Yalnız Mesajı Göster

Knidos Antik Kent | Datça (Muğla)

Eski 08-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Knidos Antik Kent | Datça (Muğla)



Knidos Antik Kent





Knidos Datça tarihini kısmen aydınlatan geçmişin bu güne aynası olan eski bir liman kentidir Bugün Knidos sayesinde bir çok medeniyeti tanımış ve onların yaşayış tarzlarını öğrenmişizdir Egenin ilk Liman kentlerinden kabul edebileceğimiz Knidos aynı zamanda dönemin en gelişmiş Liman kentlerindendir Hiç kuşgusuz bu derece önemli bir liman kenti olmasının başlıca nedeni iki denizin tam kesişme noktası olmasıdır







Amiral Sir FBeafort Çizimi (1753)



Knidosta yapılan kazılar neticesinde geçmişinin MÖ VII yüzyıla kadar dayandığı saptanmıştır Knidos bugün ki adıyla Reşadiye yarım adasının en uç mevkisinde yer almaktadır Knidoslular MÖ IV yüzyılında burada yaşamışlardır Knidoslular denizcilikte oldukça ilerlemişlerdir ve belkide Pers'lerin saldırısından darbe almadan kurtulmalarını sağlayan sebep de bu olsa gerek







CTexier'e Göre Kentin ve Limanların Genel Planı (1811)



Bir deyişe göre Persler saldırıya gelirlerken bunu haber alan Knidoslular yarım adayı kazarak ayırmayı düşünmüşler ancak zamanında tamamlayamamışlardır Persler şehre gelmişlerdir ancak Şehri harap etmeyip burayı liman olarak kullanmak ve kendilerine denizciliğin öğretilmesini istemişlerdir Bu dönemde deniz alanında daha da gelişmişlerdir özellikle şarap ihracatında önem kazanmıştır
Knidoslular daha sonra Büyük İskender'in himayesi altına girmiştir ancak daha detaylı bilgi bulunmamaktadır Daha sonrada Bizans himayesi altında piskopozluk merkezi haline gelmiştir







CNewton'un Kazı Kampı (1857)



Knidos yapılan tespitlere göre MS VII yüzyılında tamamen terk edilmiştir Knidosluların tarihini gün yüzüne cıkarmak için ilk kazılara Charles Newton tarafından 1856-1858 yıllarında yapılmıştır






Sarı Liman










Eski Knidos (Burgaz)'un kalıntılarının bir bölümünün izleri Sarı Liman ve çevresinde görülür Burada yapılan kazılar 1998 den beri ODTÜ ve Alman Bilimsel Araştırma Kurumu ve Gerda-Henkel Vakfının katkılarıyla yapılmaktadır Burada Prof Dr Numan Tuna'ya göre antik dönemin ünlü tarihçisi Heredot'un söz etttiği 6 Dor şehir birliğinin bir araya gelerek Apollon adına yarış düzenledikleri yer ve Apollon tapınağının bulunduğu yerdir











Yapılan kazılarda 8-9 uncu yüzyıllara ait votifler, adaklar, heykeller, boğa, şahin ve savaşçı figürleri bulunmuştur
Bölgedeki en önemli Tapınak Apollon Tapınağı'dır ancak tapınak çevresinde daha sonraki dönemlere ait başka tapınak ve kilise izleride ortaya çıkmıştır







Çıplak Afrodit Heykeli











Aphrodite, güzellik ve aşk tanrıçası Latincesi Venüs

Amerelikalı Prof Iris Love tarafından 1969 yılı kazılarında bulundu Yuvarlak tapınağın çapı 17,30 m dir 18 sütun tapınağı çevreliyordu Doğusunda dört basamakla çıkılan girişi ve dörtgen planlı altarı yer alır Batısında ve doğusunda, son yıllarda bir takım odalar ortaya çıkarıldı Bunların tapınak hazinesinin korunduğu odalar, rahip ve misafir odaları olduğu tahmin ediliyor Bu alanda bir Omphalos taşı ve Dionysos yazıtı ele geçti





Knidos'da Bulunan Bir Sikkede
Praksiteles'in Afrodit Heykeli





IV yy Elausis yortu günü Ülkenin her yanından gelen 20 bin kişi plaja toplanmıştı Aphrodite rahibesi PHRYNE ağır ağır dalgalara doğru ilerledi Kuşağını çözdü İç çamaşırları dahil giysilerini teker teker çıkarıp kumsala attı Saçlarını açıp omuzlarına dağıttı Denize girdi Seyredenler arasında bulunan ünlü heykeltıraş Praksiteles, bu olağanüstü güzellik karşısında büyülendi Bu rahibe, Aphrodite'nin ta kendisiydi Ve kararını verdi Bu güzelliği ölümsüz kılacaktı





Heykelin Çeşitli Kopyaları




Praksiteles'in Paros mermerinden yaptığı Aphrodite heykelini Knidoslular satın aldılar, Şimdi görülebilen yuvarlak tapınağa yerleştirdiler Tapınağın, heykelin görülebilmesi için iki yönde kapısı vardı Böylece heykel hem önden, hem arkadan görülebiliyorduKnidos Aphrodite'sinin bir eli cinsel organını kaparken diğer eli havlu tutuyordu Yani çırılçıplak, banyodan yeni çıkmış olarak tasvir edilmişi Yapılmış ilk çıplak kadın heykelidir






