Yalnız Mesajı Göster

&Quot;Neslimiz&Quot;

Eski 08-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

&Quot;Neslimiz&Quot;



Kim olursa olsun şöyle bir geriye dönüp baktığında görecektir ki, hayatımız ilk anından itibaren bizden beklenenlerle ya da bizim başkalarından beklediklerimizle dopdolu



Dünyaya geliriz Anne ve babamız ilk kelimelerimizi heyecanla bekler İlk adım evde bayram havası estirir İlk diş gündemin en ön sırasına yerleşiverir Annemiz yemeğimizi tek başımıza yiyebileceğimiz zamanı sabırsızlıkla bekler Ah! der ebeveynler ah, bu çocuk bir büyüse Tabii bu arada çocuklarda sevgi, şevkat, ilgi, şeker, çikolata… gibi masum beklentiler içerisindedir



Okul çağına gelindiğinde beklentilerin içeriği değişir Artık her şey başarıya odaklanır En başarılı çocuk, en çok bilen çocuk, her şeyde en olan çocuk Çocuklar toplum tarafından ne kadar beğenilir, takdir edilirse anne baba o kadar çok sevinir, koltukları kabarır


İşte der bu benim çocuğum Hayranlıkla çocuğunu izler Ve evladıyla alakalı kendi beklentilerinden oluşan hayaller kurar Büyüdüğünü çok para kazandığını, kendilerine baktığını, torunlarını ya da kendi yaşamında gerçekleşmesini isteyip de gerçekleştiremediklerini çocuklarının yaptığını, özentilerini…




Daha bir çok şey Ama hepsinin temelini genel olarak kendi beklentileri oluşturur Ve zaman içerisinde bir sürü hayal kırıklığı yaşanır Çoğunlukla yaşanan hayal kırıklıklarının sebebi de evlatlarını kendi öz malıymış gibi gören anne babanın -çocuk eğitimi - vazifesini , doğru yada yanlış kendi beklentileri doğrultusunda yürütmeye çalışmalarıdır



Her şeyden önce çocuklar ne annenin ne de babanın - kendi malı - değildir Eve bir koltuk alırsınız O koltuğu hoşlandığınız gibi dekore edersiniz, yerini beğenmezseniz yerini değiştirirsiniz Bu odada olmadı öbür odaya götürelim dersiniz O koltuktan sıkıldığınızda imkanlarınız elveriyorsa onu verir yenisini alırsınız Benim değil mi atarımda, satarımda, yakarımda diye düşünür hatta çekinmeden bunu ifade de edersiniz



Eee haklısınız o sizin malınız İşte, bir çok anne baba da farkında olmadan çocuklarına evindeki koltuk gibi muamele eder Tek farkla çocukları sıkıldığınızda değiştirme imkanı yoktur Biz demiyoruz ki çocuklarınızdan hiçbir beklentiniz olmasın, onlara dair hayalleriniz, ümitleriniz bulunmasın Elbette onlardan beklentileriniz olacak


Fakat bu beklentiler genel olarak dünya hırsına odaklı , erdem unsurundan oldukça uzak olunca, karşımıza aynen şu manzara çıkmakta; sırf makam, mal, başarı endeksli yetişmiş genç bir nesil Ve potansiyel olarak, bencil toplum bireyleri, bencil eşler, bencil ebeveynler




Neden ebeveynler çocuklarından doktor olmasını bekledikleri kadar cömert ya da merhametli, hayalı olmasını beklemez-ler Doktor, mühendis olsun diye sarf ettikleri paranın zamanın yarısını bile onların ahlaklı bir birey olması için de sarf etmezler İnsan sadece bedenden müteşekkil değildir ki Nasıl çocuklarımızın karnını doyurmak için çaba sarf ediyorsak onların ruhlarını doyurmak için de aynı çabayı hatta daha fazlasını sarf etmeliyiz



Etmeliyiz ki çocuklar evdeki herhangi bir eşya konumundan çıkarak birey haline gelebilsinler Her şeyden önce eşrefi mahluk olarak yaratılmış olan insanoğlunun en tabii hakkıdır ruhen gelişmekBu hakkın en azından temelini de anne babalar atmak zorunda



Aslında fıtri olarak malzememiz de mevcut Ruhi en temel ihtiyaç; sevgiKim evladını sevmez ki? Mesele yeteri kadar onlara aksettirebiliyor muyuz? Ne gereğinden fazla ne de gereğinden az Sonra onlardan beklediğimiz saygıyı biz onların çocuk dünyalarına ne kadar gösterebiliyoruz? Hadi sevgi ve saygı olayını aştık diyelim Ruhi ihtiyaçlar bitiyor mu? Hayır





Peygamber Efendimiz yaratılmışların en mükemmeli Kul olarak O'nun şahsında mükemmelleşmiş olan her ahlak, kişinin kendi bünyesindeki ruhi ihtiyacıdır İşte bu sebeple çocuklarımızı yetiştirirken onları cömert değil iseler cömert olmaya, merhametli olmaya, alçak-gönüllü olmaya zorlamalıyız

Tabii usulüyle


Hem dünya hem ahiret saadetleri için Bunun en doğal yolu da anne babanın münasebette bulunduğu her varlığa ve kendine karşı dürüst, adil, cömert, merhametli… olmasından geçer Bu cevherlere biz sahip değil isek, sahip olabilmek için elimizden geleni ardımıza koymamalıyız

Emin olun ki ne kadar adil ne kadar tevekküllü ne kadar merhametli ne kadar cömert … olursak hayata bakışımız da, hayattan ve insanlardan beklentilerimiz de bir o kadar değişir Sonuç itibarıyla daha mutlu ve huzurlu oluruz




Bu atmosferde, ahlaki yaptırımlarla yetişen çocuklar daha sağlam aileler kurarak, daha sağlam bir toplumu oluşturabilirler Toplumun sağlamlığı da milletin devamı için şarttır Bunu hepimiz biliriz





O halde çocuklarımızı yetiştirirken onların beden sağlığıyla ve gelecekteki maddi konumuyla ilgilendiğimiz kadar ruh gelişimiyle de ilgilenelim Onlara sadece kendi egomuzu tatmin edecek beklentilerimizden oluşan bir dünya kurmak, çocuklarımıza olduğu kadar, hayatları boyunca münasebette olacakları her varlığa karşı haksızlık olacaktır




Çünkü ömür sermayeleri içinde bilerek ya da bilmeyerek temelini bizim attığımız ahlaksızlıkları ve bizim ahlaki nakıslıklarımızın onlardaki yansımaları sık sık karşılarına çıkacaktır



Onların ve çevrelerindekilerin mutsuz olmalarına sebep verecektir Belki ömürlerinin herhangi bir anında karşılaştıkları mükemmel bir el onların eksiklerini tamamlayabilir


Ama o mükemmele ya hiç rastlayamazlarsa !

Alıntı Yaparak Cevapla