Prof. Dr. Sinsi
|
Tefsir Dersleri...
Yüz ve ellerin avret olmadığını iddia eden alimlerin sözleri, yüz ve ellerin açık olmasının farz olduğu, sünnet olduğu veya bunların örtülme*sinin bid'ad olduğu manasına gelmez Çünkü böyle bir İddiayı müslüman bir alim değil, sade bir müslüman bile öne süremez Bunların sözlerinin manası, zaruret halterinde ve fitneye sebeb olmadığı takdirde açılmala*rında bir vebal olmadığıdır
İçinde yaşadığımız çağda şeytanın yardımcıları alabildiğine çok, fu*huş ve ahlaksızlık alabildiğine yaygındır Bu yüzden bugün hiçbir alim, hatta akıllı bir insan yüzün açılmasının caiz olduğunu söyleyemez Çün*kü bu veba hastalığına benzeyen ahlaksızlığın ümmet İçinde ve bilhassa yabancı kadınları taklid eden kadınlar arasında hızla yayıldığını gören her alim yüzün açılmasının haram olduğuna hükmeder Çünkü bu devirde fit*ne ve fesad muhakkaktır Kötülüğe davet eden vasıtalar son derece yaygındır Ben bugünkü manada ilericilik taslayan hiçbir toplum görme*dim ki, Aliahu taalanın «Mümin erkeklere söyle: Gözlerini sakınsınlar » âyeti ile Resulullah (sav)'ın, «Gözünü çevir » buyruğunu duyan, dinleyen bulunsun Hülasa böylesine bozuk bir zamanda korunmak farzdır
Aliahu taala isteyeni doğru yola iletsin
Üçüncü Hüküm: Açılması Haram Olan Ziynet Nedir?
«  Ziynetlerini açmasınlar  » âyeti kadınların yabancı erkekler kar*şısında fitneye sebebiyet vermemek için ziynetlerini açmalarının haram olduğuna delalet eder
Ziynet aslında, kadının giydiği elbise, takındığı süs eşyası ve kullan*dığı makyaj malzemesidir Zira ziynet iki çeşittir Birisi yaratılıştan olan ziynet, diğeri kazanılan ziynettir Yaratılıştan olan ziynet, kadının teninin, boy ve 'endamının ve yüzünün güzelliğine denir Herne kadar bazı alimler yaratılıştan olan güzelliğin ziynet olmadığını iddia etmişlerse de kadının asıl ziynetinin yaratılıştan olan güzelliği olduğu açıktır Bu yüzden Altahu taala, «Başörtülerini yakalarının üstünü (kapayacak surette) koysunlar » buyurmuştur Aliahu taala bü âyetle kadınların saç, göğüs gibi azalarının örtülmesini emretmektedir, öyleyse bu âyet, «ziynet»ten kastın yaratılış- f tan olan güzellikler olduğuna da delalet etmektedir
Açıktır ki, elbise, küpe, gerdanlık gibi ziynetlere kadının vücudundan ayrı olarak bakılması haram değildir Haram olan, kadın vücuduna takıldiktan sonra onlara bakmaktır Kadına takılan ziynete bakmak haram olursa tabiatiyle ziynetin takıldığı uzva bakmak da haramdır
İbni Mes'ud (ra)'a göre kazanılan ziynet, «Kadının dıştan giydiği güzel ve cazip elbiseler » Mücahid'e göre, «Elbise, küpe, gerdanlık, sürme ve kına »dır [115] Said bin Çübeyr (ra) ise el ve yüzün de sayılanlar gibi zahir ziynetlerden olduğu görüşündedir Fakihlerin bu husustaki görüşlerini yu*karıda açıklamıştık
İbni Atlyye bu hususta şunları söyler: «Benim anladığıma göre âyet, kadınlara ziynet denilen herşeyi erkeklere açmaktan mutlaka kaçınmaları*nı emretmektedir Ancak zaruret hallerinde örtülmesi mahzurlu olan yüz ve el gibi azaların açılmasında bir mahzur yoktur » [116]
Dördüncü Hüküm: Kadınların Önünde Ziynetlerini Açabilecekleri Mah*remleri Kimlerdir?
