Prof. Dr. Sinsi
|
Peygamberler Şehri | Şanlıurfa

Şanlıurfa Mutfağı

Mutfak kültürü, geçmişten gelen en zengin kültürel miraslarımızdan biridir Urfa Mutfağını, müstesna konumuna getiren, sahip olduğu tarihsel ve kültürel birikimidir Urfa mutfağında Müslüman, Yahudi, Hıristiyan, Türk, Arap, Süryani, Ermeni, Yezidi, vb her milletten ve her kültürden izler bulabilirsiniz
Urfalı’lar asırlardan bu yana damak zevkinin en güzel örneklerini veren zengin çeşitte yemeklerle beslenmesini bilmişlerdir Yöre yemeklerinin lezzetleri yanında besin değerleri de çok yüksektir
Yemek yapma becerisinin yanında yaptıkları yemekleri misafirleriyle paylaşmak geleneği bütün Anadolu insanına mahsus bir özelliktir Ancak Urfalıların misafir sevme özelliğinin, hiç bir öğün misafirsiz yemeğe oturmayan Hz İbrahim (A S )’dan geldiği söylenmektedir

“Halil İbrahim Sofrası” herkesçe bilinen bir deyimdir Urfalılar bugün de misafir ağırlamak ve onlara çeşitli yemekler ikram etmekten büyük zevk duymaktadırlar
Yemek kültürü oldukça zengin olan Şanl ı urfa’da Ayran Şorbası, Hamurlu, Pıt Pıt, Sarı Şorba, Çağala Aşı, Pakla Aşı, Hıttı Bastırması, Soğan Tavası, Su Kabağı, Bütün Balcan, Sarımsak Aşı, Kaburga, İsot Çömleği, Bamya Çömleği, Acır Annaziği, Tatlı Bamya, Erik Tavası, Lolaz Dürmüğü, Saca Basma, Döğmeç, Ekmek Aşı, Kenger Aşı, Semsek, Has (Marul) Dolması, Mimbar, Acır Bastırması, Soğan Tavası, Ağzı Açık, Ağzı Yumuk, Pendirli Ekmek, Elma Aşı, Masluka, Lebeni, Boranı, Kuzu Pilav, Meyhane Pilavı, Pilavı, Baklalı Bulgur Köftesi, Aya Köftesi, Köfteli Erik, Tiritli İçi, Duvaklı Pilav, Üzlemeli Firikli Pilav, Ciğerli Bulgur Pilavı, Mığrıbi Pilav, Basma Lıklıkı Köfte, Dolmalı Köfte, Köfte, Yuvalak, Kıyma, Yumurtalı Köfte, Mercimekli Köfte, Frenkli Köfte, Yağlı Köfte, Etli Kebabı, Kemeli Kebap, Tike Kebabı, Kazan Kebabı, Tepsi Kebabı, Kemeli Tas Kebabı, Balcanlı Kebap, Soğanlı Kebap, Müftehi Tas Kebabı, Frenkli (Domatesli) Kebap, Kemeli Cacık, Bostana, Zeytin Bostanası, Koruk Salatası, Pencer Cacığı, Peynirli Kadayıf, Katmer, Daş Ekmeği, Aşır Aşı, Palıza, Haside, Küncülü Akıt, Kuymak, Zingil, Zerde, Kadı Beyni, Peynirli Helva, Un Bulamacı, Palıza geleneksel yöresel yemekler arasında sayılabilir Urfalılara iki şeyi zor beğendirisiniz biri müzik diğeri yemek ve tatlılardır

Urfa mutfağında, köfte ve kebap çeşitleri en çok bilinen yemeklerdir Baharat, un ve pirinç ikinci planda; sebze üçüncü planda kullanılır
Urfa Mutfağında genelde sabah, öğle ve akşam yemeği olmak üzere üç öğün yemek yenilir Sürekli olmamakla birlikte yatsı namazından sonra 4 öğün olarak sayabileceğimiz “Çiğköfte”, “Kıyma”, “Şıre”, “Palıza” ve meyve yenmesi, Urfa Mutfağına özgü bir özelliktir Sabah kahvaltıları evlerde yapılır Urfa’da, genelde akşam yemeği ana öğün yemeği olarak kabul edilir Ana öğünde günlük yemek yapılır
Genellikle yaz mevsiminde patlıcanlı ve domatesli kebap, patlıcan, domates ve biber üçlüsünden oluşan fırın ağırlıklı yemekler, kış mevsiminde et yemekleri, çorbalar ve pilav çeşitleri yapılır Sonbahar ve kış aylarında çiğköfte, ilkbaharda mercimekli ve yumurtalı köfte, yaz aylarında ise yumurtalı köfte daha çok yapılır
Urfa Mutfağında, hangi mevsimde olursa olsun misafir çağırıldığında, mutlaka etli bir yemek yapılır “Bostana” veya “Cacık”, fazladan olarak “Dolmalı Köfte” veya “İçli Köfte”, sonrasında ise tatlı çeşidi olarak “Katmer”, “Şıllık” veya “Kadayıf” ikram edilir İlk başta çorba; yemeğin sonunda ise meyve ikramı yapılır Sıra gecesinde misafirlere yapılan değişmez ikram ise çiğköftedir
Çiğ Köfte

