08-04-2012
|
#86
|
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Tefsir Dersleri...
38 DERS CEPHEDEN KAÇMA İLE İLGİLİ HÜKÜMLER
15- Ey iman edenler, toplu bir halde kafirlerle karşılaştığınız za-mt omlara arkalarınızı dönmeyin (kaçmayın)
16- Tekrar muharebe için bir tarafa çekilenin, yahud diğer bir fır-ulaşıp mevkii tutanın hali müstesna olmak üzere kim öyle bir günde
arka çevirire» o, muhakkak ki Allanın gazabına uğramıştır Onun turdu cehennemdir O ne kötü bir sonuçtur
17- OnJan siz öldürmediniz, fakat Allah öldürdü onları Attığın zaan da (Habibim) sen atmadın, ancak Allah attı (Ve bunu) müminleri ken-ıtfnden güzel bir (nimet) imtihan(ı) ile denemek için (yaptı) Şüphesiz ki Afloh hakkıyla İşiten, kemaliyle bilendir
18- Bu böyledir Şüphesiz ki Allah kafirlerin hilelerini yıpratıcıdır
Âyetlerin Lafzi Tahlili
(Zehfen): Zehf, yılan gibi karın üstü sürünmeye veya oturduğu yerde yürümeye denir Savaş halindeki askere bu ismin verilme*si, uzaktan bakıldığı zaman çocuğun süründüğü gibi sürünmesinden dola*yıdır
(El edbar): Edbar dübürün çoğuludur, dübür arkaya denir
(Müteharrlfen li kıtalin): Müteharrifen, taharruf kö*künden gelen bir sıfattır Taharruf, bir taraftan bir tarafa dönmeye denir
(Bae bigadabin): Allah (cc)'ın gazabı ile dönmüş demektir
(Me'vahü cehennemü): Meva, barınacak yere
(Muhinü keydil kafirine): Muhin mehin kökünden gelir, zayıflatma, yıpratma demektir Keyd ise hile manasındadır
Ayetlerin İcmali Manaları
Bu âyetler, müminlerle müşrikler arasındaki ilk savaş olan Bedir Sa*vaşında müminlerin kaiblerini kuvvetlendirmek için nazil olmuştur Bu sa*vaş iki cemaati birbirinden ayırdığı gibi imanla küfrü de birbirinden ayır*mıştır Bundan ötürü Ailahu taala «Eğer Allaha (iman etmiş), hak İle batılın ayrıldığı gün, iki ordunun birbirine kavuştuğu (Bedir) günü  » (Enfal: 41) âyetinde bu güne «furkan günü» ismini vermiştir Zira o gün küfrün karan*lığı ile imanın aydınlığı birbirinden ayrılmıştır Bu âyetlerde ise Ailahu taala mümin kullarına düşmanın askeri ne kadar çok olursa olsun kaçmamala*rını, sebat etmelerini emretmektedir Çünkü zafer hiçbir zaman sayısal çoklukla kazanılmaz Müminlere yakışacak olan kafirlere yiğitçe karşı dur*maktır
Müminler dünyada aziz, düşmanlarının üzerinde galip olmayı veya hiç*bir şeyle ölçülemeyecek olan Allah (cc) yolunda şehadete kavuşmayı Is-terler İşte bunun için Allohu taala müminlere düşmanın karşısında bo*zulup geri çekilmeyi yasak etmiştir Cepheden kaçmak müminlerin ma*neviyatını kırar ve kalblerine korku düşürür
Allahu taala yalnız cepheden iki şekilde geri çekilmeyi mubah kılmış*tır Birincisi, güç kazanmak kasdıyla geri çekilerek düşmana zahiren za*yıf olduklarını gösterip kuvvetli bir taarruza hazırlanmak, ikincisi ise müs-bman askerin cephede tek kalması halinde ordunun kuvvetli kanadına dtihak için geri çekilmesidir, Bu iki halin dışında kaçmak büyük günahtır Allahu taala bunu yasaklayarak kaçanların Allah (cc)'ın gazabı ile dön*düklerini ve onların barınaklarının ancak cehennem olduğunu tehdit dolu bir ifade ile beyan buyurmuştur
Allahu taala daha sonra müminlerin ne Bedir Savaşını, nede diğer bir savaşı silah ve sayılarının çokluğu ile kazandıklarını, ancak Allah (cc)'ın düşmanların kalblerini korkuya saldığını beyan etmiştir, öyleyse mümin*ler her zaman ve yerde Allah (cc)'a tevekkül etmeli, kendilerine değil, Al*lah (cc)'a güvenmelidirler
Mühim ve faydalı bir uyarı:
Müfesslrler «Onları siz öldürmediniz fakat Allah öldürdü onları Attı-ğm zaman da senatmadın, ancak Allah attı  » âyetini tefsir ederken şöyle rivayet ederler: Resulullah (sav) Bedir Savaşı günü ordusunu muharebe safına hazırladıktan sonra ashabına kuvvetli durmalarını emretti Sonra da yerden bir avuç kum aldı Kureyşlilere doğru dönüp «Yüzleri yansın» diyerek müşriklere doğru attı Atılan kumun gözüne isabet etmediği tek müşrik kalmadı Bundan dolayı da müşriklerin büyüklerinden bir kısmı öl*dürüldü, bir kısmı da esir edildi
Ayetlerdeki Şer’i Hükümler
Birinci Hüküm: Cepheden Kaçmak Büyük Günahlardandır
Âyetin zahiri, iki halin dışında savaştan kaçmanın haram olduğuna delalet etmektedir Bunlardan birisi güç kazanmak kasdıyla geriye çekile*rek düşmana zahiren zayıf olduklarını gösterip kuvvetli bir taarruza hazır*lanmaktır Diğeri ise cephede tek kalan bir müslüman askerin ordunun kuvvetli kanadına iltihak için geri çekilmesidir
Sünnet-i nebeviyye de cepheden kaçmanın büyük günahlardan oldu*ğunu beyan etmektedir Rivayete göre Resulullah (sav) «Yedi felaketten kaçının » buyurdu Ashabı kiram «Bu felaketler nelerdir ya Resulullah?» dediler «Allah (cc)'a şirk koşmak, sihir yapmak, haksız yere adam öldür*mek, faiz yemek, yetim malı yemek, savaşta cepheden kaçmak ve iffetli mümin kadınlara zina iftirasında bulunmak » [4] buyurdu
İkinci Hüküm: Düşman Ne Kadar Olursa Kaçmak Haramdır?
