Prof. Dr. Sinsi
|
Tefsir Dersleri...
32 DERS ABDEST VE TEYEMMÜMÜN HÜKÜMLERİ
5- Bugün size bütün iyi ve temiz (nimetler) helal kılındı Kendilerine kitap verilenlerin yiyeceği sizin İçin helal olduğu gibi sizin yiyeceğiniz de onlar tein helaldir Namuskar, zinaya sapmamış ve gizli dostlar da edin*memiş (insanlar) halinde (yasamanız sortiyle) müminlerden hür ve iffetH kadınlarla kendilerine sizden evvel kitap verilenlerden yine hür ve fffetll kadınlar dahi siz onların mehlrlerinf ver(ip nikah edjince (size helaldir) Kim İmanı tanımayıp kafir olursa her halde bütün yaptığı boşuna gitmiştir ve o ahirette en çok ziyana uğrayanlardandır
6- Ey iman edenim, namaza kalkacağınız zaman yüzlerinizi ve dir*seklere kadar ellerinizi ve başlarınızı meshedip, her İki topuğa kadar ayak*larınızı yıkayın Eğer cünüp olduysanız boy abdestl alın Eğer hasta olmus-samz, yahud bir sefer üzerinde İseniz veya İçinizden biri ayak yolundan gel*mişse, yahud da kadınlara dokunmuşsanız ve bu halde su da bulamamış-sanız o vakit tertemiz bir toprakla teyemmüm edin, binaenaleyh (niyetle) ondan yüzlerinize ve ellerinize sürün Allah, sizin üzerinize bir güçlük yap*mayı dilemez, fakat iyice temizlenmenizi ve üstünüzdekl nimetinin tamam*lanmasını diler Tak! şükredesiniz
Ayetlerin Lafzi Tahlili
(Taâmü'): Taam, lügatta yenilen herşeye denir Ayette fse kesilmiş hayvanların etlerine denilmektedir
(Elmuhsenatü): Muhsenat, hasim kökünden türe*miştir Hasim ise korunmaya denir Âyette muhsenattan maksat kadınlar*dan iffetli olanlardır
(Müttehlzî ehdanln): Ehdan, hlden kelimesinin çoğuludur Hlden, dost anlamındadır
(Yekfür bil İmani): Bu cümlenin âyetteki manası şer'î hükümlerini inkar etmektir
(Hobita amelühü): Hablta, yok olma demektir Amel ise sevap manasındadır Âyetteki anlamları ise, şer'î hükümleri in*kar edenlerin amelleri yok olur demektir
(Fağsilü): Gasl kökünden türemiştir Gasl ise herhangi birşeyln temizlenmesi İçin üzerine su dökmektir
(El ka'beynl): Ka'beyn, iki topuk manasınadır
(Mİn harecin): Harec, darlık ve sıkıntılı yere der nir
Ayetlerin İcmali Manaları
Allah (cc), müminlere hitapla şöyle buyurmaktadır: Ey müminler, ben size yiyeceklerden güzel olanları helal kıldım Kitap ehil (hırlstiyan ve ya-hudi)nin kestikleri size, sizin kestikleriniz de onlara helaldir İmanlı ve iffet*li müslüman -kadınlarla İffetli kitap ehli kadınları, mehlrlerini verdiğiniz takdirde, namusunuzu korumak için nikahlamanız size helaldir Kadınlar*dan dost ve sevgili edinerek onlarla gizlice zina etmeyin
Her kim islâm'dan dönerse, daha önce yapmış olduğu ibadetlerin se*vapları yok olur Ahirette de en çok zarar eden yine onlar olacaktır
