Prof. Dr. Sinsi
|
Sevgi İletişiminin Olmazsa Olmaz &Quot;Üç S&Quot;Si
Sevgi iletişimi için "üç z" prensibi
Aile seminerlerimde yıllardır tavsiye ettiğim "Üç Z" pren*sibiyle çok iyi sonuçlar alınıyor Bilhassa hanımefendilerin hassasiyet göstermesi gereken üç önemli kural  Bu kurallar, alfabemizin son harfiyle başlıyor; ama ailede sevgi iletişimini kopmazlaştıran ilk prensipler aslında:
1-Zarafet:
Hanımlar, daima zarif olmalıdır Onlara kaba-sabalık, da*ğınıklık yaraşmaz İç güzelliğini yansıtan bütün incelikler, za*rafettedir
Tabii ki erkekler de zarif olmalı; ama bu güzellik asıl ka*dına mahsustur ve ona daha çok yakışır
Zarif bir hanımefendiyi kırabilmek için bir erkeğin çok ka*ba ve hiç yontulmamış olması gerekir Yani hanımların zarif oluşu, muhataplarını da öyle olmaya mecbur eder
Pis, pasaklı, kendini bırakmış hanımlar, bu hâllerini ma*zur gösterecek haklı bir sebep bulamazlar
Çünkü zarafet için pahalı elbiselere, zengin makyaj malzemelerine ve lüks takı*lara ihtiyaç yoktur
Tam tersine asıl zarafet, temizlik, sadelik ve kişiliğini sa*mimiyetle konuşturarak sağlanır
Giyimiyle, haliyle, diliyle zarif olmasını bilen bir kadın, hanımefendidir Böyle bir kadının kocası da beyefendi olur ya da kendinde öyle olmak mecburiyetini hisseder
Ailede sevgi iletişimini kolay kuran hanımlar, zarif olmayı başaranlardır
2- Ziyaret:
Sevgi iletişiminin sürekliliğini sağlayan önemli bir kural, ziyarettir Bu, gezmekten öte bir güzelliktir
Ziyaret, anne-ba-ba, eş-dost, konu-komşu, hısım-akraba ziyaretlerinden, hasta ziyaretine, hatta mezarlık ziyaretine kadar çeşitlilik gösterir
Bu ziyaretleri birlikte yapmak, eşleri birbirine yaklaştırır Aslında her ziyaret, gönüllere giden yolları genişletir
Ama ailede sevgi iletişimini sağlayan asıl ziyaret, gönül ziyaretleridir Eşini sürprizlerle sevindirerek onun gönlüne giden yollara düşenler  Gönül yolunun düzü, yokuşu, pati*kası, şosesi asfaltı, yani bütünü mutluluk verir
"Kalpten kalbe yol vardır" denilir; ama kaç eş, bu yolun yolcusu olmayı iş edinir?
Yapı ve yaratılışları gereği hanımlar, bu yollan daha çok bilir, sezer ve yolcusu olmayı da severler
Eşinin gönlüne giden yolları ziyaret ederek donanan gö*nüller; eşine daha fazla bağlanır
3- Ziyafet:
Kendim ve hemcinslerim adına söylemek biraz zor olsa da gerçekler gizlenmemelidir diye düşünüyorum Bu yüzden de gayet açık yazıyorum:
Erkeğin kalbine giden yol, midesinden geçer Aç bir adam*la, sevgi iletişimi kurmak çok zordur İşte bu sebeple hanım*lar, ziyafet konusuna çok Önem vermelidirler
Eşinin alışkanlıklarına uygun zamanda, severek yiyeceği bir yemeği önüne koymayı asla unutmamalı ve mutfak mari*fetlerini konuşturmaklar, zira mutfağın dili, sevgi iletişimini kurmakta çok işe yarar
Bu konuya önem vermeyen hanımlar, çok önemli bir sevgi iletişimini göz göre göre kaçırmış olurlar
Bazı hanımlar, se*minerler sırasında, bu ısrarımıza itiraz ediyor ve diyorlar ki:
"Hocam, erkekler seveceği yemeği bulamazlarsa kızacak kadar maddeci ve mideci midirler?"
"Atalarımız, aç ayı oynamaz, demişler Erkekler de onlar gibi mi?"
