Prof. Dr. Sinsi
|
Mitolojide Tanrılar | Yunan Mitolojisi


Zeus’un habercisidir Tanrıların en kurnazı sayılır Tanrıların en hızlısıdır Bir de büyülü değnek taşır Üstün nitelikleri olan Hermes, efsaneye göre daha bir günlükken ayağa kalkar, beşiğinden çıkar, kaplumbağa kabuğundan yaptığı bir liri çalıp ondan çıkan seslerle eğlenir Bir gün kırlarda dolaşırken tanrı Apollon’un koruması altındaki inekleri çalar Apollon olayı öğrenince çok kızar; cezalandırılması için Hermes’i kolundan tutup Zeus’a götürür Ne var ki, Hermes’in lirinden çıkan sesler Zeus’u da ve Apollon’u da büyüler Zeus, cezalandırcağı yerde Hermes’e kanatlı bir başlıkla bir çift ayakkabı vererek onu tanrıların habercisi yapar Haberci Hermes ölülerin ruhlarını yeraltına götürür; çobanlarla, yolunu şaşıran yolculara kılavuzluk eder Yaşlı Kral Priamos’u, Hektor’un ölüsünü almak için Aşil’in barınağına götüren de odur Hermes’in İo efsanesinde de önemli bir görev üstlendiği görülür Zeus’un karısı Hera, İo adlı bir rahibeyi kıskandığı için onu ineğe dönüştürür, başına da bekçi olarak 100 gözlü canavar argos’u diker Argos uyurken en fazla iki gözünü yumduğundan ona yanaşmak çok tehlikelidir İo’nun kurtarılması için Zeus, Hermes’i görevlendirir Hermes canavarın yanına oturarak eline lirini alıp tatlı tatlı çalmaya başlar Bu hoş müzikle Argos’un gözlerinin tümü ağır ağır kapanır, giderek derin bir uykuya dalar Hermes de uyuyan canavarın kafasını keser
Çevik haberci Hermes tüm atletlerin koruyucusu olduğu gibi akıllı ve kurnaz olduğu için hırsızların, kumarbazların ve tüccarların da koruyucusudur liri, kavalı, notaları, astronomiyi , ölçü birimlerini ve sporu icat etmiştir
Mitolojistlerce eril öğenin temsilcisi olarak kabul edilir Çocukları, Pan, Eros, Hermaphroditus, Priapus, Tyche, Abderus ve Autolcys’dur



Yunan mitolojsinde ölülere hükmeden yeraltı tanrısıdır Zeus’un kardeşidir İnananlarının ölüm sayısını artırmak için delice uğraşan, açgözlü bir tanrıdır Ziyaretçi bakımından zengindir, sonuçta her ölümlü oraya gider erneys’ler onun değerli misafirleridir Hades, kendisini ziyarete gelenlerin yeraltı dünyasını terk etmeleri konusunda oldukça isteksizdir Kendisi de yeraltı dünyasından pek ayrılmaz zaten
Kelime anlamı olarak “Hades” görünmez manasına gelmektedir Onu görünmez yapan bir miğferi vardır Yeraltı zenginliklerinin sahibidir, yerden çıkan değerli metaller onu bolluk çokluk ve servet tanrısı yapmıştır Acımasız ve hatta korkunçtur; ama sözünden dönmez ve birçok tanrının aksine kaprisli bir tanrı değildir Mitolojik öykülerde adı çokça yer almamaktadır Bilinen en önemli öyküsü karısı Persephoneyi kaçırması ile ilgili olandır Ancak Hades’in en önemli sıfatı, ölümün tanrısıdır (Ölüm de başlıbaşına bir tanrıdır: Thanatos)
Hades aynı zamanda ölüler ülkesinin de adıdır Hades ülkesi Tartaros ve Ebaros olarak ikiye ayrılır Zeus ve yandaşları, yendikleri bütün titan ve müttefiklerini dipsiz Tartaros’a atmışlardır Ölen insanlar ise önce Erabos’a, oradan da Tartaros’a geçer Ölüleri Erabus’tan Tartaros’a götüren kayıkçıya bu taşımanın bedeli olarak iki sikke altın verilir Bu sebepten dolayı, Antik Yunan’da ölenlerin gözlerine iki altın para konulur
Enteresandır ki, Hades’in yeraltı ülkesine yaşayanlar da ölmeden geçebilmektedir Ancak diyarın girişini üç kafalı şeytani bir köpek olan Cerberus korur Herkes o köpeğin dehşetinden korkar ve kimse o kapıyı geçemez Herkül bir macerasında bu köpekle yüzleşmeye gider
Hades her ne kadar birçok zenginliğe sahip olsa da ortalıklarda pek gezinmez, övünmez, konuşmaz, kendi yeraltı ülkesinde oturmayı tercih eder Çünkü sahibi olduğu yeraltı ülkesi o kadar çirkin bir ülkedir ki, efendisi sürekli saklanır Bir keresinde Poseidon, Hades’i utandırmak için üç başlı mızrağını yere saplar ve yeryüzü boydan boya yarılarak Hades’in çirkin yeraltı ülkesi meydana çıkar Az utanıp sinirlenmemiştir Hades ve ayrıca hades tanrilar arasinda en korkulani ve sevilmeyeniydi, diger tanrilar bile ondan cekinirdi insanlar dikkatini cekmemek icin adini anmaktan kacinirlardi ve onu yatistirmak icin kara koyunlar kurban ederek koyunlarin kanlarini derin cukurlara yada yerdeki yariklara akitirlardi ve ona dua ederken de baslarini yere vururlardi



