08-04-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Evliler Mutlaka Okusun
Çiçeğin peşinde
Kocam bir mühendisti Onunla,sakin tabiatını sevdiğim için evlenmiştim Bu sakin adamın göğsüne başımı koymak içimi nasıl da ısıtırdı
Gel görki,iki yıl nişanlılık ve beş yıllık evlilikten sonra,bu sakinlik beni yormaya başlamıştı Eşimin -bir zamanlar çok sevdiğim-bu özelliği artık beni huzursuz ediyordu
İş ilişkiye gelince oldukça içli,hatta aşırı hassas bir kadınım Romantik anlara,küçük bir çocuğun şekere düşkünlüğü gibi can atıyorum Oysa kocamın sakinliği,başka bir deyişle vurdum duymazlığı,evliliğimize romantizm katmaması beni aşktan almış,uzaklaştırmıştı
Sonunda kararımı onada açıkladım boşanmak istiyordum
Şaşkınlıktan gözleri açılarak "niye?" diye sordu
"Gerçekten belli bir sebebi yok,sadece yoruldum" dedim
Bütün gece ağzını bıçak açmadı Düşünüyordu Bu hali ise hayal kırıklığımı dahada artırmaktan başka bir işe yaramıyordu:
-işte,sıkıntısını dışarı vurmaktan bile aciz bir adamla evliydim- ondan ne bekleyebilirdimki!
Sonunda sordu:"seni caydırmak için ne yapabilirim?"
Demekki söyledikleri doğruydu insanların mizacı asla değiştirilemiyordu Son inanç kırıntılarımda kaybolmuştu
"İşte mesele tamda bu" dedim "sorunun cevabını kendin bulup,kalbimi ikna edebilirsen,kararımdan vazgeçebilirim"
"Diyelim dağın tepesinde,bir uçurum kenarında bir çiçek var O çiçeği benim için koparmak,düşüp vücudunun bütün kemiklerinin kırılmasına,hatta ölümüne mal olacak bunu benim için yaparmısın?"
Yüzümü dikkatle inceledi ve "sana bunun cevabını yarın vereceğim" dedi
Bu cevapla son ümidimde yok olmuştu
Ertesi sabah uyandığımda evde yoktu Boş bir süt şişesini mutfak masasının üzerine koymuş,altınada bir not bırakmıştı
"Sevgilim" diye başlıyordu
"O çiçeği senin için koparmazdım" Kalbim yine kırılmıştı okumaya devam ettim
"Çünkü her zaman yaptığın gibi,bilgisayarın altını üstüne getirip çökerttikten sonra,monitörün önünde ağladığında,onu tekrar düzeltebilmem için ellerime ihtiyacım var"
"Anahtarı her zaman evde unuttuğunu bildiğimden,senden önce eve varabilmem için koşmam gerektiğinden,bacaklarıma ihtiyacım var"
"Araba kullanmayı çok sevdiğin halde,şehirde hep yolu kaybettiğinden,yolu gösterebilmem için gözlerime ihtiyacım var"
"[sadık arkadaşın]ın her ayki ziyaretinde sebep olduğu,karnındaki krampları rahatlatabilmem için avuçlarıma ihtiyacım var"
"Evde oturmayı sevdiğinden,içe kapanıklılığını dağıtmak,can sıkıntını hafifletmek üzere sana şakalar yapabilmem,hikayeler anlatabilmem için ağzıma ihtiyacım var"
"Sabahtan akşama kadar bilgisayara bakmaktan,gözlerinin bozulması kaçınılmaz olduğundan,yaşlandığımızda tırnaklarını kesebilmem,merdivenlerden aşağı inerken elini tutabilmem,çiçeklerin renginin gençliğine senin yüzünün rengi gibi olduğunu söyleyebilmem için gözlerime ihtiyacım var"
"Ama seni benden daha fazla seven biri varsa,evet o uçuruma gidip,o çiçeği senin için koparırım bir tanem"
Baktım,mektuptaki yazının mürekkebi yer yer dağılıyordu
Gözyaşlarım mektuba düşüyordu
"Mektubu okuduysan ve kalbin ikna olduysa,lütfen kapıyı aç canım çok sevdiğin susamlı ekmek ve taze sütle kapıda bekliyorum"
Koşarak kapıyı açtım Endişeli bir yüzle ve ellerinde sıkıca tuttuğu ekmek ve sütle kapının önündeydi
Artık çok iyi biliyordum:beni ondan daha çok kimse sevemezdi O çiçeği uçurumun kenarında bırakmaya karar verdim
BU GERÇEK AŞKTI
*********************
İlk yıllardaki heyecanlar içinde görmeye alıştığımız aşkın,seneler sonra o heyecanlar kaybolup gittiğinde,huzur ve durgunluk içinde de hep var olmaya devam ettiğini göremeyebiliyoruz
Oysa aşk hep vardır Belki artık heyecansız,belki artık romantik değil,belki sıkıcı,tekdüze Ama hep oralarda bir yerdedir
Çiçekler ve romantik dakikalar ilişkinin başlaması için elbette gereklidir Bir zaman sonra bunlar gitsede gerçek aşkın sütunu ebedi kalır
Hayat tamda böyle birşeydir   
|
|
|