Kur'an-ı kerim, kadınların Önlerinde ziynetlerini açabilecekleri Koca larının dışındaki mahrem erkekleri umumi hükümden İstisna ederek teker teker saymıştır Bundaki hikmet de kadınların âyette belirtilen kimselerle devamlı bir arada bulunmaları zaruretidir Bu erkekler kadınla akrabalık vesilesi ile birarada yaşamaktadırlar ve bir fitne uyanması da bahis mev*zuu değildir
Kadının mahremleri şunlardır:
1- Koca Kocanın karısının bütün vücuduna bakması mubahtır Ayette İstisna edilen uzuv haricindeki bütün uzuvlarından da menfaatle-nebillr
Kurtubî şöyle der: «Kadının kocası ve cariyenin efendisi onun bütün vücuduna bakabileceği gibi, bir istisna dışında bütün uzuvlarından da is*tifade edebilir Bunun İçin de Aliahu taala kadının ününde ziynetlerini aça*bileceği erkeklerin sayılmasına koca ile başlamıştır » [117]
2- Saba ve dedeler Kadının anne ve baba tarafından dedelerinin hükmü aynıdır
3- Kocanın babası
4- Kadının kendi oğullan, oğullukları ve torunları
5- Kadının kardeşleri Bunlar ister anne baba bir kardeşleri olsun, ister yalnız anne veya babadan kardeşi olsun farketmez
6- Kardeşlerinin oğullan
Sayılanların tamamı kadının mahremidir Bunların önünde ziynetlerini açmaları mubahtır
Allahu taala bu âyette amca ve dayılara ait hükmü beyan etmemiştir Bütün fakihlere göre amca ve dayıların hükümleri de mahremiyet bakı*mından yakınlık dereceleri sayılan kimselerle aynıdır Amca ve dayılar ba*ba hükmünde olduğu için âyette ayrıca sayılmamıştır Zira çoğu kez am*caya da baba denilmektedir Nitekim Allahu taala, Yakup aleyhisselamm sorusuna karşılık oğullarının şöyle dediklerini bildirmektedir; «Senin Tan*rına ve babaların İbrahimin, İsmallin, îshakın birtek Tanrı olan Allanma İbadet edeceğiz » (Bakara: 133) Bilindiği gibi İsmail aleyhisselam, Yakup aleyhlssetamın babası değil, amcasıdır Fakat amca, baba hükmünde ol*duğu için âyette baba olarak zikredilmiştir
Âyette sayılan neseb yoluyla akraba erkekler kadının mahremi oldu*ğu gibi süt yoluyla olan aynı akrabalar da kadının mahremleridirler Zira Resulullah (sav), «Evlenmesi neseben haram olan kadınlar, süt yoluyla da haramdır » buyurmuştur
Sayılan kimselerden başka kadınların cariyeleri, kadına ihtiyaç duy*mayan hizmetçileri ve kadınların gizlt yerlerine muttali olmayan çocukla*rın hükümlerini de ayrı ayrı açıklayacağız
Beşinci Hüküm: Müslüman Bir Kadının Kafir Bir Kadına Karşı Avreti?
