08-04-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Sonu Ölüm İle Bitecek Müebbetimsin
Sonu Ölüm İle Bitecek Müebbetimsin
Neden bu kadar çok sevdirdin kendini yar ? Neden  Gittin ama hala içimde kanıyor adın Unuttun ama hala içimde kırılıyor hatıraların  Neden bu kadar çok sevdirdin kendini ? Adımı dudaklarına almazken, niye ben hala senin adınla başlıyorum sensiz sabahlara ? Niye ? Sen sevgimi pişmanlıklar tek tek yakarken, ben niye hala gülüşlerini katıyorum puslu yarınlarıma ? Niye ? Senle başlayıp benle biten cümleler kur bana…
Gittiğin halde niye kanıyor kelimelerim ? Neden sevgili ? Sana ne yaptım ki bu ayrılığı, bu sessizliği reva gördün bana ? Seni sevmekten başka ne yaptım sana ? Geleceğini mi çaldım, hayallerini mi kararttım ? Seni sevmekten öte, yüreğimi sana vermekten öte sana ne yaptım ki? Neden bu kadar sevdirdin kendini sevgili ?
Neden ?
Ben bu satırları gözyaşımda tasdiklerken, sen sıradan bir yazıymışçasına yüreğinle susacaksın Ahizeyi kaldırıp sesinden “ iyi misin “ cümlesiyle sınırlı tutulacak bir merakı bile hak etmedim değil mi ? Hadi söyle…Ahizeyi kaldırıp bir iyi hal sormak bile bu kadar zor mu sevgili Aşk kelimeleri istemiyorum artık Sadece telefonda söylenilecek en küçük bir kelimeyi bile duymaya razıyım Yeter ki senin yüreğinin sıcaklığını taşısın kelimeler 
Hiç gelmeyeceksin biliyorum Hiçbir zaman yanımda sen olmayacaksın ama güneş hep sensiz inecek perdelerime Baharlar gelecek avuçlarıma Ama hep sen bende kanayan yara olacaksın Senden sonra hiç kimseyi sevmeyeceğim Hep senin gülüşünü anımsayacağım Hep senin sözlerini Sana ait bir şeyler arayacağım… Seni hatırlatan kelimeler arayacağım satırlarında Hiçbir kadını sevmeyeceğim…Çünkü her kadın da seni arayacağım İşte bu yüzden, seni sensiz yaşatacağım… Sana söz sevgili, seni sensiz büyüteceğim sisi eksik olmayan sabahlarda 
Gittiğin günden beri gözümden tek bir gözyaşı akmadı…Kirpiklerimden akan sadece yüreğimdi Sensiz biten her gece yüreğimden bir parça koparıp kapına bıraktım Bağırdım sensiz gecelere Seni bu kadar çok sevdiği için küfürler savurdum kendime Yerden yere vurdum kalbimi Kör bıçaklar biledim yüreğimin senle başlayan kelimelerinde Susmayı denedim bir de unutmayı Ama hiçbir zaman senin gibi “ seni sevmiyorum “ diyemedim Çünkü, ben seni unutmak için sevmedim ki…
Biliyorum gelmeyeceksin Hayat boyu sensizlik duracak aramızda Ellerimiz hep ayrı dağlara uzanacak, sırtlarımız hep ayrı duvarlara yaslanacak Ve biliyorum bu satırları okurken “ ben sana hiçbir zaman ait olmayacağım “ cümlelerini haykıracak yüreğin Biliyorum, sevdiğim her kadın biraz sana benzeyecek Gözlerinin içine baktığımda “ senin gözlerinin “ olmadığını görünce ölmeyeceğimi sanıyorsun…Offf lanet olsun ki senden bir daha yok ki Hiçbir zaman senin gözlerinde izleyemeyeceğim hayatı Hiçbir sabah senin sesinle uyanmayacağım Hiçbir zaman omuzlarına başımı yaslayıp şiirler okuyamayacağım sana … Kıyılarıma hep sensizlik vuracak…
Biliyor musun seni en çok akşamları özlüyorum Karanlık odamın ışıklarında senin gözlerin olmalıydı Akşam iş dönüşü demir kapıda sen karşılamalıydın beni, dört duvar yalnızlığı değil ! Yorulmuş bedenim senin gülüşünle dinlenmeliydi Huzur kokan ellerinden içmeliydim bir yudum suyu, senin gözlerinde bilmeliydim gül kokulu mutluluğu…Ama işte yine sensizlik var perdelerimde…Uykularım darmadağın Göz çukurlarım hep ıslak…Yollarım ise hep sana ırak…Söyle bana sevgili neden bu kadar sevdirdin kendini ?
