Yalnız Mesajı Göster

Kayıp Diller Ve Sırları

Eski 08-04-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kayıp Diller Ve Sırları






Fotoğraf: Özcan Yüksek


Avcı derleyici !Kunglar dünyayı bütün insanların ilk anası olarak kabul eder Namibya, Botsvana ve Angola’ya yayılan Kalahari Çölü’nde yaşarlar Bu topluluğun sıra dışı bir dili var: Kelimelerin başına konulan ünlem işaretiyle gösterilen, “klik” sesi çıkartılarak konuşuluyor “!Kung” gibi




Bilinen dünya dillerinin yaklaşık yarısı son 500 yıl içinde ortadan kalktı Dilbilimciler bugün yeryüzünde 5 bin ile 6 bin 700 arası dil bulunduğunu hesaplıyor Bunların en az yarısı, belki de daha çoğu gelecek yüzyıl içinde ortadan kalkmış olacak Avustralya’da, Avrupalılarla ilişkiye girilmeden önce belki 250’den çok dil vardı Şu an ise 50’den azı konuşuluyor Amerika Birleşik Devletleri’nin kapladığı alanda, Kristof Kolomb’un ayak bastığı tarihte konuşulan tahmini 300 dilden bugün yalnızca 175’i konuşuluyor Ancak bunlar da ucu ucuna yaşayabiliyor






Eskimo Dili Çalıştayı Michael Krauss (ayakta) (1970)





Evde ana baba tarafından çocuklara doğal yollarla aktarılmaktan çıkan diller tehlikededir Öyleyse kilit soru şudur: Bugün konuşulan dillerden kaçı çocuklar tarafından evde öğrenilmiyor? Dünya nüfusunun yüzde 90’ının en çok kullanılan 100 dili konuştuğu hesaplanıyor Bunun anlamı, yeryüzündeki insanların yaklaşık yüzde 10’u tarafından konuşulan en az 6 bin dil bulunduğudur Dilbilimci Michael Krauss, 100 binin üzerinde konuşucusu bulunan bütün diller hesaba katıldığında “güvende” olan ancak 600 dil bulunabileceğini ileri sürüyor





1917 yılında bir Inuit ailesi





Peki bu dillerin ölmesi neden kaygı verici? Hepimiz aynı dili konuşup, kolayca anlaşsak çok daha iyi olmaz mı? Eğer bir dili sadece dilbilgisi olarak görüp, diğer dillerin de kendi dilimizle aynı olduğu yanılgısına kapılırsak bu sorular mantıklı olabilir Oysa her dil, kendi içindeki sözcükler, deyişler, atasözleri ve masallarla binyıllardır biriktirilmiş çok değerli bilgileri taşır Bir dilin ölmesiyle sadece sözcükler değil, bir yaşam biçimi ortadan kalkar Yüzyıllardır biriktirilen bütün bilgiler bir daha geri gelmeyecek ve bulunmayacak şekilde kaybolur

Örneğin Kuzey Kutup Bölgesi’nde yaşayan İnuitler (Eskimolar), bu soğuk iklimde sağ kalma yolları geliştirmek zorundadır Dolayısıyla insanın, köpeğin ya da bir “kayak”ın yani kanonun ağırlığını hangi çeşit buz ve karın taşıyacağı, İnuitlerin hayatta kalması için çok önemli bir bilgidir ve bu kar çeşitlerinin her birine ayrı isim verilmiştir




Fotoğraf: Sinan Anadol



Gagavuzların birçok geleneği eski Türk ve Müslüman geleneklerinden izler taşıyor Örneğin Moldova’nın Volkaneş kasabasında, Gagavuz damat Vova ile Rus gelin Oksana’nın düğünündeki tören ve kutlamalarda eski Türk gelenekleriyle Ortodoks inancı iç içe Gagavuzca ise Oğuz grubuna bağlı bir Türk dilidir




