08-04-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Gülü Koparmadan Sevebilmek .
Şimdiki çocukların sorunlarının şimdiki anne babaların varoluş tarzlarından kaynaklandığını düşünüyorum Bu asla bir suçlama değildir
Başarılı, sorumluluk sahibi anne ve babalar çocuklarından yakınarak geliyorlar “Bu çocuk sinirli, her şeye çabuk parlıyor Dediklerimizi yapmıyor
Kendi istediği olmayınca bizi canımızdan bezdiriyor Zorla çok pahalı bir cep telefonu aldık, şimdi başka bir şey istiyor Haylaz ve tembel”
Hâlbuki kendileri bu zor hayat şartlarında varolmuşlar, hayat karşısında yenik düşmemişler Baba, evine ekmek getiriyor anne çocuklarına çok iyi bakıyor
Evlerinde her türlü imkânları var “Her şeyleri dört dörtlük doktor bey… Ne isterlerse yapıyoruz ama ders çalışmıyor Vurdumduymaz ve hiçbir şeyden memnun olmuyor Amaçsız ve anlamsız yaşıyor”
Bu şikâyetlerde çok haklı anne atılıyor “biz böyle değildik neden bizim çocuklarımız böyle oldu” diyor
“Bizim çocuklarımızın böyle olmasının sebebi biziz diyorum” Anne atılıyor yine “iyi de bizim anne ve babamız bu kadar ilgilenmezdi ki bizimle” Diye karşı çıkıyor
Evet, bizim anne babamız daha az ilgilenmiş olsa da gülü koparmadılar Diyorum Anne ve baba şaşkınca bana bakıyor
Günümüzde bazı anne babalar çocuklarına aşırı bir sevgi besliyorlar Aynı lüks arabalara bahçeli villalara besledikleri bu aşk derecesindeki duyguyu çocuklarına da yöneltiyorlar Bu yönelme öyle ki ebeveyn çocuğunu adeta içine katıyor
Asla soğuk bir rüzgârın yanağını yalamasına izin vermiyor Kat kat giydiriyor onu Hiç dert tasa görmesin istiyor biricik yavrucağı Türlü türlü formül mamalar, türlü türlü güzel oyuncaklarla büyütüyor Sokakta koruyor, bahçede koruyor, okulda koruyor, ama hayattan koruyamıyor
Biz her şeyi yaptığımız halde derslerine çalışmıyor diyor Ne için çalışacak? İnsan kendisi için amaçlar taşır Çocuğun bir “kendisi” yok ki Sadece doyumları hazları ve bedeni var İnsan bunlardan ibaret değil ki
Anne çocuğunun internet başından yemeğe bile gelmediğinden zorla peşinde koşarak yemek yedirdiklerinden yakınıyor Ben bunu siz yaptınız deyince şaşırıyor aile Biz elimizden geleni yaptığımız halde suçlu biz miyiz diye
Suç başka hatalı davranış başkadır Aç olan yemeğin peşinden koşmaz mı? Hiç aç kalmasına neden müsaade etmez ki anneler Bırakın diyorum acıksın Soğukta üşüsün Her şey zıddıyla bilinir Tok ağırlamak zordur Ne diye elinde ekmek koşuyorsun peşinden
Ben okuyamadım o okusun, ben gezemedim o gezsin gibi düşünceler hep ebeveynin tuzakları Hayatın hep olumlu yüzünü gösteriyoruz onlara Bizim çocukluğumuzda anne-babamız üzülmesin diye çok sevdiğimiz ayakkabıyı istemezdik bile
Çünkü anne-babalarımız bizden beslenmiyordu Sadece kendilerinden olduğu kadar veriyorlar ama hiç bizim sınırımızı geçmiyor benliklerimizi istila etmiyorlardı
Ağacın meyvesinde ortaya çıkan bir soruna meyvenin kendisi kadar dallar, gövde ve hatta köklerin de katkısı vardır Yaşadığımız birçok ruhsal sürecin adeta genler gibi nesilden nesile akatarılması da söz konusudur
Ebeveynler genel nesne ilişkilerindeki açmazları en fazla çocuklarında yaşıyorlar Şimdiki çocukların sorunlarının şimdiki anne babaların varoluş tarzlarından kaynaklandığını düşünüyorum Bu asla bir suçlama değildir
Anne babalar çocukların kalıbı gibidir, onlardaki fazlalıklar çocuklarda eksiklik olarak, eksikliklerde fazlalık olarak ortaya çıkabilir
