Prof. Dr. Sinsi
|
Ulucanlar Cezaevi | Ulucanlar Cezaevi Müzesi (Ankara)


  
Bülent Ecevit : Bülent Ecevit 28 Mayıs 1925 tarihinde İstanbul'da doğdu Bülent Ecevit 1944 yılında Robert Koleji'nden mezun oldu ve aynı yıl içinde çalışma hayatına Basın Yayın Genel Müdürlüğü'nde çevirmenlik yaparak başladı 1946 yılında okul arkadaşı Rahşan (Aral) Ecevit ile hayatını birleştirdi Önce Ankara Hukuk Fakültesi sonra da Dil Tarih Coğrafya Fakültesi'ne kayıt yaptırmasına rağmen yüksek öğrenimine devam etmedi 1946-1950 yılları arasında Londra Elçiliğinin Basın Ateşeliği'nde kâtip olarak çalıştı 1950 yılında Cumhuriyet Halk Partisi'nin yayın organı olan Ulus Gazetesi'nde çalışmaya başladı Ulus Gazetesi Demokrat Parti tarafından kapatılınca Yeni Ulus ve Halkçı gazetelerinde yazar ve yazı işleri müdürü olarak görev yaptı
1954 Ocak ayında CHP Çankaya Ocağı'na kaydoldu 1955 yılında ABD'nin Kuzey Karolina eyaletinin Winston-Salem kentinde, The Journal and Sentinel'de konuk gazeteci olarak çalıştı 1957'de Rockefeller Foundation Fellowship Bursu ile yeniden ABD'ye gitti, Harvard Üniversitesi'nde sekiz ay sosyal psikoloji ve Orta Doğu tarihi üzerine incelemeler yaptı Bu sırada Ecevit'in sürekli "Hocam" diye bahsettiği Henry A Kissinger Harvard rektörü idi Harvard'da 1957 yılında, 1950-1960 arasından verilen antikomünizm seminerlerine sürekli Olof Palme, Bertrand Russell gibi kişilerle katıldı 27 Ekim 1957 seçimlerinde CHP'den milletvekili olarak siyasete girdi Biri ABD'de Rumlar tarafından olmak üzere siyasi hayatında 6-7 kere suikaste uğradı 1946 yılında okul arkadaşı Rahşan (Aral) Ecevit ile hayatını birleştirdi Önce Ankara Hukuk Fakültesi sonra da Dil Tarih Coğrafya Fakültesi'ne kayıt yaptırmasına rağmen yüksek öğrenimine devam etmedi
1985 yılında Bülent Ecevit'in siyasete girme yasağı devam ederken eşi Rahşan Ecevit'in başkanlığında Demokratik Sol Parti kuruldu 1987 yılında yapılan referandumla eski siyasi liderlerin siyaset yasağı kaldırılınca Bülent Ecevit DSP'nin başına geçti Eski Başbakanlardan Bülent Ecevit'te Ulucanlar Cezaevinde zorunlu misafirlik yaptı
12 Eylül 1980 darbesinden sonra Milli Güvenlik Kurulu'nun 52 sayılı bildirgesiyle liderlere getirilen konuşma ve yazı yasağına uymadığı için 3 Aralık 1981 Bülent Ecevit, dört aylık hapis cezasını çekmek üzere Ankara Kapalı Cezaevi'ne konuldu, Hilton ve revirde kaldı Bülent Ecevit'in özgürlüğü uzun sürmedi Daha sonra diğer bütün partilerin ileri gelenleriyle birlikte 10 yıl süreyle siyasete girmesi yasaklandı Bu dönemde gazetecilik yaptı Arayış dergisini çıkardı 1981'de çıkan dergi 1982'de askeri rejim tarafından kapatıldı Tahliye olduktan sonra yabancı bir basın organına demeçler veren Ecevit bu kez Ankara 2 No'lu Sıkıyönetim Mahkemesi tarafından 6 Temmuz 1982'de Ulucanlar Cezaevinde hapis yattı Ecevit 1 ay 27 gün hapis cezası almıştı ama şartlı salıverme süresi dolmadığı için erken tahliye edildiği bir ay da cezasına eklendi Kısa süren özgürlüğün ardından Ecevit'e bir kez daha Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nin yani Ulucanların yolu göründü
Ecevit 20 Ağustos 1982 sabahı ikinci kez mahpuslukla tanıştı Ecevit tam 56 gün hapis yattıktan sonra 15 Ekim 1982 akşama doğru kimseye haber vermeden Ulucanlar Cezaevi'nden özgürlüğüne çıktı Bülent Ecevit bitkisel hayata girdikten 172 gün sonra 5 Kasım 2006 pazar günü saat 20:40'da Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde dolaşım ve solunum yetmezliği sonucu vefat etti
  
