08-04-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Batıl Evlilik İnançları
Batıl Evlilik İnançları

Mantikla bagdasmayan inançlarin takinti haline getirilmedigi sürece sevimli bir sakarligi da vardir Bakın gelin - damat ve dügün gününe dair farkli inançlar nasılmış:
Nikah kiyilirken ayaga basma herkesin bildigi bir ritüel Ayaga basanin, evde hükmünün geçecegine inaniliyor •
Evlenen çifte pirinç atma gelenegi zamanla sereflendirilmis olsa da bu günlerde yerini kagit konfetiler tercih edilmekte…
Bazi toplumlarda nisanlisi, gelinin anne babasina bir süre hizmet etmekle yükümlüdür, yoksa evlilik geçerli degildir
Ev sahibinin kendisinin dügün gününün aksamüstünde hapsirmasinin sans getirdigine inaniliyor
Eski Yunan’da kiz, evliligin takdis edilmesi için çocukluk oyuncaklarini tanrilara sunarmis
Bazi ilkel kavimlerde ölüm cezasina çarptirilan kisiyle evlenmek isteyen kiz, onun bagislanmasini sagliyormus
Katoliklerde evlenme dini nikahtir Kadinla erkegin döl verici sevgisinin ve yuvalarinin evlenme eylemleriyle dogaüstü düzeye girdigini ifade eder ve bozulmaz
Bulgar Dagi Yörüklerinde nisanlanacak erkek, kiz evine geldiginde kizin kardesleri tarafindan evlilik baris içinde ve ugurlu olsun diye bir güzel dövülürmüs
Iki kiz kardesin iki erkek kardesle evlenmesinin her zaman sanssizlik getirdigi düsünülürdü Bunun sebebi ortada sadece tek bereket oldugu ve buna iki çiftin birden sahip olamayacagina dair batil inançtir
Gelinin ya da damadin kendi dogum gününde evlenmesinin de sanssizlik getirecegine inanilir
Dügüne çagrilan davetlilerin toplami çift sayida olmasi evlilige sans getiriyormus, genelde sansli rakamlar tek bilinse de
Cuma günlerinin ask hayati için iyi oldugu asikar ve bir zamanlar seremoniler için de özellikle tercih edilirdi
Ayrica dügün için seçilen günün olmamasi da tercih sebebiydi, günesli bir günün gelini ve birlikteligini aydinlatacagi düsünülürdü
Eskiden Mayis aylari evlilik için sakincali görülürdü, her ne kadar günler istenildigi gibi günesli ve ilkbaharin habercisi olsa da
eski Romalilar arasinda yaslilar için kutsal sayilirdi ve bu yüzden genç sevgililerce dügün günü olarak seçilmeye çekinilirdi
Nikah yüzüklerinin damatlar tarafindan alinmasi popüler bir aliskanlik Bugün biz bu tutuma çok daha romantik anlamlar yüklesek de eski çaglarda gelinlerin takilari onun kocasina ait olduguna dair sembollerden baska bir sey degildi
Ilginç olan bir diger inanç ise –son yillara kadar- kimi toplumlarda kadinlarin tüm vücutlarini hayatlarinda sadece bir kez yikamalari; dügünden önceki sabah
Japonya’da gelinin ayriligindan birkaç gün sonra sadece odasi degil sansi da disari süpürülüyormus Yine Japonya’da ne gelin ne damat evliligin kisa sürmesini istemedigi sürece mor giyinmiyor Mor doguda çabuk solan bir renk olsa gerek
Bazi bölgelerde ise gelinlerin kilise yolunda parçalayip saga sola saçacagi ekmek tasimalari gelenektir Bu parçalara insanlarin dokunmasi yasaktir ama eger kuslar tarafindan ragbet görürse bunun gelecek için ona mutluluk vaat ettigine inanilir
Tayvan’da bir kadinin ikiden fazla kez nedime olmasinin ona kötü sans getirecegi söylenir
Brezilya, Meksika, Kolombiya ve daha pek çok yerde damadin gelini dügünden önce görmesinin geline kötü sans getirecegine hala inaniliyor
Türkiye’de ise gelin ayakkabisinin altina yazilan arkadas isimlerinden hangisi silinirse onun kisa bir zaman içinde evlenecegine inaniliyor
Meksika’da gelin dügün gününde inci takarsa, evliligi boyunca aglayacagina inanilir çünkü inciler gözyaslarini simgeler
|
|
|