Göteborg-İsveç




O tarihe kadar yalnız erkek heykelleri çıplak yapılıyordu Dünyanın en güzel eseri kabul ediliyordu Denizcilere şans getirdiğine inanılırdıTanrıçaya, evlenecek olanlar bir çift kumru hediye ederlerdi Plinius'un dediğine göre, pek çok insan sırf bu heykeli görebilmek için Knidos'a gitmişti Bithynia kralı Nikomedes, heykele karşılık, bütün borçlarını ödemeyi önermiş ama Knidoslular bu teklifi reddetmişlerdir





İppolita Buzzi (1562-1634)





Antik çağda, beğenilen heykelleri kopyalarını yapmak modaydı Knidos Aphrodite'sinin, Antik Çağda yapılmış 53 kopyası halen değişik müzelerde sergileniyor En önemlileri;Vatikan Müzesi, Paris Louvre Müzesi, Münih Müzesinde sergileniyor









1969 yılında Aphrodite Tapınağını bulup ortaya çıkaran, Amerikalı Ark Iris Love, heykelin başını British Museumda bulduğunu ileri sürdü ama ispatlayamadı Tapınağın yakınlarında, heykelin gri mermerden kaidesini de buldu Yine bu alanda doğal boydan daha uzun, başsız bir kadın heykeli daha buldu Ören yeri müzesinde sergileniyorAntik bir yazar, Heykelin, İmparator Theodosius tarafından İstanbul'a Lausos Sarayına aldırıldığını ve 475 yangınında yok olduğunu yazar Bu ifade inandırıcı değildir Bunun kopyası da olabileceği iddia ediliyor Tapınak alanında çok sayıda pişmiş figürin ele geçirildi Yüzlercesinin üzerinde, erotik ve pornografik tasvirler yer alıyor Bu figürinlerden Lucian yazılarında bahseder









Yine Lukianos'un Erotika "Aşk Öyküleri" isimli kitap, Knidos'a yapılan bir gezinin hikayesini anlatır "Kutsal alandaki mis kokulu güzel bahçelerden geçtikten sonra tapınağa girerler Heykelin güzelliği karşısında büyülenirler Heykelin arkasını da görmek için tapınağın arkasına dolanırlar Onlara yaşlı bir kadın, kilitli kapıyı açar Heykelin arkası da önü kadar mükemmeldir Tanrıçanın kalçasının iç tarafında bir leke vardır Aralarında konuşurlar; Heykeltıraş mermerin lekesini ne de dahice gizlemiş Yaşlı kadın hayır der Düşündüğünüz gibi değil Ve lekenin hikayesini anlatır; Bir zamanlar tanrıçaya aşık bir genç yaşardı Her gününü akşama kadar tapınakta geçirirdi Bir gün tapınakta saklanıp, kapılar kapanınca içerde kalmayı başarmış Sabah olduğunda anlaşılmış ki genç tanrıçayla sevişti İşte bu leke o sevişmenin izidir"











Knidos Afrodit'i, canlı bir insanın tıpa tıp kopyasıydı Aslı, Phyrine isimli bir Afrodit rahibesiydi Tarihçi Athenaus'un yazdığına göre; Phryne birini öldürmek zorunda kalmıştı Mahkemede rahibeyi avukat Heperides savunuyordu Avukat savunmasının bir yerinde Phrine'nin gerdanını ve göğsünü örten giysiyi yırttı ve ""Bu güzelliği nasıl ölüme mahkum edebilirsiniz! "dedi







Knidos Aslanı











Geçmişten yana taki ilk uygarlıklardan bu yana aslan simgesi her zaman gücü simgelemektedir Öyleki içinde bulunduğumuz yüzyılda bile çok zengin ailelerinin kapılarının önünde aslan heykelleri bulunmaktadır Knidoslular içinde tıpkı bugün olduğu gibi aslan heykeli gücü simgelemekteymiş Knidos önlerinde yapılan bir savaşını kazanan ve Knidos kentini işgalden kurtarmış olan komutan Conon için yaptırılmış olan bu aslan, Conon ve ordusunun gücünü simgelemekteymiş Ama şehrin su kaynaklarının kuruması ve terk edilmesinden sonra aslan heykelide unutulmuş

Ancak şu anda Knidos Aspanı İngiltere'de 1855 yılında İngiliz subay-arkeolog Sir Charles Newton üç günlük uğraşla Knidos aslanını bir gemiye yükleyip götürmüş Şu anda İngiltere müzesinde sergilenmektedir







Knidos Ünlüleri










Knidoslular mimarlık, sanat ve bilimde ileri bir uygarlıktır Dönemin büyük bilim, sanat ve mimarcıları ;

Doktor Euryphon: Knidos'ta öğrencileriyle ikinci büyük Dünya Tıp okulunu kurmuştur

Eudoksus: Tarihin büyük astronomi ve matematik bilimcisi , dönemin büyük buluşları arasına giren güneş saati bulmuştur

Sostratos:: Dünyanın yedi harikasından biri sayılan İskenderiye Feneri'nin mimarıdır








Alıntı Yaparak Cevapla