Dövülmüş, macun haline getirilmiş yağsız et, kaynatılmış, kurutulmuş buğdaydan çekilerek elde edilen bulgur ve kurutulup dövülerek az miktarda yağ karışımı ile yapılan kuru İsottan (kırmızı biber) meydana getirilen; ayrıca içinde protein, karbonhidrat, mineral maddeler ve vitaminlerce zengin bir düzine kadar gıda maddesi (domates, salça, soğan, sarımsak, karabiber, tarçın, tuz, ve maydanoz) kullanılarak elle yoğrulan, yenilirken genellikle beraberinde ayran içilen otantik bir Şanlıurfa yemeğidir Genellikle doyumluk değ il, tadımlık yapılır Daha çok ikram yemeğidir
Geçmişi Hz İ brahim (A S ) peygamber devrine kadar götürülür Efsaneye göre, Nemrut, şehirdeki yakacakları toplayıp ateş yakmayı yasaklayınca halk ne yapacağını düşünür Bir avcının vurduğu ceylan etinden, hanımı bugünkü çiğköftenin az karışımlı; et, bulgur ve isottan oluşan ilkel şeklini hazırlar Kocası beğenir Bir zaruretten doğan yemeğe 4000 yıl kadar önce böylece başlanır ve geliştirilerek bugünlere gelinir Halen Şanl ı urfa dışındaki bazı illerimizde, hatta Avrupa ve Amerika’da da tanınmış olmakla beraber Şanlıurfa’da yapılana emsal bulmak zordur Burada malzemesine ve yoğrulmasına çok özen gösterilir Urfalı bir kadının kıvrak zekâsı ile bulduğu çiğköfte bugün adeta Urfa ile özdeşleşmiştir
İsot
(Şanlıurfa’ya Özgü Pul Piper)

Yeşil ve kırmızıbiberin genel adıdır Kuru İsot, kırmızıbiberin kurutulup dövüldükten sonra içersine azar azar zeytinyağı katılarak küçük pullar halinde elde edilen bir mamulüdür Başta çiğköfte olmak üzere yöresel yemeklerin çoğunda kullanılır Vitaminlerce zengin, iştah açıcı bir biber mahsulüdür “ŞPB” rumuzu ile patenti alı nmış bulunan ” Şanlı urfa Pul Biberi ” Yurt içinde kullanı lmakta, Avrupa ve Amerika’ya ihraç edilmektedir Biber de bulunan Capcaisin maddesi tıbbın birçok alanında analjezik olarak kullanıldığından Urfa biberi sağlıklı beslenme açısından da önem arz etmektedir
Urfa Yağı (Sade Yağ)

Şanlıurfa’da doğal şartlarda beslenen koyunların sütlerinden elde edilen tereyağının damıtılması sonucunda meydana gelen sade Urfa yağı, Türkiye çapında bir şöhrete sahiptir
En güzel baklavalar ve diğ er tatlıların, yemeklerin yapımı için bu yağlar tercih edilir Nefis bir koku, rengi ve lezzeti vardır
Bugün sade Urfa yağı , Ceylanpınar Tarım işletmesinde modern şartlarda üretilmekte ve yurdun her tarafına talep halinde gönderilmektedir Ayrıca özel teşebbüsün ürettikleri de piyasalar da pazarlanmaktadır
Şıllık Tatlısı

Günümüzde bazı evlerde nadiren yapılmaktadır
Malzeme: 2 su bardağı un, 300 gr ceviz içi, 600 gr şeker, 3 yemek kaşığı sadeyağ
Yapılışı: Derin bir tencerede 2 su bardağı un, 4 bardak su ile hamur kıvamına gelinceye kadar elle çırpılır Sacın altı yakılır, hamurların yapışmaması için yüzeyi yağlanır Hazırlanan ekmekler sayılarak iki kısma ayrılır Bir tepsiye ilk yarısı üst üste serilir ve ceviz dökülür Sonra ikinci yarısı da üst üste serilir ve bıçakla baklava dilimi halinde kesilir
Hazırlanan şurup sıcak olarak hamura dökülür ve üzeri örtülerek 10 dakika beklenir Sıcak olarak tepsiyle servis yapılır
Mırra
(Yöresel Acı Kahve)

Mırra, Arapça ” Murr ” yani acı kelimesinden gelmektedir
Malzemeler: Yeterli miktarda çekirdek kahve, kahve tavası , kahve kaşığı, kahve dibeği, kahve tokmağı, 2 kahve gümgümü, kahve fincanı, kahve ibriği
Yapılışı: Kahve günlük kullanı ma yetecek kadar kavrulur, dibekte dövülür Gümgümde bir miktar kaynatılır dinlendirilir ve süzülerek diğer gümgüme alınır; tekrar kaynatılır ve süzülür Dinlendirilen sıvıya yeniden kahve atılarak tekrar kaynatılır Bu kaynatma işlemi birkaç kez devam eder ve kontrol edilerek içilecek kıvama geldiği anlaşılınca kahve ibriğine alınır ve ikram edilir Önce kahve sahibi içer ve tadına bakar
İyi bir kahve fincanda iz bırakır ve fincanı tutar Her misafire iki kez ikram edilir Her defasında fincana az miktarda kahve konulur Burada amaç, kahvenin mideye ulaşması değil, ağızda kahve tadı bırakmaktır
Acı kahvenin kendine özgü kuralları vardır şöyle ki; kahveyi içen, fincanı yere koymamalı ve mutlaka dağıtana geri vermelidir Kahveyi içenin, fincanı yere veya masaya koyması, kahveyi verene büyük hakaret sayılır Eskiden bunun cezası, kahveyi dağıtan bekarsa evlendirilmesi ya da fincanın altınla doldurulup ona verilmesi imiş Bu kuralı bilmeyen misafirler, kahve fincanını yere koyarsa, bu kural hatırlatılır ve de hoş görülür

|