Âyet düşmandan kaçmanın haram olduğunu beyan etmektedir Fakat Allahu taala, cepheden kaçmanın haram olmasını icabettirecek düşman sayısının nisbetini de «Şimdi Allah sizden (yükü) hafifletti Bildi ki size muhakkak bir zaaf vardır O halde eğer içinizden (azimli) sabırlı yüz(klsl) olursa iki yüzü yenerler, eğer sizden bin (kişi) olursa iki bine galebe ça*larlar Allanın izniyle » (Enfal: 66) âyetinde beyan etmiştir Görüldüğü üzere âyeti kerime müslümanlara kendilerinden iki kat fazla düşmana kadar se*batla durmalarını farz etmektedir Halbuki daha evvel düşmanların sayısı bire on nisbetinde de olsa yine düşman karşısında durmakla mükelleftiler İşte bu âyetin hükmü zikrettiğimiz Enfal Suresi 66 âyetle neshedilerek müslümanlara rahmet ve kolaylık olmak üzere üzerlerindeki yük teklif hofifletilmiştlr
Demek ki müslümanlara sayı bakımından kendilerinden birkaç misli fazla olan düşmanla savaşmak farz değildir Ancak kafirler müslümanların vatanına saldırırsa o zaman durum değişir Böyle bir halde sayı nazarı iti*bara alınmayarak savaş yalnız erkeklere değil, kadınlara, çocuklara ve yaşlılara da farz olur Savaşta düşmana taarruz ise bazı alimlere göre çok az bir kuvvetle çok bir kuvvete —mesela, bire on— saldırmak caiz değildir Zira bu taarruzda hayatları tehlikeye atmak mevzu bahistir Bu görüş sahih değildir Sahih olan görüş İbnü'l-Arabî'nin de dediği gibi bir kişinin on düşmana saldırmasını caiz kabul eden görüştür Çünkü bu taarruzda kafirlerin büyüklüğü kırılır, maneviyatları sarsılır Bu nadir yiğit*lik karşısında kafirlerin içine korku dolar ve müslümanların karşısında duramayacaklarını yakinen anlarlar En doğrusunu Allah bilir
Üçüncü Hüküm: Zaruret Halinde Cepheden Kaçmak Caiz Midir?
Âyetin işaret ettiği ve yukarıda zikredilen haller haricinde zaruret kar*şısında cepheden kaçmak da caizdir Düşman tarafından kuşatılma sıra*sında veya mücahidlerin su ve erzak yollarının kesilmesi halinde kaçmak caizdir
İbni Ömer (ra)'den şöyle rivayet edilir: (Bîr savaşta düşmanTn karşı*sından kaçtık Bu halimizle Resulullah (sav)'ın huzuruna nasıl çıkacağımı*zı düşünüyorduk Çünkü biz «Allahın gazabıytaı dönmüştük Nihayet bir sabah namazından önce Resulullah (sav)'in yanına vardık Resulullah (sav), gecenin karanlığından bizi tanımayarak, »Gelenler kimlerdir?» diye sordu •Biz cepheden kaçanlarız » dedik Bunun üzerine Resulullah (sav) «Hayır siz cepheden kaçanlar değilsiniz Siz bize iltihak ederek kuvvet kazanan-arsınız » buyurdu Elini öptük O da bize (Ben sizin cemaatınızdanım ve mûslümanların cematındanım» diyerek «Tekrar muharebe için bir tarafa c*kiJenln, yahud diğer bir fırkaya ulaşıp mevki tutanın hali müstesna  » âyetini okudu »[5]
Âyetlerden Alınacak Dersler
1- Müminler ancak ilayı kelimetullah için savaşırlar Bu yüzden Tieşakkatlara tahammül etmeleri lazımdır
2- Savaştan kaçmak büyük günahlardandır Zira bu İslâm ordusu*nun maneviyatını bozar
3- Zaruret hallerinde cepheden kapılabilir
4- Nusret Allah (cc)'tandır Müminler maddi sebebleri hazırladıktan sonra yalnız Allah (cc)'a güvenmelidirler
|
|
|
|