Prof. Dr. Sinsi
|
Evlenmek İstiyorum,Ama !!!!!
Zeyd Açıkalın
Kimisi dillere destan evlenir, 40 gün 40 gece konuşulur, kimisi sadesinden hoşlanır Ama her koşulda zor iştir evlenmek Önce kız istenir, söz kesilir, sonra yüzükler alınır; ardından sıra evliliğe gelir Sadece işin bu kısmına gelene kadar öyle masraflar yapılır ki Takılar, takımlar, hediyeler, şunlar, bunlar  Kimsenin oğlu-kızı kıymetsiz değildir ya!
Düğün hazırlıkları başlar, planlar yapılır, önce bir ev lâzımdır
Türkiye şartlarında ve büyük şehir ortalamalarında 2 oda 1 salon için 500 milyona kiralık bir ev bulunsa, varsa 700 milyon da emlâkçı komisyonu, 500 milyon da depozito ile 1,5 milyar masraf… Faturanın ilk hanesine 1,5 milyar lira evi tutmak için harcanan para, diye yazılır
Tabii evi tutarken gelin ve damadın dışında söz savuranlar da cabası… Onların kızı küçücük bir evde oturamaz Rahata alışmıştır, sıkılır küçük evde; kaloriferli olmalıdır, öyle uğraşamaz sobayla… Üçüncü, dördüncü ve hatta beşinci kişilerden gelen telkinlerle en sonunda tutulmuştur ev Arada kala kala; “başkalarının” gönlünü hoş etmek gibi bir zorunluluk hissederek…
Sıra evin içinin döşenmesine gelir Yatak, yemek ve oturma odası ortalama 2’şer milyardan 6 milyar da evin içi için harcanır Buzdolabı, çamaşır, bulaşık makinesi ve televizyon da parça başına 1 milyardan 4 milyar lira olursa, fatura 11,5 milyar lirayı bulur Perde, tencere, tava, halı, elektrik süpürgesi, tabak, çatal, bıçak, ütü, ütü masası derken 2,5 milyar lira da oradan eklenir ve fatura 14 milyarı bulur
En son ve şık modelleriyle, en cazibelileriyle döşenmelidir ev Nihayetinde eve misafir geldiğinde, önce çaktırmadan bir süzmelidir misafir, gizli gizli hayran kalmalıdır tabak-çanaklara, koltuklara, perdelere, dantellere…
Sonra… Gelinlik ve damatlık için düşülür yollara Gelinlik ve damatlık için de ortalama 2 milyar lira harcanır Fatura tutarı da artık 16 milyar liradır
En görkemlisi olsun istenir gelinliğin, en harikası Öyle ya, bir kere evlenilecektir, hayatta bir defa giyilecektir o gelinlik Görenler, görür görmez hayran kalmalıdırlar Gözleri kamaşmalıdır herkesin Modeli benzersiz olmalıdır, kumaşı en kalitelisi…
Sıra gelir düğün için seçilecek mekânı bulmaya
Bunun için de ortalama 3 milyardan başlar 20–30 milyara kadar çıkar fatura Keseye uygun olarak 3 milyara bir yer tutulduğunu var sayarsak, bizim düğün faturası da 19 milyar olur
Öyle ya, herkes görmelidir bu zarafeti, herkes konuşmalıdır! Hele bir de yemeli içmeli bir düğünse bu, en kral çeşitleri olmalıdır, göz doldurmalıdır Havaî fişekler atılmalıdır tabiî ki, zaten her şeye para verilmiştir, ona da harcansındır artık, bir takım fişek için 100 milyonun lafı mı olur!
Sıra balayında
Genç çift balayı indirimli tatil köylerinde 1 hafta için 1 milyar harcamayı göze almak zorundadır Tabii, balayına gidecek halleri kaldıysa
Öyle ya, o da olmazsa olmaz bir yerde
Eder 20 milyar lira
Sonunda onlar erer muradına(!) başkaları çıkar kerevetine
Balayı dönüşü
Sanki bir rüyadır ve uyanılmıştır rüyadan
Çabuk biter balayı Bin bir özenle hazırlanmış evin içinde, hayat yeniden başlar
Belki de asıl hayat dedikleri şeydir bu
Ve taksitler, taksitler, taksitler
Aman Allah’ım, hiç bitmeyecek gibi sanki!
