir


Müfessirlerin çoğuna göre <ısaiat»tan maksat bizzat namazdır İmam-ı Azam (ra)'ın görüşü de budur Bu görüş aynen Hz Ali Mücahid (ra) ve Katade (ra)'den de rivayet edilmiştir


Bazı alimlere göre ise âyetteki «salat» kelimesinden maksat namaz değil, namaz kılınacak mescidlerdir Bu görüşe göre âyetin manası, «Sar-hoşken namaz kılınacak yerlere (mescidlere) yaklaşmayın» olur İmam' Şafii (ra)'nin görüşü de bu yoldadır Bu görüş İbni Mesud (ra) ve Sald bin Müseyyib (ra)'ten de rivayet edilmiştir


Birinci görüşün delili: Şüphesiz Allah (cc) «Siz sarhoşken, ne söy*leyeceğinizi bitinceye kadar namaza yaklaşmayın» buyurmuştur Âyetteki, «Ne söyleyeceğinizi bilinceye kadar» ifadesi bizzat namaza yaklaşmamaya delalet ediyor Çünkü mescfdde söylenmesi meşru kılınan bir söz yoktur ki, sarhoşluk ona mani olsun Namazda ise meşru kılınan dua, kıraat ye zikir vardır ki, sarhoşluk hali onları düzgün okumaya manidir Bundan do*layı, âyetteki «Namaza yaklaşmayın» ifadesinden anlaşılan bizzat namaz*dır, öyleyse âyetin manasını mecazi olarak tefsir etmekten hakiki anlamı anlamak daha evladır


İkinci görücün delili: Bir manayı uzaklık ve yakınlık İtibariyle yakın olan birşeye hamletmek, bilhassa gözle görülen şeylerde daha evladır Bu bakımdan âyetteki «satat» kelimesinden maksat namaz değil, namaz kılınacak yerdir Eğer âyetteki «Namaza yaklaşmayın» emrinden maksadın bizzat namaz olduğunu kabui edersek, bunu peşine gelen istisna {yolcu olmanız müstesna) sahih olmaz Zira burada «yoldan geçiş» anlamına ge*len «âblrt sebilin» İfadesi «namaz yerlerine yaklaşmayınız» İfadesinden istisna ediliyor Buna göre âyetin akışı mealen şöyledir: «Ey müminler, siz sarhoşken, cünüp iken, ne söyleyeceğinizi bitinceye kadar namaz kılına*cak yerlerden geçmeyin Şayet yolunuz mutlaka oradan geçiyorsa hiçbir şey yapmadan geçebilirsiniz» Bu tefsire göre âyetin yasakladığı şey, cü*nüp veya sarhoş kimsenin camiye girmesidir Ancak geçiş yerleri mescld ise geçebilirler


Birinci görüşün sahipleri âyetteki «yoldan gecfş» anlamındaki «âblrl sebilindi su bulamayan yolcu olarak tefsir etmişlerdir Kİ, su bulamayan yolcu teyemmüm ederek namazını kılar


ibni Cerir et-Taberi, birinci görüşü tercih ederek, *Akla İlk gelen bu*dur» demiştir «Zira bir kelimeyi mecazi manasından önce hakiki mana*sıyla anlamak daha evladır Ayrıca âyetin nüzul sebebi de bu görüşü teyid etmektedir» [90]


Tefsir-i Menar sahibi Reşid Rıza'nın görüşü de şöyledir; «Âyetteki «salat» kelimesinden maksat, İmam Şafii (ra)'nfn dediği gibi, «namaz kılı*nacak yer» değil, bizzat^namazdır Zira «namaza yaklaşmayı» yasaklamak, namaz kılınacak yeri yasaklamaya delalet etmez Arapcada bir işi yasak*lamak için «ona yaklaşmayın» tabiri çok kullanılır Bu tür yasaklamalara bilhassa Kur'anda cok raslanılır Nitekim zinayı yasaklama, İsra Suresi 32 âyetinde, «zina yapmayın» İfadesiyle değil, «Zinaya yaklaşmayın» ta*biri ile olmuştur Bu tür yasaklama, hem yasaklanan şeyi, hem de ona gö*türecek yolları birlikte yasaklamaktadır» [91]