Osman Bölükbaşı : Osman Bölükbaşı, (1913, Mucur - 6 Şubat 2002 Ankara) lakapları: Nazar Boncuğu, "TIRT Osman") uzun ömrü, renkli kişiliği, hazır cevaplılığı ve sürekli muhalefet anlayışı ile Türkiye siyasetinde iz bırakmış bir siyasetçidir Halk arasında Anadolu Fırtınası lakabıyla tanınmıştır 
1913'te Hasanlar Köyü'nde doğdu Orta öğrenimini İstanbul Erkek Lisesi'nde tamamladı Yüksek öğrenimini Fransa'daki Nancy Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik Bölümü'nde yaptı Buradan 1937'de mezun oldu 1938'de Türkiye'ye dönerek Kandilli Rasathanesi'nde asistan olarak çalışmaya başladı 1940'ta Haydarpaşa Lisesi'nde öğretmenlik yapmaya başlayan Bölükbaşı, 1946'da Demokrat Parti'ye (DP) girdi Parti genel müfettişliğine atandı Ancak, Cumhuriyet Halk Partisi iktidarına karşı sert bir politika izlenmesini isteyen bir grubun içinde 1947'de DP'den ayrıldı
Temmuz 1948'de Millet Partisi'nin kurucuları arasında yer alan Bölükbaşı, 1949'da İsmet İnönü ve Celâl Bayar'a komplo düzenlemek iddiasıyla tutuklandı, ancak kısa bir süre sonra serbest bırakıldı 1950 Genel Seçimleri'nde Millet Partisi'nin tek millet vekili olarak Kırşehir'den TBMM'ye girdi Millet Partisi laikliğe aykırı politika ürettiği gerekçesiyle 1953'te kapatıldı
Bölükbaşı bunun üzerine Şubat 1954'te bir grup eski Millet Partisi üyesi ile birlikte Cumhuriyetçi Millet Partisi'ni kurdu Bu partinin genel başkanlığına getirilen Bölükbaşı, 1954 Genel Seçimleri'nde bu ilin neredeyse bütün oylarını alarak (tulum yaparak) yeniden Kırşehir milletvekili seçilince, Demokrat Parti hükümeti Kırşehir'i ilçe yaptı ve Nevşehir'e bağladı Kırşehir 3 yıl boyunca ilçe olarak kaldı Bu dönemde hükümete sert eleştiriler yönelten Bölükbaşı da Temmuz 1957'de TBMM'ye hakaretten tutuklandı Kırşehir, Haziran 1957'de yeniden il durumuna getirildi, ancak eski kazalarından Avanos, Kozaklı ve Hacıbektaş Nevşehir’de kaldı Osman Bölükbaşı’nın köyü Hasanlar köyü de yeniden il olan Kırşehir’e bağlanmayarak Nevşehir’e bırakıldı Bu durumda, Ekim 1957 Genel Seçimleri'nde Bölükbaşı, seçilen Cumhuriyetçi Millet Partisi'nden seçilen 4 milletvekilinin arasında yer aldı Seçim günü hapiste olduğu için milletvekili yeminini Ankara Merkez Cezaevi 10 Koğuşu’nda mahkûmların önünde yaptı
1958'de DP'ye karşı güçbirliği oluşturmak amacıyla CMP'nin Türkiye Köylü Partisi ile birleşmesiyle kurulan Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi'nin (CKMP) Genel Başkanlığına getirilen Bölükbaşı, 1959'da 10 ay hapis cezasına çarptırıldı
27 Mayıs Darbesi'nden sonra Kurucu Meclis üyeliğine seçilen Bölükbaşı, 1961 Genel Seçimleri'nden sonra uzlaşmaz bir tutum takınarak koalisyon hükümetine katılmayı reddetti Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi Haziran 1962'de, İsmet İnönü'nün kurduğu II koalisyona katılınca, 28 milletvekiliyle birlikte partiden ayrılarak ikinci kez Millet Partisi'ni kurdu Bölükbaşı bu partinin genel başkanlığına getirildi Millet Partisi, Şubat 1965'te Suat Hayri Ürgüplü başkanlığındaki koalisyon hükümetine katıldı ancak Bölükbaşı, kabinede görev almadığı gibi hükümete açık eleştiriler de yöneltti
Bölükbaşı, 1972'de Millet Partisi genel başkanlığından ayrıldı Siyaseti bırakmasının sebebi parti içerisindeki ayrılıklar ve son olarak aktif siyaset arkadaşı olan Hasan Koçdemir'e parti içerisinde yapılan haksızlıklar İçeride geçen bir olay yüzünden önce Osman Bölükbaşı daha sonra Hasan Koçdemir partiyi bırakmışlardır Yerine eski Genelkurmay Başkanı Cemal Tural geçti 9 Eylül 1973'te de, 1961'den itibaren Ankara'dan seçildiği milletvekilliğinden istifa ederek aktif siyasetten çekildi
Renkli kişiliği, dürüstlüğü ve açıksözlülüğü, hitabet gücü, nüktedanlığı, hazırcevaplığı, enerjik yapısı, heyecanlı mizacı ile halkın sevgisi kazandı Anadolu Fırtınası şeklinde anıldı Konuşkan insanlar için Bölükbaşı çene deyimi ona atfen yerleşti Konuştuğu meydanlar hep dolu oldu ama konuşmalarını dinlemeye gelenler oylarını her zaman ona vermediler 6 Şubat 2002'de Ankara'da vefat etti Büyükelçi ve milletvekili Deniz Bölükbaşı'nın babasıdır
  
