08-04-2012
|
#5
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Hasankeyf | (Gercüş - Batman)
C) Akkoyunlu Eserleri
Zeynel Bey Türbesi Daha önce ifade edildiği gibi, Akkoyunlular 1462-1482 yıllarında Hasankeyf’e tam hakim olmuşlardır Bu dönem içinde Hasankeyf'te bıraktıkları tek eser Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan'ın oğlu Zeynel Bey Türbesi'dir Dicle’nin kuzey yakasında yer alan bu eserin giriş kapısı üzerindeki kitabede, buranın Zeynel Bey'e ait olduğu ifade ediliyor

Eser dıştan silindirik, içten ise sekizgen bir özellik arz eder Türbenin silindirik gövdesi üzerinde turkuvaz ve lacivert, sırlı tuğla ile dört kuşak oluşturulmuştur Birinci kuşakta '' Allah'' ,ikinci ve üçüncü kuşaklarda baş kısmında “Ahmet'' devamında ise ''Muhammed'' dipteki son kuşakta ise “ALİ'' isimleri hayranlık verici bir şekilde yazılmıştır
Hem kapı hem de güneydeki pencere aynı renkteki sırlı tuğlalar kullanılarak süslenmiştir Yapının birçok yerinde, bu sırlı tuğlaların söküldüğü, kasıtlı bir tahribatın yapıldığı göze çarpıyor
  
Hasankeyf Kalesi
Kalenin iskan yeri olarak kullanılması, milattan önceki binlerce yıla dayandığı söylenebilir Bu konuda kesin bir tarih tespit edecek hiçbir bilgi ve bulguya sahip değiliz Kale haline dönüştürülmesi M S 363 yılında olmuştur Bu tarihte Bizanslılar; Sasanilere karşı Hasankeyf’e bir kale yapmış ve sınırlarını koruma altına almıştır

Kale bütünü ile tabii kayalardan oluşmuştur Biri doğuda biri batıda olmak üzere iki merdivenli yol ile buraya ulaşılmaktadır Doğudaki yol hayli geniş, moloz taşlarla döşenmiş ve aralıklarla yapılan kapılarla tutulmuştur Bu kapılardan biraz önce söz etmiştik Hatta Artuklular döneminde bu yolun üzerinde yedi tane kapının yer aldığı tarihler de geçmektedir

Kalenin kuzeyinde kayalara oyulmuş, tamamen gizli ama şimdi tabii yıkılmalar sonucu kısmen ortaya çıkmış iki merdivenli yol bulunmaktadır Normal yollarla kaleye su çıkarılamadığı dönemlerde kale sakinleri bu merdivenli yollarla Dicle'den su ihtiyaçlarını karşılamışlardır

  
Küçük Kale
Halk arasında küçük kale olarak bilinen ve kalenin doğusunda yer alan kaya kütleri bir zamanlar darphane olarak kullanılıyordu Artukulular ve Eyyubiler döneminde burada paralar basılmıştır Bu paraların örnekleri özellikle Mardin müzesinde mevcuttur Moğol harabiyetinden sonra Eyyubiler bir müddet burayı mesken olarak da kullanmışlardır Buraya kale kapısı karşısındaki bir merdivenle çıkılıyordu Merdiveni taşıyan kaya kütlesinin kısmen çökmesi ile bugün merdivenle darphaneye çıkmak mümkün değildir Darphanenin güneyi, sekiz metre genişliğinde, 10-12 metre derinliğinde oyulduğu için darphaneye çıkmak mümkün olmamaktadır
  
Şehir
Kale dışında da geniş bir alanın iskan yeri olarak kullanıldığı bu günkü kalıntılardan anlaşılmaktadır Kaleyi doğudan baştan başa çevreleyen büyük yarık (Şa'bülkebir) Hasankeyf’ in en yoğun iskan yerlerinden olduğu hem tarihi kayıtlardan; hem de bol sayıdaki mağaralardan anlaşılıyor
Kale Başındaki Eski Şehir Hasankeyf

Küçük sarayın doğudaki penceresinden bakıldığında güneydoğu istikametine uzanan küçük yankın (Şa'büssağir) iki taraflı meskenlerle doludur Yukarı doğru gittikçe yarık daralmakta bir noktada mağara evler sona ermektedir

Şehrin güneyinde yer a1an kaya kütlesinin şehre bakan cephesi de ev olarak kullanılan yüzlerce mağara ile doludur Bu mağaralar silsilesi Salihiye üzerindeki şelale mevkiinden güneye doğru kıvrılarak uzanmaktadır Burada da yüzlerce mağara ve terkedilmiş onlarca su değirmeni kalıntıları vardır

Salihiye Bahçelerinin en doğusundaki kaya kütlesi zirvesinde iki kattan oluşan bir kaç odadan ibaret kral kızı sarayı vardır Burasının zamanında seyir amacı ile kullanıldığı anlatılmaktadır Salihiye bahçelerinin doğusunda yüzlerce mağara yapıları mevcuttur Bunların arasında sosyal amaçlı kullanılan (han gibi) mağaralara da rastlanıyor
Dicle'nin karşı kıyısında, Kure köyünün bitişiğindeki bölgede iki üç katlı oldukları tespit edilen yapılar mevcuttur 

Kent harabeleri kapısından mezarlık ve bir anıt mezar görüntüsü

  
Hasankeyf'teki 4000 mağaradan bir kaçı

|
|
|