Tarım ve bereket tanrıçası Homesros’un destanlarında, “güzel saçlı kraliçe” ya da “güzel örgülü Demeter” diye geçer Insanlara toprağı ekip biçmesini öğreten bu tanrıçadır Ekinleri, özellikle de buğdayı simgeler Hesiodos’a göre Kronos’la Rheia’nın kızı, ikinci tanrı kuşagındandır Tanrılar tanrısı Zeus’un dördüncü evliliğini onunla yaptığı söylenir Bu evlilikten de yeryüzü ecesi Persephone doğmuştur
Demeter, heykellerinde baygın bakışlı, sarı saçları omzuna dökülen, güzel bir kadın olarak gösterilirdi Sağ elinde bir buğday başağı, sol elinde de yanan bir meşale tutardı Roma mitolojisinde ona Ceres denilirdi Efsaneye göre, bir gün Persephone arkadasları ile tarlada çiçek toplarken çayır birden ikiye yarilir ve yeraltı tanrısı Hades, yeryüzüne çıkar Aşık olduğu Persephone’u yeraltına kaçırır ve ona orada nar yedirir Inanışa göre ölüler ülkesinde bir şey yiyen bir daha oradan çıkamaz Demeter kızını aramak için yollara düşer ancak onu hicbiryerde bulamaz Üzüntüsü öyle büyük olur ki hayata küser Sonunda her şeyi gören ve bilen güneş tanrısı Helios ona kızının yer altına kaçırıldığını söyler Bunun üzerine Demeter Olympos’tan kaçar, yüreği sızlayarak ıssız bir yere çekilir Onun küsmesiyle toprağın bereketi kalmaz, insanlar kıtlık tehlikesine uğrarlar Zeus onu barıştırmaya çalışır, Hades’ten kızı geri vermesine Ancak Tanrı kadın yalvarmalara kulak vermez Bütün yalvarmalarının boşa gittiğini gören Zeus, en sonunda Persephone’nin yılın üçte ikisini yani çiçek açma ve meyve zamanını, anası Demeter’in, geri kalan üçte birini, yani kışı da kocası Hades’in yanında geçirmesini kararlaştırır Böylelikle toprağa yeniden bereket gelir Persephone her yeryüzüne çıktığında, Demeter, yeryüzüne baharı getirir 



Rheia ile kronosun kızı olan Hestia, zeus’un en büyük kız kardeşidir Olemp’deki tanrıların en kibarı olarak bilinen Hestia, ocak (ateşi) tanrıçasıdır, bu yüzden de günlük ev hayatında önemli bir yere sahiptir Hiçbir mitolojik anlatımda yer almadığı gibi, antik yunan’da ona adanan tapınakları da olmamıştır Ama, olemp’de yanan kutsal ateş ve dünyadaki yanan her ocak onun kutsal mekanı sayılır Hestia aynı zamanda “metropolis”i simgelerdi Bu nedendir ki kolonilerdekurulan yeni şehirlere metropolisde yanan ateşten getirilir, böylece metropolisin bir parçası koloni şehirlerinde yanmaya devam eder Roma mitolojisinde Hestia’ya vesta denirdi, forumda ona adanmış bir tapınak bulunurdu 

Tanrılar Hakkında Kısa Bilgiler
Zeus:
Tanrıların kralı, en büyük tanrı, Olimpos’un ve tanrılar da dahil olmak üzere her şeyin yöneticisi
Hera:
Zeus’un karısı, evliliğin tanrıçası
Poseidon;
Okyanusların, denizler aleminin tanrısı Zeus’dan sonra gelen 2 büyük tanrıdan biri (diğeri Hades)
Athena:
Zekâ, sanat, eğitim ve savaş tanrıçası
Hades:
Yer altının ve ahiretin tanrısı, ölen insanların ruhlarıyla o ilgilenir, Zeus’dan sonraki en büyük 2 tanrıdandır (diğeri Poseidon)
Dionisos:
Sarhoşluğun ve şarabın tanrısı
Demeter:
Doğanın, tarımın ve bereketin tanrıçası
Afrodit:
Aşkın, cinselliğin ve fiziki güzelliğin tanrıçası
Hermes:
Hırsızların ve yolcuların tanrısı
Artemis:
Avcılığın ve hayvanların tanrıçası
Apollo:
Müzik, sağlık ve şifa tanrısı
Hephaistos:
Ateşin ve demirciliğin tanrısı Tanrıların demircisidir
Ares:
Savaş ve kahramanların tanrısı
Kaynak : Vikipedia ve Derleme
|