Cüneyt Arcayürek : 1928'de Ankara'da doğdu Türk gazeteci yazardır Gazetecilğe 1947'de Cumhuriyet Halk Partisi'nin yayın organı olan Ulus gazetesinde başlamıştır Sırasıyla Ankara akşam haberleri, Kudret, Vatan, tekrar Ulus, Anka Haber Ajansı, Akis, Hürriyet, Tercüman, Milliyet ve Güneş gazetelerinde çalışmıştır Milliyet gazetesinde ve Metin Toker'in gazetesinde hem yazarlık hem de genel yayın müdürlüğü yapmıştır Büyük yankılar uyandıran, çeşitli soruşturma ve davalar açılmasına yol açan ancak kendine Yılın Gazetecisi ünvanını kazandıran Johnson'un Mektubu haberiyle ün sağlamıştır Barış Harekatından önce Kıbrıs'a ilk giren gazeteci olmuştur
Cumhuriyet gazetesinin başsayfasında Güncel isimli köşenin yazarıdır Kanaltürk'te Tuncay Özkan'la birlikte Pazar günleri yayınlanan Politika Durağı isimli programı sunmuştur Süleyman Demirel'in Cumhurbaşkanlığı Dönemi'nde eski danışmanıdır 20 Mayıs 1955 : Akis dergisi yazı işleri müdürü Cüneyt Arcayürek tutuklandı
  
Hasan Hüseyin Korkmazgil (1927- 1984) : Toplumcu - gerçekçi şiirin önde gelen temsilcilerinden biri olan Türk şair 1927'de Sivas'ın Gürün ilçesinde doğan Hasan Hüseyin, Adana Erkek Lisesi'ni 1948'de, Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü'nü 1950'de bitirdi Öğretmenliği Göksun'da başladı Siyasi eylemleri gerekçesiyle öğretmenlikten atıldı, tutuklandı, hüküm giydi 1955-1960 yılları arasında Gürün ve Sivas'ta arzuhalcilik, tabela ve portre ressamlığı, inşaat işçiliği yaptı
1960'da İstanbul'a, sonra Ankara'ya yerleşti Akis dergisinde çalıştı Bir süre de Forum dergisinin sanat sayfalarını yönetti (1968-1970) Kızılırmak kitabı nedeniyle hakkında 142 maddeden dava açıldı, yargılandı, aklandı
Lise yıllarında şiir yazmaya başlayan Hasan Hüseyin'in ilk şiiri 1959'da Dost dergisinde çıktı Bu yıllarda mizahi hikâyeleri de yayımlandı Kavel (1963) adlı kitabı ile 1964 Yeditepe Şiir Armağanı'nı, Kızılkuğu (1971) ile TRT'nin 1970 Sanat Başarı Ödülü'nü, Filizkıran Fırtınası (1981) ile 1981 Ömer Faruk Toprak Şiir Ödülü'nü ve Nevzat Üstün Şiir Ödülü'nü aldı
Şair 1983'te beyin kanaması geçirdikten sonra bir yıl bitkisel hayatta yaşadı 26 Şubat 1984'te evinde yaşama gözlerini yumdu Ayrıca Hasan Hüseyin Korkmazgil'in eşi Azime Korkmazgil'den "Bir Oğlum Olacak Adı Temmuz" şiirinde adı geçen Temmuz Korkmazgil (1965) isimli bir oğlu vardır
  
