Prof. Dr. Sinsi
|
Tefsir Dersleri...
52 DERS VERASETİN YALNIZ AKRABALIKLA OLMASI
6- O peygamber, müminlere öz nefislerinden evladır Zevceleri (müminlerin) analarıdır Akrabalar da Allah’ın kitabında birbirine diğer mü*minlerden ve muhacirlerden daha yakındırlar Şu kadar ki dostlarınız için herhangi bir iyilikte bulunmanız müstesna Bu, kitabto yazılıdır
Ayetin Lafzi Tahlili
(Ennebiyyü evlâ); Nebi, sizin nefislerinizden daha evladır ' (Ve ezvâcühü ümmühâtühüm): Resulullah (sav)'ın zevceleri hürmet, tazim ve mahremiyet bakımından müminlerin anneleridir
(ve uıüi erhami): Akrabalar daha yakındırlar
(Evlâ bi'ba'din): Verasette daha evladır 
(Fîkltabİltahİ): Kitaptan maksat Kur'andır
(Evllyâlküm mo'rufen); Evliyadan maksat, âyet*te zikredilen mümin ve muhacirlerdir Ma'ruftan maksat İse vasiyettir
(Mesturen): Yazılı olarak tesbit edilmiştir
Ayetin İcmali Manası
Allahu taala, mümin kullarına peygamberinin makam ve şerefinin yük*sekliğini haber vererek şöyle buyurur: Peygamberin hakkı, müminlerin öz nefislerinin hakkından daha büyüktür Onun emirleri bütün emirlere tercih edilmelidir Onun sevgisi de bütün sevgilerin üzerinde olmalıdır Hiçbir şeyde ona isyan, ne büyük, ne küçük şeylerde ona muhalefet edilemez Zira onun bütün müslümanlar üzerinde umumi bir velayeti vardır
O müminleri cihada çağırdığında anne ve babadan izin beklemeden acilen itaat etmek gerekir Çünkü Resulullah (sav) insana anne ve ba*basından daha hayırlıdır İnsanlara verdiği emirler de insanın dünya ve ahiret sevabı içindir
Allahu taala nasıl kerim elçisini şereflendirmiş, hakların en büyüğü*nün onun hakkj olduğunu beyan etmişse onun temiz zevcelerini de, onun zevceleri olduklarından dolayı, müminlere anne kılarak onlara tazim ve hürmeti farz kılmıştır Resulullah (sav)'o ikram ve gerek hayatında, gerek hayatından sonra ona ihtiramın korunması için zevcelerinin herhangi bir erkekle nikahlanmalarını da haram kılmıştır Bu da Resulullah (sav)'a Al*lah (cc) tarafından verilen hususiyetlerden biridir
Allahu taala, yakın akrabaların birbirine mirasçı pfmalarını beyan e-derek neseben yakın olanların bir yabancıdan verasete daha haklı oldu*ğunu bildirmiştir Ancak İnsanlar hayatta iken dostu olan bir yabancıya blrşey vasiyet ederlerse, bu vasiyet hususunda bu yabancı akrabalarından daha haklıdır Zira varisler İçin vasiyet yoktur Bu hüküm, Allah <cc)'ın in*dirmiş olduğu kitabından olan adil bir hükümdür Bu öyle bir hükümdür ki, kitapta yazı ile tesbit edildiği İçin İnsanlar tarafından yok edilmesi mümkün degîfdir Allahu taala en İyi bilendir
Bu âyetle, önceki âyetler arasındaki münasebet