“Keşke şunu şöyle yapsaydık; canım en azından bunu böyle yapmasaydık keşke; zaten şu da şunun ısrarı üzerine oldu, yoksa hiç niyetim yoktu almaya; tüh, buna boşuna para vermişiz; hep onların yüzünden zaten! O kadar üstelediler alacaksınız diye, yok şu şöyle dermiş, bunun gelininin evinde böyleymiş, onun damadı şu kadar harcama yapmış, onların nesi eksikmiş; şu marka olmalıymış, bilmem ne modeli yakışırmış, of!”
Velhâsıl, zor iştir evlenmek
Hele bir de evliliğin manasını sadece “ev”lenmek olarak algılayanlar için hepten çekilmezdir bu durum
Borç ödemekten sıkılan ve haliyle iki yakası bir araya gelmeyen yeni ve genç çift, bu sebeple birbirinden uzaklaşacaktır belki de Aynı evde yan yana yaşamaya devam etseler de, “birlikte” ve “birbirleri için” yaşamadıkları aşikâr olacaktır
Yan yana, ama ayrı ayrı dünyalarda
Aynı evin içinde, ama farklı hayallerin, uhdelerin peşinde
Başkalarının hayatlarına, bakış açılarına endekslenmiş bir hayat çizgisinde
Alacakları kararlar, anne-babalarının dillerinde olan bir “çift ”
Memnuniyetsizlik…
Kızlarını, borcun harcın derdiyle dertlendiren bir damada ne denir ki
Peki ya, oğullarını onda borca harca sokturan, bitmek tükenmek bilmeyen istekleriyle kız ve ailesine ne denir?
Zor iştir evlenmek
Bayansan endamlı, alımlı, güzel, eğitimli olacaksın (Hani kendi kızını bazı sebeplerden okutmamış aileler, ama gelin alırken neredeyse diploma isteyecekler!), on parmağında on marifet olacak… Sosyal (olmasa daha iyi olur, bunu bir düşünmeleri lâzım), konuşkan (Aslında sessiz olması tercih sebebidir)…
Erkeksen makamın, paran, evin, araban olacak
Yüksek bir makamın yoksa da hiç değilse iyi bir gelirin olacak (Bu nasıl olacaksa?), tipin düzgün, yakışıklı, şöyle boylu poslu bir damat lazım! Diploma şart!
Kızın elini sıcak sudan soğuk suya değdirmeyeceksin, sultanlar gibi bakacaksın, bir dediğini iki etmeyeceksin, ne derse alacaksın, kızın ailesinin isteklerini emir telâkki edeceksin!
“Tek taş”ını anında takacaksın kızın parmağına! Şöyle bir “Vay canına!” dedirteceksin
Kısacası, “dört dörtlük(!)” olacaksınKarşındakiler mükemmel değiller, ama öyle olduklarını zannetseler gerek
Zor iştir evlenmek
Makamın-mevkiin, paran-pulun-namın yoksa pek talihin yok; edebin, ahlâkın, samimiyetin, hoşluğun, içtenliğin olsa da…
Ailenin sosyal statüsü yoksa hepten yandın! Maddî durumunuz iyi değilse bir de, sen unut evlenmeyi
“İki gönül bir olunca, samanlık seyran olur,” deseler de, masal gibi gelir bana savunulan bu tez!
İki gönül “bir” olmuyor işte, olamıyor, oldurmuyorlar
Üçüncü, beşinci, bilmem kaçıncı kişiler girmese işin içine, olacak da… Olamıyor
Böyle mi olmalı hâlbuki?
“Zaman içinde halledersiniz, siz temellerinizi sağlam tutun, hallolur gider,” demeli büyükler Yuva kurana destek olmalılar da köstek değil
Falancanın filancanın ne diyeceğini umursamadan, halince vaktince çabuklaştırmalılar
Mütevazı olmak bir sanattır hakikatte, sergilemeyi bilmeliler
Evlenen gençlerin amacı, sadece “ev”lenmek ya da mazur görün “kocalanıp, karılanmak” değilse, işi yokuşa sürmeden israfsız bir kanaatle girmeliler dünya evine
Zor iştir evlenmek
Hem cennetlenmek var ucunda, hem de cehennemleşmek
BİZİM AİLE DERGİSİ
|