Ahmet Emin Yalman (1888 - 19 Aralık 1972) : Gazeteci ve yazar Ahmet Emin Yalman 1888 yılında Selanik'te doğdu İstanbul Alman Lisesi'ni bitirdi 1907 yılında İstanbul Hukuk Fakültesinde öğrenciyken Sabah gazetesinde çalışmaya başlayarak gazeteciliğe ilk adımını attı 1910 yılında Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu ve ABD'ye giderek New York kentindeki Columbia Üniversitesi'nde gazetecilik ve felsefe dallarında doktora yaptı 1914 yılında İstanbul'a dönerek İstanbul Üniversitesi'nde Ziya Gökalp'in yanında sosyoloji asistanlığı yaptı ve 1916-1920 yılları arasında Siyasal Bilgiler Fakültesinde ders verdi 1917 yılında Mehmet Asım Us'la birlikte Vakit gazetesini çıkarmaya başladı Ancak 1920 yılında İstanbul'u işgal eden İngilizler tarafından yazılarından dolayı Malta'ya sürüldü
Cumhuriyet'in ilanından sonra 1923 yılında Vatan gazetesini çıkardı Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası yanlısı yazılarından dolayı 1925 yılında İstiklal Mahkemelerinde "yargılandı" ve Çorum'a sürgüne gönderildi Vatan gazetesi kapatıldı Yalman 1925-1935 yılları arasında diğer Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası yanlıları gibi siyasetten uzaklaştı 1936 yılında Zekeriya Sertel'le birlikte Tan gazetesini satın alarak bir süre çalıştırdı Diğer Tan gazetesi sahipleriyle olan görüş ayrılığından dolayı gazeteden ayrıldı 1940 yılında tekrar Vatan gazetesini çıkarmağa başladı II Dünya Savaşı sırasında müttefikleri öven ve Nazileri yeren yazılar yazdı Vatan'ın tirajı 100 000'e kadar ulaştı
Ahmet Emin Yalman 1952 yılında bir suikaste hedef oldu Henüz bir lise öğrencisi olan Hüseyin Üzmez Malatya'yı ziyaret etmekte olan Ahmet Emin Yalman'ı ateş ederek ağır yaraladı Üzmez suikastten sonra teslim oldu ve 20 yıl hapse mahkûm edildi Ölümden dönen A E Yalman, Hüseyin Üzmez'i cezaevinde ziyaret etti Ahmet Emin Yalman Demokrat Parti'nin ilk yıllarında DP yanlısıydı Ancak sonraki yıllarda DP'yi eleştiren yazılar yazmağa başladı O yüzden 1959 yılında 15 ay hapse mahkûm oldu 27 Mayıs Darbesinden sonra serbest bırakıldığında ABD'deki California ve Georgia Üniversitelerinden Great Courage Award (Büyük Cesaret) ödülü aldı Darbeden sonra Vatan'ın tirajı azaldı 1961'de bir süre Hür Vatan gazetesini çıkarmayı denedi Ama yeterince okuyucu bulamayınca 1 yıl sonra bu gazeteyi de kapattı 1961'sonra çeşitli gazetelerde köşe yazıları yazmakla yetindi 1967 yılında devlet kültür ödülünü aldı Yaşamının son yıllarında hatıralarını 4 ciltlik bir kitapta toplayarak Yakın Tarihimizde Gördüklerim ve Geçirdiklerim adıyla yayınladı 19 Aralık 1972 tarihinde İstanbul’da öldü
  
Cevat Rıfat Atilhan : 1892 senesinde İstanbul'da Vefada dünyaya gelmiştir Babası Rifat Paşa Şam mutasarrıfıdır Çocukluğunun ilk yılları Şam'da geçmiştir Daha sonra İstanbul'a gelerek Fatih İptidaisine (İlkokul) başlamıştır İlkokulu bitirdikten sonra baba mesleği olan askerliğe tercih ederek Kuleli Askeri Lisesine girmiştir
Teğmenliğinin ilk günlerinde ilk vazifesini alarak Arnavutluk harekatına iştirak etmiştir Edirne muhasarasında esir düşerek başlayan, iki sene sürüp giden Bulgar esareti 
Birinci Dünya Savaşının başlaması ile Mersinli Cemal Paşanın emrine verilerek Sina ve Filistin Cephelerinde yaptığı kahramanlıklarla tebarüz etmiştir Bu cephelerde gösterdiği kahramanlıklar neticesi dördüncü ordu zat işleri müdürlüğü vazifesi ile taltif edilmiştir
Birinci cihan harbinin aleyhimize neticelenmesi üzerine Mersinli Cemal Paşa ile Konya'ya gelerek Milli cephenin kuruluşunda büyük faydaları oluyor İlk milli temsilci olarak Halife Sultan Vahidüddin ile görüşüyor Halifenin makamından ayrılışında Ferit Paşa kabinesinin bir komplosuna gelerek tevkif ediliyor Bekir Ağa bölüğüne hapsedilerek idama mahkum ediliyor Takdiri ilahinin büyük bir lütfü keremi olarak Mersinli Cemal Paşa'nın Ferit Paşa kabinesini devirerek harbiye nazırı olması neticesinde iki saat farkı ile idamdan kurtularak harbiye nazırının yaveri oluyor
Kurtuluş savaşında büyük vazifesini alarak Zonguldak- Bartın ve Havalisi Cepheleri kumandanlığına terfiyen tayin ediliyor ve muntazam Fransız ordusunu olduğu yerde mıhlayarak üzerine verilen vazifeyi muvaffakiyetle başarıyor
Kurtuluş savaşının zaferle neticelenmesi üzerine ordudan ayrılarak yazı hayatına intisap etmiştir Ölümüne kadar devam edecek olan hayatının bu ikinci döneminde pek çok ızdıraplı günler geçirmiştir
1942 yılında zamanın hükümeti tarafından hükümet darbesi hazırlanıyor gerekçesi ile tevkif edilerek 11 ay hapsediliyor Mareşal Fevzi Çakmak'ın bizzat yaptırdığı tahkikat neticesi masum olduğu kesin olarak anlaşılarak serbest bırakılıyor 1952 yılında ise Malatya'da yahudi dönmesi Ahmet Emin Yalman'a yapılan suikastın sanki sorumlusu olarak tekrar tevkif edilerek 11 ay 15 gün süren ikinci mevkufiyetini tamamlıyor Yazı hayatını 74 dev eser ve onbinleri aşkın makaleleri ile süsleyerek idealistleri arasında Ortadoğunun Hitler'i olarak tanınıyor
1964 yılı ağustos ayında Somali'de toplanan İslam Devletleri Kongresine davet edilerek Kongrenin İcra Komitesi başkanlığına seçiliyor Bu vazife merhumun son büyük vazifelerinden olmuştur 4 Şubat 1967 günü geçirdiği kalp krizi neticesinde vefat etmiştir
  