Allahu taala daha sonra abdest ve teyemmümün hükümlerini bildire*rek müminlere şöyle hitap eder: Ey müminler, abdestsiz olduğunuz halde namaz kılmak İstediğinizde yüzlerinizi ve ellerinizi dirseklerle, ayaklarınızı topuklarla birlikte yıkayarak başınıza da mesh edin
Eğer cünüp iseniz temiz bir su İle bütün vücudunuzu yıkayın Hastalık ve yolculuk anlarında abdestsizseniz, hanımınızla temasta bulundunuzsa abdest veya gusül için su bulamazsanız temiz bir toprakla teyemmüm edin Teyemmüm yapmak için yüzlerinizi ve ellerinizi dirseklere kadar temiz top*rakla mesh edin Zira Allah (cc), dini hükümlerde size hiçbir zaman sıkıntı verecek şeyleri İrade etmez Ancak Allah (cc), sfzln günahlardan, kir ve pisliklerden temizlenmenizi ister Allah (cc), şer'î hükümlerini beyan et-
mekle size nimetlerini tamamlamıştır Sizin onun nimetlerine şükretmeniz
Ayetlerin Tefsirindeki İncelikler
Birinci İncelik: Âyette iffetli ve mümin kadınların iffetli ehli kitap kadınlardan önce anılması, herne kadar ehli kitap kadınlarla evlenmek helal İse de, iffetli mümin kadınlarla evlenmenin daha efdal olduğuna de*lalet eder Zira mümin kadınlarla evlenmek daha hayırlıdır Nitekim bu hu*susu Resuluilah (sav) şöyle ifade etmişlerdir: «Kendinize saklayacağınız en hayırlı şeyi size haber vereyim mi?» Sahabller, «Evet ya Resuluilah » dediler «Kişinin kendisine saklayacağı en hayırlı şey, saliha bir kadındır » buyurdu Salih olmak ise ancak imanla mümkündür İşte «Ey İman eden*ler, mümin kadınları nikahlayın  » (Ahzab: 49) âyetinde de nikahın imanlı kadınlarla sınıflandırılmasının s&bsbl budur
İkinci İncelik: «  Siz onların mehirlerini ver(in nikah ed)!nce  » âye*tinde kadınların nikahla helal olması için mahirlerinin verilmesi şartı ko*nulmuştur Bu do evlilikte kadınlara verilen mehrln vacib olduğunun teki*dine delalet ediyor, öyle ise herhangi bir kimse evlendiğinde mehir ver*mezse onun karısıyla teması zahiren zina sayılır Âyette mehrin doğru*dan değil de «ücret» kelimesiyle ifade edilmesi verilecek mehrln bir sınırı olmadığına delalet eder Burada esas olan, tarafların anlaşarak tayin ettik*leri miktardır İşçi ücretlerinde nasıl bir sınır yok ve işçinin ücreti işveren*le yapılan anlaşmayla ortaya çıkarsa mehirde de durum öyledir
Üçüncü incelik: Başa mesh etme hükmü, yıkanması farz olon aza*lar sayılırken baş ve sonda değil de orta yerde gelişinde çok latif bir işa*ret vardır O da abdest alırken âyetteki diziliş şekline göre abdest alınma*sına dikkat çekilmesidir Mesela, evvela yüz, sonra eller dirseklerle, sonra başa mesh, daha sonra da ayaklar topuklarla birlikte yıkanmalıdır Bazı mezheplere göre herne kadar farz değilse de bu tertip üzere abdest alın*ması sünnettir En üstün, en mütekamil şey de Resuluilah (sav)'in sünne*tidir