Fakihler bu hususta ihtilaf etmişlerdir
Bazı alimlere göre âyetteki «kendi kadınları» ifadesinden maksat «müslüman kadınlar»dtr Selefin çoğunluğunun görüşü de budur [118]
Kurtubî şöyle der: «Âyetteki, «kendi kadınları» ifadesinden maksat, «müslüman kadınlaradır, öyleyse mümin bir kadının müşrik ve zımmî bir kafir kadın karşısında vücudunun hiçbir yerini açması helal değildir An*cak cariyelerinin hükmü müstesnadır
«Bazı alimlere göre hıristiyan bir kadının müslüman bir kadını öp*mesi veya müslüman bir kadının müşrik bir kadına karşı olan avret ma*hallinin dışındaki yerlerini göstermesi mekruhtur Zira Hz Ömer, Suriye valisi Ebu Ubeyde bin Cerrah (ra)'a yazdığı mektupta, «Bana gelen ha*berlere göre müslüman kadınlarla zımmî kadınlar aynı hamamda birlikte yıkanıyorlarmış Buna mani ol Çünkü zımmt bir kadının bir müslüman kadını çıplak olarak görmesi caiz değildir » demiştir Bu mektubu alan Ebu Ubeyde (ra), halkı toplayarak, «Hangi kadın özürsüz olarak sırf te*mizlenmek için zımmi kadınlarla hamama giderse, Allah (cc) müslüman-ların yüzünü ağarttığı gün o kadının yüzünü karartır » demiştir » [119]
İbni Abbas (ra) da şöyle der: «Müslüman kadınların yahudi veya hı-ristiyan kadınlara vücudlarını göstermeleri haramdır Zira onlar müslüman kadınların vasıflarını gidip kocalarına ve erkeklerine anlatırlar » [120]
Bazı alimlere göre de âyetteki «kendi kadınlarından maksat, müslü*man veya zımmî bütün kadınlardır Alusî de Fahreddin Razi'den naklen, «Kadtnlar'dan maksat müslüman veya kafir bütün kadınlardım demekte*dir Alusî, Fahreddin Razİ'nin seleften şöyle naklettiğini zikreder: «Kadın-lar'dan maksat müslüman kadınlardır Buna göre Müslüman olmayan ka*dınlar karşısında müslüman kadının yabancı erkekler karşısında olduğu gibi Örtünmesi lazımdır » görüşü, bu örtünmenin farz değil sünnet olduğu şeklinde anlaşılır » [121]
Mevdudî, bu mesele hakkında şunları yazmaktadır: «Allahu taala, «ka*dınlar» yerine, «kendi kadınları» tabirini kullanmıştır Şayet mutlak ifade ile «kadınlar» deseydi, müslüman kadınların, kadının kadına karşı avreti sa*yılan yerler dışındaki yerlerini, İster mümin ister kafir, ister sal İh e ister fasıke olsun bütün kadınlara göstermeleri helal olurdu Halbuki Allahu taala âyette «kendi kadınları» tabirini kullanmıştır Bu şekilde müslüman hür kadınlara ziynetlerini açmaları hususunda bir sınır çizilmiştir
«İşte bu özel sınırın ne olduğu hususunda müfessirler ve fakihler arasında ihtilaf vardır Bazı alimlere göre, «kendi kadınları» tabiri yalnız müslüman kadınları İfade eder Bu, Jbni Abbas {ra), Mücahid (ra) ve İbni Cerir (ra)'nin görüşüdür Bunlar görüşlerini Hz Ömer'in Ebu Ubeyde (ra)'ye yazdığı mektuba dayandırmaktadırlar
«Diğer bir taifeye göre «kendi kadınlarından maksat bütün kadınlar*dır Fahreddin Razi'ye göre bu en sıhhatli görüştür
Bir başka taifeye göre ise «kendi kadınlarından maksat, onlarla tanı*şan, konuşan ve iş yapan kadınlardır Bu kadınların müslüman olmaları ile olmamaları arasında hüküm bakımından bir fark yoktur Âyetteki «ken*di kadınları» ifadesi dışında kalan kadınlar tanınmayan, huyu ve adetleri bilinmeyen kadınlardır Din ihtilafı sözkonusu değildir Öyleyse müslüman bir kadının tanıdığı iffetli, namuslu, güzel ahlaklı bir hıristiyan kadına kar*şı ziynetlerini açmasında bir mahzur yoktur Fakat haya perdesj yırtılmış, ahlakına ve terbiyesine güvenilmeyen, yabancı erkeklere karşı laubali davranan kadınlara karşı ise {İsterse müslüman olsunlar) müslüman bir kadının ziynetlerini örtmesi farzdır Çünkü böylesi kadınların zararı erkek*lerden daha az değildir »[122]
Mevdudî'nin zikrettiği üçüncü görüş daha mantıkî ve daha sağlam*dır Müslüman kadınlar bu görüş doğrultusunda hareket ederlerse ahlak*larını daha İyi korurlar, bugünkü batı taklitçisi kadınların şer ve iğvaiarın-dan kendilerini kurtarırlar
Altıncı hüküm: Hür bir kadın kölesine karşı ziynetlerini açabilir mi?