Erdoğan Tokatlı (1932 - 2001) : 1932 yılında doğan Erdoğan Tokatlı, Ankara Ün İletişim Fakültesini bitirdikten sonra Ulus, Halkçı, Yeni Gün, Milliyet ve Öncü gazetelerinde çalışmıştır
8 Mayıs 1958, Erdoğan Tokatlı Yeni Gün gazetesi yazı işleri müdürü iken, tezkip metnini yayınlamadığı için 34 gün yatmak üzere Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'ne girdi Hilton koğuşunda yatmıştır
  
Fethi Giray (1918 - 1970) : Söğüt'te doğdu Baba tarafı 90 harbbinde Kırım'dan göç ederek gelmişti Eskişehir'de liseyi Adana Erkek Lisesi'nde tamamlamış, Ankara Ajansı'nda ve Hürses gazetesinde çalıştı 1953'te Ankara telgraf, 1960 - 66 yılında da Kudret gazetesini yayınlamıştı Gazetenin kapanışından sonra, Ankara Telgraf Basımevi'ni işletti 26 Ocak 1959'da Ankara Telgraf gazetesinin sahibi ve yazı işleri müdürü iken bir olaydan ötürü hükümet aleyhine konuştukları için tutuklanarak Ankara Kapalı Cezaevi'ne gönderildi Kısa süren cezaevi misafirliğini 10 Koğuş (Hilton) 'da tamamladı
  
Kurtul Altuğ (1935 -) : 1935 yılında İzmir'de doğdu Ankara'da hukuk öğrenimini sürdürürken ''Son Posta'' gazetesinde gazeteciliğe başladı 1958'de 23 yaşındayken AKIS dergisinin yazı işleri müdürlüğüne getirildi Göreve baladıktan üç ay sonra, Ankara Cezaevi'ne girdi Hilton'da kaldı 1960'ların bunalımlı günlerinde sürekli mahkeme koridorlarındaydı 27 Mayıs'la birlikte özgürlüğüne kavuştu Yassıada Duruşmalarında bir numaralı tanık olarak dinlendi Altuğ daha sonra Hürriyet gazetesinin Ankara Bürosu'nda çalışmaya başladı Nihat Erim Hükümeti sırasında bir süre basın başdanışmanlığı yaptı ve ardından 7 Gün dergisini çıkardı 1997'den itibaren TRT'de yayınlanan Politikanın Nabzı programında siyasetçileri konuk etti Bir süre Tercüman gazetesinde de yazan Altuğ, köşe yazılarını halen Gözcü gazetesinde sürdürüyor
  