Ayetlerdeki Şer’i Hükümler
1 Birinci Hüküm; Kitap Ehlinin Kestiği Hayvanların Hükmü Nedir?
Müfessfrlerin cumhuruna göre, «Kendilerine kitap verilenlerin yiyeceği sizin İçin helaldir » âyetindekj yiyecekten maksat, kitap ehlinin kestiği hayvanların etleridir Onların yetiştirdikleri sebzeler ve pişirdikleri ekmekler değil Zira onların kesdikleri bizzat onların kesimleriyle helaldir Yok*sa ekmek, meyveler ehli kitaba helal olduktan sonra zaten müminlere mübahtı r
Kitap ehlinin kestiklerinin helal oluş hükmü, yalnız kitap ehline hastır Hiçbir semavi kitaba inanmayan, yalnız putlara tapan müşriklerle ateşe tapan mecusilerin kestikleri hayvanların etleri ve onların kadınları haram*dır Zira Allah (cc) «Üzerlerine Allanın İsmi anılmayanlardan yemeyin Çünkü bu, muhakkak ki bir risktir » (En'am: 121) buyurmuştur
Müşrikler ve mecusiler hayvanları keserken ya şer'î manada bir ke*sim yapmazlar, yada kesim yapsalar bile bunu Allah (cc)'ın İsmini anarak yapmazlar Onların kadınlarıyla evlenmenin haram olduğunu yine Allah (cc), «Allaha eş tanıyan müşrik kadınlarla onlar imana gelinceye kadar evlenmeyin » (Bakara: 221) âyetiyle bildirmiştir
Kitap ehlinin kestiği hayvanlarla ve onların kadınlarıyla evlenme hu-, susunda hususi hükümler mevcuttur Bu hükümler müşrik ve mecusileri kapsamaz Mecusj ve diğer müşrikler kitap ehli olanlar ile bir konuda, İslâm devleti tarafından cizye alınması konusunda eşittirler
Hz, Ali'den şöyle rivayet edilmiştir: Hz Ali, Arapların Beni Tağallüb kabilesinden olan hırlstiyanları diğer hıristiyanlardan istisna ederek, «On*ların hırlstiyanlıkla hiçbir ilişkileri yoktur Ancak hıristiyanlardan içki iç*meyi öğrenmişlerdir » der Hz Ali'nin bu beyanından anlaşılıyor ki, «Ben hırlstlyanım» diyen kimse kitap ehli sayılamaz Hıristiyanların kitabı olan İncil'e göre amel etmeleri ve gerek İtikad, gerek ibadetlerinin de kitaplarına uygun olması gerekmektedir
İmam Şafii (ra) de Hz Ali'nin yukarıdaki beyanını esas alarak aynı görüşü kabul etmiştir
Ibni Abbas (ra)'a Arap hıristiyanların kestikleri hayvanların etlerinin yenilmesi hususu sorulunca, «Onların kestiklerinin yenilmesinde bir sa*kınca yoktur Yenebilir » demiştir, imam-ı Azam (ra) da bu görüştedir [11]
Allah (cc)'ın, «  Sizin yiyeceğiniz de onlar İçin helaldir » âyetinde ka*dınların evlenme hükümlerini beyan etmemesinde gizli bir uyan vardır Ni*kahla kesilen etlerin hükümleri bir değildir Çünkü müslümanlar ile kitap ehlinin kestikleri hayvan etlerinin mubah olmasında iki taraf İçin bir eşitlik vardır Yani müstümanların kestikleri etler kitap ehline, kitap ehlinin kestiği hayvanların etleri müslümanlara helaldir
Kadınlarla evlenmenin helal olması hükmü ise yalnız müslümanlara has bir hükümdür Müslümanlar kitap ehli kadınlarla evlenebilecekleri halde kitap ehli erkekler müslüman kadınlarla hiçbir zaman evlenemezler Şayet bir hırlstiyan erkek müslüman bir kadınla evlenirse İslâm hukukuna göre o müslüman kadın üzerinde hıristiyan erkeğin velayet hakkt olacak*tır Halbuki Allah (cc) hiçbir zaman kafirlere müslümanlar üzerinde bir velayet hakkı vermemiştir
İkinci Hüküm; Bir Yahudi Ve Hıristiyan Kadınla Evlenmenin Hükmü Ne*dir?