Âyetteki, «kendi ellerindeki memlukelerden» ifadesi köle ve cariye*leri içini almaktadır Buna göre hür bir kadın kölesine karşı ziynetlerini açabilir Bazı alimler böyle hükmetmişlerdir Şafülerin görüşü de bu yol*dadır Zira İbni Hacer el-Heytemî Tuhfetü'l-Mİnhac isimli eserinde, «Bir köle mahremine baktığı gibi hanımefendisinin ziynetlerini de görebilir » demektedir
İmam Ebu Hanife [ra) ve İmam Hanbel (ra)'e göre-köle hanımefendisi karşısında yabancı bir erkek gibidir Onun hanımının ziynetlerine bakması helal değildir Bunlara göre âyetteki «Kendi ellerindeki memlukelemden maksat bütün köleler değil, yalnız cariyelerdir
Bu görüşlerini Said bin Müseyyeb (ra)'ten bu âyetin tefsiri hususun*da rivayet edilen, «Nur Süresindeki âyete aklanmayınız, Zira o âyet yal*nız kadınlar içindir, erkekler için değit » [123] sözüne dayandırırlar Zira erkek köleler mahrem değildir Onlarda kadın arzusu da mevcuttur Öyley*se hanımefendilerin erkek köleleri karşısında ziynetlerini açmaları caiz değildir
İmam Ebu Hanife (ra) ve İmam Hanbel (ra)'e göre, âyette cariyelerin zikredilmesinin sebebi, âyette yalnız mahrem olan hür erkekler zikredildiği için, hür bir kadının cariyesi karşısında da ziynetlerini açmasının caiz olma*dığının sanılmasını önlemektir Âyette «memlukeler» kelimesinin zikredil*mesi bu yanlış anlamayı ortadan kaldırmaktadır
İbni Abbas (ra), kölenin hanımefendisinin saçlarını görmesinde bir beis yoktur demiştir İmam Malik (ra)'in görüşü de budur
İmam Şafii (ra) yukarıdaki görüşünü Enes bin Malik (ra)'ten rivayet edilen şu hadise dayandırmaktadır: «Resulullah (sav), Hz Fatıma'ya hibe eltiği bir köleyi ona götürdü Hz Fatıma'nın üzerinde kısa bir örtü vardı Saçlarını örttüğü zaman ayaklan açık kalıyor, aşağıya indirdiği takdirde de saçları açıkta kalıyordu Bunu gören Resulullah (sav), «Bunda bir beis yoktur Çünkü bu senin hizmetctndir » buyurdu » [124]
Yedinci Hüküm: Ayetteki Kadın İhtiyacı Duymayan Erkekler Kimlerdir?
