Yalnız Mesajı Göster

Aşka İnanmayanlara İnat!

Eski 08-04-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Aşka İnanmayanlara İnat!



Galiba varlığın çekim alanına giren en ulvi acıydı aşk; ve maddeyi mânâya veren en cömert sancıydı Ruhların çeşitli varlıklar arasında bölüştürülen süsüydü belki; belki ötelere yazgılı yitirişlerin türküsüydü Kalp kalbe konan kelebek kanatlarında renk; kudümlerde düşünüp neylerde ağlayan âhenkti aşk Şarkın bütün şiir macerasıydı, belki Yesribli sevgililer için tutulan bir Anadolu yasıydı Yağmur yağmur belaya başını tutmaklar ve ateş ateş denizlere kendini atmaklardı Mansûr’u dâra takan da, Halil’i oda yakan da oydu, ve oydu Eyyub’u derde bırakan da Tuz kadar mübarek, ekmekçe aziz idi; toprakleyin bereket, su gibi temiz idi

Aşk iğnesiyle dikilince bir dikiş, kıyamete kadar sökülmez imiş Aşk ile insan elbet güneşe benzer; ve aşksız gönül misâl–i taşa benzer Hayatı aşka bölünce hayat çoğalır; bütün hayatları toplasan geriye aşk kalır Gelip kemiğe dayanınca dünya, hayata atılan kemend olur; göz kapaklarından vurulunca kasırgalar, annelerce deprem, babalarca bend olur Aşksız bahar dallarını kuru bir ayaz boğar, aşksız rahmini yargılayan bebekler nâgehan doğar Mahrem düşüncelerle perdelenen odalarda ya ezel ya ebet olur; aşk kayıp giderse dünyadan ebet kıyamet olur; sevgisizlik gelir, dünya cehennem olur

Aşk gelince burukluğun şiirinde hüzün dokur heceler; ve azarlanmış kalpleri ısırır tam yarısında geceler Saban onunla sürerse toprağı koşarak, ancak o vakit yeşerir taze bir başak Atların nallarından yıldırımlar masallara dökülür, ve yollanamayan mektuplarda nice kalpler sökülür Kayan yıldızlar gibi büzülür elem dehlizlerine diller, ve melal süzülür gibi melek kanatlarında döker yapraklarını güller Kaderin dehşetini yakan şamdanlar özge pervanelere tesellikâr düşer, şefkatli bir ekmek kırıntısıdır kurutulmuş buselere yâr düşer

Alıntı Yaparak Cevapla