Bu İki görüş sahipleri arasındaki İhtilafın meyvesi, şer'î bir hüküm olarak tezahür eder Kİ bu, cünüp olan bir kimsenin mescide girmesinin helal olup olmadığıdır Birinci görüşe göre âyette mescide girmenin haram olduğuna dair bir İşaret yoktur Mescide girmenin haram olduğu sünnet*le tesbit edilir Resulullah (sav), «Cünübün ve adet gören kadının camiye girmesi haramdır» buyurmuştur


İkinci görüşe göre âyet doğrudan doğruya cünüp kimsenin camiye girmesini haram kılmaktadır Ancak yolu camiden geçiyorsa durmaksızın, herhangi bir yoldan geçtiği gibi geçer gider [92]




İkinci Hüküm: Teyemmümü Mubah Kılan Sebebler Nelerdir Ve Kaçtır?



Âyet, teyemmümü mubah kılan dört sebeb beyan etmiştir: Hastalık, yolculuk, ayak yolunda abdest bozup su bulamamak, cinsi münasebette bulunduktan sonra gusül için su bulamamak Yolculuk, su bulunmayan yerde teyemmümü mubah kılmaktadır Türü ne olursa olsun, hastalık es*nasında su bulunmaması veya suyun hastaya zarar vermesi halinde de teyemmüm yapılabilir Zira Allah (cc), «Su bulamasamz o vakit temiz bir toprağa teyemmüm edin, yüzlerinize ve ellerinize sürün» buyurmuştur Âyetteki «Su bulamasanız» kaydı, kendinden önce sayılan hastalık, yolcu*luk vb, durumların hepsini şamildir Çünkü yolculuk sırasında su bulun*mayabilir Hasta da suyu kullanmaktan korktuğu takdirde teyemmüm et*mesi mubah olur Yanında su bulunsa da onu kullanamaması, hükmen su bulamaması gibidir Nitekim hastanın teyemmüm etmesinin mubah oldu*ğuna delalet eden birçok hadis vardır, örnek olarak bunlardan ikisini ak*taralım: Cabir (ra)'den rivayet edilmjştir: «Bir yolculukta idik İçimizden biri başına düşen bir taşla yaralanmıştı Yaralf halde iken ihtilam olunca, «Siz benim teyemmüm etmem için bir ruhsat biliyormusunuz?» diye sor*du Biz ona, «Senin su kullanmaya gücün yettiği halde sana ruhsatı ne*reden bualalım?» dedik Arkadaşımız gusletti Arkasından başındaki yara azdı ve öldü Seferden döndükten sonra durumu Resululfah (sav)'a haber verdik Resulullah, «Onlar onu öldürmüşler, Allah {cc) da onları öldürsün Haberiniz olsun Bilmediklerinizi sorun Ac'zi tedavi eden sormaktır» [93] buyurdu İşte bu hadis, su kullanmak hastalık bakımından tehlikeli olduğu zamanlarda teyemmüm etmenin mubah olduğuna en açık bir ifade ile de*lalet etmektedir Böyle bir hadis de Amr bin As (ra)'tan rivayet edilmiştir: «Zatü's-selasil savaşında çok soğuk bir gecede ihtilam olmuştum, öl*memden veya ağır hastalanacağımdan korktuğum için teyemmüm ederek arkadaşlarımla beraber sabah namazını kıldım Arkadaşlarım benim teyem*mümle namaz kıldığımı Resulullaha haber verince bana, «Ya Amr, cünüp olduğun halde arkadaşlarınla nasıl namaz kıldın?» dedi Gusül yapmama mani olan soğuğu anlatarak «Ya Resulullah (sav), senden Allah (cc)'ın, «Kendilerinizi öldürmeyin Şüphe yok ki Allah (cc) sizi çok esirgeyicidir» (Nisa: 29) âyetini duydum» dedim Resulullah güldü ve bana hiçbir şey söylemedi» [94]


Amr bin As (ra)'ın rivayet ettiği hadisten, umumu İfade eden âyetler*den de hüküm çıkarmanın sahih olduğu anlaşılıyor Ancak bu hükmü ancak ictthad yapma vasıflarına sahip olan kimseler çtkarabllfr Âyetten hüküm çıkardığına göre Amr bin As (ra)'ın müctehid olup olmadığı sorulabilir, Ashabın ekserisinin müctehid oldukları ehli sünnet alimlerfnce kabut edi*len bir gerçektir Elbetteki Amr bin As (ra) gibi bir dahi de fctihad yap*maya yetkiliydi Zira Resulullah (sav)'ın dünya işlerini istişare ettiği büyük sahabilerden biri de odur ve ona dahilik vasfını bizzat Resulullah ver*miştir


