Prof. Dr. Sinsi
|
Aşk Ve Sevgi Üzerine
Aşk, görme engelli bir coşku, görmezlikten kaynaklanan bir bağdır Sevgi, bilinçlice bir bağ; apaçık bir durugörüdür
Aşk genellikle içgüdüden su içer, içgüdüden kaynaklanmayan başka bütün olgular değersizdir
Oysa sevgi ruhun içinden doğar, bir ruhun yükselebileceği bütün yerlere, sevgi de onunla birlikte doruğa tırmanır
Aşk, gönüllerin genelinde benzer biçimler ve renklerde gözlenmekte olup, ortak nitelik, durum ve görünümler taşır
Oysa sevgi her ruhta kendine özgü bir albeni taşır Ruhun kendisinden rengini alır Ruhlar da içgüdülerin tersine kendilerine özgü ayrı ayrı renk, tırmanış, boyut, tat ve kokular taşıdığından; ruhların sayısınca sevgiler olduğu söylenebilir
Aşk, kimlikle ilişkisiz değildir Dönemlerin ve yılların ilerleyişinden etkilenir Oysa sevgi; yaş, zaman ve kişiliğin ötesinde yaşar Onun yüksek yuvasına günün, çağın eli yetişmez
Aşk, her renkte, her düzeyde, somut güzellikle bağlantılıdır
Schopenhauer'ın deyişiyle: "Sevgilinizin yaşına bir yirmi yıl daha ekleyin de onun duygularınızda bıraktığı doğrudan etkileri gözlemleyin "
Oysa sevgi, ruhun içine öyle bir dalgınlıkla dalar; ruhun güzelliklerine öyle tutulup kendinden geçer; somut güzellikleri bambaşka bir biçimde görür
Aşk; tufan, dalga, coşku niteliklidir
Oysa sevgi durgun, dayanıklı, ağırbaşlı, arılıkla dolup taşar bir durumdadır
Aşk, uzaklık ve yakınlığa göre değişir Uzaklık uzun sürecek olursa azalır İlişki sürecek olursa değerini yitirir ancak korku, umut, sarsıntı ve acı çekmenin yanı sıra "görüşüm-uzaklaşım"la diri, güçlü olarak kalabilir
Oysa sevgi bu durumları bilmez Dünyası başka bir dünyadır
Aşk, bir yönlü bir coşkudur Sevgilinin kim olduğunu düşünmez "Öznel bir özcoşu"dur İşte bu yüzden hep yanlışlık yapar Seçimle hızla sürçer Ya da hep bir yönlü kalır Yine de yer yer benzeşmeyen iki yabancının arasında bir aşk kıvılcımlanır, olay karanlıklar içinde geçip birbirlerini görmedikleri için ancak bu yıldırımın düşüşünden sonra onun ışığında birbirlerini görebilirler
Oysa sevgi aydınlıkta kök salar Işığın gölgesinde yeşerir; büyür İşte bu yüzden hep tanışıklıktan sonra ortaya çıkar Gerçekte başlangıçta, iki ruh birbirinin yüzünde tanıma çizgilerini okur
"Biz" oluşları ise "tanışım"dan sonra olur, iki ruh, iki kişi değil daha sonraları; birbirlerinin söz, davranış ve konuşma biçiminden yakınlığın tadını, yakınlığın kokusunu, yakınlığın sıcaklığını duyumsarlar
İşte bu konaktan sonra birden, iki yoldaş kendiliklerinden sevginin uçsuz bucaksız çölüne ulaştıklarını, sevginin karartısız açık göğünün başlarının üzerinde sere serpe serilmiş olduğunu, "inanış"ın aydın, arı içtenlikli ufuklarının kendilerine açıldığını, tatlı okşayıcı bir esintinin hep başka göklerin, başka ülkelerin yepyeni esinlerinin iletileri ve başka bahçelerin güzel, gizemli çiçeklerinin kokularının birlikteliğinde oyuncu, tatlı, şen bir sevgi ve albeniyle kendisini hep bu ikisinin yüzüne, başına vurduğunu  Kendi gözleriyle görürler
Aşk, çılgınlıktır çılgınlık ise "anlayış" ile "düşünüş"ün bozulmuşluk ve yıpranmışlığından başka bir şey değildir