Önceki âyetlerde Allahu taala, müminlere, evlad edinmekten vazgeç*melerini, evlad edinilen çocukların kendi Öz babalarına nisbet edilerek çağırılmalarınremretmiştir Resulullah (sav) da Zeyd bin Harise (ra)'yi evlad edinmişti Evlad edinmeden vazgeçilmesi emredildiği zaman Zeyd (ra) Re-sululiah (sav)'ın ismi İle değil babasına nisbet edilerek çağırılmaya baş*landı Bunun üzerine Zeyd'de bir vahşet meydana geldi O âyetlerden sonra gelen bu âyet Zeyd'i bir Ölçüde teselli etti Zira bu âyette Resulul*lah (sav)'ın bütün müminler üzerinde şefkatli ve şümullü bir velayete sa*hip olduğu, bu bakımdan kendi öz çocuklarıyla diğer müminlerin farklı olmadığı beyan ediliyordu Resulullah (sav)"m bu velayeti baki ve daimi*dir Resulullah (sav) insanın her yakınından daha yakın, onun hakkı İn*sanların öz nefislerinin hakkından daha üstündür Çünkü o, halka ebedî mutluluğa ulaşmaları için emreder ve yasaklar O her mümin kadın ve erkeğin manevi babasıdır
Onun temiz zevceleri de müminlerin anneleridir Öyleyse Resulullah (sav)'ın evladlıktan tahliye ettiği mümin kimsenin mahzun olmaması la*zımdır Çünkü onun manevî babalığı daimi ve bakidir Bu sebeble mümin*ler üzerine, Resulullah (sav)'ı kendi öz nefislerinden daha çok sevmek ve onun emirlerini başkalarının emrinden daha önce yerine getirmek farzdır Onun haklarını, anne ve baba haklarına dahi tercih etmeleri lazımdır Çün- kü Resulullah (sav), «Nefsim kudret elinde olan Allah (cc)'a yemin ede*rim ki beni kendi öz nefislerinizden, anne, baba ve eviadlarınızdan ve bü*tün halktan daha çok sevmedikçe imanınız kemale ermez » [16] buyurmuş*tur
Ya^Rabbi, bize onun muhabbetini ve ona uymayı nasib et ve kıyamet günü onu bize şafaatcı kıl
Ayetin Nüzul Sebebi
1- Müfessirler şöyle rivayet ederler: Resulullah (sav), Tebük se*ferine hazırlanarak halka da hazırlanmalarını emrettiler Halkın bir kısmı, «Baba ve annelerimizden izin alalım » dediler Bunun üzerine, «O peygamber müminlere öz nefislerinden evladır  » âyeti nazil oldu [17]
2- Kurtubî tefsirinde şöyle der: «Resulullah (sav) bir cenaze olduğunda «Onun bir borcu var mıdır?» diye sorarlardı Eğer borcu yoksa namazını kılardı Borcu varsa, «Gidin arkadaşınızın namazını kılın » derdi Fetihler çoğaldığı, hazine zenginleştiği zaman Resulullah (sav), «Ben hem dünyada, hem de ahirette halkın en yakınıyım İsterseniz, «O peygamber, müminlere öz nefislerinden evladır » âyetini okuyun Hangi mümin öldükten sonra bir mal bırakırsa, o mal yakın akrabalarınındır Eğer öldüğünde geriye borç veya yetim bırakırsa, onları bono getirin Çünkü o müminin ü en yakını benim » buyurdu »[18]
Birinci rivayet âyetin nüzul sebebidir Buhart'nin rivayet ettiği hadis İse, Resulultah (sav)'ın velayetinin manasını göstermektedir
Âyetin Tefsirindeki İncelikler
Birinci İncelik: Âyetteki «evlaslık, herhangi birşeyle kayıtlanmayarak mutlak bir şekilde zikredilmiştir Bu, Resulullah (sav)'ın her hususta müminierin en yakını ve en «evlausı olduğunu göstermektedir Madem ki Resulullah (sav), insanın öz nefsinden daha evladır, şu halde bütün Insanlardan evladır
İkinci incelik; Allahu taala, Resulullah (sav)'ın zevcelerinin mümin*lerin anneleri olduğunu bildirmiştir Buna göre, Resulullah (sav) da müminierin manevî babasıdır Resulullah (sav) zevcelerinin anneliği, hürmet,tazim ve haramlıktadır
Âyetteki Şer’i Hükümler
Birinci Hüküm: İmam Üzerine, Muslüman Fakirlerin Borçlanru Ödemek Vacib Midir?
