08-04-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
İşin Bitince Beni Severmisin Anne?
Müsait olduğunda beni sever misin?
İçeri girer girmez neşeyle bağırdı:
-Anne biliyor musun bugün yuvada ne oldu?
- Görümüyor musun ? Telefonla konuşuyorum
Herkesin sevdiği şey birbirine benzemiyordu Annesi telefonu, babası arabayı seviyordu
Herşey erteleniyordu, telefon ve araba söz konusu olduğunda  Bir de eve misafir gelecek oldu mu kendisine hiç yer kalmıyordu
Nerelere gitseydi? Annesi kapattı telefonu
Mutfaktan tencere sesleri geliyordu Koşarak yanına gitti:
-Sana yardım edeyim mi ? dedi, en sevimli halini takınarak Annesi manalı manalı baktı:
-Hayırdır? Bir yaramazlık mı var? Bak bir de seninle uğrasmayayım Çok yorgunum zaten
Yorgunluk nasıl bir şeydi ? Bazen elinde oyuncağıyla uykuya daldığında anneannesi oyuncağı yavaşça elinden alır :
-'Nasıl yorulmuş yavrucak Uykunun gül kokulu kolları sarsın seni '
diyerek alnına bir öpücük konduruverirdi
Yorgunluk gül kokulu bir uykuya dalmaksa eğer, neden annesi kendisiyle böyle kızgın kızgın konuşuyordu
—Anneciğim yorulduğun zaman gül kokulu uykulara dalarsın Anneannem öyle söylüyor
—Uykuya dalayım da, gül kokuları kusur kalsın Yorgunluktan ölüyorum
Bu kelimeden nefret ediyordu 'Yorgunum, yorgun olduğumdan, böyle yorgunken'   
—Anneciğim sen yorulma, diye  
—Yemekte konuşuruz çocuğum Bankada işler yetişmedi Baban gelene kadar bunları bitirmem lazım Hadi sen oyna biraz
Hani siz yoruluyorsunuz ya  Eeee   Bende oynamaktan yoruluyorum Ne yapayım bilmem?
Yapılmaması gerekenleri biliyordu da büyükler, yapılması gerekenleri hiç bilmiyorlardı
Işıklar söndü birden
Annesi öfkeyle söylenmeye başladı
—Mum da yok! diye diye karıştırdı dolapları el yordamıyla
Çocuk sırtüstü yatıp, anneannesinin köyünü düşündü Gaz lambasının ışığında deli tavşan masalını anlatışını
Deli tavsanın duvardaki aksini getirdi gözlerinin önüne Anneannesi gibi iki ellerini birleştirip işaret parmaklarını yukarı kaldırarak tavşan kafası yaptı
''Bak deli tavşan'' diyerek parmaklarını oynattı Yoldan geçen arabaların farları duvardaki tavşana yol açtı Tavşan alabildiğine hür
dolaştı sağda solda Otlarla kuşlarla konuştu Sonra yorgun düştü
Duvardaki görüntü minik avuçların açılmasıyla kayboldu Kolu yavaşça
kanepeden aşağı sarktı
Sonra ışıklar geldi
Kadın çocuğun hiç konuşmadığını akıl etti Birden kanepeye koştu Küçücük dizlerini karnına doğru çekerek uykuya dalmıştı
Masanın üstündeki dosyalara baktı iğrenerek Dindirilmez bir pişmanlık doldurdu içini
Uyandırmaktan korka korka küçük alnına bir öpücük kondurdu
Çocuk sanki bir ipucu bekliyormuşcasına aralanan gözleriyle mırıldandı;
— İşin bitince beni sever misin anne? dedi
Kadın, sevilmek için randevu alan çocuğuna bakarak sabaha kadar ağladı  
|
|
|