Umumu ifade eden âyetten hüküm çıkarıtablldiğine göre teyemmüme ruhsat veren âyette neden hasta, yolcu ve evinde olduğu halde su bu*lamayanlar ayrı ayrı zikredilmiştir? Çünkü yolculukta genellikle su bu*lunamadığı ve hastalığın teyemmümü mubah kılan sebeblerden olduğunun bildirilmesi icın bunlar âyette özellikle ve müstakil olarak zikredilmişler*dir En doğrusunu Allah (cc) bilir [95]




Üçüncü Hüküm: Ayetteki «Müfasemet» Kelimesinden Maksat Nedir?



Sahabiler ve tabiin âyetteki «mülaseroet»ten maksadın ne olduğu hu*susunda İhtilaf etmişlerdir Hz Ali, İbni Abbas (ra) ve Hasan-ı Basri {raj'ye göre «miilasemet» (kadınlara dokunmaktan maksat cinsi münasebettir Hanefiler de bu görüştedir


Abdullah bin Mesud (ra), Abdullah bin Ömer (ra) ve Şa'bî (ra)'ye göre de âyetteki «mülasemetuten maksat, kadının elinin erkeğe, erkeğin etinin kadına dokunmasıdır İmam Şaîii (ra)'rrtn görüşü de budur


Bu iki görüşten daha doğru olanı, «mülasemet»! «cinsi münasebet» kabul eden görüştür Resulullah {savj'tan gelen sahih haberler de bu gö*rüşü teyid ekmektedir Nitekim Resulullah (sav), abdest aldıktan sonra ba*zı kadınlara elini dokundurduğu halde yeniden abdest almadan namaz ktlardı Hz Ayşe'den sıhhatinde şüphe olmayan şöyle bir rivayet yapılmış*tır: «Resulullah (sav) abdest aldıktan sonra kadınlarına elini dokundurur, yeniden abdest almadan da ncmoz kılardı» [96] Hadîsler gösteriyor ki, eğer âyetteki «kadınlara dokunmak» tabiri elle dokunmak dsaydı Resulullah (sav)'ın zevcelerine eliyle dokunduktan sonra yeniden abdest alması ge*rekirdi


Fakihler elle kadına dokunmanın abdesti bozup bozmayacağı husu*sunda ihtilaf ederek birkaç görüşe ayrılmışlardır


İmam-ı Azam (ra)'a göre, cinsi ilişki olmadan ister şehvetle İster şeh-vetslz erkeğin çıplak yerinin kadının çıplak yerine değmesi abdesti boz*maz


İmam Malik (ra)'a göre erkeğin çıplak yeri kadının çıplak yerine şeh*vetle dokunursa abdest bozulur Şayet bu dokunma şehvetsîz olursa ab*desti bozmaz


Hanefilerin delili: Kadına el veya diğer bir uzuvla dokunmanın ab*desti bozmadığını Hz Ayşe'den rivayet edilen, «Resulullah (sav) abdest aldıktan sonra kadınlarına elini dokundurur, yeniden abdest almadan na*maz kılardı» hadisi ile yine Hz Ayşe'den rivayet edilen, «Bir gece uyandı*ğımda Resulullah (sav)'ın yatağımda olmadığını gördüm Yatağın etrafın*da onu elimle ararken elim onun ayağının altına değdi Resulullah (sav) secdede idi ve «Ya Rabbt, ben senin rızan ile gazabından sana sığınırım» diye dua ediyordu» hadisi ack şekilde göstermektedir Eğer elle dokun*mak abdesti bozsaydt Hz Ayşe'nin çıplak elle ayağına dokunması üzerine Resulullah namaza devam etmezdi, öyleyse âyetteki «kadınlara dokun*maktan maksat kinayeli olarak cinsi münasebettir İbni Abbas (ra)'ın da âyeti böyle tefsir ettiği nakledilmiştir