Bazı alimler, İmamın üzerine, beytülmaiden fakirlerin borçlarını ödemesi farzdır demişlerdir Günkü İmam herşeyde Resulullah (sav)'a uymak mecburiyetindedir Resulullah (sav) ise, «Eğer öldüğünde geriye borç
veya yetim bırakırsa bana getirin Çünkü o müminin en yakını benim » buyurmuştur Yani Resulullah (sav) fakir bir müminin borcunu ödemek ve yetimlerine bakmak bana farzdır demiştir İmam da Resulullah (savj'tn
halifesi olduğuna göre fakir müslümanların borçlarını ödemesi farzdır
Öyleyse devlet, fakirlerin bütün ihtiyacını karşıladığı gibi, onların borçlarını ödeyecek ve yetimlerine de bakacaktır [19]
İkinci Hüküm: Resujulloh (Sav)'In Zevceleri Hem Erkek, Hem Kadın Müminlerin Mi Anneleridir, Yoksa Yalnız Erkek Müminlerin Mi?
İbnü'l-Arabi: «Alimler Resulullah (sav)'ın zevcelerinin bütün mümin*lerin mi, yoksa yalnız erkeklerin mi anneleri olduğu hususunda ihtlfaf ederek iki görüşe ayrılmışlardır:
1- Resulullah (sav)'ın zevceleri hem erkeklerin, hem de kadınla*rın anneleridir
2- Yalnız erkeklerin anneleridirler Sahih olan görüş de budur Zira bu âyet Resulullah (sav)'ın zevcelerinin haramlık bakımından erkeklerin anneleri gibi olduğuna delalet etmektedir Bu husus ise kadınlar İçin dü*şünülemez Çünkü onlar zaten kadınlardan örtünmüyorlardı Hatta bir ka*dın Hz Ayşe'ye anne deyince, Hz Ayşe ona, «Ben senin annen değilim Biz yalnız sizin erkeklerinizin anneleriyiz » dedi » [20]
Kurtubî de şöyle der: «Bu âyetin hükmünü yalnız erkeklere tahsis etmede bir fayda yoktur Bana göre onlar hem erkeklerin, hem de kadın*ların anneleridir Çünkü onlara tazimde bulunmak hem erkeklerin, hem de kadınların üzerine bir borçtur Zira âyetin başlangıcı da —«O peygamber, müminlere öz nefislerinden evladır »— buna delalet eder Bu başlangıç, hem kadınları, hem de erkekleri içine almaktadır » [21]
Kurtubî'nin görüşü, İbnü'l-Arabî'nin görüşüne göre tercihe daha şa*yandır
En doğrusunu Allah (cc) bilir
Üçüncü Hüküm: Evlenmede Haramlık Resuluilohın Bütün Zevcelerine Tesbit Edilir Mi?
Alimler, mevzumuz âyetle, «Sizin Al I ahin peygamberine eza vermeniz (doğru) olmadıfğı gibi) kendinden, sonra zevcelerini nikahta almanız da ebedi (caiz) değildir » (Ahzab: 53) âyetine dayanarak, Resulullah (sav)'tan sonra, bütün zevceierlyle evlenmenin haram olduğuna hükmetmişlerdir Ancak bu hükmün, onun bütün zevcelerini, ister hayatında boşadığı, ister boşa madiği ve ister münasebette bulunduğu, ister bulunmadığı bütün zev*celeri içine alıp almadığı hususunda ihtilaf edilerek İki aörüşe ayrılmışlar*dır:
1- İmam Şafii (ra)'ye göre âyetteki «zevceleri»nden maksat, kendi*lerine Resulullah (sav)'ın zevceliği isnad edilenlerdir Resulullah (sav) ha*yatta iken ister boşamış olsun, İster boşamasın Bu haramhk hükmü hep*sine sabittir Çünkü ayetin zahiri buna delalet etmektedir
2- İmamü'l-Harameyn'e göre İse, Resulullah (sav)'tan sonra ümme*tine haram olan zevcelerden maksat, Resulullah (sav)'ın yalnız münasebette bulunduğu zevcelerdir Çünkü, Hz Ömer hilafeti zamanında, Rö-sulullah (sav)'ın boşadığf ve Mustaize ismiyle meşhur olan kadınla ev*lenen Eş'as bin Kays'ı recmetmeye kalkıştı Hz Ömer'e, Resulullah (sav)'-ın onunla münasebette bulunmadığı haber verilince Eş'as bin Kays'ı ser*best bıraktı Diğer bir rivayete göre kadın Hz Ömer'e «Benim kapıma ne perde asıldı, nede bana müslümanların annesi ismi verildi Bu adam neden recmedilsin » demiş ve Hz Ömer, Eş'as bin Kays'i recmetmekten vazgeç*miştir