Faklhlerln cumhuru, bir müslümanın zımmi olan yahudi ve hıristiyan-lardan bir kadınla evlenmesinin helal olduğuna, «  Sizden evvel kitap ve*rilenlerden yine hür ve İffetli kadınlar dahi, siz onların mehirlerinl ver (ip nikah ed)lnce (size helaldir)» âyetine dayanarak hükmetmişlerdir
Ibni Ömer (ra) bu hususta şöyle der: «Müslüman bir erkeğin zımmi olan yahudi veya hıristiyan bir kadınla evlenmesi caiz değildir Çünkü Al*lah (cc), «(Ey müminler) Alloha eş tanıyan kadınlarla, onlar İmana gelin*ceye kadar evlenmeyin » buyurmaktadır Ben, «Rabbim İsa'dır» demekten daha büyük bir şirk bilmiyorum Şüphesiz Allah (cc}, kafirlerden uzaklaş*mayı farz kılmıştır Çünkü Allah (cc), «Ey iman edenler, benim de düşma*nım, sizin de düşmanınız (olanlar)ı dostlar edinmeyin » (Mümtehine: 1) bu*yurmuştur Dost edinmek veya evlenmek ise yakiaşmayı gerektiren en bü*yük amillerdendir Allah (cc) İse bilindiği gibi «Müşrikleri dostlar edinme*yin» buyuruyor Bundan kesinlikle anlaşılıyor ki, yalnız müşrik bir kadınla değil, hıristiyan ve yahudi bir kadınla evlenmek de haramdır »
Bize göre mevzumuz âyet, kitap ehfi yahudi ve hıristiyan kadınlarla evlenmenin caiz olduğunu sarahatle ortaya koymaktadır Fakihterin cum*hurunun görüşü de budur
Zannediyorum ki tbni ümer (ra), hıristiyan kadınla evlenen erkeğin ve ikisinin dünyaya gelecek çocuklarının bozulacağını ve İslâmî bir terbiye Ü6 yetişemeyeceğlni nazarı itibara alarak yahudi vs hiristiyan kadınlarla evlenmenin caiz olmadığına hükmetmiştir Şüphesiz evlilik hayatı, karı-koca arasındaki sevgiyi kuvvetlendirdiğinden bazan erkeğin kadının dinine meylettiği görülmektedir Çocuklar İse zaten yaratılış İtibariyle annelerine daha çok meylederler Hatta çoğu defa hıristiyan bir kadınla evlenen erkeğin çocukları annelerinden aldıkları dini terbiye ile hıristiyan veya yahudi olmaktadırlar İşte böyle bir evlilik neticesi doğacak çocuklara, evliliğin büyük zararı olduğundan bu tür evlilik kati surette haramdır Şayet böyle bir evlilikte yukarıdaki zararlardan emin olunduğu takdirde veya evlene*ceği kadını müslüman etme niyetini taşıyorsa böyle bir evliliğin haram ol*duğuna dair ne ayet, ne hadiste bir delil vardır Allah (cc) en İyi bilendir
Üçüncü Hüküm: Abdestl Bozulmayan Kimsenin Namaz Kılacağı Zaman Yeniden Abdest Alması Farz Mıdır?
«Ey İman edenler, namaza kalkacağınız zaman yüklerinizi ve dirsek*lere kadar ellerinizi ve başlarınıza meshedip, her İki topuğa kadar ayak*larınızı yıkayın » âyetinin zahiri, ister abdestl i olsun, İster abdestsiz na*maza kalkan herkesin abdest almasına delalet eder
Alimler ise ancak abdesti bozulan kişinin namaza kalkacağı zaman abdest alması gerektiğinde ittifak etmişlerdir Öyleyse âyette abdestsizlik kaydı gizlidir ve âyetin acık manası şudur: «Ey iman edenler, siz abdest*siz olduğunuz halde namaza kalktığınız zaman  » «Siz abdestsiz oldu*ğunuz halde» ifadesi âyette gizlidir Alimler âyeti böyle tevil ederek ab-; dest almanın ancak abdestsiz olana farz olduğu hususunda Icma etmiş*lerdir Çünkü abdest âyetinin devamı, yalnız abdestsiz olan kişinin nama-!' za kalkacağı zaman abdest alması gerektiğine delalet eder
