08-04-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Adam Olana Fazla Yaşamak...

Yaşamak!
Biraz eskidir,
Biraz iğretİ,
Biraz salaş,
Ve meyhane dillidir çoğu kez  
Derin çizgilerin haritasında,
Kalabalık bir şehir gibi durur,
Caddeleri tarumar,
Sokakları pazarlık işgalinde,
Sahipsiz bir adam gibi yaşamak   
Delik cepten düşen,
Son şarap parasına muhtaç 
Ezik küfürlerin sığınağı,
Kırılmış bütün bardakların,
Et’e batan yanıdır 
Yaşamak!
Biraz mütevekkil olsa da,
İspiyoncudur!
Cinayeti seven yanıyla,
Soğuk bir namlu suratı gibidir  
Yaşamak!
Biraz lezbiyen,
Azcık fahişe,
Bir tutam dönek,
Belki yaşlı bir kadın bakışı,
Ara sıra tek damla gözyaşı,
Kimi zaman yarı kadın,
Yarı erkek olma telaşı 
Ucuz ve kirli bir elbise gibidir yaşamak,
Ter kokan gömlek cebine sığan,
Unutulmayı öğreten adama !
Unutamamayı 
Bozuk bir plak gibidir anılarda,
Bestesi belirsiz, anlamsız notalı sözlerin,
Dilimize dolanan yanıdır 
Yaşamak!
Adam olanı çileden çıkarır,
Sevmeye mahkum 
Terk edilmeyi özleyen ısırığıyla,
Sinsi bir yılan 
Zehri ! mor bir dudakta saklı,
Gülümseyen yalan gibidir 
Yaşamak!
Sarhoş cesaretidir arkadaş,
Altını ıslatan namlu korkusudur şakakta,
Eskiden kalanların sofrasında zengin 
Bitmiş bir hikayenin son satırında kahraman,
Hep gidişlere dökülen yapraklar gibidir 
Yaşamak ! tek başına,
Çölde bedevi çığlığı,
Fizậna göçmüş garip bir umut,
Gittikçe uzaklaşan gökkuşağı,
Yakamozların dert ortağıdır 
Varken yaşamak ! iş değil arkadaş,
Kevgire su doldurmak gibi bir şey,
Hiç yetemediğimiz boş bir uğraş 
Adam olana fazla / olmayana hep az,
Bitmez bir ihtirasın bacak arası,
Sancıya kardeş / ihanete sırdaş,
Hançere renk veren çelik beyazı 
Yaşamak birini!
Genç kız memesi,
Dokunursun acır 
Dokunmazsan bitirir sancısı  
Levent Saral
|
|
|