Bu hususta sahih olan görüş, İmamü'l-Harameyn'in görüşüdür Ken*dileriyle evlenmek haram olan zevceler, Resulullah (sav)'ın münasebette bulunduğu zevcelerdir Resulullah (sav), münasebette bulunduktan sonra talak-ı baîne İle boşasa bile, hickimse ile evlenemez Yalnız nikah akdi İse evlenmeyi haram kılmaz İşte Mustaize adıyla anılan kadın böyledir Çünky Resulullah (sav), onunla nikoh akdi yaptıktan sonra odasına girin*ce kadın, «Senden Allaha sığınırım » demiş, «Sen benden mi Allana sı*ğınıyorsun? Git ve ehline kavuş » diyerek onu boşamıştı Bundan sonra kadın, «Ben şaki bir kadınım Çünkü Resulullah (sav)'ın zevcesi olmak şerefinden mahrum oldum » demişti » [22]
Dördüncü Hüküm: Anne Tarafından Olan Akrabalar (Zevll Erham) Mi*rasa Olurlar Mt?
((Akrabalar da Atlanın kitabında birbirine diğer müminlerden v« mu*hacirlerden daha yakındırlar » âyetinden maksat, akrabalık derecesi ne olursa olsun, akrabalar, miras olmakta yabancılardan daha yakındırlar Daha evvel müslümantar din kardeşliği ve hicret sebebiyle birbirlerine varis olurlardı Bu âyet bu hükmü neshetmiştlr Daha önce bir muhacir, ölen ensari kardeşinin malına varis olurdu Ensari de muhacirin malına varis olurdu Bu hüküm neshediterek verasetin ancak nesebîe olabilece*ği bildirildi
Bozt fokihler bu âyeti delil alarak, ashab-ı furuz ve asabât denilen yakınları bulunmayan bir kimsenin malının beytülmala kalmasından, zevit erham denilen dayı, teyze gibi kimselere bırakılması daha uygun olduğuna hükmetmişlerdir Hanefi mezhebi ve fakihlerln cumhuru bu görüştedir
Fakihlerin bu husustaki delilleri ise, mevzumuz âyettir Çünkü bu â-yette, ölen kimsenin yakınlarının —ftkhın feralz bahsinde beyan edilen oshab-ı furuz, asâbât ve anne tarafından olon akrabalarının— mirasçı olmakta yabancılardan daha haklı olduklarını bildirmektedir, ölen adam ile müslümanların beytülmalı arasında yalnız dinkardeşliği bağı olduğu hal*de, ane tarafından olan akrabalarıyla hem din kardeşliği bağı, hem de rahim bağı bulunmaktadır Bu yüzden zevil erhamın iki yakınlığı var de*mektir Şu halde anne tarafından akrabaların mirasçı olmaları beytülmal-dan daha haklıdır Mesela: ölen bir insanın biri anne-baba bir kardeşi, diğeri yalnız baba bir kardeşi olsa malının hepsi anne-baba bir olan kar*deşine düşer Çünkü onun ölene yakınlığı İki yönlüdür Bu yakınlık yalnız babadan kardeşi olandan daha ^kuvvetlidir Çünkü o, Wr yönlü bir akra*balığa sahiptir İşte zevil erham [da bunun gibi meytüimala göre İki yönlü bir yakınlığa sahiptir
İmam Şafii {ra) ise, ölen kişinin ashab-t furuz ve asabâttan kimsesi yoksa onun malı anne tarafından akrabalarına değil, beytülmala kalır gö*rüşündedir Zira verasette kitap* veya sünnetten bir nassın bulunması la*zımdır Akıl ve görüş ile veraset verilmesi mümkün değildir Anne tarafın*dan olan akrabalar hakkında kitap ve sünnetten kesin bir nas olmadığı için ölen adamın malı beytülmala kalır