Oysa sevgi tırmanışının doruğunda, beyin ötesini aşar, anlamayı ve düşünmeyi de yerden çekip, doğuşun yüksek doruğuna götürür
Aşk, sevgilide içinin çektiği güzellikleri yaratır oysa sevgi, içinin çektiği güzellikleri sevgilide görür, bulur
Aşk, büyük güçlü bir kandırmacadır Oysa sevgi; sonsuz, salt, dosdoğru, içten bir doğruluktur
Aşk, denizin içinde boğulmaktır
Oysa sevgi, denizin içinde yüzmektir
Aşk, görme duyumunu alır, oysa sevgi, verir
Aşk, kabadır, şiddetlidir Bununla birlikte dayanıksız, güvensizdir
Oysa sevgi, tatlıdır, yumuşaktır Bunun yanı sıra dayanıklı, güven içindedir
Aşk hep kuşkuyla bulunur
Oysa sevgi, baştan başa kesin inançlıdır Kuşkuya yer vermez
Aşktan içtikçe kanarız, sevgiden içtikçe susarız
Aşk korundukça eskir
Oysa sevgi yenilenir
Aşk, sevenin içinde varolan bir güçtür Kendisini sevgiliye çeker
Oysa sevgi sevilende varolan bir albenidir Seveni sevilene götürür
Aşk, sevgiliye egemenliktir
Oysa sevgi, sevilende yok olma susuzluğudur
Aşk, onun baskısı altında kalabilmek için sevgiliyi belirsiz, kimliksiz olarak ister
Aşk, kişinin bencilliği ile alım-satımsal, hayvansal ruhun bir çekiciliğidir Kendisi kendi kötülüğünün bilincinde olduğu için de onu bir başkasında görünce ondan nefret eder, ona kin besler
Oysa sevgi, sevileni sevgili, değerli olarak ister Bütün gönüllerin de kendisinin sevdiği için beslediğini, beslemelerini diler
Sevgi, kişinin Tanrısal ruhu ve Ahurasal doğasının bir çekiciliğidir
Kendisi kendi doğaötesi kutsallığını görebildiği için onu bir başkasında görünce onu da sever Kendisine tanış, yakın bulur
Aşkta, rakip sevilmez Oysa sevgide, "Köyünün tutkunlarını kendi özleri gibi severler "
Kıskançlık aşkın özelliğidir Aşk, sevgiliyi kendi lokması olarak görür Bir başkası onun elinden kapmasın diye hep acılar içinde kıvranır durur Kapması durumunda ise ikisine de düşmanlık beslemeye başlar Sevgiliden nefret edilir
Sevgi ise inançtır İnanç ise salt bir ruhtur Sınırsız bir sonsuzluktur Bu gezegenin türlerinden değildir
Aşk, doğanın kementidir Doğadan almış olduklarını kendi elleriyle geri verip; ölümün aldıklarını aşkın oyunlarıyla ellerinden bıraksınlar diye başkaldıranları yakalar
Oysa sevgi, kişinin doğanın gözlerinden uzak, kendi yarattığı, kendi ulaştığı, kendi "seçtiği", bir aştır
Aşk, içgüdünün tuzağında tutsak olmaktır
Oysa sevgi, isteklerin baskısından kurtulmaktır
Aşk, bedenin görevlisidir
Oysa sevgi, ruhun elçisidir
Aşk, kişinin yaşama dalıp güncel yaşamla oyalanmasına yönelik büyük, aşırı bir"bilinçsizlendirim"dir
Oysa sevgi, yabancılıktan dolayı yabansıllıktan doğma, kişinin bu pis, gereksiz yabancı pazar içerisindeki, korkunç (!) özbilincidir
Aşk, tat aramaktır Oysa sevgi, sığınak aramaktır Aşk, aç bir düşkünün yemek yiyişidir
Oysa sevgi, "yabancı bir ülkede dildaş bulmak"tır
Aşkın yer değiştirdiği olur Soğuduğu olur Yaktığı olur
Oysa sevgi; yerinden, sevdiğinin yanından kalkmaz Soğumaz, kızgın değil; yakmaz, yakıcı değil
Aşk, kendinden yanadır Bencildir, kendisi için ister Kıskançtır Sevgiliye tapar, onu kendi için över
Oysa sevgi, sevilenden yanadır, sevilencildir Sevgili için ister Kendini sevdiği kişi için ister Onu onun için sever Kendisi ortada değildir
|