Tabii ki bu itirazlardaki haksızlık daha fazladır Elbette ki aile muhabbeti sevgiye endeksli olmamalıdır Ancak şunu da kesin olarak bilmeliyiz ki bir hanımefendinin mutfak marifet*leri ve o husustaki dakikliği sevgi iletişimini çok güçlendirir Bu hususta başarılı olan hanımefendiler, kalpten kalbe giden yollan en geniş hâle getirmiş olurlar
Bu hususa itiraz eden hanımlara verdiğim misallerden bi*rini, burada da arz edeceğim:
Erkek işe gidiyor, çalışıyor; akşam üzeri mesaisi bitiyor eve gelmek için trafikle boğuşuyor Yoldayken bütün düşüncesi, bir an önce bu trafik hengâmesinden kurtulup kapağı eve atmak Bir sükûnet ve sevgi ortamında, gün boyu olup biten*leri unutup rahatlamak; yani evde güler bir yüz ve hazır bir sofra bulmak hayali içinde Bu beklenti içinde evinin kapısını çalıyor
Bir de hanımın dünyasına bakalım Bu esnada hanım da başka bir beklenti içinde, tabii Eşinin gelişine çok seviniyor; çünkü akşama kadar içinde biriktirdiklerini, bir an önce eşine anlatıp rahatlamak, o gün gelen faturaların sorumluluğundan kurtulmak, çoluk çocuktan, komşulardan yansıyanları pay*laşmak vs gibi anlatacak çok önemli konuları var
Adam, daha selam verip ayakkabılarını çözmeden, kadın günün bütün birikintilerini makineli tüfek gibi noktasız, virgülsüz peş peşe sıralamaya başlıyor
Zaten bütün gün yorulmuş, dopdolu ve patlamaya hazır bir bomba gibi eve gelmiş olan adam, daha ilk cümlelerde, "Bırak şimdi bunları! Zaten canım burnumda!" diye tepki ve*riyor
Bu önemli tepkinin arkasındaki volkanı fark etmeyen ha*nımı söylenmeye devam ediyor
"Ben sana kendi derdimi mi anlatıyorum Bunlar evin işi, senin işin Bu faturayı ödemek de senin vazifen Elektriğin hepsini ben mi yaktım? Suyu bütünüyle ben mi içtim ki bırak bunları diyorsun!"
Eğer şikâyet çocuktan ise adam, "Çocuğuna da  " diye patlayacaktır
Kadın, anlayışsızlığını devam ettirir de bu patlamaya öf*keyle karşılık verirse günlerce sürecek bir kızgınlık, kırgınlık; hatta küskünlük başlayacak demektir
Peki, bu işin doğrusu nedir?
Akıllı ve anlayışlı bir hanım, kocasını hoş karşılar Zarafe*tiyle, güler yüzüyle, sevgi dolu gönlüyle eşini karşılar; sela*mını alır Gözlerine bakıp gönlünü görmeye çalışır Ayakkabı*sının bağcığını çözmekten hiç alınmaz Eş sevgisini olanca samimiyetiyle gösterir
Adam üst baş değiştirip, belki bir duş alıp iş hayatının ve dışarının havasından çıkar Koltuğuna oturup ayaklarını uza*tır ve evde olmanın huzuruna erer
Bu gönül ziyafetini, sofra ziyafeti takip eder Sofra temiz, özenli, düzenli, zevkli ise yani mütevazı bir şölen havasında ise erkeğin mutluluğuna diyecek yoktur, hatta bu ortamda yemeğin tadında, tuzunda veya biberindeki eksiklik veya faz*lalık fark bile edilmez Edilse bile muhtemelen adam hoş görme nezaketinde bulunur, ses çıkarmaz
Yemekten sonra kocasının alışkanlığı üzere, çayını, kahve*sini verir
Bu sırada, hâl hatır sorulur, sohbet ortamı yakalanır İşte o sırada, kocanıza sizin ve evinizin dertlerini rahatlıkla açabi*lirsiniz O zaman karşınızda iyi bir paylaşımcı, bir dert ortağı görür, çözüm üreten birini bulursunuz
Elinizdeki faturaları koyduğunuz zaman önüne, alacağınız cevap, "Canın sağ olsun, öderiz!" cümlesi olacaktır Hele de hanımefendi sevgi üslubu ile konuşuyorsa hiçbir maddî isteği kocası tarafından reddedilmeyecektir Yeter ki istekleriniz mantıklı, ölçülü ve gerekli olsun  
Hanımların, kocalarına sevgi üslubu kullanmaları da ayrı ve bambaşka manevî bir ziyafettir Mesela biraz yüklüce gel*miş bir faturayı önüne koyarken "Aslansın, kaplansın" dese*niz yahut "Hayatım, yuvamın direği" diye söze başlayıp sonra da "Biraz fazlaca geldi, kusurumuza bakma, bir dahaki sefere daha dikkatli oluruz inşallah" deseniz  
Bu tarz üsluplar, eşinizle aranızda tartışma, tatsızlık, kav*ga çıkar mı?
İçine sevgi ve şefkat katıldığında, bazen bir dürüm, bir kap çorba, bir tas ayran ziyafettir Sevgisiz hazırlanmış nice bol çeşitli sofradan ise sadece kavga, gürültü çıktığı çok gö*rülmüştür
|