Sahih olan Hanelilerle fukahanın cumhurunun görüşüdür Bu husus*taki tafsilat fıkıh kitaplarının feraiz bahsinde mevcuttur
Ayetten Alınacak Dersler
1- Resulullah (sav)'ın tüm müminler üzerinde umumî bir velayeti vardır
2- Resulullah (sav)'ın şanına tazimen ondan sonra zevceleriyle ev*lenmek haramdır
3- Resulullah (sav)'a ve ehl-i beytine karşı müslümanların ikram ve ihtiramda bulunmaları farzdır
4- Din kardeşliği ve hicret yoluyla veraset iptal edilmiştir Veraset yalnızca akrabalıkladır
5- Şeriat-ı garranın hükümleri Allah (cc) tarafından indirilmiş ve Kur'anda da tesbit edilmiştir
6- Sahih olan kavle göre, zevil erham, beytülmaldan önce veraset hakkına sahiptir
Ayetteki Teşriî Hikmetler
Allahu taalanın hikmetlerinden birisi de İslâm toplumunun fertlerini birbirine akide ve din bağlan ile bağlamasıdır Bu bağlar İslâm toplumuna kuvvet ve izzet bahşederek saadete erlştirmiştir
İslâmın başlangıcında veraset din kardeşliği ve hicret bağlarıyla ol*maktaydı Mesela; bir ensarî muhacir kardeşini varis kılar, muhacir de kendi akrabalarını değil, ensari kardeşini varis kılardı Bu uygulama so*nunda müminler arasında İman bağlan 'kuvvetlendi ve aralarında örnek bir İslâm kardeşliği teessüs etti Müslümanlar bir bina, tek bir gövde haline geldiler, islâm kardeşliği nesebi kardeşlikten, din bağı, soy bağın*dan daha sağlam oldu
Daha sonra Allahu taato din ve hicret yoluyla olan veraset hükmünü nesnederek verasetin ancak neseb ve yakınlıkla olacağını beyan etti İşte bu beyan İslâmın örnek nazariyesi ite aile bağlarını kuvvetlendirdi Çünkü kuvvetli bağlarla bağlanan bir aile, faziletli bir toplumun temelidir Aile içindeki alakaların kuvvetlenmesi toplum yapısını da sağlamlaştırmakta* dır Aile içindeki alakalar çözüldüğü zaman ise cemiyette de çözülmeler olmaktadır
Şu var ki, Allahu taala her yakını varis kılmamıştır Bir adamın varis olabilmesi için yakınlıkla birlikte imanlı olması da jcabeder Mesela; kafir olan bir oğul, müslüman babasına varis olamaz Müslüman olmayan bir kardeş, müslüman olan kardeşine varis olamaz
Allahu taalanın yakın akrabalıkla beraber imanı esas alması, iman ile neseb arasında bir rabıta meydana getirmiştir Yakınlık ancak imanla menfaatlidir Çünkü ailenin şerefi din ile korunur Kur'anın adli hükmü «Hısımlar Allanın kitabınca birbirine daha yakındırlar Allah herşeyl hak*kıyla bilendir » (Enfal: 75) ve «Akrabalar da Allanın kitabında birbirine di*ğer müminlerden ve muhacirlerden daha yakındırlar » âyetleriyle nazil ol*muştur Allahu taala bu âyetlerle hicret ve din kardeşliği esasına dayalı veraseti neshederek verasetin ancak neseb yoluyla olacağını beyan et*miştir
Buharî'nin Ebu Hüreyre (ra)'den yaptığı rivayete göre Resulullah (sav), «Ben hem dünyada, hem de ahirette halkın en yakınıyım İsterseniz, «O peygamber, müminler öz nefislerinden evladır » âyetini okuyun Hangi mü*min öldükten sonra bir mal bırakırsa, o mal yakın okrabalarımndır Eğer öldüğünde geriye borç veya yetim bırakırsa, onları bana getirin Çünkü o müminin en yakını benim » buyurmuştur
|