Yalnız Mesajı Göster

&Quot;Boşanırız Olur Biter&Quot; Mi?

Eski 08-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

&Quot;Boşanırız Olur Biter&Quot; Mi?



Boşanırız olur biter" mi?


Mutsuz olmak için evlenen var mıdır acaba?

Her evlilik ‘Benim evliliğim çok farklı ve güzel olacak’ düşüncesiyle başlar değil mi?

Bahçede koşuşturan çocuklar ve onları izleyen çifte kumrular…

Hayal uçağından iniş yapınca hatta bazen de yere çakılınca anlarız ömür törpüsünün ve sabrın ne demek olduğunu


Depresyon şikayetiyle görüştüğüm bir anneyi ve ıslak yeşil gözlerini hatırlıyorum da…

Hayalleri olan yeni evli bir hanım

Eşiyle yaklaşık 15 yılı birbirlerini ‘TANIMAK’ için nişanlı olarak geçirmişlerdi


Koca adayı -bilhassa kültürel farklıklardan dolayı- ailesinin içine sinmemesine rağmen kız dinlememişti onları

‘Kalbinin ve aşkın sesini!’ dinlemişti

‘Tanıyamamışım, tanınmıyormuş’ diyordu ağlarken

Sürpriz bir hamilelikle karşılaşmıştı

Akşamı iple çekiyordu

Eşi önce şaşıracak, sonra kendisini kollarına alıp havalara uçuracaktı

Eşi gelir gelmez verdi müjdeli haberi


Kaskatı kesilmişti kadın

‘Şimdi çocuğun zamanı değil, aldırırsın olur biter’ diyen eşi kumandasını alıp televizyonda film izlemeye başladı

Ama yapamadı, kıyamadı kadın yavrucuğa

Doğuştan hasta bir çocuğu oldu

Yemiyor, emmiyor, uyumuyordu

3 aylıkken eşinden utana sıkıla çocuk bakımı ve ev işleri konusunda en azından hafta sonu destek istedi

“Ben böyleyim Kabul ediyorsan kal, beğenmiyorsanboşanırız olur biter” dedi bir çırpıda o çok sevdiği eşi

Sözün bittiği yerde kadın sustu ve sabrın yakıcı ateşini bir kez daha yüreğinde hissetti

Evlilik öncesi karşı tarafı tamamen tanımak mümkün mü?


Araştırmalar evlilik öncesi çiftlerin geçirdiği zaman ile mutlu evlilik arasında doğru orantı olmadığını söylüyor

Nişanlılık dönemini veya ‘flört’ dönemini gereğinden fazla uzatarak ya da evlilik öncesi ‘evlilik provası’ yaparak birbirimizi tam olarak tanıyamadığımızı, fırtına gibi başlayıp kasırgayla biten boşanma istatistikleri anlatıyor


Aksine bu evrede maskeler takarak, rol yaparak kendimizi sevimli göstermeye çalıştığımız için birbirimizi yanlış bile tanıyabiliyoruz

Duygular çok yoğun yaşandığı için sağduyulu görüş açımıza sis perdeleri iniyor Eş adayının bize uymayan yönleri ya da hataları ve yanlışları göz ardı ediliyor

‘Minicik’ hatalarına gelince de; zamanla değişir’ ya da ‘nasıl olsa ben onu değiştiririm’ yanılgısına düşülüyor

Boşanmak için mi evlendiniz, geçinmek için mi?


Evliliğin ilk yılları bilhassa ilk iki-üç yılı çok önemli bir dönem

Bu dönemde çiftlerin birbirlerini tanıdıktan sonra çocuk sürecine girmeleri genelde daha iyi sonuçlar veriyor

Lakin bazen evdeki hesap çarşıya uymayabiliyor

Sürpriz bir misafir kapıyı çalabiliyor

O zaman bizim çarşıdaki hesaba uymamız ve derhal kendimize çeki düzen vermemiz gerekiyor

Neden mi?

Çünkü anne-baba mesleğini icra etmek için seçilmiş kutsal zümredeniz artık da ondan

Sorumluluklardan kaçmayın


Tabi ki, bu zümrenin kutsallığını anlayabilmek için yaradılmış olmanın ve evlilik müessesesinin kutsallığını anlamak gerek

Kendinizi evliliğin sorumluluğunu yüklenecek güçte hissetmiyorsanız, lütfen ya evlenmeyin, ya da evlilik kararınızı erteleyin

Öncelikle, duygularınızı eğitin, düşüncelerinizi eğitin, davranışlarınızı eğitin Kendi başınıza yapamıyorsanız, destek alın, yardım alın bir uzmandan

İnsan psikolojisinden anlayan bir uzmana check-up yaptırın

İrdeleyin davranışlarınızın altında yatan nedenleri

Önce ip üstünde tek başına yürüyebilmek


Duygusal olgunluğa ulaşamamış ve ruhunu terbiye edememiş bireylerin evliliklerini ip üstünde yürümeye benzetmişimdir hep

Henüz tek başına ip üstünde yürüyemezken, bir başkasıyla ip üstünde dansetmeye çalışıyor kişi

Kendisi düştüğü gibi bir başkasının da düşmesine ve belki de yaralanmasına çalışıyor

Hakkımız var mı buna?

Benim ihtiyaçlarım, benim mutluluğum, bence…


Ben merkezcilik çocukluk döneminin bir özelliği

Çünkü çocuk dünyanın sadece kendisi etrafında, kendisi için döndüğünü sanar Kendisini başkasının yerine koyamaz, başkasının ihtiyaçlarını anlayamaz


Bazen bireyler yaşları büyüse bile ben-ego merkezcilikten uzaklaşamıyor

Yani yaşları büyüyor ama ruhları büyümüyor

Evlendiğinde eşinin evin ya da çocuğun maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılamak,sıkıntılarını dinlemek ona yük veriyor

Eski günlük rutininin bozulmasını istemiyor

Bozulacak gibi olursa da kaçma yolunu seçiyor


Ye eve uğramıyor, geç geliyor

Ya evde televizyon ve bilgisayar başından kalkmıyor

Ya ayrılma teklifini dile getiriyor

Ya da tehdit ediyor eşini ‘Ya bu deveyi güdersin, ya bu diyardan gidersin’

Kendini gerçekleştiren kehanet


Hele hele evliliğin ilk yıllarında, hem de yeni çocuk sahibi olmuşken boşanma ihtimalini değerlendirmek gönüller için bir yıkım

Düşünsenize, eşiniz size evlenmeden önce serenat okurken, şimdi size lanetokuyor


Olur olmaz yerlerde boşanma sözcüğünü telaffuz etmek ya da tartışma anlarında çözüm için uğraşmamak ya da sorunlara kulak asmak adına ‘İstemiyorsan boşanırız’ ‘Bu evlilik adam olmaz’ gibi söylemler sevgiyi eritir, yok eder


Nasıl mı yok eder?

Bu sözcük zamanla bilinçaltına kodlanır

Kişinin davranışları farkında olmaksızın bu ihtimali gerçekleştirmeye yönelik planlanır

Boşanma bir çözüm seçeneği olarak beyin programlarına kaydedilir

Olumsuz beklenti sözlü ifadelere ve beden diline yansır

Her yeni problemle beraber motivasyonunuz da kırılır

Sevgimizin sorumluluğunu alalım

Çünkü biz ‘muhabbet fedaileriyiz


Alıntı: Berrin GÖNCÜ - PSİKOLOG

Alıntı Yaparak Cevapla