08-04-2012
|
#2
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Dünya Miras Listesinde Bir Camii | Selimiye Camii Ve Külliyesi (Edirne)
Camiye İlişkin Teknik Bilgiler - Kurucusu : Sultan İkinci Selim
- Mimarı : Koca Sinan
- Yapılış Tarihi : 1568 - 1574
- Kapladığı Yer : Külliye ile birlikte 22
202 m2
- Caminin İçi : 1620 m2
- Caminin Haremi : 2475 2
- Kubbenin Çapı : 31
30 m
- Yerden Kubbenin Kilit Taşına olan yüksekliği : 43
28 m
- Minarelerin Yüksekliği : 70
89 m ya da 72 50 m
Selimiye Camisi Hakkında Ayrıntılar
"Taş Dehaya Ulaştı Deha Taş Kesildi!"
Selimiye, varlığı ile, Türk Tarihindeki Edirne'ye güç katarak Ona simgesel bir nitelik kazandırmıştır Yalnız zamanımızın araştırmacıları değil, eski yazarlar da Selimiye'nin bir başyapıt olduğu konusunda birleşirler
Ernst Diez bu cami için şunları söyler: "Selimiye; mekan büyüklük, yükseklik, topluluk ve ışık etkisi bakımından yeryüzündeki bütün yapılardan üstündür "
Bu cami Osmanlı İmparatorluğu'nun Avrupa'daki gücünün hala devam ettiği 16 yüzyıldaki politik egemenliğini de vurgulayan "son sultan yapısıdır"
Bir başka anlatımla Selimiye, Osmanlı Mimari Söyleminin ideal bir ifadesidir Günün her saatinde kullanılan bu "Kent Tacı" politik gücün dini yapıda somutlaşan gösterisi anlamında, simgesel bir amacı da yerine getirir
Selimiye'nin Yapı Malzemeleri
Edirne piyasasından sağlanmıştır İnşaata ilişkin belgelerde, Enez'den bazı direklerin, Fere'den bir renkli Taşocağı ürünlerinin ayrıca, Marmara Adası'ndan ve Kavala'dan mermer getirildiği yazmaktadır Evliya Çelebi, beyaz mermerden yapılan avlu için Atina'dan ve Temaşalık denen bir yerden gelen altı sütundan sözeder Yine Evliya Çelebi Kıbrıs'tan ve Hüdavendigar Sancağı'nın Aydıncık Kasabasından Getirilen diğer sütunların birer Mısır Hazinesi kadar harcama yapmayı gerektirdiğini belirtir Bazı Kaynaklarda Selimiye Caminin yapım masrafının Kıbrıs'ın Fethinden elde edilen gelirle karşılandığı da söylenmektedir
Ne Zaman ve Neden Edirne'de?
Selimiye'yi yaptırtan Kanuni'nin oğlu İkinci Selim, 22 Haziran 1567'de İstanbul'dan Edirne'ye gelmiş ve Avusturyalılar'la yapılan barış anlaşmasına kadar burada kalmıştır Caminin yapım kararının o günlerde verildiğini söyleyenler vardır Bir başka anlatıma göre ise Türkler tarafından "Seddi İslam" larak algılanan Edirne'nin seçilmesinde padişahın gördüğü bir rüya rol oynamıştır Buna göre Hz Muhammet, bu rüyada Padişaha Edirne'yi ve şimdiki yeri işaret etmiştir
Diğer yandan, İkinci Selim'in kentle ilgisinin gençlik yıllarında başladığı,Kanuni'nin İran Seferine çıkarken onu tahtının korunması için Edirne'de bıraktığını ve Padişahın Edirne'ye özel bir sevgiyle bağlı olduğunu hatırlatarak; Edirne Tercihinin bu durumdan etkilendiğini ileri sürenler vardır
Bunun nedenini o dönemde İstanbul'da uygun bir arsa bulunmayışıyla açıklayan değerlendirmelere de rastlanılmaktadır
Selimiye inşaatı 1568'de başlatılmış, 27 Kasım 1574 günü açılması kararlaştırılmış, 1575 Yılında ibadete açılmıştır
Yapıldığı Zemin
Selimiye'nin yapıldığı alanda, Sultan I Murat'ın emriyle başlatılan ancak Sultan Yıldırım Beyazit'in geliştirdiği Eski Saray (Saray-ı Atik) olarak anılan Edirne'nin ilk Sarayı ve Baltacı Muhafızları Kışlası bulunmaktaydı Evliya Çelebi bu alana Kavak Meydanı demiştir
Tümüyle 2475 m2, iç bölüm olarak 1475 m2 (Bazılarına göre 1620 m2) bir alanı kaplayan Selimiye'nin bumeydanda yapılışını da yine Sultan II Selim'in rüyasına bağlayanlar olmakla birlikte; "Mimar Sinan'ın yer seçiminde gelişigüzel davranmayıp bilinçli bir hesaplama içinde bulunduğu" görüşünü benimseyenleraz değildir Sinan bu seçimde Selimiye'nin merkezi bir yapı olma özelliğini dikkate alırken ustalığını ve hayal gücünü de kullanmıştır
Selimiye Avlusu