Âyeti kerime, kadına ihtiyacı olmayan erkekleri erkeklik hükmünden istisna etmiştir Kadınlığın ne demek olduğunu bilmeyen ve kadına karşı herhangi bir arzusu olmayan akılsız denilecek kadar ahmak erkekler kar*şısında kadınların ziynetlerini açmasında bir vebal yoktur Çünkü bunlar kadınlara kötü bir gözle bakmazlar Biz burada âyetten sahih bir mana çıkarılması ve âyette kasdedilenin ne olduğunun ortaya çıkması için bazı sahabi, tabiin ve müfessirlerin bu âyetin tefsin hususundaki görüşlerini nakledeceğiz
İbni Abbas (ra)'a göre, âyetteki «erkeklerden yana ihtiyacı olmayan» erkeklerden maksat, kadına hiç ihtiyaç duymayan erkeklerdir
Katade (ra)'ye göre yalnız karnını doyurmak için eve gelen erkekler-dir
Mücahid (ra)'e göre midesinden başka hiçbir şey düşünmeyen ve ka*dının ne demek olduğunu bilmeyen erkeklerdir
Bu hususta daha birçok görüş vardır Bunların hepsi, âyetteki «Er*keklerden" yana ihtiyacı olmayanlar»in ya erkeklik gücünü yitirmiş kim*seler veya cinsiyet konusunda hiçbir şey bilmeyen ahmaklar erkekler ol*duğunu ifade eder
Buhari ve diğer muhaddisler Hz, Ayşe ve Hz Ümmü Seleme'den şöyle rivayet ederler: «Bir hünsa Resulullah (sav)'ın zevcelerinin yanına gider gelirdi Onlar da onu kadına karşı hiçbir ihtiyacı olmayan bir kimse sa*yarlardı Resulullah (sav) bir gün Ümmü Seleme (r anhüma)'nin odasında hünsa ile kardeşi Abdullah ibni Ebi Ümmiye (ra)'yi gördü Hünsa, Abdul*lah'a, «Eğer Allah (cc}, Taif'in fethini nasib ederse sen Gaylan'ın kızını al Çünkü o dört kadına bedeldir » dedi Bunun üzerine Resulullah (sav), «Ey Allah (cc)'ın düşmanı sen o kadına çok bakmışsın » diyerek Ümmü Seleme (r anhüma)'ye döndü ve «Bu adam bundan sonra odana girme*yecektir » buyurdu »
Mevdudî şöyle demektedir: «Doğrusu bu hükmü ibadet kasdıyia oku*yan bir hanım, bugünkü evlerde, lokantalarda, kahvelerde, otei ve İşyerle*rinde çalışan bütün genç erkeklerin bu hükmün kapsamına girmediğini bi*lerek onlardan kaçınmalıdır » [125]
Sekizinci Hüküm: Kadınların Karşılarında Örtünmeyecekleri Çocukla*rın Yaşı Ne Olmalıdır?
Ulema, âyetteki «Henüz kadınların gizli yerlerine muttali olmayan ço*cuklar» ifadesinde ihtilaf etmişlerdir
Bazı alir/ılere göre âyetteki çocuklar henüz buluğa ermeyen çocuk*lardır
Diğer bazı alimlere göre ise, çocukluğundan dolayı kadının gizli yerle*ri ile gizil olmayan yerlerini birbirinden ayırdetmeyen çocuklardır Bu ikin*ci görüş daha sahihtir Zira âyetteki çocuklardan maksat, şüphesiz kadın*ların vücudu, tavır ve hareketleri hususunda cinsî bir şuura ulaşmayan küçük çocuklardır Bu çocuklar yaş itibariyle on yaşından aşağı olmalı*dır Kadınların gizli yerlerine muttali olan çocuk, henüz buluğ çağına er-mese dahi, kadınların ona karşı ziynetlerini örtmesi daha uygundur
Dokuzuncu Hüküm; Kadının Sesi Avret Midir?