«Lems» kelimesi herne kadar «el ile dokunma» anlamında İse de, Kur'-anda birçok defa kinaye yoluyla «cima» kelimesi yerine kullanılmıştır Ni*tekim, «Eğer siz onları kendilerine temas etmeden (dokunmadan) bo-şar» (Bakara: 237), «Ey İman edenler, mümin kadınları nikahlayıp da sonra kendilerine dokunmadan onlan boşadığınız zaman, sizin İçin üzer*lerine sayacağınız bir M de t yoktur» (Ahzab: 49) ve «Kadınlarından zihar ile ayntmok isteyip de sonra dediklerini geri alacaklar (için) birbirleriyle temas etmezden (dokunmazdan) önce bîr köle azat etmek (lazımdır)» (Mücadele: 3) âyetlerinde «cima» kelimesi müstehcen olduğundan kulla-mlmayarok yerine «lems» (dokunma) veya «mesh» kelimeleri kullanılmıştır Bu âyetlerde «cima» kelimesi yerine kinayeli olarak «lems» kelimesinin kullanılması gösteriyor ki, âyetteki, «kadınlara dokunup da» İfadesinden maksat elle dokunmak değil, cinsi münasebettir


Şafiilerin delili: İmam Şafii {ra), âyetteki «kadınlara dokunup da ifadesinin zahirine dayanarak kadınlara elle dokunmanın abdesti boza*cağına hükmetmiştir İmam Şafii (ra)'ye göre «dokunup do» kelimesi yal*nız elle dokunmayı anlatmak İçin kullanılır «Cima» karşılığı olarak ise an*cak kinaye veya mecazen kullanılabilir Bir kelime hem hakiki, hem de kinayeli manası anlaşılabilecek şekilde kullanılırsa kelimeyi hakiki mana*sı ile anlamak esastır Ancak hakiki manasını almak zor ve İslâmî kural*lara aykırı ise o zaman mecazi veya kinaye manası alınır Kurradan Ham-za ile Kesaî'nin kıraatleri de —ki onlar âyetteki «lâmese» kelimesini «le-mese» şeklinde okumuşlardır— İmam Şafii (ra)'nin görüşünü teyid etmek*tedir Öyleyse âyetteki «lems» kelimesini hakiki manası İle «el tle dokun*mak» şeklinde tefsir etmek daha evladır


İbni Rüşd, Bidayetü'l-Müctehid adlı kitabında şöyle der: «Alim ve fa-kihlerin kadına dokunmanın abdesti bozup bozmayacağı hususunda ihti*laf etmelerinin sebebi, «tems» kelimesinin iki manayı birlikte İfade etme*sinden ileri gelmektedir Araplar, «tenis» kelimesini «elle dokunmak» an*lamında kullandıkları gibi, kinayeli olarak «cima» karşılığında da kullanır*lardı


«8u ifadelere göre alimlerden bir kısmı âyetteki «kadınlara dokunup da» ifadesini kinaye manası olan «clmasyı anlayarak abdestin el veya diğer bir uzvun dokunmasıyla değil, ancak cinsi münasebetle bozulacağı görüşüne varmışlardır Alimlerin diğer kısmı ise, âyetteki «kadınlara do*kunup da» ifadesinin hakiki anlamı olan «elle dokunma»yı esas alarak el*le dokunmanın abdesti bozacağı hükmüne ulaşmışlardır Bir kelime ha*kiki manası ile kinaye manası arasında dönerse en doğrusu onu hakiki manasıyla anlamaktır O kelimeyi mecazi manası ile anlamak ancak karine yoluyla veya hariçten bir delille mümkün olabilir


«Kadınlara dokunup da» İfadesinden maksat cinsi münasebettir di*yenleri sözleri bir kelimenin devamlı ve yaygın şekilde mecazi manasıyla kullanılması halinde doğrudur Nitekim «gaid» kelimesinin asıl anlamı in*sanların defi hacet yaptıkları yerin adı olsa bile sürekli mecazen büyük abdest yerine kullanılır Bu yüzden «gatd» kelimesi nerede görülse akla hemen asıl manası değil, mecazi manası gelir,


Bana göre, «lems» (dokunma) kelimesi herne kadar İki anlama geli*yorsa da mecazi anlamı olan «cimanyı ifade etmektedir [97]


Bize göre, âyetteki «kadınlara dokurtmakntan maksadın cinsi müna*sebet olduğunu kabul eden görüş tercihe daha şayandır Zira bu görüş yu*karıda iktibas edilen hadislerle de teyid edilmektedir Ayrıca «dokunmak» kelimesi kadınlara nisbet edildiğinde genel olarak tccima» anlamına gelir


Yine «veti» (ayak basma) kelimesi de kadınlara nisbet edildiğinde yalnız*ca cinsj münasebet anlaşılmaktadır Her ikisi de halk arasında böyle an*laşılır En doğrusunu Allah bilir [98]




Dördüncü Hüküm: Âyetteki «Temiz Toprak»Tan Maksat Nedir?