Avlu yaklaşık birbirine eş iki Dikdörtgen alandan oluşur Avluya giren kapıların en görkemlisi batı yönüne açılır Buradaki kapıdan girildiğinde beyaz mermerden çatısız ve çanak şeklinde bir şadırvanlakarşılaşılır Bu onaltıgen şadırvan Osmanlı Mimarisi Klasik Döneminin en güzel tasarımlarından biridir
Şadırvanla avluda 18 kubbe 16 sütun bulunur Selimiye'nin dış avlusu Camiyi üç taraftan çevirir
Selimiye Camisi'nin taş duvarlarla çevrili geniş dış avlusunda Dar-ül Sübyan, Dar-ül Kur-a ve Dar-ül Hadis Yapıları bulunmaktadır
Bahçe kapılarının sayısı Sekizdir Bunlardan Mimar Sinan Caddesi'ne doğru açılana, önceleri, Alay Kapısı; Kıble tarafındaki küçük kapıya; Dilenci Kapısı, doğuya dönük ortadakine de; Darphane Kapısı denmekteymiş 
Caminin batıdaki büyük kapısıyla birlikte dört kapısı vardır
Selimiye bahçesinde üç Anıt Ağaç (Londra ve Doğu Çınarı) bulunmaktadır
Selimiye'nin Kubbesi

Sanayi Öncesi Mimarinin Doruk Noktası
"Aslında büyük mekan yapıları için Kubbeler, giderek, hem bir baş öğe olmuşlar; hem de göğün, tanrının,politik gücün ve kent fizyonomilerinin simgesi haline gelmişlerdir "
Selimiye'nin kubbesi bu anlamda ve Sanayi öncesi mimaride tek kubbeli Mekân yapılarının gelişmesini en son noktasına ulaştıran bir "doruk nokta" olarak kabul edilir
Yüksekliği 43 28 m çapı 31 22 m olup ağırlığı 2000 tondur ve sekiz sütun (filayağı) üzerine oturtulmuştur Selimiye'nin kubbesi Osmanlı Mimarisi'nin olduğu kadar, kubbeli yapı geleneğinin en büyük aşamasıdır
Kubbedeki kalem işi süslemeler 1978-1985 yılları arasında restore edilmişlerdir
Kubbe Altında Müezzinler Mahfeli

Müezzinler Mahfeli, namaz kılınırken Müezzinlerin (yani ezan okuyanların) İmamın tekbirlerini, arka saflara duyurmak için, tekrarladıkları yerdir Bazıları zeminden bir kaç karış kadar yüksek bir sofa halinde; bazıları da 2-3 m kadar yüksekçe olup kagir olanların mermer ayaklar üzerine, ahşap olanları ise direkler üzerine oturtulmuştur
Selimiye'deki müezzinler mahfeli, iç mekâna girildiğinde büyük kapı karşısında ve kubbenin tam altında bulunmaktadır
Bazı yorumcular bu konumu nedeniyle Mahfeli Mimar Sinan'ın tarzı olarak kabul etmezler Çünkü mahfel, bu haliyle, namaz kılanların mihrabı görmelerine engel teşkil etmektedir
Selimiye Müezzinler Mahfeli'nin yüksekliği 18m Boyutları ise 6x6 olup; 11 mermer ayak üzerine kondurulmuş bir ahşap yapıdır
Dört tarafı orijinal ceviz korkuluklarla çevrilmiştir
1950 yılındaki yenileme sırasında iskelenin çökmesi korkuluklarda Büyük hasar meydana getirmişse de kırılan parçalar daha sonra yenilenmiştir
Orjinal ceviz parmaklıklardaki elma ağacından kakma fletolar ve açık Yeşil, açık kırmızı, koyu yeşil gri boyalar; 1984 yılında yapılan son Restorasyonda ortaya çıkmıştır
|
|
|