İslâm fitne ve fesada sebeb olacak herşeyi haram kılmıştır Hatta ka*dınların yürürken ayaklarını yere sert vurmalarını bile yasaklamıştır Çün*kü kadınların ayak sesleri erkeklerinkinden farklıdır Bu bakımdan erkek*lerin kalbinde kadın arzusunu tahrik eder Nitekim Allahu taala «Gizleye*cekleri ziynetleri bilinsin dfye oya kf ar mı da vurmasınlar » buyurmuştur
Hanefiler bu âyete dayanarak kadının sesinin de avret olduğuna hük*metmişlerdir Zira bu âyet, kadınların ayaklarına taktıkları halhaiların se*sini duyurmaları yasaklanmaktadır Kadının sesi, elbetteki halhalin sesin*den daha caziptir Bu yüzden de yasaklanması zarurîdir
Cessas tefsirinde şöyle demektedir: «Bu âyet kadının yüksek sesle konuşmasının haram olduğuna delalet eder Çünkü kadının sesi halhal sesinden daha çok fitne uyandırır Bunun içindir ki mezhebimiz kadının ezan okumasını yasaklamıştır Bu âyet kadının sesinin yasak olduğuna delalet ettiği gibi, erkeklik hissini uyandırarak fitne ve şüphe doğuraca*ğından kadının yüzüne bakmanın da haram olduğuna delalet eder » [126]
Hanefiler, kadının sesinin avret olduğuna hükmederken, «Cemaatle kılınan namazda imamı ikaz etmek gerektiğinde erkekler tekbir getirirler, kadınlar ise sağ ellerini sol elleri üzerine vururlar » hadisini de delil al*maktadırlar
İmam Şafii (ra) ve diğer alimler ise kadının sesinin avret olmadığına hükmetmişlerdir Zira kadının alış-veriş yapması, şehadette bulunması caizdir Zira bu hallerde konuşması zaruridir
Alusî bu hususta şöyle der: «Şafiilerin muteber kitaplarında zikrolu-nan ve benim de katıldığım görüş, kadınların sesinin avret olmadığıdır Ancak fitneye sebeb olursa o zaman elbetteki haramdır » [127]
Fitneden emin olmak şartıyla kadınların sesi avret değildir Zira Re*sulullah (sav)'ın zevceleri erkeklerle konuşur ve hadis rivayet ederlerdi Şüphesiz konuştuğu ve hadis rivayet ettiği erkekler arasında onların mah*remi olmayan erkekler de bulunmaktaydı Bunların konuşmalarına hiçbir sahabi de itiraz etmemiştir
İbni Kesir, «Erkeğin arzusunu tahrik edecek herşey kadına haram*dır Bu yüzden evlerinden çıktıkları zaman kadınların koku sürünmeleri ve bu kokuyu erkeklere belli etmeleri yasaktır Zira Resululiah (sav), «Haramc bakan her göz zanidir Koku sürerek erkeklerin yanından geçen kadın da  » [128] buyurmuştur » demektedir
Yine kadının kolundaki bilezikleri, ellerini sallayarak belli etmesi ha*ramdır Erkeklere düşen kadınların dar ve cazip renkli elbiselerle sokağa çıkmalarına, sokağa çıkarken koku sürmelerine ve erkekleri cezbedecek biçimde yürümelerine ve konuşmalarına mani olmaktır Çünkü Allahu taa-la, «Eğer (Allahtan) korkuyorsanız (size yabancı olan erkeklere) yumuşak söylemeyin Sonra kalbinde bir maraz bulunanlar tamaa düşerler » ve «{Va*kar İle) evlerinizde oturun Evvelki cahiüyet (devri kadınlarının kınla dö-küle, süslerini göstere göstere) yürüyüşü gibi yürümeyin » (Ahzab: 32-33) buyurmaktadır