Anne-babaların çocuklarını aşkla sevmeleri ve herşeyleriyle ilgilenmeleri bir sınır problemine yol açıyor Çocuğun benlik sınırları ihlal ediliyor ve adeta bir istila gerçekleşiyor
Bu istilaya uğrayan çocuklar, başka bir benliğin kendi adına her şeyi düşündüğü, planladığı bir üst gücün güdümünde kendi cevherleri işlenmemiş bir halde birer zombiye dönüşüveriyorlar
Bir ülke düşünün ki her şeyini bir başka ülke planlıyor, bu durumda iki ayrı ülkeden bahsedilemez Ya da hâkim ülke elini çektiğinde istila edilen ülke ne yapacağını bilmez halde ortada kalıverir
Bunun gibi istila edilmiş çocuklar derslerini, ilişkilerini, seçimlerini ve tabiî ki geleceklerini ve hayatlarının anlamını görünmez bir şekilde yönlendiren anne babaları varken kendileri olamıyorlar Sadece ebeveynlerinin yaptıkları ve yapmadıklarına göre varolan çocuklarla dolu her yer
Aksiyonları yok sadece reaksiyonları var Ve bu reaksiyon da sadece öfke şeklinde Böyle ailelerin çocuklarında istisnasız gördüğüm tek şey anne ve babalarına duydukları müthiş öfke Ne kadar ilginç değil mi?
Aile onun için en iyisini yaptığını sanıyor ama onlar öfkeli
Bu annebabazedeler yanlış davranış içinde olduklarını da kabul ediyorlar çoğu zaman O zaman günümüz gençliğinin böyle sorunlar yaşamasının bir nedeni de günümüz yetişkinlerinin problemli olmasıdır İyi niyetli olmak hata yapılmadığı anlamına gelmiyor
Aşırı sevgi nesnesi olmak hiç de hoş bir şey değildir Çünkü sevgi sevenin bir eylemi ve de ihtiyacıdır aynı zamanda Daha önce de belirttiğim gibi sevmek bizim beslenmemizdir Sadece çocuklar beslenmez annebabadan, anne baba da beslenir çocuktan
Bunu anlamak için bakın çocuğu olmayan insanların çektiği çileye, doktor doktor gezerler ve olmadı evlatlık alırlar Yani çocuklar da varlıklarıyla zaten ebeveynleri beslerler
Ancak her birey; sevdiği ister mal mülk, ister sevgili, ister çocuk olsun, bunlara gönlünü kaptırırsa sorun o zaman başlıyor Sevgi tacizi diyorum ben buna Kim neyi çok severse bakıyorsun onunla başı dertte Bunu yapan bizzat sevenin kendisi, ah bunu bir anlayabilsek…
Yani bir gülü dalında sevmek güzeldir, ama koparıp eline almaya kalkarsan soldurursun onu Ya da suyunu eksik vermek gibi fazla vermekte kurutur onu… İşte sevgi tacizi de bunun gibi bir şey
Çocuğu zamanı geldiğinde sütten kesmezsen ona başka tatlar bulma şansı tanımazsın Mikrobun zayıf haliyle aşılamazsan daha sonra atlatamaz hastalıkları Anne baba çocuğun yemeğini, kıyafetini dersini geleceğini onun yerine düşündükçe bu rahatlık çocuğa da hoş geldiği için o kendisi hiç sorumluluk almadan yetişiyor
Çocuğunu patolojik bir şekilde koruyup kollayan anne giderek artan istekler karşısında gün gelip yetersiz kalıyor Çocuk büyürken zamanı geldiğinde sütten kesilmeli, koltuk değneklerinden kurtulmalı ve kendi ayakları üzerinde durmayı, risk almayı, sorumluluk almayı öğrenmeli
Hayatının sorumluluğunu alabilmeli Derste başarısız olmanın bedelini kendi ödemeli İte kaka bir iş tutan, bir okul bitiren var mı?
Gülü dalında sevmek onun kendi kaderini yaşamasına izin vermek demektir Yoksa onu koparıp kendi avucunda istediğin menzillere taşımaya çalışırsan, bu bencillik karşısında en çok gülü incitirsin ve erken soldurursun
Gerçek sevgi, gülü koparmadan sevebilmek değil midir?
Vedat Bilgiç
|
|
|