Mehmet Zekeriya Sertel (1890 - 1980): Selanik'e bağlı Uşturumca'da 1890 yılında doğdu İlk öğrenimini doğduğu yerde, orta öğrenimini Selanik ve Edirne Lisesi'nde tamamladıktan sonra Selanik'teki Hukuk Mektebi'nde devam etti Gazeteciliğe , Selanik'te hukuk öğrenimini görmekte iken, İttihat ve Terakki'nin yayın organı Rumeli'de başladı Gazetenin yöneticisi Yusuf Nadi ile ilk defa Rumeli gazetesinde birlikte çalışma olanağı bulmuştur
Tasvir-i Efkar Gazetesinde çalışmaya başladı ve İstanbul Hukuk Mektebi'nde hukuk öğrenimine devam etti 1923 yılında Basın Yayın Genel Müdürü olarak görevlendirildi Matbuat Müdürlüğü yayını olarak Ayın Tarihi adlı bir dergi çıkardı Türk Basın Tarihinin önde gelen isimlerinden biridir Cumhuriyet öncesinde Selanik'te başlayan gazetecilik yaşamına, Cumhuriyet devrinde Cumhuriyet gazetesinin kurucularından (7 Mayıs 1924)birisi olarak devam etmiş ; devrin en önemli dergilerinden birisi olan Resimli Ay'ı yayınlamış ve bu dergi aracılığıyla Nazım Hikmet'i Türk okurlarla buluşturmuştur Ülkenin ilk ansiklopedisi olan Hayat Ansiklopedisi'ni hazırlayan II Dünya Savaşı yıllarında yüksek tirajlı ve faşizm karşıtı bir gazete olan Tan Gazetesi'ni çıkaran kişidir
4 Aralık 1945 günü on binlerce CHP yanlısı gençler tarafından yağmalanması, Tan Baskını ile sonuçlandı Tan Olayı'ndan sonra olayın sorumlusu olarak tutuklanan Sertel, Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nin Hilton Koğuşunda eşi ile birlikte 3 ay tutuklu kaldıktan sonra beraat etti Bu olaydan sonra Tan Gazetesinin yayını sona erdi Mart 1977'de İstanbul'a dönen Sertel, yurtta büyük ilgi ile karşılandı Cumhuriyet ve Vatan gazetelerinde yazılar yazdı Nazım Hikmet'in son yılları yazı dizisinden ötürü eleştirilere uğradı İlk Türk gazetecilerinden Sabiha Sertel (Derviş) 'in eşidir 11 Mart 1980 günü Paris'te yaşamını yitirdi
  
Muzaffer İlhan Erdost (1932 -) : 18 Eylül yılında Tokat, Artova'da doğdu 1956'da Veteriner Fakültesi'ni bitirdi 1956 - 1958 yılları arasında Pazar Postası'nı yönetti Erdost, şiir, öykü, deneme ve eleştiriler yazdı Yazılarında toplumsal sorunlar, Türkiye ve Osmanlı tarihi, tarım, faşizm ve demokrasi konularında daha ağırlıklı eğildi Kardeşi İlhan Erdost'un 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra Mamak Askeri Cezaevi'nde dövülerek öldürülmesinin ardından, adına kardeşi İlhan'ın adını ekleyerek, Muzaffer İlhan Erdost ismini kullanmaya başladı Erdost, Sol - Onur yayınlarının sahibi ve yönetmenidir Türk şiirinde Garip akımından sonra ortaya çıkan İkinci Yeni akımının isim babasıdır Türkiye İnsan Hakları Kurumu (TİHK) girişimci ve kurucu üyesidir İlk defa 14 Mayıs 1960 ve daha sonra Şubat 1966 yılında Soğukkuyu Askeri Cezaevinde daha sonra Şubat 1966'da üç dört gün ve 1973 yılında Ulucanlar Cezaevinde 9 ve 10 Koğuşta kaldı
  
Mümtaz Faik Fenik (1904-1974) : Gazeteci yükseköğrenimini İstanbul Hukuk Fakültesi'nde tamamladı (1934) Milliyet gazetesinde ve daha sonra uzun yıllar Ulus'ta yazı işleri müdürlüğü yaptı 1949'da Zafer gazetesini kurdu 1950'den sonra Demokrat Parti'den milletvekili seçildi Vatan, Vakit, Tan ve Cumhuriyet gazetelerinde de çalışan Fenik, Ankara Gazeteciler Cemiyeti'nin kuruluşunda bulundu Radyoda iç ve dış siyaset konularında konuşmalar yaptı 1950'de Ankara'da çıkan Zafer Gazetesinin başyazarı olan Mümtaz Faik Fenik 1950 yılında Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nin Hilton'unda kalmıştır Yazı yaşamını 1965'ten sonra dan sürdürdü Son havadis ve İrade gazetelerinde başyazılar yazdı
  
Nahit Duru (1945 -): 1945'te Samsun'da doğdu İlkokulu Samsun'da, ortaokulu Sivas'ta okudu Liseye İstanbul'da başladı 1964'te Ankara Atatürk Lisesi'nden mezun oldu İlk olarak Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne girdi, bir yıl sonra İktisat Fakültesi'ne geçti İktisat Fakültesi'nde bir yıl öğrenim gördü sonra ayrılıp Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümüne başladı Bir yıl sonra oradan ayrıldı ve Özel Gazetecilik Halkla İlişkiler Yüksek Okulu'ndan mezun oldu Gazeteciliğe 1966 Ulus Gazetesinde başladı Barış, Ankara Telgraf, Hürriyet gazeteleri, Toplum, Yedi Gün Dergileri, Politika Gazetesi, Flash Gazetesinde çalıştı Parlamento Muhabirliği yaptı Dünya gazetesinde görev aldı 1980 sonrası Arayış Dergisinin Yazı İşleri Müdürlüğünü yaptı 1981 yılında yazı işleri müdürü olduğu Arayış Dergisinde yazdığı bir yazı yüzünden iki ay 15 gün Ulucanlar Cezaevi'nde hapis yatmış olan gazeteci Nihat Duru Hilton koğuşunda kalmıştır Ardından Türk Haberler Ajansına girdi Güneş gazetesinin genel yayın yönetmenliği dahil çeşitli kademelerinde çalıştı 1994'te Best Fm'de genel koordinatörlük yaptı CNBC-E Üniversitesi'nin sahibi olduğu BTV'yi kurmuştur
  