Fesadın yayılması, ahlakın bozulması, erkeklerin hareketsiz ve gay*retsiz kalmalarındandır Namusunu kıskanmayan kimse müsliiman ola*maz Zira Resulullah (sav), «Üç sınıl insan vardır ki ne cennete girebilir, nede cennetin kokusunu duyabilir Kendisini erkeklere benzeten kadınlar, devamiı içki içenler ve deyyuslar » dedi Ashab-ı kiram, «Deyyus kimdir?» diye sorunca da, «Aile halkını erkeklerden kıskanmayanlardır » buyurdu
Âyetlerden Alınacak Dersler
1- Kadına bakmak zinanın elçisi, fuhşun öncüsüdür Müminlere yakışan yabancı kadına bakmamaktır
2- Gözü sakınmak namusu korur, insanlığı fuhuş ve rezaletten te*mizler
3- Müslüman kadın ziynetlerini yalnız kocası ve diğer mahremlerine gösterebilir
4- Müslüman kadtn yabancı erkeklerin görmemeleri için başını, bo*yun ve göğsünü örtmelidir
5- Çocukların ve kadınların cinsiyetini bilmeyen, erkeklik gücü ol*mayan erkeklerin kadınların yanına gelmelerine bir mani yoktur
6- Erkeklerin bakışlarını üzerine celbedecek herşey müslüman ka*dına haramdır
7- Mümin erkek ve kaaıntar tövbe ederek Allah (cc)'a yönelmeli ve İslâm adabı üzere yaşamalıdırlar
8- İslâmın getirmiş olduğu terbiye sistemj hem ailenin namus ve şerefini, hem de İslâm toplumunu korur
Âyetlerdeki Teşri'i Hikmetler
Allahu taala müminlere gözlerini namahreme bakmaktan sakınmala*rını ve namuslarını korumalarını emretmiştir Kadınlara da, nefislerinin ve cemiyetin fuhuş kirinden temizlenmesi, fesat ve ahlaksızlık çukuruna düşmemesi için nefislerini iğfal edici her türlü sebebten korumalarını em*retmiştir
İslâm, kadına, daha temiz olabilmesi için, erkekten farklı olarak, ko*cası ve mahremi erkeklerin dışındaki kimselere karşı ziynetlerini açma*malarını emrederek fasık ve facir kimselerin hain gözlerinden korunma*ları için şer'i bir örtünme şekli ile örtünmeyi farz kılmıştır
Ziynetlerin açılması, fitneye sebeb olarak içtimaî ahlakın bozulmasına yol açan en mühim amillerden biridir Bundan dolayı tslâm kadınlara ya*bancı erkekler karşısında ziynetlerini açmamalarını' tekiden emretmiştir Zira tesettür, fitnenin pencerelerini, fuhşun kapılarını kapattığı gibi, ze*hirli bir ok gibi her iki tarafı da yaralayan hain bakışlara perde olmakta*dır Harama bakmak beşeri arzuların elçisi, fuhşun öncüsüdür Bu hu*susta şair çok güzel söylemiştir: «Bütün ahlaksızlığın kaynağı harama bakmaktır Nitekim alevler de küçük kıvılcımların birikmesinden meyda*na gelir Başta görecek göz olduğu sürece, şeriate uyulmadığı takdirde, o gözler güzel kadınlara bakar durur İnsan herne kadar bir kadına bak*makla sürür duyarsa da kalbine zarar verir Hemen arkasından büyük zararlar getiren sevinci ne yapayım Çünkü kadına yöneltilen bakış, sa*hibinin kalbini bir ok gibi deler »
Seyyid Kutub Fizilat'de şöyle der: «İslâm, şehvani arzuların hiçbir şe*kilde galeyana gelmeyeceği temiz bir toplum kurulmasını hedef edinmiş*tir Çünkü galeyana gelen bu duygular ancak söndürülmeyecek şehvani arzuların tatmini ile sona erer Hain bir bakış, heyecan veren bir hareket, çıplak bir vücut, açık ve parlayan bir ziynetin yapacağı tek şey, insanlar*daki hayvanı hisleri uyandırmaktır, İşte İslâm, temiz bir toplumun kurula*bilmesi için kadın ile erkek arasında gayri meşru birleşmeye vesile olan bütün kapı ve yolları kapamayı gaye edinmiştir »
|