Lügat alimleri âyetteki «said» kelimesinin manasında İhtilaf etmişler*dir Bazı lügatcilere göre «saidnden maksat «düz toprakntır Bazı lügat alimlerine göre de «saidnden maksat yerde bulunan toprak ve benzeri şey*lerdir Bazılarına göre ise, «said», bitki ve ağaç bulunmayan yer parçası demektir


Fıkıh alimleri de lügat alimlerine istinad ederek teyemmüm edilecek toprak hususunda ihtilaf etmişlerdir İmam-ı Azam Ebu Hanife'ye göre yer*den çıkan taş toprak, kerpiç, kiremit gibi herşeyle teyemmüm edilmesi caizdir


İmam Şafii (ra)'ye göre ise teyemmüm ancak el yere vurulduğu zaman c!e yapışan —kum hariç— toprakla yapılırsa caizdir


Ebu Hanife'nin delili: Delil, âyetin zahiridir Zira Ebu Hanife (ra)'ye göre teyemmüm, kasdetme manasırtdadır Âyetteki «teyemmüm edin» em*rinin manası, «kastedin»dir «Said» ise yeryüzünden kalkana denir Buna göre âyetin anlamı, «siz, temiz bir yeri kastediniz»dir Öyleyse yalnızca temiz bir yere kasdetmek kafidir O yer ister taş, toprak olsun, ister ker*piç, tuğla ve kiremit gibi şeyler olsun farketmez


İmam Ebu Yusuf (ra)'a göre İse teyemmüm edilecek şeyin ya toprak veya toprak gibi ince kum olması şarttır


Şafii'nin delili: İmam Şafii (ra) iki yönle delil getirmiştir Birisi şudur: Allah |cc) «saidnin temiz olmasını farz kılmıştır Temiz yerden maksat da bitkilerin biteceği topraktır Çünkü Allah (cc), «(Toprağı verimli) temiz mem*leketin nebatı, Rabbinin izniyle (bol) çıkar» (Araf: 58) buyurmuştur Bu âyet işaret ediyor ki, bitkinin bitmediği birşey (toprak) temiz olamaz Bina*enaleyh temiz olan ancak topraktır Teyemmüm de yalnız toprakla yapıla*bilir Başka şeyle yapılamaz


İkincisi ise şudur: Âyet mutlak bir ifade ile varid olmuştur Nitekim başka bir âyette de Allah (cc), «O vakit tertemiz bir toprakta teyemmüm edin Binaenaleyh (niyetle) ondan yüzlerinize ve ©iterinize sürün» (Mai-de: 6) buyurmuştur Bu âyette teyemmüm kelimesi Türkçe karşılığı «ondan» demek olan «mlnhü» kelimesiyle kayıtlanmıştır Kayıt olan «nûnhü» zami-


ri kendinden önceki «toprak» kelimesine icra olunur İşte bundan da an*laşılıyor ki, üzerinde toprak olmayan kaya parçasıyla veya herhangi bir cisimle teyemmüm etmek caiz olmaz Teyemmüm ancak temiz toprakla olur, başka blrşeyle olmaz


Burada İmam Şafii (ra)'nin görüşü tercihe daha şayandır Bilhassa Resulullah (sav)'m, «Su bulunmadığı zaman müslümanın temizleyicisi (ab-destte kullanacağı şey) temiz topraktır» hadisinden de teyemmümün yal*nız temiz toprakla yapılabileceği açıkça anlaşılmaktadır [99]




Âyetten Alınacak Dersler



1- Sarhoş birinin sarhoşluk hali geçinceye kadar namaz kılması haramdır


2- Cünüp olan bir kimseye namaz kılmak, Kur'an okumak ve cdmi-ye girmek haramdır


3- Hastaların ve su bulamadıkları zaman yolcu ve abdestsizlerin te*yemmüm etmeleri caizdir


4- Su bulunmayan yerde müslümanın abdesti ve guslü İçin temiz toprak kafidir


5- Teyemmümde yüz ve dirseklere kadar ellere meshedilir [100]

Alıntı Yaparak Cevapla