Şüphesiz teyemmüm, abdestin karşılığıdır ve onun yerine geçmekte*dir Ayette teyemmümün ancak suyun bulunmadığı yerde abdestsiz kişi için farz olduğu bildirilmektedir Namaza kalkışta asıl olan abdesttir An*cak abdest mümkün olamayınca teyemmüm olur Teyemmüm İse abdest*siz kimseler için farzdır Şu halde abdestin farz oluşu da ancak abdestsiz olan içindir
Abdest almakla emrolunmamızla gusletmek için emrolunmamız ara*sında bir fark yoktur Gusletme emri de büyük abdestsizlik tabir edilen1 cünüplükle bağlantılı olarak vaki olmaktadır Zira Allah (cc), «  Eğer cü-nüp olduysanız boy abdesti alın  » buyurmaktadır, öyleyse gusletmemem-'5 rinln benzeri olan abdest alma emri de küçük abdestsizlik olan abdest-' sizlik haliyle kayıtlıdır, özetle abdest aima, namaza kalkıldığı zaman yal-, nızca abdestsiz olan kimselere farzdır
Ayrıca Resulullah (sav), Mekke fethedildiği gün bütün namazlarını tek abdestle kılmıştır Bu da namaza kalkışta abdest alma emrinin yalnızca abdestsjzlere ait olduğuna delalet etmektedir Hatta Hz Ömer, «Ya Resulullah, bugüne kadar hic yapmadığınızı yaptınız » dedi Çünkü Resulul-lah (sav) daha evvel her namaz vaktinde abdest alırdı Hz Ömer'in soru*suna Resulullah (sav), t Ben bugün yaptığımı kasten yaptım » buyurdu Re*sulullah (sav)'m «kasten yaptım» buyurması, ümmetine abdesti bozulma-dığı takdirde beş vakit namazın aynı abdestle kılınabileceğini göstermek İçindir Fakat şurası da vardır ki, Resulullah (sav) ve raşid halifelerden varkJ olan haberlere göre onlar, her namaz Icin ayrı ayrı abdest almışlar*dır Yalnız bu, her namaz için ayrı abdest almanın farz olduğuna delalet etmez Sünnet olduğuna delalet eder Çünkü Resulullah (sav), daima efdal olanı sever ve yapardı Resulullah (sav)'ın fiiliyatında her namaz için ab*dest almanın farz olduğuna delalet edecek birşey de yoktur
Dördüncü Hüküm: Baca Methetmenin Hükmü Nedir Ve Basın Ne Kada*rına Meshedtllr?
Fakihler başı meshetmenin abdest in farzlarından olduğunda ittifak et*mişlerdir Çünkü Allah (sav), «  baslarınızı mesnedin  » buyurmuştur
Şu kadar vgrki, fakihler başın ne kadarının meshedileceğl hususun*da ihtilaf etmişler ve birkaç görüşe ayrılmışlardır
1- Maliki ve Hanbeliler ihtiyaten başın tamamının meshedllmeslnln farz olduğuna hükmetmişlerdir
2- Hanefiler, Resulullah (sav)'in fiiliyatını -O, başının ön kısmına meshederdl— dayanarak başın dörtte birinin meshedifmestnin farz olduğu*na hükmetmişlerdir
3- Safiler İse başın birkaç kılının meshedilmesi dahi kafidir derler
1- Maliki ve Honb alilerin dal İlleri:
Malikiler ile Hanbeliler başın hepsinin meshedilmesinin farz olduğuna delil olarak âyetteki «biruuslküm» Ifadeslndekl Ba'nın tekit Icin fazla ol*duğuna İtimat etmişlerdir Çünkü ba kelimesi, nasıl asli manayı ifade e-derse, öyle tekit İçin fazla da olabilir Bunlara göre âyetin manası şudur: «Siz başlarınızı mesnedin »
Maliki ve Hanbelllere göre abdest âyeti teyemmüm âyetine benzer Kİ Allah (cc) teyemmüm âyetinde «Ondan yüzlerinize ve ellerinize «ürün » buyurmuştur Bu âyetle yüzün her tarafının meshedilmesi emredllmekte-dfr Teyemmümde yüzün her tarafına meshetmek farz olduğuna göre ab-destte de başın tamamının meshedilmesi farzdır Başın bir kısmını mesetmek kafi değildir Bu görüşü Resulullah (sav)'ın fiili de tekid etmektedir Çünkü Resulullah (sav)'ın abdest alırken başının tamamını meshettlği tes-bit edilmiştir
|