Nahit Subaşı (1915 - 1997) : 1915 yılında İstanbul'da doğdu İlk tahsilini Kadıköy okulunda yaptıktan sonra, orta tahsilini Kadıköy okulunda yaptıktan sonra, orta tahsilini Bursa Lisesi'nde tamamlamıştır 1936 yılında liseyi bitirince Ankara'ya gelmiş, iki yıllık bir aradan sonra Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü'ne yazılmıştır 1939 yılında İnönü Ansiklopedisi'ne girmiştir Daha sonra Sivas'ta 1 yıl Ülke gazetesinde çalışmıştır Ulus gazetesinde akşam haberleri sekreterliği yapmıştır Yeni Ulus, Halkçı, Tercüman gazetelerinde çalışmıştır Ulus gazetesi yazı işleri müdürüyken, 5 Haziran 1958 yılında 8 aylık, 6 Mayıs 1958 yılında 8 aylık hapis cezasını yatmak üzere cezaevine girdi 6 Haziran 1958 yılında basına baskılar sürüyordu Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nde Hilton Koğuşunda bulunan Şinasi Nahit Berker'le Nihat Subaşı 4'er ay hapis cezasına çarptırıldı
1965 yılında Ankara Üniversitesi Siyasi Bilimler Fakültesine bağlı olarak Basın Yayın Yüksekokulu'nda basımevi kurulmasından öğretim görevlisi Subaşı ve arkadaşları çalışmalara başlamıştır 1979 yılında üretime geçen basımevi Nihat Subaşı'nın da aralarında bulunduğu ilk gazetelerini 30 Mayıs 1980 yılında Deneme Gazetesi başlığıyla ve sonrasında Görünüm adıyla çıkarmışlardır Nihat Subaşı, 1977 yılında vefat etmiştir
  
Ratip Tahir Burak (1904- 1976) : 1904'te İstanbul'da doğdu Burak Tüksek Deniz Ticaret Okulunu bitirdi (1921) İlk karikatürleri Aydede dergisinde yayımlandı (1922) 1925'te denizciliği bırakarak tümüyle karikatüre yöneldi Resim öğrenimi için gittiği Paris'ten dönüşte (1928) Kabataş Erkek Lisesi resim öğretmenliğine atandı ; Karikatür, Karagöz, Amcabey, Akbaba gibi dergi ve gazetelere karikatürler çizdi
1936'da Ankara'ya yerleşti ve Ulus gazetesinde çizmeye başladı 1950'de tekrar İstanbul'a döndü Hürriyet gazetesinin Pazar ilavesinde tam sayfa karikatürleri yayınlandı 1956'da Halk gazetesini çıkardı ; aynı yıl karikatürü nedeniyle Ankara Kapalı Cezaevi'nde Hilton Koğuşunda 18 ay hapise mahkum oldu
27 Mayıs sonrasında Kurucu Meclis Üyeliğine seçildi 1961'de CHP İstanbul milletvekili olarak TBMM'ye katıldı Daha çok, ünlü Türk denizcilerinin yaşamını ve kahramanlıklarını konu edindiği çizgi romanlarında, resimli roman estetiğini ön planda tuttu; tarihsel olayları abartısız çizgilerle resimli romana aktardı Tarihsel konulu resimli geleneğinin önde gelen temsilcilerinden sayılan Burak'ın yayımlanmış birçok karikatür albümü ve tarihsel çizgi romanı vardır Tarihsel konulu çizgi romanlarıyla tanınan karikatürist Recep Tahir Burak 28 Ekim'de İstanbul'da öldü
  