Neden ?   
Bak yoksun yine 
Yüreğim kanıyor yüreğim !
Seni çok sevdim sadece  
Ama bilmedin  
Ama yüreğimde sana akan çığlıklarımı hiç silmedin…
Ama sana ağlayan kelimelerimi hiç görmedin…
Belki de ben sevgiyi hiç haketmedim   Seni de, sevgine de haketmedim  Belki de bundandır gidişin Belki de isteklerini veremedim Belki de tamamlayamadım seni Çünkü ben hep yamalıydım ve bir o kadar yarım…İyi bir gelecek vaat edemedim Süslü kelimelerden öte sana varlığımdan öte bir şey veremedim Belki de gözümü kırpıp ayak uçlarına koyduğum bedenimin ölmesi yetmedi senin beni sevmen için Biliyorum, tek değerli değildir ama sana sadece yüreğimi verdim Sana verebileceğim tek şey vardı; o da yüreğimdi Yüreğimi sana verdim…Varlığında yokluğunda sana aittir yüreğim…
Şimdi, gözyaşımla ıslanmış cümlelerimi şakağından vurup sensiz bir gecenin koynunda seni “ sensiz “ yaşamaya gidiyorum Bir gece olsa da gel desem, biliyorum gelmeyeceksin Gelemeyeceksin… Her zamanki gibi adınla başlayıp varlığında bitirdiğim bir gece olacak Sensiz ve sessiz bir gece… Her zamanki gibi karanlığımı örteceğim üzerime ve kokunu arayacağım yastık kenarlarında Her zaman ki gibi ellerimi uzatacağım sana ama her zamanki gibi ellerim hep boşlukta kalacak… Ve sabah uyandığımda sensizliğini giyineceğim ceketimin üzerine Seni gelecekmiş gibi aynalara bakacağım Bir an evvel sana kavuşmak için nefes nefese koşuşturacağım şehrimin sokaklarını Ama sokağımı dönüp kalabalıklara karıştığımda “ yine “ yokluğun karşılayacak beni Hep aynı kaldırımda Hep aynı sokak başında… Yine sen gelmemiş olacaksın… Boynumu “ yalnızlığına “ büküp yüreğimi kanatana kadar susacağım Senin sustuğun gibi…
Belki de sevilmeyi hiçbir zaman haketmedim  
Sevildiğin halde sevmeyeceksin…
Sana uzattığım her eli geri çevireceksin  
Kırık testilerden boşalan hayatın ayak uçlarında
Hep seni bekleyeceğim 
Gelmediğin her gün bir çentik atacağım
Yüreğimin dilsiz duvarlarına…
Belki de bir gün,
Yokluğun omuzlarıma ağır gelir de
Taşıyamazsam seni,
Ölümün soğuk namlusunu dayarım
Sensizliğin şakağına 
Kimbilir…
Keşke “ sensiz hayat” ;
Seni sevmek kadar güzel olsaydı;
İşte o zaman sensiz hayatı delice sevebilirdim 
Keşke; ölüm,
Seni unutmak kadar zor olmasaydı 
Gittiğin gün tek kurşunla ölümü dudaklarından öpebilirdim…
Ama ne sensiz yaşanılan hayatı adı var,
Ne sensiz ölümün tadı  
Ve dudaklarımda sona bırakılmış ,
Tek bir cümle var…
“ Sen benim, koynunda can verecek hasretim,
Sen benim, sonu ölüm ile bitecek müebbettimsin…”
17 Ocak 2007 23 45
İsmail Sarıgene
|
|
|