Büyük Okyanus’ta yaşayan Palaulu geleneksel balıkçı 300’den fazla değişik balık türünü adlandırabilir ve ay takvimine göre yumurtlama çevrimlerini bildiği balık türlerinin sayısı, bütün dünyayı kapsayan literatürdekinin birkaç katı kadardır

Sibirya rengeyiği çobanı Todzular rengeyikleri hakkında her türlü bilgiye sahiptirler Bir Todzu sürü içindeki bir rengeyiğini ayırt etmek için “döngür” dediğinde, “ikinci bahardan üçüncüsüne geçmiş, ilk çiftleşme döneminde olan ama henüz çiftleşmeye hazır olmayan evcilleştirilmiş erkek rengeyiği”nden söz etmektedir Veya bir Todzu, “mıyındzak” dendiğinde, “ilk çiftleşme baharında olan evcilleştirilmiş dişi rengeyiği” olduğunu hemen anlayabilir Başka hangi dil acaba rengeyikleri hakkında bu kadar işlevsel olabilir ki?




Brezilya’nın yerli halklarından birisi olan Kayapoların şefleri





Brezilya’da yaşayan ve dünyanın en büyük barajı projesiyle yaşam biçimleri tehdit edilen Kayapolar, belki de dünyadaki en iyi arı ve karınca gözleyicileridir Yaklaşık 56 arı türünü uçuş şekilleri, davranışları, ortamları, sesleri, şekilleri, bıraktıkları izler, kovanlarının şekli, ballarının miktarı ve kalitesi, larvalarının yenip yenemeyeceği ve hatta kokularına göre 15 aileye ayırarak tanımlayabilirler!




Gelenekçil giyimli Tuva ailesi




Güney Sibirya’da yaşayan Tuvalı göçer çobanlar yıllık göç sırasında hayvanlarıyla birlikte yüzlerce kilometre derin vadilerin arasında ilerler, bir sürü dağı aşıp sayısız nehri geçerler Bu esnada onlara yön gösterecek hiçbir aygıtları yoktur Doğayla olan yakın ilişkileri pusuladan daha güvenlidir Tuvalı çobanlar için Geçtikleri yerlerdeki her dereyi, dağı, ağacı, hatta ufak tepeleri, çayları bile tanırlar ve adlandırırlar Eteklerinden geçilen bir dağın adı “beyaz baş”, “ayı kafa”, “siyah bacı” olabilir Tuvalı çobanlar hiçbir zaman kaybolmaz, çünkü geçtikleri yerlerdeki en ufak doğa olayını bile izlerler Ağacın hangi tarafının yosun tuttuğu, karınca yuvalarının hangi tarafının daha dik olduğu ya da örümcek ağlarının yönü Tuvalı çobanlar için bir pusuladır Çevreleriyle olan bu yakın ilişki Tuvalıların dilini de etkilemiştir elbette Örneğin, “çizi-çizi” sözcüğü, “ayıların ağaçları pençeleriyle çizmesi ya da sırtlarını kaşımak için ağaca sürtünmesi sırasında ağacın üst dallarının çatırdaması, hışırdaması” demektir Ya da “daldıyır” büyük bir atın tırnak sesi; “dıyıldır” büyük bir kuşun kanatlarını çırpma sesi; “koyurt” ise insanın kara bastığında çıkardığı ses demektir “Hir-hir” sözcüğü ateşin çıtırdaması ya da orman tavuğunun ani kıpırdaması sonucu çimenin hışırdaması anlamına gelir “Şülür” suyun hemen hemen kurumuş bir nehir yatağında çıkardığı sestir Bütün bu çevresel, biyolojik, estetik ve yöresel bilginin ifade edilmesi ancak Tuvalıların kendi dilleri ile gerçekleşebilir




Birinci Tıva (Tuva) dili alfabesi





Günümüz Tuva Kiril ve ilk Tuva Latin alfabelerinin karşılaştırılması







Alıntı Yaparak Cevapla