Süleyman Ege: Bilim ve Sosyalizm Yayınları'nın kurucu ve yöneticisi 1931 doğumlu 1948 Köy Enstitüsü mezunu Yayıncılığa başlamadan önce öğretmenlik ve gazetecilik yaptı 1965 Mayısında Bilim ve Sosyalizm Yayınları olarak çıkardığı ilk kitap Bernal'iin Marx ve Bilim adını taşıyan bir incelemesiydi Daha ikinci kitabın yayınlanmasıyla kitapta komünizm propagandası yaptığı ileri sürülerek Ceza Yasası'nın 142 maddesine aykırılıktan mahkemeye verildi Sonra da bu sanıklık durumu bir daha yakasını bırakmadı
Marx ve Engels'in Komünist Manifestosu, Len'in Devlet ve İhtilali yayınevinin o yıllarda yayın olayı olan kitaplarıdır
1970 Martı'nda Bütün Ülkenin İşçileri Birleşiniz adını taşıyan belgesel bir kitap nedeniyle tutuklanan Süleyman Ege, dört ay içerde kaldıktan sonra tahliye edilmişse de 12 Mart darbesi koşullarında, 17 Haziran 1971'de yeniden tutuklandı; 4 kitaptan 30 yıl ağır hapis ve 16 yıl sürgün cezasına çarptırıldı Beraatla sonuçlananları da içinde yayınevinin bütün kitaplarına el kondu Hapishane'de hastalanıpta Ankara Numune Hastanesinin mahkumlar koğuşuna kaldırıldığında hasta yatağında zincire vuruldu (1972)
Uluslararası Af Örgütü'nün o zaman Ege'yi Dünya'nın En Ağır Fikir Suçlusu ilan etmesi, 12 Mart rejiminin kırdığı dünya rekorunu işaret ediyordu Ankara ve Adana Cezaevleri'nde 37 ay yatan Ege, meclisin 141 ve 142 madde hükümlülerini içerde bırakan af yasasını incelemesi sonucu Anayasa mahkemesinin kararıyla 1974 Temmuzunda tahliye edildi Sonra herşey yeniden, elde birtek kitabı bırakılmamış, ardından başka herşeyi yok edilmiş yayınevini diriltme çabası Yeni çeviriler, yeni mürekkep kokuları, yeni kitaplar ve yine 142 madde, yine yargılamalar, sürüp giden bir hukuk düşünce özgürlüğü savaşımı  
12 Eylül darbesi, Ege'yi tümüyle kesinleşmiş takipsizlik ve beraat kararlı kitaplarıyla buldu Darbecilerin yasal olarak yapabilecekleri birşey yoktu Ama onların derdi yasallık değildi 1982 Ağustosu'nda Bilim ve Sosyalizm Yayınları'nın bütün kitaplarına el kondu 133 bin 607 kitap 7 kamyonla Mamak'taki Sıkıyönetim Karargahı'na götürüldü ve 28 Mayıs 1985'te verilen bir imha emriyle yakılarak yok edildi Tabi bunun hesabı soruldu Darbenin tozu dumanı içinde olayla birlikte anında başlatılan zorlu bir hukuk savaşımıyla, Danıştay Onuncu Dairesinin oybirliği kararıyla sıkıyönetimin eylemlerinden sorumlu olarak Başbakanlık 133 bin Marksist kitabın bedelini ödemeye mahkum ettirildi 12 Mart'ın ve 12 Eylül'ün karanlığında nice unutulmaz anılarla yüklü bu savaşımını Ege, Kitabın Ateşle Dansı ve Komünist Manifestosu ve Türkiye'deki Öyküsü adlarını taşıyan belgesel kitaplarında anlatıyor
  
Şinasi Nahit Berker (1920- 1996) : 1920 yılında İstanbul'da doğan Ankara Gazi Lisesi'nden mezun olan, 1935'de 15 yaşında tarih öğretmeni Enver Behnan Şapolya'nın teşvikiyle Alexix Wicart'ın Lorateur (Hitabe Sanatı ) kitabını tercüme ederek yazı hayatına başlayan Berker, Gazi Lisesi'nde arkadaşlarıyla birlikte çıkardıkları Filiz adlı dergide yazdı 1941 yılında Ulus Gazetesinde gazeteciliğe başladı
Anadolu Ajansı ve Ankara Telgraf Gazetelerinde çalıştı 1954 - 1971 yılları arasında Ulus gazetesinde fıkralar yazdı 7 Mayıs 1958 yılında Ulus gazetesi yazarı Şinasi Nahit Berker 8 ay yatmak üzere Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'ne girdi Hilton Koğuşunda kaldı 6 Haziran 1958 yılında basına baskılar sürüyordu cezaevinde bulunan Şinasi Nahit Berker'le Nihat Subaşı'da 4 ay hapis cezasına çarptırıldı
Kalburüstü ve Hopdedik dergilerini çıkardı Cumhuriyet ve Güneş gazetelerinde küçük fıkralar yazmaya devam etti Berker, 12 Şubat 1996 yılında befat etti
  
Ülkü Arman (1934 - 1982) : 1934 yılında Eylül ayında Ankara'da doğdu Ankara Atatürk Lisesi ve AnkaraÜniversitesi Hukuk Fakültesi'nde okudu Ülkü Arman 1959'da yargılanıp 16 ay hapse mahküm edildi Cezasını çekmek için gönderildiği ve o zamanlar Ankara Hilton adı takılan Ankara Merkez Cezaevi'nin 10 koğuşunda Metin Toker, Beyhan Cenkçi gibi isimlerle beraber kaldı Arman ancak, 27 Mayıs 1960 darbesi olduğunda cezaevinden çıkmıştır 1982 tarihinde vefat etmiştir
|